BM’den Lübnan'da savaştan etkilenenlere yardım için 370 milyon dolarlık çağrı

Sur'daki bir okulda İsrail sınırındaki köylerden gelen Lübnanlı mülteciler (Arşiv – Şarku’l Avsat)
Sur'daki bir okulda İsrail sınırındaki köylerden gelen Lübnanlı mülteciler (Arşiv – Şarku’l Avsat)
TT

BM’den Lübnan'da savaştan etkilenenlere yardım için 370 milyon dolarlık çağrı

Sur'daki bir okulda İsrail sınırındaki köylerden gelen Lübnanlı mülteciler (Arşiv – Şarku’l Avsat)
Sur'daki bir okulda İsrail sınırındaki köylerden gelen Lübnanlı mülteciler (Arşiv – Şarku’l Avsat)

Birleşmiş Milletler (BM) ve Lübnan hükümeti dün, İsrail ve Hizbullah arasındaki son çatışmalardan etkilenenlerin acil insani ihtiyaçlarının karşılanması için 371,4 milyon dolarlık yeni bir çağrıda bulundular.

BM'ye göre İsrail ile Lübnan'daki Şii hareket Hizbullah arasındaki savaş nedeniyle yerlerinden edilenlere yardım etmek için yapılan 426 milyon dolarlık ilk çağrı ekim ayında yapılmış, 250 milyon dolar toplanmıştı. BM'nin Lübnan'daki İnsani Yardım Koordinatörü İmran Rıza, dün yaptığı açıklamada “Çatışmaların durması bir umut verse de 125 binden fazla insan hala yerinden edilmiş durumda. Yüz binlerce insan da hayatlarını yeniden inşa etme konusunda büyük zorluklarla karşı karşıya” ifadelerini kullandı.

Rıza, bu koşullar altında, hayat kurtarma çabalarını desteklemek ve zaten korkunç olan durumun daha da kötüye gitmesini önlemek için 371,4 milyon dolara daha ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

Çağrı ile öncelikle insani krizden en çok etkilenenler arasında yer alan bir milyon Lübnanlı, Suriyeli ve Filistinli mülteciye ve ülke içinde yerinden edilmiş kişilere mart ayına kadar yardım yapılması hedefleniyor.

İsrail, geçtiğimiz eylül ayında Lübnan'a yönelik saldırılarını yoğunlaştırmış ve Hizbullah ile yaklaşık bir yıl süren sınır ötesi çatışmaların ardından ‘sınırlı ve lokalize’ olduğunu söylediği bir kara saldırısı başlatmıştı.

BM'ye göre iki taraf arasında 27 Kasım'da ateşkesin yürürlüğe girmesinden bu yana, Lübnan'da çatışma nedeniyle yerinden edilen 800 binden fazla kişi evlerine dönebildi.



İki video Suriye Adalet Bakanı'nın görevden alınması çağrılarına yol açtı

Videolardan birinde el-Veysi olayı cep telefonuyla kaydederken görülüyor, ikinci videoda ise infaz kararını okuyor. (Getty Images)
Videolardan birinde el-Veysi olayı cep telefonuyla kaydederken görülüyor, ikinci videoda ise infaz kararını okuyor. (Getty Images)
TT

İki video Suriye Adalet Bakanı'nın görevden alınması çağrılarına yol açtı

Videolardan birinde el-Veysi olayı cep telefonuyla kaydederken görülüyor, ikinci videoda ise infaz kararını okuyor. (Getty Images)
Videolardan birinde el-Veysi olayı cep telefonuyla kaydederken görülüyor, ikinci videoda ise infaz kararını okuyor. (Getty Images)

İnsan hakları örgütleri, Suriye’deki yeni yönetimin Adalet Bakanı Şadi el-Veysi'nin 2015 yılında internette dolaşan iki videoda iki kadının infazı sırasında hazır bulunduğunun görülmesi üzerine Suriye'nin yeni yetkililerini soruşturma yapmaya çağırdı.

