DEAŞ'lı sanılıp İslam düşmanı çıkan Noel pazarı saldırganı Talib Abdulmuhsin

Saldırıda 9 yaşındaki bir çocuk ve 45, 52, 67 ve 75 yaşlarındaki 4 kadın öldü (AP)
Saldırıda 9 yaşındaki bir çocuk ve 45, 52, 67 ve 75 yaşlarındaki 4 kadın öldü (AP)
TT

DEAŞ'lı sanılıp İslam düşmanı çıkan Noel pazarı saldırganı Talib Abdulmuhsin

Saldırıda 9 yaşındaki bir çocuk ve 45, 52, 67 ve 75 yaşlarındaki 4 kadın öldü (AP)
Saldırıda 9 yaşındaki bir çocuk ve 45, 52, 67 ve 75 yaşlarındaki 4 kadın öldü (AP)

Dünya yeni yıla coşkuyla girmeye hazırlanırken 20 Aralık akşamı Almanya'dan gelen haber pek çok kişiyi üzüntüye boğdu. Ülkenin kuzeydoğusundaki Saksonya-Anhalt eyaletinde yer alan Magdeburg kentinde sivillere saldırılmıştı.

Umutla geleceğe hazırlananların aklına bir anda geçmişin dehşet dolu hatıraları üşüştü. Yine bir Noel pazarı hedef alınmıştı. Bir otomobil sivillerin üzerine sürülmüş ve 200'den fazla kişi yaralanmıştı. Ölenler de vardı. 

Avrupa'daki El Kaide ve DEAŞ saldırılarını iyi hatırlayanların aklına ilk olarak Ortadoğu veya Kuzey Afrika kökenli, Batı'da tutunacak bir dal bulamamış genç bir radikal İslamcının bu eylemi gerçekleştirmiş olması ihtimali geldi. 

Evet saldırgan, Suudi Arabistan'da doğmuş biri çıktı. Ancak 50 yaşındaki bir doktor olması beklenmiyordu. Talib Abdulmuhsin'in sosyal medyada çizdiği İslam karşıtı profil kafaları iyice karıştırdı. 

Elon Musk ve sosyal medya platformu X'te (Twitter) bu profil yok sayılarak radikal sağı besleyen argümanlar ortaya atıldı. Şüphelinin takiye yaptığı öne sürüldü. 

Radikal sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi de zanlının kendilerine yönelik destek mesajlarını görmezden gelerek bu olayı göçmenlik karşıtı propaganda için kullandı.

Elon Musk, Almanya Başbakanı Olaf Scholz'un "derhal istifa etmesi gerektiğini" savunarak "Yalnızca AfD bu saldırıyı önleyebilirdi" ifadesini kullanan bir paylaşıma destek verdi.

Peki eylemiyle siyasi tartışmalara yol açan Talib Abdulmuhsin gerçekte kim?

Şii ailenin doktor oğlu

1974'te Suudi Arabistan'ın doğusundaki Hüfuf'ta doğdu. Çoğunlukla Şiilerin yaşadığı El-Ahsa bölgesine bağlı kentte yaşayan Abdulmuhsin ailesi de bu mezhepten. 

Talib, 2006'da Almanya'ya gitti. Stralsund kentinde yaşadığı 2011-2016'da uzmanlığını tamamladı. 2016'da mülteci statüsüne kavuştu. 

Alman basını, 2013'te ülke dışındaki eğitiminin tanınmasıyla ilgili bir sorun çıktığında Talib Abdulmuhsin'in tabipler birliğini arayarak tehditler savurduğunu ve 2013'taki Boston Maratonu'na yapılan saldırıyı hatırlattığını aktarıyor. 

Abdulmuhsin'in 2014'te de maddi destek isteyerek intihar tehdidinde bulunduğu bildiriliyor. 

Yetkililer, soruşturmalarında İslami aşırılıkçılık şüphesi yaratmayan Talib Abdulmuhsin'in zararsız olduğunu düşünmüş.

Talib Abdulmuhsin, Mart 2020'den beri Magdeburg'un 40 kilometre güneyindeki Bernburg'daki bir rehabilitasyon kliniğinde psikiyatrist olarak çalışıyordu.  

