ABD ordusu Sana'da Husilere ait iki tesise hava saldırısı düzenledihttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5093988-abd-ordusu-sanada-husilere-ait-iki-tesise-hava-sald%C4%B1r%C4%B1s%C4%B1-d%C3%BCzenledi
ABD ordusu Sana'da Husilere ait iki tesise hava saldırısı düzenledi
İsrail'in Husilerin kontrolündeki Sana'da bir elektrik santralini hedef alan hava saldırısının gerçekleştiği yerden dumanlar yükseliyor. (AFP)
ABD ordusu, Yemen'in başkenti Sana'da İran destekli Husiler tarafından kullanılan bir füze deposu ile komuta ve kontrol tesisine, Husilerin İsrail'in merkezine füze fırlattığını ve birkaç kişinin yaralandığını iddia etmesinden kısa bir süre sonra hassas hava saldırıları düzenlediğini açıkladı.
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı'ndan (CENTCOM) yapılan açıklamada, ABD güçlerinin operasyon sırasında Kızıldeniz üzerinde Husilere ait birkaç insansız hava aracını (İHA) ve bir gemi savar füzesini düşürdüğü belirtildi.
CENTCOM'dan yapılan açıklamada saldırıların amacının ‘Kızıldeniz'in güneyi, Babu’l Mendeb Boğazı ve Aden Körfezi'ndeki ABD savaş gemileri ve ticari gemilerine yönelik saldırılar da dâhil olmak üzere Husi operasyonlarını bozmak ve etkisiz hale getirmek’ olduğu ifade edildi.
CENTCOM Conducts Airstrikes Against Iran-Backed Houthi Missile Storage and Command/Control Facilities in Yemen
TAMPA, Fla. - U.S. Central Command (CENTCOM) forces conducted precision airstrikes against a missile storage facility and a command-and-control facility operated by… pic.twitter.com/YRWWQJIweP
ABD-İngiltere koalisyonuna ait savaş uçaklarının hava saldırılarının ardından dün (Cumartesi) akşam Yemen'in başkenti Sana şiddetli patlamalarla sarsıldı. Şarku’l Avsat’ın Alman haber ajansı DPA’dan aktardığına göre yerel sakinler, “Hava saldırıları başkent Sana'nın güney ve doğusundaki Atan ve Nakam dağlarındaki askeri bölgeleri hedef aldı” dedi.
Bölge sakinleri hedef alınan yerlerden duman ve alevlerin yükseldiğini doğrularken, kayıpların boyutu henüz net değil.
Husiler saldırıların ayrıntıları hakkında henüz yorum yapmadı.
Yemen'deki ABD-İngiltere saldırıları 12 Ocak 2024'te, Husilerin Kızıldeniz ve Arap Denizi ile Aden Körfezi'nde Gazze Şeridi'ne destek amacıyla İsrail ve İsrail bağlantılı gemileri hedef aldığını söyledikleri saldırılara karşılık olarak başlamıştı. Geçtiğimiz perşembe gününden bu yana Husiler, İsrail'e yönelik saldırılarını arttırarak İsrail'in ülkenin batısındaki Hudeyde Limanı’na ve Sana'daki elektrik santrallerine hava saldırısı düzenlemesine neden oldu. İsrail saldırıları Hudeyde Limanı’nda maddi hasara yol açarak dokuz işçinin hayatını kaybetmesine, üç işçinin de yaralanmasına sebebiyet verdi.
Suriye Demokratik Konseyi, Ankara'nın seferberliği karşısında Washington ve Paris'in arabuluculuğuna güveniyorhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5094344-suriye-demokratik-konseyi-ankaran%C4%B1n-seferberli%C4%9Fi-kar%C5%9F%C4%B1s%C4%B1nda-washington-ve
Suriye Demokratik Konseyi, Ankara'nın seferberliği karşısında Washington ve Paris'in arabuluculuğuna güveniyor
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi yetkilileri, Suriye'nin kuzeyindeki Rakka kentinde bulunan merkezlerinin önünde (Şarku'l Avsat)
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ile Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) siyasi kanadı Suriye Demokratik Konseyi (SDK), Suriye'nin kuzeyindeki çatışmaların ve Türkiye'nin politikasına karşı Ankara ile diyaloğa hazır olduğunu ve SDG'nin Suriye ordusuna entegre edileceğini açıkladı.
SDK Danışma Ofisi Başkanı Riyad Derar Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, ABD elçisi Scott Bowles ve Fransız mevkidaşı Fabrice Duplechin'in Türkiye ile savaşı yatıştırmak için çalıştıklarını söyledi. Derar, “İstikrara ulaşmayı gerçekten istediğimiz için Türkiye ve desteklediği gruplar, Kürtler ve SDG ile savaşmakla tehdit ediyor. Özgürlük Şafağı Operasyonu’na katılan gruplar Şam operasyonuna katılmadı ve sadece Halep kırsalındaki Tel Rıfat'ı ve Kürtlerin çoğunlukta olduğu Halep'in Eşrefiye ve Şeyh Maksud mahallelerine girdi” ifadelerini kullandı.