Son günlerde iki video sosyal medya kullanıcıları tarafından yaygın bir şekilde paylaşıldı. Bu videolardan birinde, silahlı adamlar fuhuş yapmakla suçlanan peçeli bir kadından sokak ortasında diz çökmesini istiyor, ardından içlerinden biri kadını başından vurarak öldürüyor.

Ölüm cezası

Diğer videoda ise silahlı bir kişi, fuhuş suçlamasıyla hakkında ölüm kararı verilen bir kadını infaz kararı okunduktan sonra başından vuruyor.

İlk videoda el-Veysi'nin olayı cep telefonuyla çektiği görülürken, ikinci videoda el-Veysi'nin infaz kararını okuması ağır eleştirilere ve görevden alınması çağrılarına yol açtı.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) Direktörü Rami Abdurrahman, el-Veysi'nin söz konusu iki videoda yer aldığını doğruladı. Abdurrahman, el-Veysi'nin o dönemde, ertesi yıl El Kaide'den ayrıldığını ve adını Heyetu Tahriru’ş-Şam (HTŞ) olarak değiştirdiğini açıklayan Nusra Cephesi'nin şeriat yargıcı olduğunu söyledi.

Muhalif gruplar

HTŞ, Aralık 2024'te Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesine yol açan muhalif saldırıya liderlik etmişti.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı habere göre  el-Veysi'nin videoda yer almasıyla ilgili sorusuna yeni Suriye yönetiminden bir kaynak ‘şu anda yorum yapılamayacağını’ söyledi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün (HRW) Ortadoğu ve Kuzey Afrika araştırmacısı Hibe Zeydan, el-Veysi'nin iki kadının sahada infaz edilmesinde açıkça yer almasının ‘hesap verebilirlik ve adaletle ilgili karmaşık soruları gündeme getirdiğini’ söyledi ve ‘şeffaf ve bağımsız bir soruşturmanın kritik önemde olduğunu’ bildirdi. Zeydan, iki videonun yayınlanmasına rağmen el-Veysi'nin hükümetteki rolünün devam etmesinin ‘yönetimin adalet ve hesap verebilirlik konusundaki kararlılığı hakkında rahatsız edici bir mesaj verdiğini’ belirtti.

HTŞ ve El Kaide

HTŞ yıllar önce El Kaide ile bağlarını koparmış olsa da birçok Suriyeli, yetkililerin çeşitli Suriyeli bileşenlere ve uluslararası topluma yönelik güven verici mesajlarına rağmen, grubun bileşenleri dışlayan ve kadınların rolünü marjinalleştiren katı bir dini rejim kurma yolunda ilerlediğinden endişe ediyor.

Suriye Adalet ve Hesap Verebilirlik Merkezi (SJAC) Direktörü, el-Veysi'nin görevden alınması çağrısında bulunarak, adalet bakanı olarak atanmasını bir ‘skandal’ olarak nitelendirdi. “Bu, Suriye'deki ve ötesindeki herkese en kötü mesajı gönderiyor. Bunlar sadece iki video ve işler aslında bundan daha kötü olabilir” diyen SJAC Direktörü, benzer olayların Suriye'deki yeni yönetimin ‘gerçek bir geçiş dönemi adaleti sürecine girmekten’ kaçınmasına yol açabileceğine dair korkularını dile getirdi.

Suriyelilerin öfkesi

Beşşar Esed'in 8 Aralık 2024'te devrilmesinin ardından Şam'ı ziyaret eden uluslararası delegeler, ülkedeki siyasi sürecin kapsayıcı olmasının ve sivil haklar ile temel özgürlüklere saygı gösterilmesinin önemini yineledi.

Her iki video da sosyal medyada Suriyeliler arasında öfkeye yol açtı.

Feminist aktivist Ruveyde Kenan Facebook hesabında şunları yazdı: “Şu anda ihtiyaç duyulan şey Adalet Bakanı Şadi el-Veysi'nin görevden alınmasıdır. Çünkü kendisi Suriye'nin, Suriyelilerin ve Suriyeli kadınların geleceği için bir felakettir.”