Bağımlılık sahibi suçlulara odaklanan klinik, saldırı sonrasında Talib Abdulmuhsin hakkında yaptığı açıklamada "Ekim 2024 sonunda beri tatil ve hastalık gerekçeleriyle çalışmıyor" ifadesini kullandı.

fbghtjyukı
Talib Abdulmuhsin olay yerinde kiralık BMW'sinin içinde yakalandı (RAIR Foundation/Reuters)

Şüpheli, 30 bin kişilik bir kasaba olan Bernburg'un merkezinin yakınlarındaki sakin bir sokakta yer alan üç katlı bir apartmanda yaşıyormuş. 

Alman medyası, hastaların Talib'in bozuk Almancasından, iş arkadaşlarınınsa tıp bilgisinden rahatsız olduğunu bildiriyor. 

Dr. Google adını taktıkları şüphelinin zaman zaman yanlış ilaçlar vererek hastaların hayatını tehlikeye attığı da iddialar arasında. 

Amacı neydi?

Yetkililer saldırının gerekçesine dair net bir şey söyleyemiyor. Ellerindeki kayıtların bir radikal İslamcıya işaret etmediğini belirtirlerken İçişleri Bakanı Nancy Faeser, şüphelinin İslamofobisinin apaçık ortada olduğunu bildirdi. 

Magdeburg Savcısı Horst Nopens, "Suudi mültecilere Almanya'nın gösterdiği muameleden rahatsızlık duyduğu için" Talib'in bu saldırıyı gerçekleştirmiş olabileceğini söyledi. 

ZDF kanalı 2015'in başından beri federal yetkililerin Talib Abdulmuhsin'in saldırı hazırlığı sinyali verdiğini bildiğini aktardı.

Ağustosta yaptığı ve "Almanya'nın Suudi mültecilere yönelik işlediği suçlardan" şikayetçi olduğu paylaşımdaki şu ifadeler dikkat çekiyor:

Bir Alman konsolosluğunu patlatmadan ya da Alman vatandaşlarını rastgele katletmeden adalete ulaşmanın bir yolu var mı? Ocak 2019'dan beri barışçıl bir yol arasam da bulamıyorum. Bilen biri varsa bana haber versin.

Yine aynı ay içinde "Almanya bizi öldürmek istiyorsa onları katledip öleceğiz ya da onurumuzla hapse gireceğiz" ifadesini kullanıyor.

Mayısta da "Alman terörizmi adaletle yüzleşecek. Bu yıl yüksek ihtimalle adaleti getirmek isterken öleceğim" demiş. 

Talib Abdulmuhsin dünya medyasının da bildiği biri. "İslam'ı terk eden Suudi Arabistanlıların Avrupa'ya kaçışına yardım eden bir aktivist" olarak BBC'ye dahi konuşmuş. 

Temmuz 2019'da yayımlanan bir belgeselde wearesaudis.net adlı bir site kurarak kendisi gibi ateist olan Suudi Arabistan yurttaşlarına yardım etmeye çalıştığını anlatıyor. 

Günde 10-16 saatini iltica etmek isteyen Suudlara yardım için harcadığını ve kendisine ulaşanların yüzde 90'ının kadın olduğunu söylüyor.

Haziran 2019'da Almanya'nın FAZ gazetesine konuşarak "İyi İslam yoktur" gibi ifadeler kullanmış.

Fransız haber ajansı AFP, 2022'de konuştukları Abdulmuhsin'in "Katı İslami yetiştirme biçimi, Müslümanların özellikle de kadınların tüm sorunlarının sebebi" dediğini aktarıyor.

Frankfurter Rundschau adlı gazeteye verdiği röportajda da dinden çıktığı için ölüm tehditleri aldığını söylüyor.

X hesabı da göçmen karşıtı AfD gibi radikal sağ partileri, Elon Musk'ı ve İsrail'i sevdiğini, Almanya Başbakanı Olaf Scholz'u ise yerdiğini ortaya koyuyor. 

Saldırının hemen sonrasında tutuklanmadan önce yaptığı bir paylaşımda Alman polisinin e-posta adresini ele geçirdiğini öne sürdüğünü söylemiş. 

Almanya Federal Kriminal Dairesi Başkanı Holger Münch, Suudi Arabistan'ın Kasım 2023'te kendilerini uyardığını ancak şüpheliyle ilgili net bir bilgi vermediğini olaydan sonra açıkladı. 

