Suriye’de Esed rejiminin yakın ortağıyla uzlaşı tartışmaya yol açtı

Uzmanlara göre uzlaşı, güvenliği güçlendirmeyi ve misillemeleri engellemeyi amaçlıyor

Cumhuriyet Muhafızları eski Komutanı Talal Mahluf, devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed ile birlikte (Arşiv – X platformu)
Cumhuriyet Muhafızları eski Komutanı Talal Mahluf, devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed ile birlikte (Arşiv – X platformu)
TT

Suriye’de Esed rejiminin yakın ortağıyla uzlaşı tartışmaya yol açtı

Cumhuriyet Muhafızları eski Komutanı Talal Mahluf, devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed ile birlikte (Arşiv – X platformu)
Cumhuriyet Muhafızları eski Komutanı Talal Mahluf, devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed ile birlikte (Arşiv – X platformu)

Suriye'de yeni yönetimin eski rejimin ordusundan ve güvenlik kurumlarından isimlerine yönelik kişisel intikamları engellemek amacıyla yürüttüğü uzlaşı süreçleri, bu hamleyi destekleyenlerle karşı çıkanlar arasında tartışmaya yol açtı. Destekleyenler genel af isterken, muhalif olanlar bu isimlerin tutuklanıp mahkeme karşısına çıkarılmaları çağrısında bulundu.

Tartışma, eski rejimin devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed'ın akrabası ve Cumhuriyet Muhafızları 105. Tugayı'nın eski Komutanı olan Tümgeneral Talal Mahluf'un pazar günü silahlarını teslim ettikten ve 105. Tugay'a mensup subaylarla ve unsurlarla uzlaştıktan sonra Baas Partisi’nin eski karargâhına gelerek basına kendisini güvende hissettiğini söylemesi üzerine başladı.

Eski rejimin en önde gelen askeri komutanlarından biri olan Tümgeneral Talal Mahluf, Cumhuriyet Muhafızları Komutanı olarak 2011 yılında Suriye devriminin patlak vermesinden bu yana sivillere karşı işlenen ihlallerle ve suçlarla ilgili kabarık bir sicile sahip. Şam'daki Askeri Operasyonlar Dairesi'nden yerleşim kartı alan eski rejimin en önde gelen generali, Halep’in doğusu, Doğu Guta, Vadi Barada ve Dera başta olmak üzere çeşitli bölgelerde meydana gelen cinayet, kitlesel yerinden etme ve yağma gibi toplu katliam ve ihlallerin önde gelen sorumlularından biri olduğu için bu durum bir öfke patlamasına yol açtı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) tarafından hazırlanan bir raporda protestocuların vurulması emrini verdiği belirtilen Tümgeneral Talal Mahluf’un adı sivillere karşı işlediği suçlar nedeniyle birçok uluslararası yaptırım listesinde yer alıyor. With Justice (adaletle) adlı internet sitesine göre Mahluf, sivillere karşı acımasız suçlar işlenmesindeki rolü nedeniyle 2015 yılından bu yana İngiltere hükümeti ve 2017 yılının başlarından beri de ABD Hazine Bakanlığı tarafından yaptırımlara tabi tutuluyor.

nhmjökılo
Tümgeneral Talal Mahluf (SOHR)

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed'in rejimi dönemindeki en önemli suç sembollerinden biri olan Tümgeneral Talal Mahluf ile uzlaşıya varıldığının ilan edilmesinin ardından Suriyeli sivil çevrelerin çeşitli bölgelerde öfkeli ve hoşnutsuz olduğuna tanık olunduğunu bildirdi. SOHR, bunun Mahluf tarafından Suriyelilere karşı işlenen ciddi suçlara ve ihlallere maruz kalan mağdurların haklarının açıkça göz ardı edilmesi olduğunu düşünen söz konusu çevrelerin, Mahluf'un karıştığı pek çok suçtan sorumlu tutulmasını sağlayacak adil bir yargılamaya tabi tutulması çağrısında bulunduklarını aktardı.

vdfbg
Dün Şam'da eski ordu personelinin ‘uzlaşı süreci’ için isimlerini kaydettirmek üzere bekledikleri Baas Partisi Genel Merkezi’ndeki bir masanın üzerinde, bir raporun kapağında yer alan devrik Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in portresi (AP)

Öte yandan Şam'da avukatlık yapan Basil Hammud, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, bu uzlaşının af ya da bağışlama anlamına gelmediğini, daha ziyade, geçiş hükümeti dönemi başlayıp anayasanın dondurulduğu ve yargının askıya alındığı süreç sona erene kadar, mevcut hükümetin görev süresi boyunca, yani önümüzdeki mart ayına kadar kimsenin tutuklanmaması ya da misillemeye maruz kalmaması için bir belgenin üç aylığına verildiği bir önlem olduğunu söyledi.

Avukat Hammud, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bugün Suriye'de anayasanın dondurulmuş olması nedeniyle mahkemeler askıya alınmış durumda. Yargı yeniden işlemeye başlayana kadar güvenliğin güçlendirilmesi ve birçok bölgede meydana gelen misilleme eylemlerinin engellenmesi gerekiyor.”

