İsrail Suriyelilerin zafer kutlamalarını mahvetti

İsraillilerin gözünde Netanyahu’nun siyasi açıdan yürüyen bir ölü adamdan farkı yok

Ayrım çitini aşarak Golan Tepeleri'nde BM güçleri tarafından denetlenen bölgeye giren bir İsrail zırhlı aracını gözlemleyen iki İsrail askeri, 13 Aralık 2024 (AFP)
Ayrım çitini aşarak Golan Tepeleri'nde BM güçleri tarafından denetlenen bölgeye giren bir İsrail zırhlı aracını gözlemleyen iki İsrail askeri, 13 Aralık 2024 (AFP)
TT

İsrail Suriyelilerin zafer kutlamalarını mahvetti

Ayrım çitini aşarak Golan Tepeleri'nde BM güçleri tarafından denetlenen bölgeye giren bir İsrail zırhlı aracını gözlemleyen iki İsrail askeri, 13 Aralık 2024 (AFP)
Ayrım çitini aşarak Golan Tepeleri'nde BM güçleri tarafından denetlenen bölgeye giren bir İsrail zırhlı aracını gözlemleyen iki İsrail askeri, 13 Aralık 2024 (AFP)

Frederic C. Hof

İsrail ve Suriye arasında başarılı bir barış süreci yürütmenin eşiğinde olduğumu düşünmemin üzerinden sanki sonsuzluk geçmiş gibi geliyor. 2011 martının ilk haftasında her iki taraftan da Suriye'nin İran, Hizbullah ve Hamas ile askeri bağlarını koparacak bir anlaşmanın yolunu açacak gibi görünen güçlü taahhütler aldım. Bunun karşılığında İsrail, 1967'deki Altı Gün Savaşı sırasında girdiği tüm Suriye topraklarından kademeli olarak çekilecek ve Şam anlaşmanın yükümlülüklerini yerine getirdikçe ABD'nin Suriye'ye uyguladığı yaptırımlar kaldırılacaktı. Fakat dönemin Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in barış sürecini ilerletmek yerine kitlesel katliam yoluna gitmeye karar vermesiyle her şey önümüzdeki birkaç hafta içinde buhar olup uçtu.

Bugün bu diplomatik başarısızlığı akla getiren -gerçekten yaşandığını varsayarsak- Esed rejiminin düşüşünden sonra İsrail'in Suriye topraklarına yaptığı askeri harekâttır. Esed'in 8 Aralık 2024 günü sabaha karşı aniden Moskova'ya gitmesi, İsraillilerin 2011 yılında öngördükleri türden büyük bir gelişmeye işaret ediyordu. İran'ın Suriye üzerindeki etkin hakimiyeti ortadan kalktı. İran onlarca yıl Suriye'yi Lübnan'a giden bir yol olarak kullanmış ve Hizbullah'ı İsrail'e karşı İran'ın ön cephesi ve caydırıcı gücü haline getirmişti. Tahran yıllarca Suriye'yi İsrail'e karşı Lübnan'daki Hizbullah'ı tamamlayacak ikinci bir cepheye dönüştürmeye çalıştı.

İsrail, 2024 aralığında daha önce 2010 ve 2011 yıllarında ABD arabuluculuğunda diplomasi yoluyla elde etmeye çalıştıklarını güç kullanarak başarmıştı. Suriye’de İsrail’in güvenliğini tehdit eden askeri ittifaklarını sona erdirdi. Esed rejiminin düşmesi ve İran hegemonyasının çöküşü, İsrail'in Suriye halkını kurtuluşlarından dolayı açıkça tebrik etmesi ve nihayetinde resmi bir barışın önünü açabilecek ikili bir ilişkinin temellerini atması için -istenmesi halinde- yeni bir diplomatik fırsat sundu. Ancak İsrail, 2011 yılında Beşşar Esed'le olduğu gibi bu fırsat bir kenara bırakarak şiddete yöneldi.

