Sudan ordusu el-Faşir'de bir HDK komutanının öldürüldüğünü duyurdu

Kuzey Hartum'da şiddetli çatışmalar yeniden başladı

Topçu bombardımanı Zemzem Kampı’ndaki evleri yıktı. (sosyal medya)
Topçu bombardımanı Zemzem Kampı’ndaki evleri yıktı. (sosyal medya)
TT

Sudan ordusu el-Faşir'de bir HDK komutanının öldürüldüğünü duyurdu

Topçu bombardımanı Zemzem Kampı’ndaki evleri yıktı. (sosyal medya)
Topçu bombardımanı Zemzem Kampı’ndaki evleri yıktı. (sosyal medya)

Sudan ordusu dün (Cumartesi) yaptığı açıklamada, Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) komutanlarından Tuğgeneral Cuma İdris'in Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir'in güney eksenindeki güçlerinin hareketlerini hedef alan ağır topçu bombardımanı sırasında öldürüldüğünü duyurdu.

Sudan ordusunun el-Faşir'deki Altıncı Piyade Tümeni tarafından Facebook üzerinden yapılan açıklamada, hava kuvvetlerinin cuma günü gerçekleştirdiği hava saldırılarında 45 savaş aracının tüm askeri teçhizat ve mürettebatıyla birlikte imha edildiği belirtildi.

Açıklamaya göre, HDK milisleri el-Faşir'e saldırmak ve Altıncı Piyade Tümeni’ni ele geçirmek için diğer eyalet ve bölgelerden büyük güçleri harekete geçirdi.

Silahlı kuvvetlerin ayrıca, şehirdeki karakolları hedef alan üç insansız hava aracını (İHA) düşürdüğü ifade edildi.

sd
Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Zemzem Kampı’nı bombaladı. (sosyal medya)

Yerinden Edilmiş Kişiler ve Mülteci Kampları Genel Koordinasyonu (sivil bir kuruluş) tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “HDK son birkaç gün içinde Zemzem ve Ebu Şuk kamplarını ağır topçu ateşine tutarak çoğu kadın, çocuk ve her iki cinsiyetten yaşlılar olmak üzere ölüm ve yaralanmalara neden oldu.”

Koordinasyon Sözcüsü Âdem Rical, savaşan taraflara yerinden edilmiş kişilerin yaşadığı bölgeleri hedef almaktan kaçınmaları ve silahsız sivilleri siyasi ve askeri kazanımlar elde etmek için ‘canlı kalkan’ olarak kullanmamaları çağrısında bulundu.

Rical, HDK'yi Sudan ordusunun ayrım gözetmeyen topçu ateşini ve hava bombardımanını durdurmaya çağırdı. Rical, “Yerlerinden edilmiş kadın ve çocukların hayatlarını kurtarmak için savaş derhal ve acilen ateşkes yoluyla durdurulmalı ve düşmanlıklara derhal son verilmelidir” dedi.

Rical uluslararası toplumu, çatışan taraflara uluslararası yasalara uymaları ve sivillerin yaşadığı bölgelerde ağır toplar ve varil bombalarıyla ayrım gözetmeksizin yapılan bombardımana son vermeleri için daha fazla baskı yapmaya çağırdı. Rical, “Bu suç teşkil eden eylemlerin hiçbir haklı gerekçesi olamaz. Çünkü felaket artık ertelenemez. Geriye kalan masum hayatları kurtarmanın zamanı geldi” ifadelerini kullandı.

dfvg
Zemzem Kampı’nı hedef alan bir top mermisinin kalıntıları (sosyal medya)

Geçtiğimiz hafta boyunca, resmi hükümet raporlarına göre, el-Faşir ve Zemzem Kampı’na yapılan saldırılarda 57'den fazla sivil öldürüldü ve 376 kişi yaralandı.

El-Faşir, Darfur bölgesindeki son dayanak noktasını korumak için savaşan HDK ile Sudan ordusu ve müttefikleri arasındaki en hararetli cephelerden biri.

Güney, Doğu, Orta ve Batı Darfur olmak üzere Darfur bölgesindeki 5 eyaletten 4'ünü kontrol eden HDK, Sudan ordusunu püskürtmeyi başarırken el-Faşir kentini de kontrol etmek için şiddetli çatışmalara girdi.

Kuzey Hartum'da Sudan ordusu ile HDK arasında dün şafak vakti şehrin çeşitli eksenlerinde şiddetli çatışmalar yeniden başladı.

