Suriyeli muhalif gruplar Hama şehrinin kapılarında: Büyük göç dalgası başladı

Hama kentine giden bir yolun kenarında ‘Hama’ya Hoşgeldiniz’ yazılı tabela (AFP)
Hama kentine giden bir yolun kenarında ‘Hama’ya Hoşgeldiniz’ yazılı tabela (AFP)
TT

Suriyeli muhalif gruplar Hama şehrinin kapılarında: Büyük göç dalgası başladı

Hama kentine giden bir yolun kenarında ‘Hama’ya Hoşgeldiniz’ yazılı tabela (AFP)
Hama kentine giden bir yolun kenarında ‘Hama’ya Hoşgeldiniz’ yazılı tabela (AFP)

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) dün (Salı) Heyetu Tahriru’ş-Şam (HTŞ) savaşçıları ve müttefik grupların Suriye'nin orta kesimlerindeki Hama kentinin ‘kapılarına dayandığını’ bildirirken, ordu da takviye birlikler gönderdiğini duyurdu.

HTŞ (El Kaide'den ayrılmadan önceki adıyla Nusra Cephesi) ve müttefik muhalif gruplar 27 Kasım'dan bu yana Suriye'nin kuzeybatısında ‘Saldırganlığın Caydırılması Operasyonu’ adı verilen sürpriz bir saldırı yürütüyor. Muhalifler, onlarca kasabayı ve Suriye'nin ikinci büyük kenti Halep'in büyük bölümünü ele geçirdiler ve güneye doğru ilerlemeye devam ediyorlar.

Şarku’l Avsat’ın SOHR’dan aktardığına göre, “Saldırganlığın Caydırılması Operasyonu’na katılan muhalif güçler, Hama şehrinin kapılarına dayandı. Şehrin çevresindeki çatışmaların yoğunlaşması nedeniyle büyük bir göç dalgasına tanık olundu. Ayrıca HTŞ ve onunla birlikte savaşan muhalif gruplar füze bombardımanı altında.”

Suriye resmi haber ajansı SANA'nın askeri bir kaynaktan aktardığına göre, ‘ön hatlardaki güçleri takviye etmek ve silahlı terör örgütlerinin herhangi bir saldırı girişimine karşı koymak üzere Hama kentine büyük askeri takviye birlikleri geldi. Rejime bağlı silahlı kuvvetler, kentin dış mahallelerinde bulunuyor ve silahlı terör örgütleri tarafından girilen bir dizi bölge ve kasabanın geri alınması için çalışmalar devam ediyor.’

Suriye'de geniş bir kaynak ağına sahip olan SOHR’a göre, Hama'nın batı ve kuzey kırsalındaki çeşitli bölgelerden ‘onlarca aile yerinden edildi’. Muhalif gruplar, rejim güçleriyle girdikleri şiddetli çatışmaların ardından Hama'nın kuzey kırsalındaki bazı ilçe ve kasabaların kontrolünü ele geçirmeyi başardı.



Mısır ve Filistin Yönetimi, Gazze Şeridi'nin tahliye edilmeden yeniden inşa edilmesi çağrısında bulundu

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Arşiv-DPA)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Arşiv-DPA)
TT

Mısır ve Filistin Yönetimi, Gazze Şeridi'nin tahliye edilmeden yeniden inşa edilmesi çağrısında bulundu

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Arşiv-DPA)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Arşiv-DPA)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve Filistin liderliği bugün ‘Gazze Şeridi'ni ele geçirme ve Filistinlileri vatanlarından sürme çağrılarını şiddetle reddettiklerini’ ifade etti.

ABD Başkanı Donald Trump'ın çağrılarına cevaben Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne tarafından devlet televizyonunda okunan açıklamada, “Filistin halkı topraklarından, haklarından ve kutsal mekânlarından vazgeçmeyecektir. Gazze Şeridi, 1967'den beri işgal altında olan Batı Şeria ve Doğu Kudüs ile birlikte Filistin devleti topraklarının gerçek bir parçasıdır” ifadeleri yer aldı.

Açıklamanın devamında, “Haklarımız müzakere edilemez ve hiç kimse Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) adına halkımızın geleceği hakkında karar verme hakkına sahip değildir” denildi.

Konuyla ilgili olarak Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati bugün Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa ile yaptığı görüşmede, ülkesinin Filistin hükümetine ve reform planlarına tam desteğini teyit ettiğini söyledi.

Mısır Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Abdulati'nin ‘Filistin Yönetimi'nin siyasi ve ekonomik olarak güçlendirilmesi ve Filistin topraklarının bir parçası olarak Gazze Şeridi'ndeki görevlerini üstlenmesinin’ önemini vurguladığı belirtildi.

Açıklamada, Gazze Şeridi'ndeki insani durumla ilgili olarak, erken kurtarma projeleri ve programları, enkaz kaldırma ve yardım girişinin ‘Filistinliler Gazze Şeridi'ni terk etmeden’ hızlandırılmış bir şekilde ilerletilmesinin önemi vurgulandı.

Açıklamaya göre Filistin Başbakanı, uluslararası kurumlarla iş birliği içinde erken toparlanma ve enkaz kaldırma programlarına ilişkin planların bütüncül bir vizyonunu sunarak ‘yeniden inşa aşamasının ve normal koşullara dönüşün önünü açtı’.