Burhan ve Hamideti'den Bağımsızlık Günü konuşmaları: Zafer çok yakın

Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Burhan savaşı sona erdirmek için gerçek müzakerelere önem vermezken HDK Komutanı Hamideti, HDK üyelerinin orduya alternatif olmayacağını söyledi

Burhan ve Hamideti'den Bağımsızlık Günü konuşmaları: Zafer çok yakın
TT

Burhan ve Hamideti'den Bağımsızlık Günü konuşmaları: Zafer çok yakın

Burhan ve Hamideti'den Bağımsızlık Günü konuşmaları: Zafer çok yakın

Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile rakibi Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Muhammed Hamdan Dagalu (Hamideti) her yıl 1 Ocak'ta kutlanan Sudan'ın Bağımsızlık Günü vesilesiyle yaptıkları konuşmalarda bir kez daha yüksek bir ton kullandılar. Burhan, “Zafer saati yaklaştı ve kararlılık zamanı geldi” ifadelerini kullanırken Hamideti cephelerde elde ettiklerini söylediği büyük askeri zaferlerden söz etti.

Burhan, salı günü Bağımsızlık Günü’nin 69’uncu yıl dönümünde yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Savaşı Sudan halkının lehine çözmeye hazırlanıyoruz. Ancak bu durum, savaşı sona erdirecek ve vatandaşların güvenli bir şekilde geri dönmesini sağlayacak gerçek bir girişimde bulunmamızı engellemez. Savaşın durdurulması çağrısında bulunan birçok girişim ve platform oldu. Fakat savaşın patlak verdiği 15 Nisan 2023 öncesine dönmek mümkün değil.”

Egemenlik Konseyi Başkanı, ‘bu katillerin, suçluların ve destekçilerinin Sudan halkı arasındaki varlığının bir daha asla kabul edilemeyeceğini’ vurguladı.

Sudan hükümetinin insani yardım çalışmalarının ve yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasını sağladığını söyleyen Burhan, sivilleri korumak için uluslararası yasalara uymaya devam edeceklerini, kıtlık söylentilerinin tamamen iftira olduğunu ve Sudan'ın iç işlerine müdahale etmeyi amaçladığını belirtti.

Burhan ve Hamideti bu konuşmaları yaparken Sudan ordusu ile HDK arasında şiddetli çatışmalar başkent Hartum, Darfur ve orta kesimlerde yer alan el-Cezire eyaletinde halen devam ediyordu.

Yol ayrımı

Öte yandan HDK Komutanı Muhammed Hamdan Dagalu dün yaptığı konuşmada, ülkenin ‘Sudan ordusu ve siyasal İslamcı hareketin liderleri tarafından körüklenen ve 21 aydır devam eden yıkıcı savaşın ardından bir yol ayrımında’ olduğunu söyledi.

Hamideti, Bağımsızlık Günü vesilesiyle yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Cesur güçlerimiz, yüksek askeri etkinliğimizin bir kanıtı ve demokratik geçişi korumak için halkın davalarına bağlılığının pratik bir göstergesi olan büyük ve geniş askeri zaferler elde etmeyi başardı.”

HDK'nin savaş tamtamları çalan eski rejimin kalıntıları ve onların uzantılarını peşine düşmeye kararlı ve muktedir olduğunu vurgulayan Hamideti, “Çeşitli cephelerdeki başarısız saldırılarıyla güçlerimizi yenilgiye uğratmaya çalışıyorlar” dedi.

Hamideti, sözlerini şöyle sürdürdü:

“HDK'nın devam eden askeri zaferlerinin ve düşmanın Hartum, Darfur, Kordofan ve el-Cezire’de uğradığı yenilgilerin ardından Port Sudan'daki askeri elitler, bu savaştaki başarısızlığı kabul etmek, seferberliği, savaşmayı ve ülkeyi tahrip etmeyi durdurmak ve savaşı sona erdirmenin ve Sudan halkının çektiği acılara son vermenin yolunu açmak zorundalar.”

Sudan topraklarının ve halkının birliğine olan sıkı sıkıya bağlı olduğunu ifade eden Hamideti, sivil yönetimin iktidarı devralması konusunda kararlı olduklarını belirterek gerçek bir demokratik sistemin inşa edilmesi gerektiğini vurguladı.