Bölge sakinleri Şarku’l Avsat'a şehri sarsan güçlü patlamalar duyduklarını söyledi.

Saha kaynaklarına göre çatışmalar, Sudan ordusunun ilerleyerek Kuzey Hartum’daki es-Samrab mahallelerinin çoğunu kontrol altına almasının ardından, el-Azbe mahallesinden kilometrelerce uzakta gerçekleşiyor.

Hartum eyaletindeki Güney Kuşak Acil Servisi, cuma günü Sudan ordusunun kamyonların bulunduğu bölgeye düzenlediği hava bombardımanında dört kişinin öldüğünü ve 30'dan fazla kişinin de yaralandığını duyurdu.

Sudan ordusunun Kuzey Hartum’da son aylarda gerçekleştirdiği askeri ilerlemelere rağmen, HDK halen başkent Hartum'un büyük bir bölümünü, ülkenin merkezindeki El Cezire eyaletini, Darfur bölgesindeki geniş alanları ve güneydeki Kordofan'ın büyük bir bölümünü kontrol ediyor.

Sudan ordusu ile HDK arasında 18 ay önce patlak veren savaş 188 binden fazla insanın ölümüne ve 10 milyondan fazla insanın evlerini terk etmesine neden oldu.



İsrail Şam'ı bombaladıktan sonra Ahmed Eş-Şara'yı mı hedef alıyor?

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)
TT

İsrail Şam'ı bombaladıktan sonra Ahmed Eş-Şara'yı mı hedef alıyor?

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)

İsrail, çarşamba günü Suriye'ye yönelik saldırılarını artırarak başkent Şam'ı hedef aldı. Newsweek, olayı, İsrail'in Süveyda'da artan mezhepsel şiddet ortamında operasyonlarını yoğunlaştırdığı bir dönemde, Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'nın yedi aylık görev süresi boyunca karşı karşıya kaldığı en ciddi kriz olarak nitelendirdi.

Suriye Devlet Başkanı ABD Başkanı Donald Trump'ın beğenisini kazanmış olabilir ama yakında İsrail'in hedef listesine girebilir.

İsrail'in operasyonları, devrik Cumhurbaşkanı Beşşar Esed rejiminin yıkılmasının hemen ardından İsrail ordusunun askeri hedeflere yönelik geniş çaplı bir saldırı kampanyası başlatarak daha güneydeki toprakları ele geçirmesinden sonra Suriye'deki en yoğun operasyonlar oldu.

Görsel kaldırıldı.İsrail hava saldırılarının hedef aldığı Şam'daki Savunma Bakanlığı binası (AFP)

"İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun söylemleri, Şara'nın gerilimi azaltma çağrılarına rağmen tırmanırken, yeni Suriye cumhurbaşkanı, Tel Aviv'in Şara’nın da karşı olduğu İran yanlısı "direniş ekseni" ile son 21 aydır süren çatışmasında İsrail'in birçok önemli düşmanının başına geldiği gibi, hedef haline gelebilir.  

İsrail'in eski büyükelçilerinden ve şu anda Yahudi Dürzi örgütünün CEO'su olan Rida Mansur Newsweek'e şunları söyledi: “İsrail son zamanlarda, eski Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, İranlı askeri komutanlar ya da Hamas lideri gibi belirli bir liderin, ulusal güvenliğine açık bir tehdit oluşturduğunu hissettiğinde harekete geçeceğini gösterdi.”

Mansur şöyle devam etti: "Bu bir gerçek. Son iki yıl içinde yaşandı. Bu, İsrail'in ilk tercihi olmayacaktır. İsrail Suriye'de kaosu tetikleyebileceğinin farkına varabilir ama bu, kaosu en başta onun başlatıp başlatmadığına bağlı, o zaman başka liderlere de şans verilmeli."

Mansur, son günlerde aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu yüzlerce Suriyeli Dürzi'nin, Suriye güvenlik güçleri tarafından desteklendiği iddia edilen ve aralarında yabancı ve yerel milislerin de bulunduğu Bedevi aşiretleri tarafından öldürüldüğüne dair haberler üzerine İsrail askeri müdahalesi çağrısında bulunan İsrail Dürzi toplumunun önde gelen isimleri arasında yer alıyor.

