Yeni Gazze haritası: Kantonlar ve koridorlar

Tel Aviv, Hamas'ı tuzağa düşürmek ve saldırıları önlemek için Gazze Şeridi’ndeki idari bölgeleri birbirinden ayırıyor

İsrail yeni eksenler oluşturarak Gazze Şeridi’ndeki idari bölgeleri birbirinden izole ediyor (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
İsrail yeni eksenler oluşturarak Gazze Şeridi’ndeki idari bölgeleri birbirinden izole ediyor (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
TT

Yeni Gazze haritası: Kantonlar ve koridorlar

İsrail yeni eksenler oluşturarak Gazze Şeridi’ndeki idari bölgeleri birbirinden izole ediyor (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
İsrail yeni eksenler oluşturarak Gazze Şeridi’ndeki idari bölgeleri birbirinden izole ediyor (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

İzzeddin Ebu Ayşe

İsrail’in Gazze Şeridi'nde yürüttüğü ve Gazze’nin haritasını tamamen değiştirdiği savaşın son aşaması çok yavaş ilerliyor. Kuzeyde toz dumana karışırken artık Gazze’yi kendi sakinleri bile tanıyamıyor.

Savaşın başlamasının üzerinden yaklaşık 15 ay geçerken Gazze Şeridi bambaşka bir coğrafi alana dönüştü. Bölgelerin ve sokakların şekilleri değişti. Özellikle İsrail ordusunun mühendislik birimlerinin çalışmalarını tamamlamasının ardından bölgenin yeni görünümü şekillenmeye başladı.

Gazze Şeridi'ndeki idari bölgeler

Gazze Şeridi beş idari bölgeden oluşuyor. Bunlar Beyt Hanun, Beyt Lahiya, Cibaliye, bazı küçük köyleri kapsayan Kuzey Gazze ve Gazze şehri ile Bureyc, Megazi ve Nuseyrat mülteci kamplarının yer aldığı Deyr el-Beleh ile el-Karara semtini içeren Han Yunus ve Refah şehirleri.

Bu beş idari bölge savaştan önce birbirlerine bağlıydı. Herhangi bir engelle, doğal faktörlerle ve hatta caddelerle dahi ayrılmamışlardı. Gazzeliler herhangi bir şehrin coğrafi sınırlarını tanımakta zorlanırdı, çünkü bu bölgeler bir şekilde üst üste biniyordu. Ne buranın sakinleri ne de devlet kurumları bu bölgeleri birbirinden ayırmakla ya da sınırlarını belirlemekle ilgilenirdi.

Fakat aylardır devam eden ve halkın üzerinde ağır bir yük oluşturan savaş, Gazze Şeridi’nin çehresini tamamen değiştirdi. İsrail, Gazze Şeridi'ndeki idari bölgeleri arasındaki hatları coğrafi ayrım ilkesi çerçevesinde yeniden çizdi. Gazze, İsrail güçleri tarafından kontrol edilen yeni eksenler oluşturularak küçük kantonlara bölündü.

Meflasim Koridoru

İsrail ordusu Kuzey Gazze ile Gazze şehri arasında büyük bir askeri operasyon gerçekleştirdi. Ardından mühendislik birimleri bölgede büyük bir çalışma yürüttü. Bu birimler, doğuda Gazze-İsrail sınırından batıda Gazze Denizi'ne uzanan ve Meflasim Koridoru olarak adlandırılan bir yol inşa etti.

sadcefrg
Gazze kantonlara ayrıldı (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

İsrail ordusu, İsrail’i Gazze’den ayırmak için Meflasim Koridoru’ndaki tüm binaları yıktı ve Gazzelilerin sadece yeni adıyla bildiği bir yolu asfaltlamak için mühendisler gönderdi. Ardından burayı kontrol altına alarak askeri üsler kurdu.

