Suriye'de yeni yönetim kamu maaşlarına yüzde 400 zam yapmayı planlıyor

Şam'daki Suriye Ticaret Bankasında banknotlar, Kasım 2022 (AFP)
Şam'daki Suriye Ticaret Bankasında banknotlar, Kasım 2022 (AFP)
TT

Suriye'de yeni yönetim kamu maaşlarına yüzde 400 zam yapmayı planlıyor

Şam'daki Suriye Ticaret Bankasında banknotlar, Kasım 2022 (AFP)
Şam'daki Suriye Ticaret Bankasında banknotlar, Kasım 2022 (AFP)

Suriye Maliye Bakanı Muhammad Abazid dün yaptığı açıklamada, hükümetin verimliliği ve hesap verebilirliği artırmak amacıyla bakanlıkların idari yeniden yapılandırmasını tamamlamasının ardından önümüzdeki ay birçok kamu sektörü çalışanının maaşlarını yüzde 400 oranında artıracağını söyledi.

Maaş artışının maliyetinin 1.65 trilyon Suriye poundu (cari kurla yaklaşık 127 milyon dolar) olacağı ve mevcut devlet hazinesi, bölgesel yardım, yeni yatırımlar ve yurtdışında tutulan Suriye varlıklarının çözülmesi çabalarıyla finanse edileceği tahmin ediliyor.

Bakan Reuters'e verdiği demeçte bunun “ülkedeki ekonomik gerçekliğe acil bir çözüm bulmaya yönelik ilk adım” olduğunu söyledi ve kamu sektörü çalışanlarının maaşlarının bu hafta ödeneceğini belirtti.

Önlemler, Suriye'nin yeni geçici hükümetinin yaklaşık 13 yıl süren çatışma ve yaptırımların ardından ülke ekonomisini istikrara kavuşturmaya yönelik daha geniş bir stratejinin parçası.

Abazid, “Çalışanlar için azami maaş 25 dolar,” dedi. “Bu da özel ve kamu sektöründe çalışanların ya da eski rejimin kontrolü altındaki nüfusun çoğunluğunun yoksulluk sınırının altında olduğunu gösteriyor.

Maaş artışı, hayali çalışanların bordrodan çıkarılması amacıyla 1.3 milyon kayıtlı kamu sektörü çalışanının kapsamlı bir değerlendirmesinin ardından onaylanacak ve yeniden yapılanma için gerekli yeterli deneyim, akademik nitelik ve becerilere sahip olanlara fayda sağlayacak.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'ten aktardığına göre Bakan, “Bugün merkez bankasında bulunan miktar, ilk inşa dönemi olan bir veya iki ya da üç ay için yeterlidir. Likidite sorunlarımız var. Bu normal, savaştan yeni çıktık. Ülkelerden, bölge ve Arap ülkelerinden yardım sözü aldık. Önümüzdeki dönemde bölge içinde yatırımları açma sözü verdik. Bu elbette devlet hazinesine fayda sağlayan doğal bir şey ve (maaşlardaki) bu artışı finanse edebiliriz.”

Hükümet, Suriye'nin yurtdışındaki dondurulmuş varlıklarından 400 milyon dolar kadarını geri almayı ve bunun da ilk hükümet harcamalarını finanse etmeye yardımcı olmasını bekliyor.

Suriye Geçici Hükümeti ayrıca vergi mükelleflerini mümkün olduğunca ceza ve faizlerden muaf tutmayı ve önümüzdeki üç ay içinde vergi sisteminde reform yaparak tüm vergi mükellefleri için vergi adaletini sağlamayı amaçlıyor.

Abazid, “Önümüzdeki dönemde, üç ya da en geç dört ay içinde, genel olarak vergi mükellefleri için vergi adaletini sağlayan yeni bir vergi sistemi ortaya çıkacaktır” açıklamasında bulundu.



DEAŞ’ın yönetimi Abdulkadir Mumin ile Afrika'ya mı geçiyor?

DEAŞ'ın Somali’deki lideri Abdulkadir Mumin, kınayla boyanmış turuncu sakalıyla dikkati çekiyor (Getty)
DEAŞ'ın Somali’deki lideri Abdulkadir Mumin, kınayla boyanmış turuncu sakalıyla dikkati çekiyor (Getty)
TT

DEAŞ’ın yönetimi Abdulkadir Mumin ile Afrika'ya mı geçiyor?

DEAŞ'ın Somali’deki lideri Abdulkadir Mumin, kınayla boyanmış turuncu sakalıyla dikkati çekiyor (Getty)
DEAŞ'ın Somali’deki lideri Abdulkadir Mumin, kınayla boyanmış turuncu sakalıyla dikkati çekiyor (Getty)

Analistler, terör örgütü DEAŞ'ın Somali’deki lideri Abdulkadir Mumin’in kınayla boyanmış turuncu sakalıyla, resmi olarak bu unvana sahip olmasa da muhtemelen örgütün en güçlü adamı haline geldiğini düşünüyorlar.

DEAŞ, örgütün liderinin Ebu Hafs el-Haşimi el-Kureyşi olduğunu iddia etse de gözlemciler bu takma ismi taşıyan gerçek biri olup olmadığını sorgularken muhtemelen örgütü Somali'den yönetmekle sorumlu olan Abdulkadir Mumin dikkati çekiyor.

