Savaş suçluları aranıyor… Humus'ta geniş çaplı tarama operasyonuhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5097517-sava%C5%9F-su%C3%A7lular%C4%B1-aran%C4%B1yor%E2%80%A6-humusta-geni%C5%9F-%C3%A7apl%C4%B1-tarama-operasyonu
Savaş suçluları aranıyor… Humus'ta geniş çaplı tarama operasyonu
Devrik Beşşar Esed rejiminin güvenlik güçleri mensupları tarafından teslim edilen silah ve mühimmatlar (AP)
Suriye İçişleri Bakanlığı, Askeri Operasyonlar Dairesi ile iş birliği içinde, silahlarını teslim etmeyi ve yerleşim merkezlerine gitmeyi reddeden savaş suçlularını aramak üzere Humus kent merkezindeki mahallelerde geniş çaplı bir tarama operasyonu başlattı.
Suriye resmi haber ajansı SANA'nın bugün bir güvenlik yetkilisinden aktardığına göre İçişleri Bakanlığı Vadi ez-Zeheb ve Akrame mahallelerinde yaşayanlara sokağa çıkmamaları, evlerinde kalmaları ve tarama operasyonu sona erene kadar bakanlığa bağlı güçlerle tam iş birliği yapmaları çağrısında bulundu.
Şarku’l Avsat’ın SANA’dan aktardığına göre yetkili, tarama operasyonunun öncelikle savaş suçluları ve adaletten kaçanların yanı sıra gizli mühimmat ve silahları hedef aldığını bildirdi.
Askeri Operasyonlar Dairesi geçtiğimiz perşembe günü, bölgeyi yasadışı silahlardan temizlemek, sorun çıkaranları gözaltına almak ve bu bölgelerde güvensizlik olaylarının tekrarlanmasını önlemek amacıyla Rif Şam'daki Kudsiya, el-Hama, Cebel el-Verd ve el-Varud mahallelerinde geniş çaplı bir operasyon başlattı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan bugün yaptığı açıklamada, Suriye'deki terör örgütü YPG'nin varlığının ortadan kaldırılmasının an meselesi olduğunu söyledi.
Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre Fidan, Ankara'nın YPG'nin Suriye'deki varlığını sürdürmesine izin verecek herhangi bir politikayı kabul etmeyeceğini belirtti.
Ürdünlü mevkidaşı Eymen es-Safadi ile ortak bir basın toplantısı düzenleyen Fidan, “Bölgedeki her türlü oyunu görecek durumdayız. Sadece görecek durumda değil, aynı zamanda bozacak durumdayız.” dedi.
Suriye'nin kuzeyinde Türkiye destekli gruplar ile Ankara'nın terör örgütü PKK’nın uzantısı olarak gördüğü YPG'nin ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında çatışmalar yaşanıyor.
Ancak Washington, 2019'da Suriye'de DEAŞ'la savaşan bu güçleri, DEAŞ’ın bölgede yeniden ortaya çıkmasını önlemek için ‘elzem’ olarak görüyor. Batı'nın Suriye'deki SDG savaşçılarına vereceği desteğe karşı uyarıda bulunan Fidan, “Bölgede emelleriniz farklıysa, DEAŞ'ı bahane ederek, PKK'yı güçlendirerek başka bir politikaya hizmet edilmek isteniyorsa, ona da geçit yok” ifadelerini kullandı.
Fidan sözlerini şöyle sürdürdü: “Suriye'de ve bölgede DEAŞ tehdidine karşı birlikte neler yapabileceğimizi görüştük. DEAŞ, Müslüman toplumlar için bir zehirdir. Dinimizi kullanarak sınırsız şiddet uygulayarak, vahşice insanların öldürülmesi, terör yoluna gidilmesi, toplumların ve devletlerin bu yolla ifsat edilmesi, istikrarsızlığın ve kaosun oluşturulması bizim sessiz kalacağımız bir durum değildir.”
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) bugün Halep'in doğusundaki Münbiç kırsalında yer alan Tişrin Barajı ve Karakozak Köprüsü ekseninde Türkiye yanlısı Suriye Milli Ordusu (SMO) birlikleri ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında, Türk insansız hava araçları (İHA) tarafından desteklenen yeni çatışmalar ve topçu atışları yaşandığını bildirdi.
SDG'ye ait bir İHA’nın Karakozak Köprüsü yakınlarındaki mevzilerini hedef alması sonucu 4 SMO mensubu hayatını kaybederken, aynı eksende bir SDG üyesi de topçu ateşi sonucu öldü.
Öte yandan, bir Türk İHA’sının SDG'ye ait bir askeri aracı hedef alması sonucu araç sürücüsü ağır yaralanarak tedavi için hastaneye kaldırıldı.
Bombardımanın Münbiç kırsalındaki cephelerde temkinli bir sükunetin hâkim olmasından saatler sonra yeniden başlaması dikkat çekti.
SOHR, çatışmaların başlamasından bu yana her iki taraftan 285 kişinin öldürüldüğünü belgeledi.
SDG'nin daha önce ABD arabuluculuğunda bir ateşkes ilan ettiğini, ancak karşılıklı ihlallerin ve yoğun bombardımanın devam etmesi nedeniyle anlaşmanın başarısız olduğunu, bunun da ölü ve yaralı sayısının artmasına ve her iki tarafın ateşi arasında kalan sivillerin trajedisinin derinleşmesine yol açtığını belirtmek gerekiyor.