Hamas: Gazze'den çekilme konusunda İsrail'den bir yanıt görmüyoruz

Hamas ve İslami Cihad, Hamas ile İsrail arasındaki rehine ve esir değişimi anlaşmasında serbest bırakılan rehineleri 28 Kasım 2023'te Refah'ta Kızıl Haç'a teslim etti (DPA)
Hamas ve İslami Cihad, Hamas ile İsrail arasındaki rehine ve esir değişimi anlaşmasında serbest bırakılan rehineleri 28 Kasım 2023'te Refah'ta Kızıl Haç'a teslim etti (DPA)
TT

Hamas: Gazze'den çekilme konusunda İsrail'den bir yanıt görmüyoruz

Hamas ve İslami Cihad, Hamas ile İsrail arasındaki rehine ve esir değişimi anlaşmasında serbest bırakılan rehineleri 28 Kasım 2023'te Refah'ta Kızıl Haç'a teslim etti (DPA)
Hamas ve İslami Cihad, Hamas ile İsrail arasındaki rehine ve esir değişimi anlaşmasında serbest bırakılan rehineleri 28 Kasım 2023'te Refah'ta Kızıl Haç'a teslim etti (DPA)

Hamas'tan bir yetkili dün yaptığı açıklamada, hareketin Gazze'den çekilme ya da ateşkes anlaşması konusunda İsrail'den bir karşılık görmediğini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'ten aktardığına göre konunun hassasiyetinden dolayı adının açıklanmaması koşuluyla konuşan yetkili, “herhangi bir anlaşmanın geri çekilme ve ateşkesi kabul etmeye bağlı olacağını” ifade etti.

Yetkili, grubun İsrail tarafından ateşkes anlaşmasında esirlerle takas edilmek üzere sunulan 34 kişilik rehine listesini kabul ettiğini doğruladı.

Hamas ve diğer Filistinli grupların 7 Ekim 2023'te Gazze Şeridi'ni çevreleyen İsrail yerleşimlerine düzenlediği saldırının ardından savaşın başlamasından bu yana, Kasım 2023'te sadece bir haftalık ateşkes sağlandı ve bu süre zarfında İsrail hapishanelerindeki 240 Filistinli tutukluya ilave olarak 105 rehine serbest bırakıldı.

İsrail tarafında bin 200'den fazla kişinin ölümüyle sonuçlanan 7 Ekim saldırısı sırasında toplam 251 kişi kaçırıldı. Gazze'de 34'ü ordu tarafından öldürüldüğü ya da öldüğü açıklanan toplam 96 rehine bulunmakta.



ABD Savunma Bakanı: DEAŞ’la mücadele için askerlerimizi Suriye'de bulundurmaya devam etmeliyiz

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin Almanya'daki Ramstein Hava Üssünde (AFP)
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin Almanya'daki Ramstein Hava Üssünde (AFP)
TT

ABD Savunma Bakanı: DEAŞ’la mücadele için askerlerimizi Suriye'de bulundurmaya devam etmeliyiz

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin Almanya'daki Ramstein Hava Üssünde (AFP)
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin Almanya'daki Ramstein Hava Üssünde (AFP)

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin yaptığı açıklamada, Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden sonra DEAŞ’ın yeniden büyük bir tehdit oluşturmasını önlemek için ABD'nin Suriye'de asker bulundurmaya devam etmesi gerektiğini söyledi.

Austin, görevden ayrılmadan önceki Associated Press'e (AP) dün verdiği röportajında, özellikle on binlerce eski DEAŞ üyesinin ve aile üyelerinin kaldığı gözaltı kamplarının güvenliğini sağlamak için ABD askerlerine halen ihtiyaç olduğunu vurguladı. Tahminlere göre söz konusu kamplarda 8 bin ile 10 bin arasında DEAŞ üyesi bulunuyor ve bunların en az 2 bini ‘çok tehlikeli’ olarak değerlendiriliyor.

Yaklaşık 50 ortak ülkeyle Ukrayna'ya askeri yardım konusunu görüşmek üzere gittiği Almanya'daki Ramstein Hava Üssü'nde konuşan Austin, “Suriye’nin korumasız bırakılması halinde DEAŞ savaşçılarının yeniden ortaya çıkacağını düşünüyorum” dedi. ABD’nin seçilmiş Başkanı Donald Trump, 2018 yılında ilk başkanlık döneminde Suriye'deki tüm askerleri geri çekme girişiminde bulunmuş, bu durum dönemin Savunma Bakanı Jim Mattis'in istifasına yol açmıştı. Heyet Tahrir Şam (HTŞ) geçtiğimiz aralık ayı başlarında Esed'e karşı Şam’a doğru ilerlerken Trump sosyal medya hesabından, ABD ordusunun çatışmalardan uzak durması gerektiğini belirten bir paylaşımda bulundu.

Şarku’l Avsat’ın  edindiği bilgiye göre ABD'nin DEAŞ’la mücadele misyonu kapsamında Suriye'de yaklaşık 2 bin askeri bulunuyor. Bu rakam yetkililerin yıllardır 900 olduğunu söylediği asker sayısından önemli bir artış anlamına geliyor. ABD askerleri 2015 yılında DEAŞ’ın Suriye'nin büyük bir bölümünü işgal etmesinin ardından buraya konuşlandırılmıştı. ABD askerlerinin Suriye’de devam eden varlığı, 8 Aralık'ta Esed rejiminin yıldırım saldırıyla devrilmesi ve ailesinin onlarca yıllık iktidarına son verilmesinin ardından sorgulanmaya başlandı.