Uluslararası Radikalleşme ve Siyasi Şiddet Araştırmaları Merkezi’nden (International Centre for the Study of Radicalisation and Political Violence/ICSR) Tore Hamming, Mumin’in DEAŞ’ın küresel ağındaki en önemli, en güçlü ve en fazla kontrole sahip ismi olduğunu söyledi.

Hamming, liderlerin teker teker öldürüldüğü bu karanlık örgütte Mumin’in şimdiye kadar hayatta kalmayı başaran birkaç üst düzey isimden biri olduğunu ve bunun da ona örgüt içinde bir tür statü kazandırdığını belirtti.

Somali'nin örgüt için önemi

Mumin’in ABD tarafından birkaç ay önce düzenlenen saldırıda öldürüldüğü sanılıyordu, ancak öldüğüne dair herhangi bir kanıt elde edilemediği için hayatta olduğu ve faaliyetlerine devam ettiği düşünülüyor. Somali'nin mali nedenlerden ötürü örgüt için önemli olduğunu belirten Hamming, buradan Kongo, Mozambik, Güney Afrika, Yemen ve Afganistan'a para gönderdiklerini, dolayısıyla iyi bir mali modele sahip olduklarını vurguladı.

h67u8ı
DEAŞ liderlerinin her zaman Arap kökenli oldukları biliniyor (Reuters)

Bu mali faaliyetlere ilişkin hiçbir bilgi yok, çünkü bu miktarları tahmin etmek bile imkansız. Paranın bir yerden başka bir yere giderken izlediği güzergahları tam olarak belirlemek de öyle.

Mumin’in DEAŞ liderliğine uzanan yolculuğu

Yarı özerk Puntland bölgesinde doğan Mumin, bir süre İsveç'te yaşadıktan sonra İngiltere'ye yerleşti. 2000'li yılların başında Londra ve Leicester'da camilerde ve internette dolaşan videolarda radikal bir vaiz olarak tanınan Mumin, Somali'ye döndüğünde İngiliz pasaportunu yaktı ve El Kaide ile bağlantılı eş-Şebab örgütü lehine propaganda yapmaya başladı. Ardından 2015 yılında DEAŞ saflarına geçti.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre kimliğinin gizli tutulması şartıyla konuşan Avrupalı bir istihbarat yetkilisi, DEAŞ'ın küçük bir bölgeyi kontrol etmesine karşın geniş bir kitleye hitap ettiğini ve para dağıttığını söyledi. Aynı yetkili, geçtiğimiz mayıs ayında Mozambik'te DEAŞ’ın Faslı ve Afrikalı üyelerinin bir terör saldırısı gerçekleştirdiğini aktardı.

Yetkiliye göre Mumin ayrıca Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde (KDC) faaliyet gösteren DEAŞ bağlantılı Ugandalı örgüt Müttefik Demokratik Güçler’i (ADF) finanse etti. Şu an ADF’nin bin ile bin 500 arasında üyesi olduğunun tahmin edildiğini belirten yetkili, ADF üyelerinin Mumin'in yardımıyla radikalleşme, silah ve finansman arayışını sonlandırıp silahlı saldırılara başladıklarını kaydetti.

İdeolojide değişim

Bazı gözlemcilere göre Mumin, DEAŞ’ın lider kadrosunda halife olarak görülüyor, ancak resmi olarak biat etmesi, kökleri Ortadoğu'ya dayanan, Suriye ve Irak'ta 2014 yılından 2019 yılına kadar süren bir halifelik kuran DEAŞ içinde ideolojik bir değişim anlamına gelecek.

Aşırıcılıkla Mücadele Projesi (The Counter Extremism Project/CEP) adlı düşünce kuruluşunun direktörü Hans-Jakob Schindler, Mumin’in DEAŞ’ın başına geçmesinin DEAŞ destekçileri ve sempatizanları arasında bir kargaşaya neden olacağını değerlendirdi.

Fakat Horasan Vilayeti ve Batı Afrika Vilayeti gibi DEAŞ'a bağlı grupların liderlerinin operasyonel faaliyetleri örgütün liderliğini istemelerine neden olabilir. Somalili olan Mumin, DEAŞ’ın geleneksel liderlik kriterlerini karşılamasa da coğrafi konumu ona bazı avantajlar sağlıyor.

Afrika Boynuzu

ABD’nin West Point Askeri Akademisi’ne bağlı CTC Sentinel - Combating Terrorism Center’a göre Afrika Boynuzu örgüte Arap Maşrık (Levant) bölgesindeki istikrarsızlıktan koruma ve daha fazla hareket özgürlüğü sağlamış olabilir. Merkez, bu liderlik özelliklerinin, mali kaynakları savaşı kazanmanın anahtarı olarak gören terör örgütü El Kaide’nin eski lideri Usame bin Ladin'inkilerle örtüştüğünü vurguladı.

Mumin'in emrindeki militan sayısı az olmasına rağmen liderlik piramidinin tepesine yükselmesi, DEAŞ içindeki değişimleri de yansıtıyor. Hamming’e göre bu değişimlerden ilki halifenin artık DEAŞ'deki en önemli figür olmaması, ikincisinin ise örgütün aslında Afrika'ya doğru kademeli bir stratejik kayma arayışında olması. Kimliğinin gizli tutulmasını isteyen Avrupalı istihbarat kaynağı ise Avrupa'ya ulaşan şiddet görüntülerinin yüzde 90'ının Afrika'dan geldiğini söyledi. Ancak CTC Sentinel'e göre örgütün liderliği Ortadoğu'da kalmaya devam ettiğinden ‘her şey aynı kalıyor’.