İran’dan Halep savaşı açıklaması: Direnişin nefes almasını engellemek için B planı komplosu

Devrim Muhafızları Ordusu, Tahran'ın Esed ve Suriye ordusuna desteğinin devam ettiğini yineledi

İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani, İsrail'in Şam'daki İran konsolosluğuna düzenlediği hava saldırısında hayatını kaybeden Muhammed Hadi Hac Rahimi'nin erbain merasiminde DMO Kudüs Gücü Koordinatör Yardımcısı İrec Mescidi'yi dinliyor. (IRNA)
İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani, İsrail'in Şam'daki İran konsolosluğuna düzenlediği hava saldırısında hayatını kaybeden Muhammed Hadi Hac Rahimi'nin erbain merasiminde DMO Kudüs Gücü Koordinatör Yardımcısı İrec Mescidi'yi dinliyor. (IRNA)
TT

İran’dan Halep savaşı açıklaması: Direnişin nefes almasını engellemek için B planı komplosu

İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani, İsrail'in Şam'daki İran konsolosluğuna düzenlediği hava saldırısında hayatını kaybeden Muhammed Hadi Hac Rahimi'nin erbain merasiminde DMO Kudüs Gücü Koordinatör Yardımcısı İrec Mescidi'yi dinliyor. (IRNA)
İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani, İsrail'in Şam'daki İran konsolosluğuna düzenlediği hava saldırısında hayatını kaybeden Muhammed Hadi Hac Rahimi'nin erbain merasiminde DMO Kudüs Gücü Koordinatör Yardımcısı İrec Mescidi'yi dinliyor. (IRNA)

İran medyasında Suriye'nin Halep kentindeki olaylarla ilgili olarak şok, şaşkınlık ve komplo ifadeleri öne çıkarken, askeri yetkililer ‘direniş eksenini desteklemeye devam edeceklerini’ vurgulamalarına rağmen doğrudan müdahaleden söz etmekten kaçındılar.

Şarku’l Avsat’ın İran devlet televizyonundan aktardığına göre Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Komutanı Hüseyin Selami, Gazze ve Lübnan savaşlarında ‘kaybedenler’ olarak tanımladığı kişilerin Suriye'deki saldırıların arkasında olduğunu söyledi.

DMO Kudüs Gücü Koordinatör Yardımcısı İrec Mescidi ise Halep'teki olayları ‘kaos yaratma girişimi’ olarak niteledi.

xcdvf
Halep şehir merkezinde havaya ateş açan Suriyeli bir muhalif (AP)

DMO'nun doğrudan eylemlerine atıfta bulunmayan Mescidi, ‘direnişin kendi füzelerini ve insansız hava araçlarını (İHA) ürettiğini ve düşman güçleri yenilgiye uğratma kapasitesine sahip olduğunu’ belirtti.

Mescidi, “İran'ın resmi pozisyonu direnişi korkmadan ve tereddüt etmeden kapsamlı bir şekilde desteklemeye devam etmektir” dedi.

‘Müzakereler ve aniden Halep savaşı’

İran Dini Lideri Ali Hamaney'e yakın Kayhan gazetesi birinci sayfasında ‘Müzakereler ve aniden Halep savaşı’ başlıklı analitik bir başyazı yayınladı.

Yazıda, “İran'la müzakere etmeye ve uzlaşmaya hazırlanan Batı, direniş eksenini boğmak ve nefes almasını engellemek için B planını hazırlıyor” denildi.

Yazının devamında şu ifadeler yer aldı: “Bu savaşın amacı Lübnan ve Filistin'deki direniş ekseni ile dış dünya arasındaki önemli iletişim köprüsünü kesmektir. Tüm bunlar nasıl birdenbire oldu? Lübnan'daki ateşkesten sadece bir buçuk saat sonra direniş köprüsünün bulunduğu Suriye'nin kuzeyinde bir savaş… Bu bir tesadüf mü?”

Ancak gazete, ‘istihbarat kaynaklarının’ aylar önce ‘militanların Halep ya da İdlib'de büyük saldırı operasyonları düzenlemeyi planladıkları ve Suriye'nin kuzeyinde beş yıldır süren ateşkesin sona ermekte olduğu’ yönündeki haberlerini de hatırlattı.