CNN'in Suudi Arabistan'daki kaynaklarından biri, 2007'de radikal görüşlerinden dolayı Abdulmuhsin hakkında Almanya'yı uyardıklarını ve "firari statüsünde" olduğunu belirterek onun iadesini istediklerini söyledi. Almanya, Abdulmuhsin'in Suudi Arabistan'a dönmesi halinde güvende olmayacağını düşünerek bu talebi reddetmiş.

cdfgthy
Otomobilde bulunan vasiyette saldırgan tüm varlığını Kızılhaç'a bağışladığını yazmış (AP)

Bir diğeriyse en az 4 resmi bildirim yaptıklarını aktardı. 

Washington Post'un kaynaklarıysa Abdulmuhsin'in genç kadınları dinden çıkıp Almanya'ya iltica etmek üzere ayarttığı gerekçesiyle Riyad'ın radarına girdiğini söyledi. 

Takiye mi yapıyor?

Talib Abdulmuhsin'in radikal İslamcı örgütlerle bilinen bir bağı yok. Ancak Noel pazarını hedef alarak tam da bu örgütlerin düzenleyebileceği tarzda bir eylem gerçekleştirdi. 

Göçmen karşıtları şüphelinin paylaşımlarının gerçek düşüncelerini yansıtmadığını iddia ediyor. Abdulmuhsin'in "takiye yaptığını", aslında İslam'ı hiçbir zaman terk etmediğini ve hatta Suudi Arabistan adına yurtdışındaki muhalifleri fişlediğini öne sürenler dahi var. 

X'te onbinlerce takipçisi bulunan saldırganın açık açık destek verdiği AfD'nin eş başkanı Alicia Weidel de tüm bu paylaşımları bir kenara atarak pazartesi günü Magdeburg'da bir miting düzenledi. "Güvenli yaşam için değişim" çağrısı yaparken kalabalıklar da "Onları sınır dışı et" sloganları attı. 

Şehirde AfD karşıtı gösteriler düzenleyen protestocular, radikal sağcı partinin olayı "siyasi istismar aracı olarak kullandığını" savunuyor.

Zanlıyı tanıyanlar onun hakkında ne diyor?

Almanya'daki Suudi diyasporasının iyi tanıdığı bir isim olan Abdulmuhsin iltica başvurusunda bulunanlara, özellikle de kadınlara yardımcı olmaya çalışan bir kişi gibi görülüyormuş.

Profesyonel yaşamında birlikte çalıştığı kişilerse, onun kadınlara kötü davrandığını söyleyerek buna inanamıyor. 

Berlin merkezli Avrupa Suudi İnsan Hakları Örgütü'nün hukuk direktörü Taha el Hacı, tüm çabalarına rağmen Abdulmuhsin'in Suudi toplumunda "bir parya" gibi görüldüğünü söylüyor. 

"Kendini çok büyük gören ve psikolojik olarak sorunlu biri. Bu kesinlikle İslami gerekçelerle düzenlenmiş bir saldırı değil" diyor. 

CNN de 2019'da Suudi Arabistan'dan Gürcistan'a kaçan iki kadın hakkında haber hazırlarken Abdulmuhsin'le temasa geçtiklerini bildiriyor. Onunla iletişimde olan CNN çalışanı, önceki aylarda agresif mesajlar ve asılsız iddialarla dolu mesajlar almaya başlayınca onu engellemiş. 

CNN'e gönderilen mesajlarda Atheist Refugee Relief adlı Almanya merkezli insan hakları örgütü de hedef alınmış.

Abdulmuhsin, kadınlara "İltica talebinde bulunurken İslam'ı terk ettiğinizi söyleyin" gibi bir telkinde bulunup bulunmadığını örgütün kendisine sorduğunu belirtmiş. 

Atheist Refugee Relief, sosyal medyada da kendilerini hedef alan Abdulmuhsin'i 2019'da polise şikayet ettiğini ve davanın temyiz aşamasında olduğunu bildiriyor.

