Suudi Arabistan’a ait üçüncü yardım uçağı Şam'a iniş yaptıhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5097351-suudi-arabistan%E2%80%99-ait-%C3%BC%C3%A7%C3%BCnc%C3%BC-yard%C4%B1m-u%C3%A7a%C4%9F%C4%B1-%C5%9Fama-ini%C5%9F-yapt%C4%B1
Suudi Arabistan’a ait üçüncü yardım uçağı Şam'a iniş yaptı
Suudi Arabistan'ın Suriye'ye gıda, barınma ve tıbbi malzeme taşıyan üçüncü yardım uçağı Şam Uluslararası Havalimanı'na ulaştı. (SPA)
Suudi Arabistan'ın Suriye'ye yönelik hava yoluyla yardımları bugün de devam etti. Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi (KSrelief), Suriye halkının içinde bulunduğu zor koşulların etkilerinin hafifletilmesine katkıda bulunmak üzere, gıda, barınma ve tıbbi malzeme taşıyan üçüncü yardım uçağının Şam Uluslararası Havalimanı'na ulaştığını duyurdu.
Söz konusu yardım, Suudi Arabistan'ın Suriye halkının yaşadığı kriz ve sıkıntılar karşısında uzun süredir üstlendiği insani yardım rolünün bir uzantısı.
Söz konusu yardım, Suudi Arabistan'ın Suriye halkının yaşadığı çeşitli krizler karşısında uzun süredir üstlendiği insani yardım rolünün bir uzantısı. (SPA)
KSrelief Sözcüsü Dr. Samir el-Cutayli, “İnsani durumda bir iyileşme görene kadar yardımlar devam edecek. Bu çalışma, gerçek ihtiyaca ulaşmamızı sağlamak için sahadaki ortaklarımızla koordinasyon içinde başladı” ifadelerini kullandı.
El-Cutayli, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan'ın yardım köprüsü kapsamında Suriye halkına sağladığı yardımın ‘belirli bir üst sınırı olmadığını’, Suudi liderliğinin insanların acılarını hafifletme direktifleri doğrultusunda insani durumu istikrara kavuşturana kadar yardımların süreceğini söyledi.
Yakıt tankerlerinin yakında Ürdün üzerinden Suriye'ye gönderileceğini belirten el-Cutayli, yakıtın mevcut durum nedeniyle karşılaştıkları zorluklar çerçevesinde faaliyetlerini sürdürmelerine yardımcı olmak için ‘fırınlara tahsis edileceğini’ ifade etti.
Bir Suudi yetkili Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, ülkesinin Suriye'nin güvenliği, birliği ve toprak bütünlüğünün dış müdahale ve dış etkilerden uzak bir şekilde sağlanmasının önemi gibi sağlam ilkeler üzerinde durduğunu vurguladı. Yetkili, “Suudi Arabistan, Suriye'nin Suriyelilere ait olduğuna, Suriyelilerin kendi işlerini yönetme ve kaderlerini belirleme hakkına sahip olduğuna ve krizden tüm yönleriyle çıkılmasını sağlayacak bir iç diyalog yoluyla kaderlerini belirleme hakkına sahip olduğuna inanıyor” dedi.
KSrelief dün, Kral Halid Uluslararası Havalimanı'ndan Şam Uluslararası Havalimanı'na gıda, barınma ve tıbbi malzeme taşıyan ilk Suudi yardım konvoyunun yola çıktığını duyurdu. Suudi Arabistan Kraliyet Divanı Müsteşarı ve KSrelief Genel Müdürü Dr. Abdullah er-Rebia, ‘hava yardım köprüsünü önümüzdeki birkaç gün içinde bir başka kara konvoyunun izleyeceğini açıkladı.
Geçtiğimiz temmuz ayında Omdurman'daki bir çarşı (AFP)
Sudan'da iki hükümetin varlığı, iç ve dış çevrelerde akıllardan uzak bir ihtimal değildi. Bu senaryo, Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında savaşın patlak vermesinden yaklaşık bir yıl sonra, barışçıl bir çözüm için herhangi bir vizyon veya işaretin ufukta görünmemesi nedeniyle, olası birkaç senaryodan biri olarak ortaya atıldı.
ABD Barış Enstitüsü (USIP) Nisan 2024'te, Kenya'nın başkenti Nairobi'de, savaşa karşı olan geniş bir yelpazedeki siyasi ve sivil güçlerin katılımıyla bir çalıştay düzenledi. Çalıştayda savaşın gidişatı ve nereye varacağı değerlendirildi ve olası senaryolar incelendi.
Çalıştayda 3 senaryo ortaya kondu; İlki, savaşın, çatışmanın iki tarafından biri olan Sudan ordusu veya HDK’nin askeri zaferiyle sona ermesi idi. Ancak bu seçenek, savaşın niteliği ve dış müdahalelerin açıkça ortaya çıkması nedeniyle dışlandı.
Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında Hartum'da yaşanan çatışmalarda ağır hasar gören bina (AFP)
İkinci senaryo, müzakere ve savaştı. Bu senaryoda, sahadaki güç dengesinde radikal bir değişiklik ya da ‘zayıf denge’ meydana gelir ve müzakere masasında savaşın durdurulması yönünde bir adım atılır. Her iki taraf da çatışmalardan yorgun düşmüş olsa da, ordu ve İslamcı müttefiklerinin, düşmanlıkları durdurmayı ve sivilleri koruyarak insani yardım ulaştırmayı amaçlayan Cidde Platformu’na defalarca ret cevabı vermeleri nedeniyle, bu seçenek o dönemde mümkün olmadı.
Çalıştayda yapılan uzun tartışmaların ardından odaklanılan üçüncü senaryo, Sudan'da iki hükümetin varlığıdır. Bu senaryo en olası olanıdır ve ülkedeki çatışmaların şiddetini azaltabilir ve taraflar arasında müzakere masasına oturmak için yollar açabilir.
Geçtiğimiz hafta, Sudan Kurucu İttifakı, HDK Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) başkanlığında, ülkenin batısındaki Güney Darfur eyaletinin başkenti Nyala'yı merkez alan paralel bir hükümet kurduğunu duyurdu. Ancak, ülkeyi bölünmeye maruz bırakma korkusuyla, resmi devlet kurumları dışında herhangi bir otorite kurulmasına bölgede önceden karşı çıkılmıştı.
Siyasi analist Mahir Ebu’l Cuh, Port Sudan ve Nyala'da meşruiyet için çekişen iki hükümetin varlığının artık bir gerçek olduğunu ve her ikisinin de meşru olmadığını, bu nedenle herhangi bir yasal tanıma olmaksızın ele alınacağını söyledi.
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, askerleriyle birlikte daha önceki bir Hartum ziyareti sırasında (Arşiv – Sudan ordusu sayfası)
Ebu’l Cuh, “Arap ve Afrika ülkeleri Sudan'ın bölünmesini istemiyor ve bölünmeye izin vermeyecek. Böylece bölgede parçalanmanın önü açılmayacak” ifadelerini kullandı.
Ebu’l Cuh, “Port Sudan'da ordunun liderliğindeki fiili hükümetin para birimi ve kimlik belgelerinin değiştirilmesi ve kontrol ettiği bölgelerde lise sınavlarının yapılmasıyla ilgili olarak attığı adımlar, HDK’yi bir ittifak kurmak ve paralel bir otorite oluşturmak için gerekçeler ve mazeretler bulmaya itti” dedi.
Siyasi analist Ebu’l Cuh, uluslararası toplumun ‘Sudan'da iki hükümetin varlığının çatışmanın sonucu olduğunu; nedeni olmadığını, çözümün her iki tarafın da varlığında yattığını ve bunun bölgesel ve uluslararası tarafların çıkarlarına uygun olduğunu anladığını, bu nedenle her iki hükümetle de muhatap olunmasının muhtemel olduğunu’ belirtti.
Ebu’l Cuh, ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır'dan oluşan dörtlünün ertelenen toplantısının amacının ‘bölge ülkelerinin endişelerini ve çıkarlarını uzlaşma formülüyle ele almak, bunları krizin çözümüne katkıları çerçevesinde değerlendirmek ve ateşkesle başlayıp Sudan'da demokratik federal sivil yönetimin yeniden tesis edilmesiyle devam etmek’ olduğunu bildirdi.
Ebu’l Cuh, HDK’nin ‘taktiksel’ bir çerçeve içinde ‘iki hükümetin varlığı’ senaryosunu hedeflediğini ve bunun amacının ‘müzakerelerin (eğer gerçekleşirse) fiili durum olarak iki otorite arasında veya her iki tarafın askeri liderleri arasında yapılması’ olduğunu söyledi.
Siyasi ve askeri analist Hüsameddin Bedevi ise Sudan'da iki hükümetin varlığının, uluslararası toplumun barışçıl çözüm şansını artıracağını düşündüğü bir senaryo olduğunu, ancak aynı zamanda düşmanlığın ileri aşamalarına ve çatışmanın uzamasına yol açabilecek olumsuz sonuçlar doğurabileceğini ifade etti.
Bedevi, “Silahlı çatışmanın devam etmesi ve uluslararası aktörlerin çekişmeleri, tarafları kontrol haritasını genişletmeye ve kendi sosyal çevrelerini temsil eden bölgelerde askeri varlık göstermeye itti” dedi.
Bedevi, “Her iki taraf da uluslararası meşruiyet arıyor ve kontrolündeki bölgelerde sivilleri koruduğu mesajını dünyaya iletmeye çalışıyor” diye konuştu.
Diğer yandan Darfur Bölgesi Valisi ve Sudan Kurtuluş Hareketi lideri Mini Arko Minawi, HDK tarafından ilan edilen paralel hükümetin bir veya iki yıl devam etmesi halinde fiili bir hükümet haline geleceğini ve uluslararası alanda tanınacağını, insani yardımların ulaştırılmasını kolaylaştırmak için ateşkesin dayatılacağını söylemişti.