İsrail, Suriye’deki askeri üslere düzenlediği hava saldırılarını ve 1974 tarihli ayrılma anlaşmasını ihlal ederek Suriye topraklarını işgalini önleyici tedbirler olduğu şeklinde gerekçelendirdi. İsrail, Şam'da yeni kurulan hükümete hakim olan Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) İslamcı karakterini ve terör örgütü olarak geçmişini kendisine karşı potansiyel bir tehdit olarak gösterdi. Gerçekten de sadece İsrail, El Kaide'nin eski bir uzantısı olan HTŞ'nin Suriye'nin geleceğine ilişkin niyetlerini sorgulamıyor. Yine de ‘İsrail'in HTŞ hakkında en kötüsünü varsayması ve buna göre hareket etmesi makul mü? Esed sonrası Suriye'ye karşı önleyici bir savaşa girmek İsrail'in çıkarına mı?’ sorularının sorulması gerekiyor.

İsrail, 7 Ekim 2023 tarihinde bir başka İslamcı hareket olan Hamas’ın kendisine karşı, insanlığa karşı işlenen tarifsiz suçlarla lekelenmiş bir askeri saldırıya tamamen hazırlıksız yakalanmıştı. Zamanı geldiğinde İsrail bu hazırlıksızlığın nedenini resmi olarak tespit edebilir ve binlerce İsrailliyi katillerin insafına terk etmenin sorumlularından hesap sorabilir. Ancak, o korkunç günden bu yana birçok İsrailli başlıca suçlunun Başbakan Binyamin Netanyahu olduğu kararını çok vermişti. Çünkü sorumluluk onundu. Yıllardır Gazze'deki liderlerin zenginlik için terörizmi terk edeceği inancıyla Katar’dan Hamas'a fon aktarılmasına izin veren politikayı izliyordu. 7 Ekim 2023'teki vahşetten sonra birçok İsrailli için Netanyahu’nun siyasi açıdan yürüyen bir ölü adamdan farkı yok.

Suriyeliler -hatta HTŞ liderleri bile- İsrail'in saldırganlığını görmezden gelmek için ellerinden geleni yapıp yozlaşmış bir katliamcının (Esed) devrilmesini kutluyorlar.

Yine de -o dönemde yaşananlara ve hakkındaki davalara rağmen- İsrail siyasetine hükmetmeye devam eden Netanyahu’nun daha uzun yıllar başbakan olarak kalmak istediği açık. Yaygın olarak İsrail'in Esed sonrası Suriye'ye savaş açma kararının, her şeyden çok Netanyahu'nun hayatta kalma ve siyasi olarak başarılı olma arayışından kaynaklandığı yönünde bir görüş hakim.

İsrail’in -Netanyahu'ya göre İsrail ordusunun hatası olan- 7 Ekim 2023'te yaşananlar karşısındaki hazırlıksızlığı 2024 aralığında tekrarlanmayacak. İsrail, Hamas saldırmadan önce Gazze'de yapması gerektiğine inandığı şeyi Suriye'de yapacak. HTŞ'nin İsrail'e saldıracağına işaret eden herhangi bir göstergenin olmaması önemli değildi. İsrail'in silahlı güç gösterisinde bulunması, hedefin çaresizliği ve güçsüzlüğü nedeniyle kolayca verilebilecek bir karar olarak görüldü.

fvbrghtn
İsrail bombardımanı sırasında Kuneytra üzerinde yükselen duman bulutu, 9 Aralık 2024 (AFP)

Buna karşın Suriyeliler -hatta HTŞ liderleri bile- İsrail'in saldırganlığını görmezden gelmek için ellerinden geleni yapıp yozlaşmış bir katliamcının (Esed) devrilmesini kutluyorlar. Esad rejiminin tutukladığı, hapsettiği, işkence ettiği ve pek çok vakada öldürdüğü sayıları on binlerle ifade edilen yakınları ve tanıdıkları hakkında bilgi edinmeye çalışıyorlar. Temel hizmetleri sağlamak ve Suriye'nin gelecekteki yönetimi ve nihai olarak yeniden inşası için standartlar belirlemek üzere örgütlenmeye çalışıyorlar. Aynı zamanda, Golan Tepeleri'nde Hamas tarzı saldırılar düzenlemek şöyle dursun, İsrail askeri güçlerine karşı koyacak kapasiteye bile sahip değiller. Bunların hiçbiri İsrail istihbarat servislerinin dikkatinden kaçmış gibi görünmüyor.