Abdulmuhsin'in Suudi Arabistan'dan kaçanların kimliğini kamuyouna duyurarak destek toplamaya çalışması da eleştirilmiş. İltica başvurularının reddedilmesi durumunda Suudi Arabistan'da sıkıntı yaşanacağını belirtenler olmuş. 

zx vfdb
Suudi Arabistan onu insan kaçakçılığı ve terörizmle suçluyordu (AFP)

Council of Ex-Muslims adlı bir başka sivil toplum kuruluşunun başkanı Mina Ahadi, şüpheli için "Yıllardır bizi terörize ediyordu" diyor. Örgütün solcu eğilimlerini eleştirerek onları gizlice İslamcılığı desteklemekle suçluyormuş. 

Kanadalı aktivist Yasmine Mohammed de onu internet üzerinden tanıyanlardan. Olay sonrasında verdiği röportajda Abdulmuhsin'in kendisine "4-5 yıldır saplantılı bir şekilde İngilizce mesajlar gönderdiğini" ve son yıllarda dengesiz sözleri yüzünden ondan uzaklaştığını söylüyor.

Tanıdığı kişilerin Suudi Arabistan'dan kaçmasına yardım ettiğini ve bunlar arasında Rahaf Mohammed'in de olduğunu belirtti. Rahaf Mohammed, Kanada'ya sığındıktan sonra OnlyFans hesabı açarak Türkiye'de de gündem olmuştu. 

Yasmine Mohammed, "narsisist, agresif, sinirli ve talepkar" diye tanımladığı Abdulmuhsin'in takiye yapmadığı görüşünde:

Bence aklı karışmıştı ve şaşkındı. Tartışmalı şeyler söylemeyi seviyordu. Hamas'ı desteklediği bir tweet var ama orada alaycı konuşuyor.  Sahte bir eski Müslüman olduğunu düşündürecek hiçbir şey görmedim. Gerçekten o dinden nefret ediyordu ve ondan kaçanlara yardım etmek istiyordu. Maalesef sonunda Alman halkından da nefret eder oldu. Müslümanların geçmişte yaptığı eylemlerin yöntemini benimseyerek sahte bayrak operasyonu düzenlemiş olabilir.

Kaynaklar: AFP, AP, BBC, CNN, Middle East Forum, N-TV, Reuters, Spiegel, Wall Street Journal, Washington Post



Cumhurbaşkanı Erdoğan YPG’ye yönelik operasyonların ve Şam'ı desteklemek için atılacak büyük adımların ipuçlarını verdi

Cumhurbaşkanı Erdoğan AK Parti Bursa 8. Olağan İl Kongresi'nde konuşurken, 28 Aralık 2024 (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Erdoğan AK Parti Bursa 8. Olağan İl Kongresi'nde konuşurken, 28 Aralık 2024 (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
TT

Cumhurbaşkanı Erdoğan YPG’ye yönelik operasyonların ve Şam'ı desteklemek için atılacak büyük adımların ipuçlarını verdi

Cumhurbaşkanı Erdoğan AK Parti Bursa 8. Olağan İl Kongresi'nde konuşurken, 28 Aralık 2024 (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Erdoğan AK Parti Bursa 8. Olağan İl Kongresi'nde konuşurken, 28 Aralık 2024 (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Türkiye’ye yakın Suriyeli muhalif gruplar arasındaki şiddetli çatışmalar Halep'in doğusundaki Tişrin Barajı çevresinde devam ediyor. Öte yandan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'nın Türkiye’nin güney sınırlarını güvence altına almak için yeni tedbirler alacağını doğruladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin 2025 yılına güney sınırlarının güvenliğini güçlendirecek ve ‘terör tehditlerini’ ortadan kaldıracak yeni adımlarla başlayacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin güney sınırlarının ötesinde güvenliği sağlayıp gerek PKK gerek Suriye'deki uzantısı (SDG'nin en büyük bileşeni olan Kürt ağırlıklı YPG) gerekse DEAŞ olsun, halkın güvenliğini ve bölgenin istikrarını tehdit eden örgütleri ortadan kaldırma konusundaki kararlılığını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan dün, AK Parti Bursa 8. Olağan İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin 13 yıllık insani kriz boyunca Suriye halkına yönelik rolüne ve iç savaştan kaçan 3 milyondan fazla Suriyeliye ev sahipliği yaptığına işaret etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin ülkelerine dönmek isteyen Suriyelilerin gönüllü, güvenli ve onurlu bir şekilde geri dönmelerini sağlamak için yardım etmeye devam edeceğini vurguladı.