Herhangi bir vatandaşın Gazze şehrinden kuzeye ya da kuzeyden Gazze Şehri’ne geçebilmesi için Meflasim koridorundan geçmesi gerekiyor. İsrail, koridoru iki vilayeti birbirinden kopardığı ve kuzey bölgesini izole edilmiş ve kuşatılmış bir kanton haline getirdiği için alternatif bir güzergah ya da yan yol yok.

cdfvegrthy
İsrail şehirleri izole etmenin saldırıları önlediğine inanıyor (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

İsrail ordusu, Gazze Şeridi’nin merkezi ile Deyr el-Belah’ı birbirinden ayıran bir operasyon gerçekleştirdi. Mühendislik birimlerinin burada Netzarim Koridoru’nu inşa etmesinin ardından buranın kontrolünü ele geçirdi. Askeri ve güvenlik noktaları oluşturdu. Burayı bir komuta ve kontrol karargahına dönüştürdü.

İsrail ordusu, bununla yetinmedi. İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN, ordunun üçüncü bir  koridor daha kurmayı planladığını bildirdi. KAN’ın aktardığına göre Kissufim Koridoru olarak adlandırılan bu koridor, Deyr el-Belah’ı Han Yunus şehrinden ayıracak. İsrail Kissufim Koridoru için plan yapmış olsa da inşasına henüz başlamadı. Savaşın değişkenlerine göre uygulamayı bekliyor, çünkü ordu halen insani bölge olarak sınıflandırılan Deyr el-Belah’ta karadan herhangi bir operasyon düzenlemedi.

Gazze’nin yeni haritasına göre Han Yunus ve Refah coğrafi olarak birbirine bağlı kalmaya devam edecek. Ancak İsrail ordusu, Gazze Şeridi'ni Mısır’dan tamamen izole eden ve Refah bölgesini yarıdan daha az bir büyüklüğe indiren Philadelphia Ekseni'ni kontrolü altına aldı.  Bu yüzden Refah’ı Han Yunus'tan ayırmayı planlamıyor.

Özetle İsrail, Meflasim Koridoru ile Kuzey Gazze'yi geriye kalan bölgelerden izole ederken, Netzarim Koridoru ile Gazze şehrini Deyr el-Belah'tan ayırdı. Kissufim Koridoru ile de Deyr el-Belah ile Han Yunus'u birbirinden ayıran İsrail, Philadelphia Ekseni ile Gazze’nin güneyini tüm dünyadan izole etti.

Plan daha önce Batı Şeria’da uygulandı

Gazze'deki idari bölgelerin birbirinden izole edilmesi, şehirlerin ve mülteci kamplarının birbirinden izole edildiği Batı Şeria'da denenmiş eski bir İsrail planıdır. Tel Aviv'in bir bölgedeki herhangi bir güvenlik olayını mümkün olan en kısa sürede kontrol altına alabilmesi, çevreleyebilmesi, frenleyebilmesi ve sona erdirebilmesi için güçler, yolların ana girişlerindeki demir kapılar ve kontrol noktaları aracılığıyla her an buraları kapatabilir ve kuşatabilir.

Tel Aviv'in bir bölgede meydana gelen herhangi bir güvenlik olayını mümkün olan en kısa sürede kontrol altına alabilmesi, dizginleyebilmesi ve sona erdirebilmesi için yolların ana girişlerindeki demir kapılar ve kontrol noktaları her an kapatabilir ve İsrail askerleri tarafından kuşatılabilir.

İsrail aynı planı güvenlik gerekçesiyle Gazze Şeridi'ne de taşımış görünüyor. Başbakan Binyamin Netanyahu, Gazze Şeridi'nde kurulan merkezlerin güvenlik ihtiyacı gerektirdiği sürece yerinde kalacağını söyledi.

Her şeyin kontrol edilmesi

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre İsrail ordusu sözcülerinden Albay Nadav Shoshani, tüm bunların operasyonel nedenlerle alınan önlemler olduğunu, bazı binaların genişleme amacıyla yıkıldığını, İsrail'in Gazze'de uzun süre kalmaya hazırlandığını ve kaosun yayılmasını engellemeyi kolaylaştıracak şekilde bölgeler üzerindeki kontrolü sıkılaştırmaya çalıştığını söyledi.