Hamideti ayrıca HDK'nın ‘eski rejim ve onun müttefiki olan liderler tarafından siyasallaşma, adam kayırma ve yolsuzluk gibi yollarla yok edildiğini söylediği Sudan ordusuna alternatif bir ordu olmayı ne amaçladığını ne de arzuladığını’ belirtti.

Siyasete müdahale etmeyen ve sivil kontrol ve denetime tabi olan yeni, profesyonel ve milliyetçi bir ordu kurma sözünü bir kez daha yineleyen Hamideti, bölge ülkelerini ve uluslararası toplumu, Port Sudan’daki hükümet yetkililerin inkar etmeye çalıştığını öne sürdüğü milyonlarca Sudanlının hayatını tehdit eden ‘kıtlıkla’ mücadele etmek için daha fazla insani yardım sağlamaya çağırdı.

Çeşitli bölgelerde sivillere yönelik ağır ihlallerden duyduğu ‘derin üzüntüyü’ dile getiren Hamideti, “Kontrolümüz altındaki bölgelerde kanun kaçaklarını kontrol altına almak için yoğun ve sürekli çaba sarf ettik ve çoğu alanda başarılı olduk” şeklinde konuştu.

Sudan genelindeki HDK üyelerini vatandaşları korumalarının yanı sıra kamu ve özel mülklerin güvenliğini sağlamaları yönündeki talimatlarını yineleyen Hamideti, adaleti sağlamak için gerekli mahkemeler ve idari tedbirler yoluyla suçluları caydırma ve sorumlu tutma sözü verdi.

Hamideti, nefret söylemi ve ırkçılığın yayılmasının, döviz bozdurma önlemleri, çok sayıda Sudanlının kimlik belgesi alma hakkının engellenmesi ve sözde yabancı yüzler yasası gibi eski rejimin kalıntılarının uyguladığı bazı bölücü politikalar nedeniyle zayıflayan ulusal birliği tehdit ettiğini söyledi.

İç savaş

Siyasal İslamcı hareketin destekçilerinin şu anda bölgede olduğu gibi silahlı paralı askerler kullanarak Darfur'da uygulamaya çalıştıkları iç savaş planlarına karşı uyaran HDK Komutanı, “Sudan'ın bazı bölgelerinde ırk, renk ya da bölge temelinde işlenen cinayetler derhal durdurulmalı” ifadelerini kullandı.

Tüm tarafları savaşı uzatan ve gelecekte başka savaşların fitilini ateşleyebilecek ırkçı ve bölgeselci söylemlerden kaçınmaya çağıran Hamideti, savaşın kuzey ile güney, doğu ile batı arasında değil, demokrasi ve özgürlük düşmanı güçler arasında olduğunu söyledi.

Sudan ordusunun son aylarda ülkenin merkezinde ve Hartum'da gerçekleştirdiği askeri ilerlemelere rağmen, HDK halen başkent Hartum'un büyük bölümünü, ülkenin orta kesimlerindeki el-Cezire eyaletini, Darfur'un büyük bölümünü ve güneydeki Kordofan eyaletinin büyük bölümünü kontrol ediyor.

Sudan ordusu ile HDK arasındaki savaş 21 ayı aşkın bir süredir devam ederken savaş, on binlerce kişinin ölümüne ve 14 milyondan fazla kişinin evlerini terk etmesine neden oldu.



Meşruiyet kazanma ile iç ve dış zorluklar arasında yeni Suriye yönetimi

Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera (Reuters)
Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera (Reuters)
TT

Meşruiyet kazanma ile iç ve dış zorluklar arasında yeni Suriye yönetimi

Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera (Reuters)
Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera (Reuters)

Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden sonra Suriye'deki diplomatik hareketlilik her geçen gün artıyor; Arap ve yabancı heyetler yeni yönetimin yetkilileriyle görüşmek üzere Şam'a akın ediyor ve bu da yönetime bir tür meşruiyet kazandırıyor.