Bursa'nın tıpkı geriye kalan Anadolu coğrafyası gibi koca yürekli bir şehir olduğunu, Balkanlar'dan Kafkaslar'a, Şam'dan Halep'e kadar kardeşleri bulunduğunu, Bursa'nın Hama ve Şam'ın da kardeşi olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi’ni (CHP) ülkedeki Suriyeliler meselesini olumsuz propaganda için istismar etmeye devam etmekle suçladı. Erdoğan, Suriyelilerin ülkelerine dönmelerinin, onların varlığını siyasi istismar aracı olarak kullananları üzdüğünü belirtti.

Halep'in doğusunda gerilim tırmanıyor

Diğer taraftan Türkiye’ye yakın Suriye Milli Ordusu (SMO) grupları ile YPG öncülüğündeki SDG arasında Halep'in doğusunda, Türkiye sınırındaki Ayn el-Arap (Kobani) ilçesi yakınlarında bulunan Tişrin Barajı çevresinde yaşanan şiddetli çatışmalar cuma gecesi ve cumartesi sabahı devam etti.

SDG tarafından yapılan açıklamada, SMO gruplarıyla yaşanan çatışmaların birçok cephede devam ettiği ve bazı haberlere göre biri komutan 17 unsurun öldürüldüğü belirtildi. Açıklamada “SDG, Tişrin Barajı ve Karakozak Köprüsü yakınlarındaki SMO mevzilerini füzelerle hedef alırken SMO grupları, Ayn el-Arap’ın güneyindeki Aslanki köyüne yoğun topçu ateşiyle karşılık vererek sivil kayıplara ve ağır maddi hasara neden oldu” denildi.

vjuk
Tişrin Barajı ekseninde ilerlemeye çalışan SDG güçleri (Getty)

Sultan Süleyman Şah Tümeni (Emşat) ile SDG arasında Kalkil köyünün eteklerinde şiddetli çatışmalar yaşandı. SDG'nin es-Saideyn köyüne sızma girişimi püskürtülürken 7 SDG üyesi öldürüldü. Ayn el-Arap, Türkiye’nin SDG’nin kontrolündeki bölgelere yönelik son saldırılarını kınamak amacıyla düzenlenen büyük bir halk protesto gösterisine sahne oldu. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi SOHR’un aktardığına göre göstericiler, Türkiye karşıtı sloganlar atarken SDG bayrakları ile “Hepimiz SDG'yiz” yazılı pankartlar taşıdı.

Bu arada SDG üyelerinin Rakka’nın kuzeyindeki Tel Abyad’ın güneybatı kırsalında yer alan Nebe es-Selam bölgesindeki toprak barikatlara yakın noktalara sızma girişimine karşı koyan SMO gruplarından Feylak el-Mecd grubunun 3 üyesi yaralandı.

Nebe es-Selam'da konuşlu Türk topçu birlikleri Ebu Rasin kırsalındaki birkaç köyü hedef aldı ve Tel Tamer kırsalındaki bölgeleri bombaladı. SDG'ye bağlı Rakka Askeri Konseyi güçlerinin Rakka kırsalındaki Ayn İsa köyünün doğusunda yer alan Ummu’l-Beramil köyüne sızma girişimini püskürtmesi sonucu Türkiye yakın grupların iki üyesi hayatını kaybetti.

fvegb
SDG’ye destek gösterisinden bir kare (AFP)

Öte yandan SDG, aralık ayı başlarında Türkiye’ye yakın gruplar tarafından ele geçirilen Halep'in doğusundaki Münbiç’in merkezinde bulunan Ulu Cami önünde meydana gelen bombalı saldırının sorumluluğunu reddetti. SDG tarafından yapılan açıklamada, cumayı cumartesiye bağlayan gece Münbiç'te meydana gelen saldırı ‘terör saldırısı’ denilerek kınanırken SDG’nin bu olaya karıştığı yönündeki suçlamalar reddedildi. SDG açıklamada, Münbiçlileri ve akil adamlarını, ‘sivilleri öldürme, yağmalama ve terörize etme suçları giderek artan işgalin paralı askerleri’ olarak tanımladığı ‘gerçek failleri’ ortaya çıkarmak için el ele vermeye çağırdı.

grth5y
Münbiç'te Ulu Cami önünde bomba yüklü araçla saldırı düzenlendi (X)

Suriye Sivil Savunma Teşkilatı, Münbiç'in merkezindeki Ulu Cami önünde bomba yüklü bir aracın infilak ettiğini bildirmişti.