Arap Araştırmaları Derneği Harita ve Coğrafi Bilgi Sistemleri Bölümü Direktörü Halil el-Tüfekci Gazze Şeridi'nin koridorlar oluşturularak parçalanmasının İsrail'in güvenlik, ekonomik, sağlık ve coğrafi olmak üzere günlük yaşamın tüm yönleri üzerindeki kontrolünü sıkılaştırma çabasının bir parçası olduğunu söyledi. Tufekci’ye göre İsrail, bunu yaparak aynı zamanda demografik, idari ve eğitimsel açıdan da köklü değişiklikler getirmeyi amaçlıyor.

Tufekci, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Gazze'nin bölünmesi, İsrail ordusunun Gazze'yi yeniden şekillendirmek ve buradaki varlığını kalıcı hale getirmek için planladığı büyük bir projenin parçası. Gazze'deki sahne, idari ve coğrafi olarak kelimenin tam anlamıyla yeni bir Gazze'ye yol açacak bir geçiş aşamasıyla karşı karşıya. İsrail kuzeyde meydana gelebilecek olayları kuşatmaya ve güneye yayılmasını engellemeye çalışıyor. Aynı zamanda bunun tersi de geçerli. Böylece kuzeyden güneye ancak İsrail'in izniyle hareket edilebiliyor. Ayrıca bu koridorlar aracılığıyla Gazze Şeridi'ndeki ekonomik hareketliliği de kontrol ediyor.”

Filistin Yönetimi’nden ABD'ye kınama ve acil müdahale çağrısı

Siyasi analistler, İsrail'in Gazze'de attığı askeri adımların önümüzdeki yıllarda orada kalıcı bir askeri bir varlık oluşturacağını düşünüyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da bunu kabul ederek söz konusu koridorların asıl amacının Hamas Hareketi’nin Gazze Şeridi’nde yeniden iktidara gelmesini engelleyerek İsrail güçlerine Gazze Şeridi'nde stratejik kontrol sağlamak olduğunu söyledi.

Öte yandan Filistin Yönetimi, Gazze Şeridi'nin yeniden şekillendirilmesini kınadı. Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki yaptığı açıklamada, “İsrail'in Gazze Şeridi'nde koridorlar inşa etmesinin amacı, Gazze’deki işgalini sürdürmek ve içinde Filistinlilerin olmadığı yeni bir gerçeklik dayatmaktır” ifadelerini kullandı.

Buna karşın ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, ülkesinin Gazze Şeridi'nin coğrafi statüsünün ihlal edilmesini kabul etmediğini açıkladı. Blinken, açıklamasında, “ABD İsrail'in yaptıklarını reddediyor, ancak savaşı sona erdirmek için geçici düzenlemeler gerekiyorsa bu farklı bir konu ve bunların geçici olduğundan emin olmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.



Meşruiyet kazanma ile iç ve dış zorluklar arasında yeni Suriye yönetimi

Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera (Reuters)
Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera (Reuters)
TT

Meşruiyet kazanma ile iç ve dış zorluklar arasında yeni Suriye yönetimi

Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera (Reuters)
Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera (Reuters)

Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden sonra Suriye'deki diplomatik hareketlilik her geçen gün artıyor; Arap ve yabancı heyetler yeni yönetimin yetkilileriyle görüşmek üzere Şam'a akın ediyor ve bu da yönetime bir tür meşruiyet kazandırıyor.

Dışişleri bakanları, diplomatlar ve üst düzey yetkililer Esed sonrası Suriye'ye farklı nedenler ve yönelimlerle gitmiş olsalar da bu ziyaretler mevcut yönetimin zımnen tanınması anlamına geliyor. Kuşkusuz bu yeni yönetime güç veriyor.