Dışişleri bakanları, diplomatlar ve üst düzey yetkililer Esed sonrası Suriye'ye farklı nedenler ve yönelimlerle gitmiş olsalar da bu ziyaretler mevcut yönetimin zımnen tanınması anlamına geliyor. Kuşkusuz bu yeni yönetime güç veriyor.

Gözlemciler, yeni yönetime meşruiyet kazandırmanın temellerini sağlamlaştırması için iyi bir fırsat olduğuna inanıyor. Bu fırsat, iktidarların devrildiği ve yeni yöneticileri tanımak yerine uluslararası örgütlere üyeliklerinin askıya alınması gibi cezalandırıcı tedbirlerin uygulandığı önceki birçok örnekte mevcut olmayabilir.

Ancak bazıları, Esed rejiminin uluslararası arenadaki etkili aktörlerin çoğu tarafından kabul görmemesini, benzer vakaların ele alınışındaki çifte standartla açıklayabilir. Diğer bir grup ise rejim değişikliğinin genellikle askeri hareketler tarafından gerçekleştirildiğini savunuyor. Suriye örneğindeki paradoks, Esed rejiminin başta Heyetu Tahriru’ş-Şam (HTŞ) olmak üzere saflarında yabancıların da bulunduğu silahlı gruplar tarafından devrilmiş olmasıdır.

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesinin ardından Sednaya Cezaevi’nden serbest bırakılan mahkumlar için düzenlenen kutlamaya katılan bir Suriyeli (Reuters)Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesinin ardından Sednaya Cezaevi’nden serbest bırakılan mahkumlar için düzenlenen kutlamaya katılan bir Suriyeli (Reuters)

Geçiş yönetiminin zorlukları

Esed rejiminin HTŞ tarafından ani bir şekilde devrilmesi, 13 yıllık iç savaşa ve onlarca yıllık baskıcı yönetime katlanan Suriyelileri sevince boğdu. Foreign Affairs dergisinde yayınlanan bir yazıda, geçiş yönetiminin karşılaşabileceği zorlukların altı çizildi.

Söz konusu yazıda şu ifadelere yer verildi: “Şam'da yeni bir hükümet şekillenirken hem Suriyeliler hem de yabancı gözlemciler bu hükümetin kapsayıcılığı ve temsili konusunda endişe duyuyor. Suriye'deki etnik ve dini gruplar arasındaki çözülmemiş gerginliklerin yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera'nın ülkeyi birleştirme ve iktidarını sağlamlaştırma çabalarını engelleyebileceğine dair endişeler var.”

Foreign Affairs, ABD'nin yakın vadede yapacağı tercihlerin ‘yeni yönetimin otoritesini Suriye geneline yayma ve yeniden inşa etme kabiliyetini etkileyeceği’ değerlendirmesinde bulundu.

Yazının devamında, “Suriye'nin yeni liderlerine şüpheyle yaklaşmak için nedenler var. Bunlardan biri savaşın yıkıma uğrattığı ülkenin vahim durumu. Zira Suriyelilerin yüzde 70'inden fazlası yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Suriye'nin gayri safi yurt içi hasılası (GSYİH) 2011'den bu yana 60 milyar dolardan 10 milyar dolara düştü. Yeniden yapılanmanın 400 milyar dolara mal olması bekleniyor” ifadeleri yer aldı.

Dergi, yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera'nın ‘yeni koşullara uyum sağlama becerisini de kanıtladığını’ belirtti. Yazıda, “2017'de Suriye'nin İdlib vilayetini ele geçirdikten sonra sıfırdan bir proto-devlet inşa etmeye başladı ve Suriye ulusal gündemini benimsemek için HTŞ’den çok sayıda yabancı savaşçıyı ülkelerine gönderdi. Önceki amaçlarını reddetti. Bu da HTŞ'nin sonunda Şam'a yürümesini sağladı. Eş-Şera ayrıca küçük Hıristiyan ve Dürzi topluluklarına da ulaştı... Kadınların eğitiminin önemi üzerine konuştu ve Batılı ülkelerle sivil toplum kuruluşlarından gelen insani yardımlara kapı açtı” denildi.