Suriye'de halen İsraillileri öldürmeye istekli milisler var mı? Bu soruya ‘hayır’ yanıtı vermek aptallık olur. Ancak İran ve Hizbullah'ın Suriye’deki hakimiyetinin çöküşüyle birlikte tehdit seviyesi yükseldi mi? Şimdi önleyici bir askeri operasyonu haklı çıkaracak bir düzeye mi ulaştı? HTŞ, İran ve Hizbullah'ın bıraktığı yerden devam edeceğine dair bir sinyal mi verdi? İsrail'in Golan Tepeleri'ndeki askeri savunması Esed rejimi, İran ve Hizbullah'ın (arka planda Rusya’nın hava desteğiyle) herhangi bir saldırısına karşı koymak için yeterliyse, 8 Aralık 2024 tarihinden sonra bunları yetersiz kılan neydi?

Beşşar Esed, askeri karargahları ve üsleri sivilleri katletmek için kullanırken ister İsrail ister Türkiye isterse ABD olsun birileri bunu yapmış olsaydı Suriyeliler, Suriye Hava Kuvvetleri’nin, Suriye Donanması’nın, kışlaların ve Suriye ordusuyla ilişkili ne varsa yok edilmesini memnuniyetle karşılardı. Esed, Suriyelileri öldürmek, terörize etmek ve içlerine korku salmak için varil bombaları, toplar ve kimyasal silahlar kullanırken birileri silahsız sivilleri korumak için harekete geçseydi on binlerce Suriyelinin hayatı kurtulabilirdi.

ABD Başkanı Joe Biden ve yönetiminin yetersizliği göz önüne alındığında, Trump’ın ekibinden hiç kimse Suriye'de İran ve Hizbullah'a karşı zafer kazanmak ve İsrail'e Suriye halkına yönelik yersiz düşmanlığına son vermesini tavsiye etmekle ilgilenmiyor mu?

Neden şimdi? Suriyeliler Esed sonrası ülkelerine yönelik saldırıları görmezden gelmeye çalışıyor. Zira bu konuda ellerinden bir şey gelmiyor. Sadece bu saldırıların yakında sona ereceğini umuyorlar. Peki olanları unutabilecekler mi?

Netanyahu'nun siyasi hayatta kalmasının kendisi ve destekçileri için her şeyden önemli olduğu kesin. 7 Ekim 2023’teki travmayı henüz atlatamamış olan az sayıdaki İsrailli, Suriye'deki askeri kabiliyetlerin yok edilmesinden ve Suriye topraklarının işgal edilmesinden hiç rahatsız değil. Ancak, yirmi milyon Suriyeliye kurtuluş anlarında bir nebze saygı göstermenin İsrail'in uzun vadeli çıkarına olabileceğini düşünmeye istekli İsrailli üst düzey yetkililer hiç yok mu?

ABD Başkanı Joe Biden ve yönetiminin yetersizliği göz önüne alındığında, Trump’ın ekibinden hiç kimse Suriye'de İran ve Hizbullah'a karşı zafer kazanmak ve İsrail'e Suriye halkına yönelik yersiz düşmanlığına son vermesini tavsiye etmekle ilgilenmiyor mu? Öte yandan Tahran'da da İsrail'in bu eylemlerini sürdürmesi için dua eden liderler olduğuna şüphe yok.

İsrail'in Suriye'ye yönelik önleyici saldırıları artık sona ermeli. Suriye'nin zafer kutlamalarını mahveden saldırıları geri almak mümkün olmasa da becerikli bir diplomasiyle İsrail'in çıkarlarına verilen zarar zaman içinde hafifletilebilir. Aslında İsrail bile Esed sonrası Suriye'nin olumlu bir şekilde şekillenmesine katkıda bulunabilir. Evet, HTŞ halen bir soru işareti olacak, ama İsrail'in zaten olmayan bir düşman yaratmasına da gerek yok.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.