Gözlemciler, yeni yönetime meşruiyet kazandırmanın temellerini sağlamlaştırması için iyi bir fırsat olduğuna inanıyor. Bu fırsat, iktidarların devrildiği ve yeni yöneticileri tanımak yerine uluslararası örgütlere üyeliklerinin askıya alınması gibi cezalandırıcı tedbirlerin uygulandığı önceki birçok örnekte mevcut olmayabilir.

Ancak bazıları, Esed rejiminin uluslararası arenadaki etkili aktörlerin çoğu tarafından kabul görmemesini, benzer vakaların ele alınışındaki çifte standartla açıklayabilir. Diğer bir grup ise rejim değişikliğinin genellikle askeri hareketler tarafından gerçekleştirildiğini savunuyor. Suriye örneğindeki paradoks, Esed rejiminin başta Heyetu Tahriru’ş-Şam (HTŞ) olmak üzere saflarında yabancıların da bulunduğu silahlı gruplar tarafından devrilmiş olmasıdır.

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesinin ardından Sednaya Cezaevi’nden serbest bırakılan mahkumlar için düzenlenen kutlamaya katılan bir Suriyeli (Reuters)Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesinin ardından Sednaya Cezaevi’nden serbest bırakılan mahkumlar için düzenlenen kutlamaya katılan bir Suriyeli (Reuters)

Geçiş yönetiminin zorlukları

Esed rejiminin HTŞ tarafından ani bir şekilde devrilmesi, 13 yıllık iç savaşa ve onlarca yıllık baskıcı yönetime katlanan Suriyelileri sevince boğdu. Foreign Affairs dergisinde yayınlanan bir yazıda, geçiş yönetiminin karşılaşabileceği zorlukların altı çizildi.

Söz konusu yazıda şu ifadelere yer verildi: “Şam'da yeni bir hükümet şekillenirken hem Suriyeliler hem de yabancı gözlemciler bu hükümetin kapsayıcılığı ve temsili konusunda endişe duyuyor. Suriye'deki etnik ve dini gruplar arasındaki çözülmemiş gerginliklerin yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera'nın ülkeyi birleştirme ve iktidarını sağlamlaştırma çabalarını engelleyebileceğine dair endişeler var.”

Foreign Affairs, ABD'nin yakın vadede yapacağı tercihlerin ‘yeni yönetimin otoritesini Suriye geneline yayma ve yeniden inşa etme kabiliyetini etkileyeceği’ değerlendirmesinde bulundu.

Yazının devamında, “Suriye'nin yeni liderlerine şüpheyle yaklaşmak için nedenler var. Bunlardan biri savaşın yıkıma uğrattığı ülkenin vahim durumu. Zira Suriyelilerin yüzde 70'inden fazlası yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Suriye'nin gayri safi yurt içi hasılası (GSYİH) 2011'den bu yana 60 milyar dolardan 10 milyar dolara düştü. Yeniden yapılanmanın 400 milyar dolara mal olması bekleniyor” ifadeleri yer aldı.

Dergi, yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera'nın ‘yeni koşullara uyum sağlama becerisini de kanıtladığını’ belirtti. Yazıda, “2017'de Suriye'nin İdlib vilayetini ele geçirdikten sonra sıfırdan bir proto-devlet inşa etmeye başladı ve Suriye ulusal gündemini benimsemek için HTŞ’den çok sayıda yabancı savaşçıyı ülkelerine gönderdi. Önceki amaçlarını reddetti. Bu da HTŞ'nin sonunda Şam'a yürümesini sağladı. Eş-Şera ayrıca küçük Hıristiyan ve Dürzi topluluklarına da ulaştı... Kadınların eğitiminin önemi üzerine konuştu ve Batılı ülkelerle sivil toplum kuruluşlarından gelen insani yardımlara kapı açtı” denildi.