Gazete, Suriyeli muhalif grupların Halep'te geniş alanları işgal etme hızını, ‘bölgede konuşlu Suriye ordusunun, silahlı grupların bulunduğu bölgelerde Türk devriyelerinin varlığı da dahil olmak üzere çeşitli nedenlerle hazırlıklı olmamasıyla’ açıkladı. Yazıda, “Suriye ordusunun şaşırdığı açık” ifadesi yer aldı.

sdw
Suriye'nin kuzeyinde bulunan Halep kentinin merkezindeki muhalifler (AFP)

Gazete, Halep savaşlarının sona ermesinden iki yıl sonra, 2018'de Tahran'da, direniş ekseni ve Rus güçlerinin yardımıyla Suriye ordusunun kontrolünde imzalanan Astana Anlaşması’na atıfta bulundu.

Yazı şu ifadelerle noktalandı: “Suriye ordusu İdlib'deki muhalif gruplara karşı büyük bir operasyon planlıyordu, ancak İdlib'in bombalanmasının durdurulması karşılığında Türkiye İdlib'deki muhalifleri durdurma sözü verdi. Bunun karşılığında Suriye ordusu operasyonlarını durduracaktı (...) Şimdi bu sözün üzerinden altı yıl geçti ve tam tersi gerçekleşti.”

Tahran Esed'i destekleyecek

İran devlet medyası dün (cumartesi), İran ve Rusya dışişleri bakanlarının Suriye'ye desteklerini ifade ettiklerini bildirdi.

Reuters haber ajansının bildirdiğine göre İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov'la yaptığı telefon görüşmesinde muhaliflerin saldırılarının İsrail ve ABD'nin bölgeyi istikrarsızlaştırma planının bir parçası olduğunu söyledi.

Devlet televizyonu İran Dışişleri Bakanlığı'nın Halep'teki İran konsolosluğuna silahlı gruplar tarafından düzenlenen saldırıyı şiddetle kınadığını ve tüm konsolosluk çalışanlarının güvenliğine vurgu yaptığını duyurdu.

İran'ın Beyrut Büyükelçisi Mücteba Amani, ‘İran, Rusya ve direniş ekseninin Suriye'de geçmiş yıllarda yaşanan olayların tekrarlanmasına izin vermeyeceğini’ ifade etti.

Yaptığı basın açıklamasında, “Suriye hükümeti eskisinden daha güçlüdür ve Tahran onu destekleyecektir” diyen Amani, Suriye'deki silahlı muhalif grupların ‘herhangi bir zafer elde edemeyeceğini’ kaydetti.

Daha önce de İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi Suriyeli mevkidaşı Bassam Sabbağ'a ‘Suriye'deki silahlı grupların yeniden aktif hale gelmesinin İsrail'in Lübnan ve Gazze Şeridi'ndeki yenilgilerinin ardından gelen ABD planının bir parçası olduğunu’ söylemişti.

Arakçi, İran'ın ‘terörizmle mücadele ve bölgesel güvenlik ve istikrarın korunması’ konusunda Suriye rejimi ve ordusuna verdiği desteğin devam edeceğini vurguladı.

Diğer yandan İran'ın Suriye'deki danışmanlarından Sardar Purhaşimi Tahran'da çok sayıda DMO yetkilisinin katılımıyla toprağa verildi.

Tesnim haber ajansı ‘el-Hac Haşim’ lakaplı Purhaşimi'nin Halep'te Suriyeli silahlı gruplara mensup militanlar tarafından düzenlenen bir saldırıda öldürüldüğünü duyurdu.

Kayhan gazetesi de dün ‘Halep'te çok sayıda İranlı askerin Suriyeli silahlı gruplar tarafından öldürüldüğünü’ bildirdi.



Hamas'ın askeri operasyonları Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi nasıl etkiliyor?

 Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
TT

Hamas'ın askeri operasyonları Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi nasıl etkiliyor?

 Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)

Hamas'ın Gazze Şeridi'nde İsrail askerlerine karşı yürüttüğü nitelikli askeri operasyonlar, ateşkes müzakereleri ve Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına varma şansı üzerindeki etkilerinin boyutu hakkında soru işaretleri yaratıyor.

Gözlemciler, direniş operasyonlarının ‘İsrail hükümeti üzerinde ateşkes anlaşmasını kabul etmesi için bir baskı kartı’ oluşturduğuna inanıyor ve ‘askeri operasyonların devam etmesinin, özellikle artan sokak baskısıyla birlikte İsrail tarafını ateşkesi kabul etmeye itebileceğini’ belirtiyor.

