İsrail ateşkes anlaşmasını ‘ihlal ederek’ Lübnan'ın doğusuna hava saldırısı düzenledi

Lübnan'ın el-Hıyam kasabasında yıkılmış bir caminin yanından geçen insanlar (Reuters)
Lübnan'ın el-Hıyam kasabasında yıkılmış bir caminin yanından geçen insanlar (Reuters)
TT

İsrail ateşkes anlaşmasını ‘ihlal ederek’ Lübnan'ın doğusuna hava saldırısı düzenledi

Lübnan'ın el-Hıyam kasabasında yıkılmış bir caminin yanından geçen insanlar (Reuters)
Lübnan'ın el-Hıyam kasabasında yıkılmış bir caminin yanından geçen insanlar (Reuters)

Lübnan Ulusal Haber Ajansı (NNA), İsrail ordusu ile Hizbullah arasındaki ateşkes anlaşmasını ihlal eden bir İsrail hava saldırısının bugün şafak vakti Lübnan'ın doğusundaki Baalbek bölgesini hedef aldığını bildirdi.

Ajans, Baalbek'in batısındaki Litani Nehri kıyısına yakın Tarya ovasında bir evi hedef alan hava saldırısında ‘can kaybı’ yaşanmadığını belirtti.

AFP'ye isminin açıklanmaması kaydıyla konuşan bir güvenlik kaynağı, saldırının ‘02:40'ta Tarya ovasında Hizbullah'a ait olduğu düşünülen depoların hedef alınarak’ gerçekleştirildiğini söyledi.

İsrail ordusu ile Hizbullah arasındaki ateşkes anlaşması 27 Kasım günü şafak vakti yürürlüğe girdi. Ancak her iki taraf da ateşkesi ihlal etmekle suçlanıyor. İki taraf, Ekim 2023'te İsrail'in Gazze Şeridi'ne açtığı savaşın ardından sınır ötesi bombardımana başladı. Yaklaşık bir yıl sonra Tel Aviv, 23 Eylül'den itibaren Lübnan'a yönelik saldırılarını yoğunlaştırarak Hizbullah'ın güney ve doğu Lübnan'daki kalelerini ve Beyrut'un güney banliyösünü hedef aldı. İsrail ordusu 30 Eylül'de Güney Lübnan'ın sınır bölgelerinde kara operasyonlarına başladı.

Ateşkes anlaşması uyarınca, ateşkesin uygulanmasını ve her iki tarafın olası ihlallerini izlemek üzere Fransa, ABD, Lübnan, İsrail ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü’nden (UNIFIL) oluşan bir denetleme komitesi kuruldu ve Lübnanlı yetkililere ihlalleri durdurması için İsrail'e baskı yapmaları çağrısında bulunuldu.

İsrail ordusu pazar günü yaptığı açıklamada, ‘Lübnan ile İsrail arasındaki ateşkes ve anlaşmalar doğrultusunda silah depolama tesislerini’ imha ettiğini bildirdi.

Lübnan Başbakanı Necib Mikati pazartesi günü Güney Lübnan'a yaptığı bir tur sırasında el-Hıyam kasabasından yaptığı açıklamada, “Ordunun görevlerini tam olarak yerine getirebilmesi için izleme komitesi tam rolünü oynamalı ve tüm ihlalleri durdurması için İsrailli düşmana baskı yapmalıdır” dedi.

Aynı gün UNIFIL de ‘İsrail ordusunun süratle geri çekilmesi’ çağrısında bulundu.

Ateşkes anlaşması uyarınca Lübnan ordusu ve UNIFIL Güney Lübnan'daki konuşlanmalarını güçlendirecek ve İsrail ordusu 60 gün içinde geri çekilecek.

Lübnan Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığı, İsrail'in ateşkes anlaşmasını defalarca ihlal etmesini şiddetle protesto ederek, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ne bir şikâyet dilekçesi sunduğunu duyurdu.