Şam’ın desteklenmesi

Diğer yandan Türk makamları, Türkiye'nin Şam'da Ahmed eş-Şera başkanlığındaki yeni Suriye yönetimine verdiği destek bağlamında, yeni Suriye yönetiminin talebi üzerine Suriyeliler için kimlik, pasaport ve ehliyet gibi resmi belgelerin basılmasına yardımcı olmak üzere hazırlıklara başladı.

İktidara yakınlığıyla bilinen Türkiye gazetesinin haberine göre Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye yönetiminin her alandaki taleplerinin karşılanması için tüm bakanlara gerekli talimatları verdi. Türk makamları tarafından yapılan hazırlıklar çerçevesinde Suriye vatandaşlarının ihtiyaçlarını karşılamak üzere Türkiye'de kullanılan ve elektronik çiplere dayanan akıllı belgelere benzer bir sistem benimsenecek. Suriye'deki durumun istikrara kavuşmasının ardından, geçici koruma aşamasının sona ermesiyle iki ülke arasındaki dolaşımın daha iyi düzenlenmesine katkıda bulunmak amacıyla, Suriye ve Türkiye arasında giriş ve çıkışlar için bir vize sisteminin uygulanmasına yönelik bir plan geliştirilecek.

Geçici koruma statüsünün iptal edilmesinin ardından Türkiye'de ikamet etmeye devam edecek Suriyelilere yönelik olarak, kalıcı ikamet ya da çalışma izni verilmesi yahut belirli süreli vize sisteminin uygulanması gibi yeni seçeneklerle ilgili de çalışmalar devam ediyor.

Suriyelilerin geri dönüşüne ilişkin istatistikler, ülkelerine dönmek isteyenlerin oranının yüzde 45'ten yüzde 70'e yükseldiğini gösterdi.

rgthyj6u7k
Suriyeliler evlerine dönmek için Türkiye sınır kapılarından ayrılmaya devam ediyor (AFP)

Milli Eğitim Bakanlığı’ndan kaynaklar, Suriye'de birçok alanda çalışmaların başlatılması için harekete geçildiğini söylediler. Kaynaklara göre okulların onarımı ve inşası ile öğretmen ve idari personelin eğitiminden, bilimsel ve teknolojik gelişmeler doğrultusunda yeni eğitim müfredatlarının hazırlanmasına, meslek okulları açılarak ekonomik kalkınmanın desteklenmesinden, Suriye'de yıllardır süren savaş ortamından etkilenen ailelere ve çocuklara psikolojik ve sosyal destek sağlanarak okula dönebilmelerine kadar pek çok alanda çalışmalar yürütülüyor.

Yeni iş birliği

Öte yandan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Encümen Toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, belediyeler arası iş birliğinin yeniden tesis edilmesi ve sürdürülebilir bir temele oturtulması konusunu görüşmek üzere TBB’nin bir heyet ile en kısa zamanda Suriye'yi ziyaret edeceğini söyledi.

Dün yaptığı açıklamada, yerel yönetimlerin Suriyeli mültecilerin gönüllü, güvenli ve onurlu bir şekilde geri dönüşlerine katkıda bulunması gerektiğine inandığını ifade eden İmamoğlu, “TBB olarak başta Şam olmak üzere Suriye'deki şehirlerin ihtiyaçlarını yerinde tespit etmek amacıyla bir TBB heyetinin en kısa zamanda Suriye'yi ziyaret etmesini hep birlikte kararlaştırdık” dedi.

TBB heyetinin Şam ziyareti için Dışişleri Bakanlığı ve Türkiye'nin Şam Büyükelçiliği ile koordinasyon halinde olduklarını açıklayan İmamoğlu, ziyaretin en kısa zamanda gerçekleşmesini ve TBB’nin Türk belediyelerinin deneyimlerini Suriye'deki yerel yönetimlerle paylaşmasını umduğunu söyledi.