Kuzeydeki Halep vilayetinin doğu kırsalındaki Ayn el-Arap (Kobani) şehrine atıfta bulunan Derar, “Türkiye ile barışa giden en iyi yol, tehdit altındaki bölgelerin silahsızlandırılması ve doğrudan siyasi diyaloglara girilmesidir” dedi.
Türkiye uzun zamandır Özgürlük Şafağı Operasyonu’na katılan grupların Halep vilayetinin yaklaşık 160 kilometre doğusunda yer alan Ayn el-Arap kentinin kontrolünü ele geçirmesi tehdidinde bulunuyordu. Suriye-Türkiye sınırına komşu olan bu kent, 2 Temmuz 2014'te DEAŞ'ın ele geçirmek amacıyla düzenlediği geniş çaplı saldırının ardından uluslararası dikkatleri üzerine çekti. YPG’nin DEAŞ'la mücadele için burada savaştı. Daha sonra burası, savaşçıları desteklemek için ilk saldırılarını gerçekleştiren ABD liderliğindeki uluslararası koalisyonla iş birliğinin başlangıç noktası oldu. Radikal örgüt yaklaşık 6 ay süren şiddetli çatışmaların ardından yenilgiye uğratıldı.
Savaşı yatıştırmak
Derar, ABD'li ve Fransız arabulucuların ‘savaşı yatıştırmak için çalıştıklarını, çünkü önce istikrara ulaşmak ve ardından Şam'a giderek Heyetu Tahriru’ş-Şam (HTŞ) ile Suriye'yi birlikte yönetmek için bir tür mutabakata varmak istediklerini’ söyledi. Derar, Türkiye'nin ‘kuzey bölgelerindeki varlığı ve demografik değişim yoluyla Suriye pastasını paylaşmak istediğini, böylece katılımı kontrol edebileceğini ve Suriye'ye müdahale oyununu bir kez daha yürütebileceğini’ belirtti.
Suriyeli Kürtler on yıllar süren marjinalleşmenin ardından, özellikle 2012 sonunda Suriye rejim güçlerinin bölgelerinden çekilmesinden sonra, Suriye'nin kuzeyindeki etkilerini giderek arttırdılar ve özyönetim, askeri ve güvenlik güçleri kurmayı başardılar. Ancak Türkiye yanlısı grupların Tel Rıfat kasabasını, Şehba bölgesindeki köyleri ve Halep'in doğu kırsalındaki Münbiç şehrini ele geçirmesi ve Kobani şehrine doğru ilerlemesiyle birlikte YPGi 8 Aralık'ta Saldırganlığı Caydırma Operasyonu'nun başlamasından bu yana önemli kasabaları kaybetti.
‘Uluslararası toplumun yokluğu’
Suriye'deki bu hızlı değişimden faydalanan tek ülkenin Türkiye olduğuna dikkat çeken Derar, “Ankara iyi komşuluk ilişkilerine yöneldiğinde rahatça girebilir. Ancak şimdi Suriyeli grupları kışkırtma yöntemiyle, gerekli olmayan bir şey yapıyor ve uluslararası toplumun Suriye'de olup bitenlere kayıtsız kalmasından faydalanıyor” şeklinde konuştu.
Derar, ABD'nin Türkiye'nin Kürtlerin yoğunlukta olduğu ana omurgasını YPG’nin oluşturuğu Suriye Demokratik Güçleri’ne yönelik politikasından memnun olmadığını düşünüyor. “ABD'den bu eylemin skandal ve kabul edilemez olduğuna dair özel sinyaller geliyor. Buna izin verilemez. Ancak Trump'ın Türkiye'yi övmesi, Erdoğan'ı akıllı ve anlayışlı olarak nitelemesi üzerine Erdoğan bu cesaretlendirme fırsatından yararlandı” ifadelerini kullanan Derar, SDK’nin Şam'daki yeni hükümetle iletişim kurmak üzere bir heyet oluşturduğunu açıkladı.
Derar, “Müzakereler, Suriye topraklarının birleştirilmesi, tüm Suriyelilerin geçiş aşamasına ilerlemesi ve sonraki hükümete katılımı yoluyla sonuca ulaşabiliriz” diye konuştu. Heyetin Suriye'nin başkentine gidişinin gecikmesini şu anda bölgede yaşanan savaşa ve Türkiye'nin artan tehditlerine bağlayan Derar, “Bu tehditler sona erdiğinde heyet Şam'a gitmeye hazır olacaktır” dedi.
Özerk Yönetim'in bir sonraki Suriye hükümetine ve geçiş dönemi faaliyetlerine katılmaya hazır olduğunu vurgulayan Derar sözlerini şöyle noktaladı: “SDG çözümden sonra Suriye ordusunun bir parçası olacak ve ulusal ordu kurulduğunda biz de onun bir parçası olacağız.”