Filistinlilerin kendi kaderini tayin etme hakkını onaylayan BM kararına İslami karşılama

Filistin temsilcisi Riyad Mansur, Birleşmiş Milletler genel merkezinde Güvenlik Konseyi toplantısında konuşuyor (AP)
Filistin temsilcisi Riyad Mansur, Birleşmiş Milletler genel merkezinde Güvenlik Konseyi toplantısında konuşuyor (AP)
TT

Filistinlilerin kendi kaderini tayin etme hakkını onaylayan BM kararına İslami karşılama

Filistin temsilcisi Riyad Mansur, Birleşmiş Milletler genel merkezinde Güvenlik Konseyi toplantısında konuşuyor (AP)
Filistin temsilcisi Riyad Mansur, Birleşmiş Milletler genel merkezinde Güvenlik Konseyi toplantısında konuşuyor (AP)

İki İslami kuruluş dün, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını teyit eden ve topraklarındaki yasadışı İsrail işgalini reddeden bir kararın BM Genel Kurulu tarafından kabul edilmesini memnuniyetle karşıladı.

Dünya Müslüman Birliği Genel Sekreteri ve Müslüman Âlimler Birliği Başkanı Şeyh Dr. Muhammed Al-Issa yaptığı açıklamada, Filistin halkının kendi kaderini tayin etme ve devletini kurma hakkı konusunda uluslararası farkındalığı yineleyen kararı överken, karar lehine oy kullanan ülkelerin sorumlu tutumunu takdir etti.

Al-Issa aynı zamanda uluslararası örgütleri ve BM Güvenlik Konseyi daimî üyelerinin liderlerini BM sorumluluklarını yerine getirmeye ve BM kararlarının BM koridorlarında sınırlı kalmayıp sahada uygulanması için baskı yaparak, Filistin halkının “tarihi”, “insani” ve “yasal” haklarının yanında durmaya çağırdı.

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ise kararın ezici bir çoğunlukla kabul edilmesinin “Filistin topraklarındaki yasadışı İsrail sömürgeci işgalinin reddine ilişkin uluslararası bir mutabakat” olduğunu teyit etti.

İİT, Filistin Devleti'ni henüz tanımamış olan tüm ülkelere tanıma çağrısı yaparak, Birleşmiş Milletler'e tam üyeliğini desteklemeleri ve Uluslararası Adalet Divanı'nın İsrail işgalinin hukuka aykırılığı ve sona erdirilmesi gerektiğine ilişkin tavsiye kararı konusunda Genel Kurul kararının uygulanması için gerekli tedbirleri almaları çağrısını yineledi.



Pentagon, Esed'in devrilmesinden önce Suriye'deki Amerikan kuvvetlerinin sayısının iki katına çıktığını açıkladı

Amerikan güçleri Suriye'nin kuzeyindeki Münbic kentinde (Arşiv- AP)
Amerikan güçleri Suriye'nin kuzeyindeki Münbic kentinde (Arşiv- AP)
TT

Pentagon, Esed'in devrilmesinden önce Suriye'deki Amerikan kuvvetlerinin sayısının iki katına çıktığını açıkladı

Amerikan güçleri Suriye'nin kuzeyindeki Münbic kentinde (Arşiv- AP)
Amerikan güçleri Suriye'nin kuzeyindeki Münbic kentinde (Arşiv- AP)

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) dün yaptığı açıklamada, Beşşar Esed rejiminin düşmesinden birkaç ay önce DEAŞ ile mücadele etmek için Suriye'ye başlangıçta mevcut olan kuvvetlerin iki katından fazlasının gönderildiğini duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın AP’den aktardığı habere göre Pentagon, Suriye'de halihazırda 2 bin askerinin bulunduğunu, bu sayının daha önce açıklanan 900 askerden çok daha yüksek olduğunu belirtti.

İlave askerlerin, terör örgütü DEAŞ ile mücadele misyonunu desteklemek amacıyla gönderilen geçici kuvvetler olduğunu ifade etti.

Pentagon sözcüsü General Pat Ryder gazetecilere yaptığı açıklamada, sayının ne kadar sürede 2 bin askere ulaştığını bilmediğini, ancak bunun en az aylar önce ve Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesinden önce olabileceğini söyledi.

Ryder, "Bugün sayıyı öğrendim... ve burada durup size asker sayısının 900 olduğunu söylediğim için bu konuda bildiklerimizi size anlatmak istedim" dedi.

ABD Ordusu'nun, 2014 yılında DEAŞ ile mücadele için kurulan uluslararası koalisyon çerçevesinde şu anda Suriye'de yaklaşık 2 bin, Irak'ta ise 2 bin 500 askeri bulunuyor.

ABD Merkez Komutanlığı /CENTCOM) birkaç gün önce DEAŞ liderlerine ve Suriye'deki kamplara yönelik baskınlar düzenleyerek 12 militanı öldürdüğünü açıklamıştı.

Washington, Heyet Tahrir el-Şam liderliğindeki muhalif grupların gerçekleştirdiği yıldırım saldırının ardından örgütün 8 Kasım'da Beşşar Esed hükümetinin düşmesinden istifade etmesini engellemeye çalışıyor.

Başkan Joe Biden yönetimi, ABD kuvvetlerinin Suriye'de kalacağını, ancak seçilen Başkan Donald Trump'ın 20 Ocak'ta göreve geldiğinde bu kuvvetleri geri çekebileceğini belirtti.