ABD’nin tutumu ve ‘birleşik bir devlet’

Washington yönetimi için belki de en önemli şey, ABD'nin Suriye'deki hedeflerine büyük ölçüde ulaşmış olmasıdır. Esed rejimi sona erdi, İran ve Rus güçleri Suriye'den çekildi. Suriye'deki değişimi özellikle İran için büyük bir kayıp olarak gören dergiye göre, “Suriye'de dost bir hükümetin kaybedilmesi büyük bir darbedir. Tahran, Lübnan'daki Hizbullah'a silah aktarmak için kullandığı ana güzergâhını kaybetti. Böylece Tahran yönetimi, ciddi şekilde zayıflattığı direniş eksenini yeniden inşa etme yolunu kaybetmiş oldu.”

Foreign Affairs, Washington'un tutumunu ve askeri varlığını sürdürme ihtiyacı duymamasını ya da başlangıçta Esed rejimini zayıflatmayı amaçlayan ezici yaptırımları açıklayabilecek nedenleri sıraladı. Dergi, Amerikan güçleri ve ABD tarafından desteklenen Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) Suriye'nin kuzeyinde DEAŞ'a ciddi zarar verdiğinden bahsetti.

Yeni güvenlik güçlerinin bir üyesi, Humus'ta devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed yanlılarını gözaltına almak için düzenlenen operasyon sırasında tankların önünde yürüyor. (AP)Yeni güvenlik güçlerinin bir üyesi, Humus'ta devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed yanlılarını gözaltına almak için düzenlenen operasyon sırasında tankların önünde yürüyor. (AP)

Suriye'deki yeni yönetim yetkililerinin göreve gelmelerinin üzerinden birkaç hafta geçmeden aldıkları kararlar ve yaptıkları açıklamaların yarattığı endişe ve tartışmaların ortasında Amerikan dergisi, yeni Suriye ve komşuları için en iyi senaryonun, uzun vadede bölgesel istikrarı artıracak diplomatik anlaşmaları müzakere edebilecek birleşik ve uyumlu bir devletin kurulması olduğu değerlendirmesinde bulundu.

Dergi, bunun alternatifinin ise zayıf, bölünmüş ve çatışmaya eğilimli bir Suriye olduğu uyarısında bulundu. Böyle bir sonuç bölgede uzun vadeli ve giderek daha maliyetli bir Amerikan askeri varlığını gerektirebilir. Şarku’l Avsat’ın Foreign Affairs’ten aktardığına göre bu durum Türkiye için de sorun yaratır. Irak'taki hassas inşa sürecini tehlikeye atar ve yeni bir Suriyeli göç dalgasına neden olur.

ABD, bu senaryodan kaçınmak için yeni Suriye hükümetine bir şans vermeli ve Şam'ın Suriye'nin kuzeydoğusundaki tarım ve petrol zengini vilayetlerin kontrolünü yeniden ele geçirmesine müsaade ederek güçlerini ülkeden çekmelidir. Ancak Washington'un öncelikle eş-Şera’nın DEAŞ'ı kontrol altında tutma kabiliyetine ve iradesine sahip olduğuna ve yeni hükümetin Suriye'deki Kürtlerin güvenliğini ve entegrasyonunu sağlayacağına, gerekirse bunu yapmak için Ankara'yla arasına mesafe koyacağına dair güvence vermesi gerekiyor.

Suriye Demokratik Güçleri (Reuters)Suriye Demokratik Güçleri (SDG) (Reuters)

Dergi, ABD'nin yaptırımları kaldırmasının ‘Suriye'ye yabancı yatırım yapılmasına ve hükümetin uluslararası bankacılık sistemine erişimine olanak sağlayacağını’ belirtti.

Analistlere göre eş-Şera ve yakınındaki isimler şimdi bu fırsatı değerlendirmeli ve tüm bileşenleri içinde barındıran yeni bir devlet inşa etmek için silahlı örgütlerin şemsiyesi altından çıktıklarını kanıtlamalılar. Ayrıca çatışan çıkarların Suriye'yi son birkaç yılda yaşadıklarından daha şiddetli olabilecek yeni bir sarmala sürüklemesine izin vermemeliler.