Irak toplumu ve siyasiler, güvenlik heyetinin Şam ziyareti konusunda ikiye bölündü

Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera, Irak İstihbarat Servisi Başkanı Hamid eş-Şatri ile görüştü. (AFP)
Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera, Irak İstihbarat Servisi Başkanı Hamid eş-Şatri ile görüştü. (AFP)
TT

Irak toplumu ve siyasiler, güvenlik heyetinin Şam ziyareti konusunda ikiye bölündü

Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera, Irak İstihbarat Servisi Başkanı Hamid eş-Şatri ile görüştü. (AFP)
Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera, Irak İstihbarat Servisi Başkanı Hamid eş-Şatri ile görüştü. (AFP)

Irak'tan üst düzey bir heyetin ani gibi görünen ancak beklenen Şam ziyareti, Irak'ta keskin bir bölünmeye neden oldu. Irak İstihbarat Servisi Başkanı Hamid eş-Şatri başkanlığındaki heyetin, Suriye'yi ziyaret etmek ve yeni yönetimle görüşmek üzere iki gayriresmi heyetten önce Şam'a gittiği Iraklı çevrelerde konuşuluyordu.

Ebu Muhammed el-Culani olarak da bilinen Ahmed eş-Şera'nın Irak'taki faaliyetleri ve yıllar boyunca terör eylemleri gerçekleştiren köktendinci örgütlere katılımı konusunda Irak'ta toplumsal ve siyasi açıdan keskin bir bölünme söz konusu.

İdeolojik önyargılar nedeniyle siyasi ve toplumsal bölünmenin iç içe geçtiği Irak'ta kamuoyu, Suriye'deki yeni hükümete hoşgörüyle yaklaşan ‘Sünniler’ ve eş-Şera'nın cihatçı geçmişi göz önüne alındığında bunu yaklaşan bir tehlike olarak gören ‘Şiiler’ olmak üzere iki görüş arasında bölünmüş durumda.

Daha önce eş-Şera, Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani'ye bir mesaj göndererek muhaliflerle yeni bir sayfa açması çağrısında bulunmuş ve Heyetu Tahriru’ş-Şam'ın (HTŞ) Irak'ta hiçbir emelinin olmadığını belirtmişti.

Başkent Şam'ın el-Culani'nin eline geçmesinden yaklaşık iki gün önce Irak parlamentosunda Suriye'deki gelişmelerle ilgili görüşlerini açıklayan Sudani, HTŞ liderinin kendisine gönderdiği mesajı görmezden geldi.

Sudani'nin sözcüleri, Sudani’nin Askeri Sözcüsü Tümgeneral Yahya Resul tarafından dile getirilen ve Irak'ın bir ‘teröristle’ iletişim kurmayacağını söyleyen keskin askeri görüş ile Sudani'nin siyasi danışmanlarından biri tarafından dile getirilen ve Irak'ın ‘anlaşmaya varmak için bir ülke beklediğini’ söyleyen daha ılımlı siyasi görüş arasında bölündü.

Ancak olayların hızlı gelişimi beklemeye yer bırakmadı. Irak hem siyasi hem de güvenlik açısından harekete geçti. Güvenlik açısından, DEAŞ'ın Suriye'den girerek Irak topraklarının üçte birini işgal ettiği 2014 senaryosunun tekrarlanmasını önlemek için sınırlarını güçlendirmeye çalıştı. Siyasi açıdan ise Sudani, Suudi Arabistan ve Ürdün'e ziyaretlerde bulundu ve Arap Temas Grubu'nun Doha konferansına katıldı.

Gitmeli miyiz yoksa beklemeli miyiz?

Arap ve yabancı heyetlerin Suriye'ye akın etmeye başladığı bir dönemde, Suriye'deki durumla en çok ilgilenen komşu Irak, Şam'a heyet göndermedi. Ancak Şam, tüm belirtilere göre ve belki de diğer tüm heyetlerden daha fazla Irak heyetini bekliyordu. Yarı doğrulanmış bilgiler, Iraklı yetkililerin eş-Şera ile gizli görüşmeler yaptığını gösteriyor. Ancak bu isimlerin bizzat Sudani tarafından mı gönderildiği, yoksa bu isimlerden bazılarının Suriye denklemindeki mevcut güçlü taraf olan Türklerle ilişkileri neticesinde mi nabız tutmaya gönüllü oldukları bilinmiyor. Sudani ve siyasi ekibi, Irak siyasi ve toplumsal kamuoyundaki gelişmeleri, zorlukları ve bölünmeleri takip ediyor. Dolayısıyla erkenden bir heyet gönderilmesi, Sudani'nin Irak içindeki toplumsal bölünmeyi daha da derinleştirmek istemediği bir tür aciliyet olarak görünüyor. Üst düzey Irak heyetinin ziyareti, bir yandan beklenti ve bekleyiş, diğer yandan da Suriye'deki yeni duruma ilişkin pozisyon belirleme arasında gidip geldi.