Askeri üsse düzenlenen İHA saldırısında 10 Sudan askeri öldürüldü

Geçtiğimiz ağustos ayında Sudan'ın Omdurman kentindeki bir mahalleden yıkım manzaraları (DPA)
Geçtiğimiz ağustos ayında Sudan'ın Omdurman kentindeki bir mahalleden yıkım manzaraları (DPA)
TT

Askeri üsse düzenlenen İHA saldırısında 10 Sudan askeri öldürüldü

Geçtiğimiz ağustos ayında Sudan'ın Omdurman kentindeki bir mahalleden yıkım manzaraları (DPA)
Geçtiğimiz ağustos ayında Sudan'ın Omdurman kentindeki bir mahalleden yıkım manzaraları (DPA)

Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) tarafından kuzeydeki Şendi kentinde bulunan bir askeri üsse düzenlenen insansız hava aracı (İHA) saldırısında Sudan ordusundan 10 asker öldü, çok sayıda asker de yaralandı. Sudan ordusu İHA’ların kullanımını kınayarak, bunun ‘HDK milislerinin askerlerle doğrudan karşı karşıya gelme konusundaki yetersizliğini yansıttığını’ söyledi.

Şarku’l Avsat'a konuşan görgü tanıkları bir kamikaze İHA sürüsünün dün şafak vakti şehrin güneyindeki el-Muakil bölgesinde Sudan ordusuna ait piyade eğitim kampına saldırdığını bildirdi. Tanıklar, ‘kent genelinde bir dizi patlama sesi duyduklarını’ da belirttiler.

Bu saldırı, HDK'nin ülkenin kuzeyinde savaş bölgesi dışında kalan alanları hedef almak üzere saldırı ve kamikaze İHA’larının kullanımını genişletmeye başlamasından beri kayıplarla sonuçlanan ilk saldırı oldu.

Yerel kaynaklara göre, kara savunma sistemleri ve sinyal bozucu cihazlar İHA'ları engelledi, ancak bir kısmı hedefi tam olarak vurdu ve üsteki askerler arasında ölüm ve yaralanmalara neden oldu.

Ordu İHA saldırılarını kınadı

3'üncü Piyade Tümeni Komutanı Tümgeneral Hamdan Abdulkadir Davud, İHA kullanımının ‘askerlerle doğrudan karşı karşıya gelme konusundaki yetersizliklerini yansıttığını’ söyledi ve bunu ‘onları katletmeye yönelik umutsuz girişimler’ olarak niteledi.

cdvfgbthy
El-Gadarif’teki Sudan askerleri, Kasım 2024 (AFP)

Çatışmanın iki tarafı olan Sudan ordusu ve HDK, özellikle ülkenin batısındaki Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir olmak üzere cephelerdeki çatışmalarda İHA’ların kullanımını yoğunlaştırıyor. Ordu, İran yapımı Muhacir 6 ve  Çin yapımı İHA’ları kullanıyor.

Davud, hedef alınan üssü teftiş ederken, ‘Sudan ordusunun yakında zafere ulaşacağına olan güveninin tam olduğunu’ ifade etti. Tümenin Ahlaki Rehberlik Bölümü'ne göre komutanın ziyareti, isyancı HDK milislerini yenmek için savaşa hazır olma durumunu değerlendirmenin bir parçası olarak, birliklerin hazırlık durumunu kontrol etmek ve eğitim programlarını takip etmek için gerçekleşti.

El-Muakil Üssü, Sudan'ın başkenti Hartum'un 177 kilometre kuzeyinde yer alıyor. Askeri bir kaynağa göre, el-Muakil Üssü’ne yönelik saldırı 11 kamikaze İHA tarafından gerçekleştirilmiş, bunlardan 10'u kara savunma güçleri tarafından düşürülmüş, bir İHA ise bir koğuşa isabet ederek, 10 askerin ölümüne ve hastaneye sevk edilen 5 askerin de yaralanmasına neden oldu.