ABD’nin tutumu ve ‘birleşik bir devlet’

Washington yönetimi için belki de en önemli şey, ABD'nin Suriye'deki hedeflerine büyük ölçüde ulaşmış olmasıdır. Esed rejimi sona erdi, İran ve Rus güçleri Suriye'den çekildi. Suriye'deki değişimi özellikle İran için büyük bir kayıp olarak gören dergiye göre, “Suriye'de dost bir hükümetin kaybedilmesi büyük bir darbedir. Tahran, Lübnan'daki Hizbullah'a silah aktarmak için kullandığı ana güzergâhını kaybetti. Böylece Tahran yönetimi, ciddi şekilde zayıflattığı direniş eksenini yeniden inşa etme yolunu kaybetmiş oldu.”

Foreign Affairs, Washington'un tutumunu ve askeri varlığını sürdürme ihtiyacı duymamasını ya da başlangıçta Esed rejimini zayıflatmayı amaçlayan ezici yaptırımları açıklayabilecek nedenleri sıraladı. Dergi, Amerikan güçleri ve ABD tarafından desteklenen Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) Suriye'nin kuzeyinde DEAŞ'a ciddi zarar verdiğinden bahsetti.

Yeni güvenlik güçlerinin bir üyesi, Humus'ta devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed yanlılarını gözaltına almak için düzenlenen operasyon sırasında tankların önünde yürüyor. (AP)Yeni güvenlik güçlerinin bir üyesi, Humus'ta devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed yanlılarını gözaltına almak için düzenlenen operasyon sırasında tankların önünde yürüyor. (AP)

Suriye'deki yeni yönetim yetkililerinin göreve gelmelerinin üzerinden birkaç hafta geçmeden aldıkları kararlar ve yaptıkları açıklamaların yarattığı endişe ve tartışmaların ortasında Amerikan dergisi, yeni Suriye ve komşuları için en iyi senaryonun, uzun vadede bölgesel istikrarı artıracak diplomatik anlaşmaları müzakere edebilecek birleşik ve uyumlu bir devletin kurulması olduğu değerlendirmesinde bulundu.

Dergi, bunun alternatifinin ise zayıf, bölünmüş ve çatışmaya eğilimli bir Suriye olduğu uyarısında bulundu. Böyle bir sonuç bölgede uzun vadeli ve giderek daha maliyetli bir Amerikan askeri varlığını gerektirebilir. Şarku’l Avsat’ın Foreign Affairs’ten aktardığına göre bu durum Türkiye için de sorun yaratır. Irak'taki hassas inşa sürecini tehlikeye atar ve yeni bir Suriyeli göç dalgasına neden olur.

ABD, bu senaryodan kaçınmak için yeni Suriye hükümetine bir şans vermeli ve Şam'ın Suriye'nin kuzeydoğusundaki tarım ve petrol zengini vilayetlerin kontrolünü yeniden ele geçirmesine müsaade ederek güçlerini ülkeden çekmelidir. Ancak Washington'un öncelikle eş-Şera’nın DEAŞ'ı kontrol altında tutma kabiliyetine ve iradesine sahip olduğuna ve yeni hükümetin Suriye'deki Kürtlerin güvenliğini ve entegrasyonunu sağlayacağına, gerekirse bunu yapmak için Ankara'yla arasına mesafe koyacağına dair güvence vermesi gerekiyor.

Suriye Demokratik Güçleri (Reuters)Suriye Demokratik Güçleri (SDG) (Reuters)

Dergi, ABD'nin yaptırımları kaldırmasının ‘Suriye'ye yabancı yatırım yapılmasına ve hükümetin uluslararası bankacılık sistemine erişimine olanak sağlayacağını’ belirtti.

Analistlere göre eş-Şera ve yakınındaki isimler şimdi bu fırsatı değerlendirmeli ve tüm bileşenleri içinde barındıran yeni bir devlet inşa etmek için silahlı örgütlerin şemsiyesi altından çıktıklarını kanıtlamalılar. Ayrıca çatışan çıkarların Suriye'yi son birkaç yılda yaşadıklarından daha şiddetli olabilecek yeni bir sarmala sürüklemesine izin vermemeliler.