Bu bağlamda uzlaşıların gerekli bir önlem olduğunu ve ‘kamuoyunun anlayabileceği gibi af ya da bağışlama’ anlamına gelmediğini vurgulayan Hammude, aksine bunun kaosu dizginlemeyi ve ülke içinde kalan eski rejimin isimlerinin can güvenliğini sağlamayı amaçlayan gerekli bir adım olduğunu belirtti. Bu kişilerin ister tanık ister sanık olsunlar, Suriyelilerin eski rejimin isimlerinin yargılanmasında ihtiyaç duyacakları pek çok delile sahip olduklarını ifade eden Hammude’ye göre kişisel intikam ve kaosun delil ve hak kaybına yol açacağına şüphe olmadığını söyledi. Hammude, eski rejimin yıkılmasından sonraki ilk günlerde yaşanan kaos nedeniyle emniyet müdürlüklerinde ve cezaevlerinde çok sayıda belgenin kaybolduğuna dikkat çekti.

Humus ve Suriye’nin kıyı kesimlerinde yaşayan Alevilerden bazı gruplar genel af çağrısında bulunarak yeni yönetime karşı silahlanma tehdidinde bulundu. Kendilerini Humus'taki Alevi şeyhleri olarak tanımlayan bir grup, videolu bir açıklamayla üç gün içinde genel af çıkarılmasını, aksi takdirde silahlı eyleme geçeceklerini söyledi. Bu açıklama, yeni yönetimi destekleyen Suriyelilerin çoğunluğu tarafından reddedildi. Eski rejimden isimlerle uzlaşılmasına itiraz eden yeni yönetimi destekleyen Suriyeliler, adaletin sağlanması için eski rejimin suçlarına karışanların yargılanmasını istediler.

xcvfbgh
Eski rejimin ordusundan askerler pazartesi günü Şam'daki bir uzlaşı merkezinde kayıt yaptırmak için sıraya girerken Suriyeli muhalif bir savaşçı güvenliği sağlıyor (AP)

Askeri Operasyonlar Dairesi, geçtiğimiz cumartesi günü, Şam'ın merkezindeki Mezraa Mahallesi’nde ve Şam'ın batısındaki Mezze Mahallesi’nde, eski rejimin ordu, polis ve güvenlik güçlerinden personel ile uzlaşı için birer merkez açtı.

İçişleri Bakanlığı'ndan Yarbay Velid Abdurabbu daha önce gazetecilere yaptığı bir açıklamada bu tedbirin devrik rejimin güvenlik personeli ve askerleri ile uzlaşı kapsamında alındığını söylemişti. Yarbay Abdurrabbu, bu kişilere, durumları yetkili makamlar tarafından incelenene ve orduda görev yaparken Suriyelilere karşı işlenen suçlara karışıp karışmadıkları tespit edilene kadar üç ay geçerli olacak geçici bir koruma kartı verileceğini belirtmişti.



Erdoğan: Bölücü katiller ya silahlarını bırakacaklar ya da silahlarıyla birlikte Suriye topraklarına gömülecekler

Suriye'nin kuzeyindeki Türk kuvvetleri (Milli Savunma Bakanlığı)
Suriye'nin kuzeyindeki Türk kuvvetleri (Milli Savunma Bakanlığı)
TT

Erdoğan: Bölücü katiller ya silahlarını bırakacaklar ya da silahlarıyla birlikte Suriye topraklarına gömülecekler

Suriye'nin kuzeyindeki Türk kuvvetleri (Milli Savunma Bakanlığı)
Suriye'nin kuzeyindeki Türk kuvvetleri (Milli Savunma Bakanlığı)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün yaptığı açıklamada, Beşşar Esed'in devrilmesinden bu yana Türkiye destekli muhalifler ile Kürtlerin ağırlıkta olduğu YPG’nin ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Kürt arasında yaşanan çatışmaların ortasında, Suriye'deki SDG militanların silahlarını bırakmaları gerektiğini aksi takdirde Suriye topraklarına ‘gömüleceklerini’ söyledi.

Erdoğan, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, “Bölücü katiller ya silahlarını bırakacaklar ya da silahlarıyla birlikte Suriye topraklarına gömülecekler” dedi.

Türkiye'nin Halep'teki konsolosluğunu yakında açacağını duyuran Erdoğan, Türkiye’nin ev sahipliği yaptığı milyonlarca Suriyeli mültecinin bir kısmının geri dönmeye başladığını ve önümüzdeki yılın yaz aylarında sınırdaki trafikte bir artış beklediğini belirtti.

fbrgnh
Türkiye'de yaşayan Suriyeliler, Reyhanlı bölgesinden Suriye'ye giriş yapmadan önce Cilvegözü Sınır Kapısı’nda sıra bekliyor. (AFP)

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya dün yaptığı açıklamada, son 15 gün içinde 25 binden fazla Suriyeli mültecinin Türkiye sınırından ülkelerine geçtiğini duyurdu. Yerlikaya Anadolu Ajansı’na (AA) yaptığı açıklamada, “Son 15 gün içinde Suriye'ye dönenlerin sayısı 25 bini aştı” dedi.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Türk makamları tarafından yayınlanan daha önceki rakamlar, Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden sonra, 9-13 Aralık tarihleri arasında 7 bin 620 kişinin Türkiye'den Suriye'ye döndüğünü gösteriyordu.