Şendi'ye yönelik İHA saldırısı birkaç ay içinde düzenlenen dördüncü saldırı oldu.

Saldırıda hayatını kaybedenlerin sayısı bağımsız kaynaklar tarafından teyit edilemedi, ancak bölge sakinleri sayıların askeri kaynakların verdiği rakamlardan daha yüksek olduğunu söylüyor.

vfgb
Doğu Nil bölgesinde devriye gezen Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) milisleri (Arşiv - AP)

Son aylarda HDK, başta Atbara, ed-Damir, Meravi, Şendi, Kosti, Rabak ve el-Gadarif şehirleri olmak üzere ordunun kontrolü altındaki çeşitli bölgelere İHA’larla saldırılar düzenleyerek askeri karargahları, havaalanlarını ve hava üslerini hedef aldı. Ordu, savunmasının saldırıları başarıyla püskürttüğünü belirtirken, görgü tanıklarının hedef alınan bazı bölgelerde güçlü patlamalar duyduğunu bildirdi.

Askeri kaynaklara göre kasım ayının başlarında Şendi'deki 3’üncü Piyade Tümeni'nin havaalanına eş zamanlı olarak dört kamikaze İHA’yla saldırı düzenlenmiş ve İHA’lar hedefe ulaşamadan düşürülmüştü.

İran İHA’sı düşürüldü

HDK, dün İran yapımı Şahid 129 tipi bir İHA’nın Kuzey Hartum'da düşürüldüğünü duyurdu. HDK'nin Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, İHA’nın Kuzey Hartum ve Omdurman'da sivilleri bombalamaya devam ettiği, bunun da Sudan ordusunun elindeki askeri malzemelerin boyutunu açıkça ortaya koyduğu belirtildi.

HDK, Sudan'ın iç işlerine bariz müdahale olarak nitelendirdiği bu durumu kınayarak, uluslararası toplumu Sudan'ı ve bölgeyi, özellikle de Kızıldeniz'in güvenliğini tehdit eden bu müdahaleleri kınamaya çağırdı.

Sudan ordusu, son günlerde aktif bir askeri operasyon sahasına dönüşen Kuzey Hartum kentindeki HDK'nin tahkim edilmiş mevzilerine çeşitli eksenlerden saldırılar düzenlemeye devam etti.

Ordu güçleri, şehrin kuzeyindeki Halfaya ve Samarab mahallelerinin tamamını kontrol altına alarak önemli bir ilerleme kaydettikten ve Şambat bölgesinde hafif bir ilerleme sağladıktan sonra, ihtiyatlı bir şekilde Kuzey Hartum'a doğru ilerliyor.

x vfb
Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) ile Sudan ordusu arasında daha önce yaşanan çatışmalar sırasında Omdurman'da dumanlar yükseliyor. (Reuters)

Saha takiplerine göre ordu, HDK’nin büyük gruplarının halen konuşlandığı Kuzey Hartum'un tamamını açmak için ilk aşama olarak Kuzey Hartum'un en güneyinde bulunan Sinyal Birliği’ndeki güçleriyle birleşmeyi planlıyor.

Yerel kaynaklara göre, Şambat banliyösünde iki taraf arasında ayrı bölgelerde çatışmalar yaşanırken, ordu güçleri Sinyal Birliği'ne ulaşmak için yerleşim mahallerinin iç sokaklarından bölgeye girmeye çalışıyor.

Ordunun Kuzey Hartum'daki ilerleyişi, Omdurman, Hartum ve Kuzey Hartum’u geri almak için en büyük askeri operasyonu başlattığını duyurmasından sonra türünün en büyüğü.

HDK, Kuzey Hartum'un eski mahallelerinde, şehrin doğusundaki Kafuri bölgesinde konuşlanmış durumda ve varlıkları Nil'in doğusundaki bölgelere yoğun bir şekilde yayılıyor.

HDK halen başkent Hartum'un büyük bölümünü, ülkenin merkezindeki El Cezire eyaletini, Darfur bölgesindeki geniş alanları ve ülkenin batısında bulunan Kordofan'ın büyük bölümünü kontrol ediyor.