Mısır, Katar ve ABD öncülüğünde Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşması imzalanması için yürütülen arabuluculuk çalışmaları aksamaya devam ediyor. Gazze şehrinin doğu bölgelerindeki Refah ve Han Yunus'un yanı sıra Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun ve Beyt Lahiya'da son zamanlarda sık sık düzenlenen direniş operasyonlarında çok sayıda İsrail askeri öldürüldü ve yaralandı.

Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv - Reuters)Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv - Reuters)

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, bu hafta Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde İsrail askerlerinin, tanklarının ve buldozerlerinin hedef alındığını ve İsraillilerin kayıplar verdiğini duyurdu.

Hamas'ın askeri operasyonları, İsrail hükümetinin 19 Mart'ta ateşkes anlaşmasını bozmasından bu yana İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının devam ettiği bir ortamda gerçekleşti.

19 Ocak'ta Hamas ve İsrail uluslararası arabulucuların (Mısır, ABD ve Katar) çabalarıyla Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına vardı. Anlaşmanın ilk aşaması 42 gün sürecek ve bu süre zarfında ikinci ve üçüncü aşamaların uygulanması için görüşmeler yapılacaktı. Ancak İsrail tarafı ilk aşamanın sona ermesinin ardından Gazze Şeridi'nde askeri operasyonlarına yeniden başladı.

Uluslararası Filistin Halkının Haklarını Destekleme Komitesi Başkanı Salah Abdulati, Filistin direnişinin operasyonlarının ‘Filistinlilerin haklarını desteklemek ve saldırganlığı durdurmak için devam eden uluslararası baskı ile Gazze Şeridi'ndeki ateşkes sürecini hızlandırdığına’ inanıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan Abdulati, “Askeri operasyonların devam etmesi, Tel Aviv'de devam eden savaşın kayıpları nedeniyle İsrail sokağının baskısı ve protestoları yoluyla İsrail hükümeti üzerinde bir baskı kartı oluşturuyor. Savaşın İsrail hükümetine yüksek maliyeti, onu saldırganlığı uzatma politikalarını yeniden gözden geçirmeye itiyor” ifadelerini kullandı.

Abdulati'ye göre İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik devam eden saldırganlığı karşısında Hamas'ın elinde ‘İsrailli esirler, direniş, uluslararası ve Arap baskıları’ gibi İsrail tarafına yönelik baskı kartları var.

Hamas 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerinden yaklaşık 250 kişiyi esir aldı ve İsrail hükümeti 57 esirin bugün halen Gazze Şeridi'nde olduğunu söylüyor.

Yerlerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım alıyor. (AFP)Yerlerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım alıyor. (AFP)

Askeri operasyonlar İsrailli karar alıcılar üzerinde bir baskı unsuru oluştursa da uluslararası ilişkiler profesörü Dr. Tarık Fehmi bu operasyonları ateşkes çabalarını ilerletmek için yeterli görmüyor. Fehmi'ye göre bu operasyonlar, İsrail sokağının Netanyahu hükümetine ateşkes anlaşmasını hızlandırması için baskı yapması yoluyla ateşkes süreci için sadece bir katalizör olabilir.

Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan Fehmi, Hamas’ın askeri operasyonlarının ‘ateşkes sürecinde güvenilebilecek tek motor olmayacağına’ ve ‘İsrail tarafı üzerindeki etkilerinin sınırlı olduğuna’ inanıyor. Fehmi, İsrail ve Hamas'ın yakında, ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un Gazze Şeridi'nde ateşkes için değiştirilmiş önerisine yanıt vereceğini umuyor.

Witkoff kısa bir süre önce Gazze Şeridi'nde 60 günlük ateşkes, halen esir tutulan 57 kişiden 28'inin bin 200'den fazla Filistinli mahkûmla takas edilmesi ve Gazze Şeridi'ne insani yardım girişini öngören bir öneri sundu.

Gazze Şeridi'ndeki ateşkes, Hamas'ın kalan esirleri ancak İsrail'in savaşı sona erdirmeyi kabul etmesi halinde serbest bırakacağını söylemesi ve Netanyahu'nun Hamas silahsızlandırılmadan ve Gazze Şeridi'nden çıkarılmadan savaşı sona erdirmeyeceğini taahhüt etmesi nedeniyle zorluklarla karşı karşıya.

Fehmi, İsrail'in ‘önümüzdeki dönemde Güney Lübnan'daki gelişmelere ve Yemen'deki Husilerin defalarca bombalanmasının ardından Yemen cephesine odaklanacağını’ düşünüyor. Fehmi, bu gelişmelerin İsrail hükümetini Gazze Şeridi'ndeki durumu sakinleştirmeye itebileceğini ifade etti.