Şam'ın Dürzilerin çoğunlukta olduğu güney banliyölerinde şubat ayında Suriye güçleri ve milisler arasında yaşanan kanlı çatışmalar, Netanyahu'nun bu azınlığın kaderiyle ilgili ilk büyük tehditlerini savurmasına yol açtı. Nisan ayında yeniden su yüzüne çıkan şiddet, İsrail'in daha sert uyarılarına neden oldu ve mayıs ayında bir süreliğine yatışmış gibi görünse de son günlerde yeniden su yüzüne çıktı. İsrailli yetkililer böylece, ülkelerini bölgedeki azınlık haklarının koruyucusu olarak gösterme fırsatını yakaladı.

İsrail'in ABD Büyükelçiliği'nde diplomat olarak görev yapan Sevsen Natur Hassun, dün Newsweek'te yayınlanan yazısında, “Suriye sınırının tamamen silahsızlandırılmasını sağlayarak, ortak değerlerimiz ve azınlık gruplarının korunması için hareket ederek, rejimin Dürzilere zarar vermesini engellemeye kararlıyız. Herkes bilmelidir ki, Suriye Dürzileri, Arap çoğunluklu bölgede, çoğulculuğun ve azınlık çeşitliliğinin son sembolüdür” ifadelerini kullandı.

Eş Şara, Dürzileri korumanın hükümeti için bir “öncelik” olduğunu açıkladı ve İsrail'i “Suriye'yi savaşa ve bölünmeye sürüklemeye çalışmakla” suçladı.

Mansur şöyle devam etti: "İsrail, Suriye'nin güneyinin Lübnan ya da Gazze'ye dönüşmesine izin veremez. Harekete geçmek için çok uzun süre tereddüt ettiğimiz o yerlerden çok acı bir ders aldık. Çok uzun süre bekledik ve çok yüksek bir bedel ödedik. Dolayısıyla İsrail'in şu anki ruh hali, 7 Ekim 2023'teki Hamas saldırısı senaryosunun tekrarlanmasını önlemek için elimizden gelen her şeyi yapmaktır."

Bu strateji, Netanyahu'nun dünkü konuşmasında da vurguladığı gibi, Şam'dan Golan Tepelerine kadar Suriye'nin güneyinde, Suveyda'yı da içine alan bir “tampon bölge” kurulmasını içeriyor.

Mansur, “Şara güneydeki Dürzilerin haklarını savunmayı taahhüt etmezse, iç savaşın ilk yıllarında kuzeydoğuda kurulan ABD destekli Kürt güçlerine benzer fiili bir özerk bölgenin oluşturulmasıyla karşı karşıya kalabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Mansur, “Dürzilere özerklik verilmesi İsrail'in Suriye'nin güneyinde istikrarı sağlamasına yardımcı olacaktır ki, bence bu herkes için faydalı olacaktır. Bu İsrail için de iyi, Dürziler için de iyi. Şam hükümeti ülkeyi birleştirmenin önemini anlamazsa, izlediği politikanın bedeli bu olacaktır" şeklinde görüşünü dile getirdi.

Görsel kaldırıldı.ABD Başkanı Donald Trump ile Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara arasında Riyad'da görüşme (Arşiv-AP)

ABD, İsrail'in son saldırılarına desteğini çekmenin yanı sıra, Suriye'nin birliğini ve toprak bütünlüğünü de savundu ki bu mesaj, Beyaz Saray'ın Kürt müttefiki Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) merkezi hükümete entegre olmasını öngören ve şu anda durmuş olan anlaşmanın müzakere edilmesindeki rolüyle pekiştirildi.

Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgiye göre Trump Netanyahu'ya yakın dururken, ABD lideri aynı zamanda mayıs ayında kendisini Suriye'ye yönelik yaptırımları kaldırmaya ikna ettiği belirtilen Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile de yakın ilişkiler kurdu.

Erdoğan dün yapılan kabine toplantısında, Suriye'nin bölünmesine yönelik iddiaları sert bir dille eleştirerek şunları söyledi: "Suriye'nin bölünmesine dün de razı olmadık, bugün de yarın da asla razı olmayacağız. Ülkenin toprak bütünlüğü pahasına Suriye'nin güneyi ile kuzeyi arasında bir koridor oluşturmayı hayal edenler asla amaçlarına ulaşamayacaklar."

"Suriyeli kardeşlerimizle dayanışma içinde bunlara engel olacağız ama İsrail ile soruna bulaşanlar er ya da geç büyük bir hesap hatası yaptıklarını anlayacaklardır."