Güvenlik mi siyasi mi?

Ahmed Eş-Şera'nın Irak heyetine liderlik eden İstihbarat Servisi Başkanı Hamid eş-Şatri'yi karşılama şekli dikkat çekiciydi. Gerek eş-Şera'nın ofisinden ayrılıp eş-Şatri'yi sarayın kapısında karşılaması, gerekse eş-Şatri'nin protokol açısından eş-Şera'nın muadili olmamasına rağmen Irak bayrağının Suriye bayrağının yanına koyulması bakımından karşılama protokolü ihlal ediliyor gibi görünüyordu. Şarku'l Avsat'ın aldığı bilgiye göre tüm bunlar Suriye'nin Iraklı yetkili ile ilgilenme derecesini yansıtıyor. Zira kendisi istihbarat servisinin başkanı ve Sudani’den eş-Şera'ya taşıdığı mesaja göre rolünün ötesinde konuşmuş olabilir.

Iraklılar karşılama şekli ve üslubundan memnun olduklarını ifade etseler de sonuçta kendilerini yine bölünmüş buldular. Eş-Şatri, eş-Şera'nın elini sıkmak için elini uzatırken, eş-Şera sadece el sıkışmakla kalmayıp eş-Şatri ile kafa tokuşturdu. Eş-Şera'nın eş-Şatri'yle kafa tokuşturmak için eğildiği sırada sırtında ceketinin altında susturucu takılmış bir tabanca taşıdığı kare tartışmalara yeniden kapı araladı. Eş-Şera'nın silahlı örgütlerdeki geçmişi göz önüne alındığında onun doğasının değişmeyeceğine inananlar olduğu gibi, bunu ne zamanında ne de uygun olan olumsuz bir mesaj olarak görenler de var. Iraklılar arasındaki bir diğer bölünme ise bazılarının heyetin sadece güvenlik amaçlı olduğunu söylemesi, diğerlerinin ise bunu siyasi olarak görmesi. Şam ve Bağdat arasındaki sorunun çözümüne bir adım daha yaklaşılana kadar Irak'taki tartışma bir süre daha devam edecek.

ABD baskısı                                                                                                                                                           

Sünni ve Kürt liderler, Irak heyetinin Şam ziyareti konusunda sessiz kaldı. Şiiler, Koordinasyon Çerçevesi güçleri içinde bile sessiz destekçiler ile ziyareti açıkça reddedenler arasında bölündü. Hadi el-Amiri'nin Bedir Örgütü ve Nuri el-Maliki'nin Kanun Devleti Koalisyonu liderleri tarafından dün yapılan açıklamalara göre ziyaret ABD baskısı altında gerçekleşti.

Muhammed Mehdi el-Beyati dün yaptığı açıklamada, eş-Şera'yı ‘terörist’ olarak niteleyerek, “Irak heyetinin eş-Şera ile görüşmesi, ABD'nin yeni bir oldubittiyi dayatmak amacıyla eş-Şera'nın sayfasını aklama ve Irak ve bölgede işlediği suçlardan kendisini temize çıkarma baskısı bağlamında gerçekleşiyor” dedi.

“Suçluları ve eski hükümlüleri halklara dayatma politikası ABD stratejisinde yeni bir şey değil; daha ziyade suç geçmişlerine uygun olarak kişilikleri destekleme konusundaki sürekli çabasını yansıtan eski ve sürekli bir yaklaşımı temsil ediyor” diyen el-Beyati, ‘ABD'nin ve onunla iş birliği yapan hükümetlerin karanlık siciline eklenen yeni bir leke’ olarak nitelendirdiği görüşmeyi eleştirdi.

Kanun Devleti Koalisyonu liderlerinden İsam el-Kureyti, Irak hükümetinin Şam'a resmi bir heyet gönderdiğini ve ABD baskısı altında yeni Suriye yönetimiyle görüştüğünü söyledi.