Savaşta bacağı kesilen Filistinli çocuk doktoru Gazze'de çalışmalarını sürdürmekte ısrar ediyor

 İsrail'in Gazze Şeridi'ni bombalaması sonucu oluşan yıkımdan (AP)
İsrail'in Gazze Şeridi'ni bombalaması sonucu oluşan yıkımdan (AP)
TT

Savaşta bacağı kesilen Filistinli çocuk doktoru Gazze'de çalışmalarını sürdürmekte ısrar ediyor

 İsrail'in Gazze Şeridi'ni bombalaması sonucu oluşan yıkımdan (AP)
İsrail'in Gazze Şeridi'ni bombalaması sonucu oluşan yıkımdan (AP)

Filistinli çocuk doktoru Halid el Seydani, Deir el Balah'taki El Aksa Şehitleri Hastanesi'nde yürüteç kullanarak yaralı çocukların odaları arasında yapay bir bacakla yorulmadan hareket ederek gerekli tıbbi bakımı sağlıyor.

Doktor odalardan birinin turuncu kapısından içeri giriyor ve çocuklardan birini gülümseyerek okşamaya başlıyor, ardından boynuna doladığı steteskopuyla onu muayene ediyor.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı habere göre Doktor el- Seydani, geçen yıl İsrail'in evine düzenlediği hava saldırısında şarapnel parçaları nedeniyle bacağını kaybetti, bu nedenle özellikle çocukların yaralanmalarının doğasını çok iyi biliyor.

Doktor Seydani, "Şarapnel parçası bana çarptı, şeker hastası olduğum için durumum kötüleşti ve bacağımı kesmek zorunda kaldık. Protez taktırdım ama geçici olarak, kalıcı değil. Deneysel ve birçok olumsuzluğu var" dedi.

Doktor çocuğu muayene ederken, eli bandajla sarılmış ve yapay solunum tüpü takılmış olan çocuk onu izliyordu.

Yakınlarının eşlik ettiği hastaların yatakları koridorlara dağıtılan hastanede, İsrail bombardımanında yaralananların birçoğu tedavi altında.

“El-Aksa Şehitleri Hastanesi” İsrail güçleri Hamas savaşçılarına karşı savaşmaya devam ettiği Gazze Şeridi'nin ortasındaki Deyr el-Balah'ta bulunuyor.

Hastane yakınındaki geniş mahalleler, savaşın başlangıcından bu yana şiddetli çatışmalara sahne oluyor. Bu çatışmalar, başlangıçta Gazze Şeridi'nin kuzeyine odaklanan askeri saldırının son aylarda genişlemesiyle daha da yoğunlaştı.

Sağlık sektörü çalışanlarının ölümleri

Gazze'deki savaş Ekim 2023'te patlak vermesinden bu yana, sağlık çalışanları ve tıbbi tesisler üzerinde ağır bir etki yarattı.

Hamas yönetimindeki Gazze Şeridi'nde Sağlık Bakanlığı tarafından sağlanan verilere dayanarak Birleşmiş Milletler tarafından yakın zamanda yayınlanan bir rapor, savaşın başlangıcından bu yana Gazze'de en az bin 57 Filistinli sağlık çalışanının öldürüldüğünü belirtti.

Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu, insanların ihtiyaç duydukları tedaviye erişimini engellediğini söylediği "Gazze Şeridi'ndeki sağlık tesislerine yönelik devam eden saldırılardan" duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Gazze hastanelerine ve çevresine saldırılar düzenleyen İsrail güçleri, bu tesislerin Hamas tarafından kendisine karşı faaliyetlerde kullanıldığını söylüyor, ancak hareket bunu reddediyor.

Savaş, Gazze Şeridi'ndeki 36 hastanenin çoğunu yok etti; aralarında, Şeridin ana sağlık tesisi olarak kabul edilen El Şifa Hastanesi de geçen yıl İsrail güçleri tarafından hedef alındıktan sonra enkaz haline getirildi.

Ancak el- Seydani gibi doktorlar, zar zor işleyen tıbbi tesislere gitmeye devam ederek hastalara ellerinden gelen tedaviyi sağlamayı sürdürüyor.

Doktor şunları söylüyor: “Protez uzuvdan dolayı kendimi yorgun hissetsem de çalışırken psikolojik olarak mutlu ve rahatım. Bu yüzden işime dönmeye karar verdim."

Annesine göre, böbrek hastası Mira Hamid'in annesi de dahil olmak üzere, hastalarının ebeveynleri el- Seydani’nin çocuklarını tedavi etmesinden mutlu görünüyor.

Anne, doktorla ilgili olarak, “Bacağı kesilmesine rağmen çocukları ve durumlarını takip ediyor ve hizmetlerini sunuyor, emeklerine sağlık” ifadelerini kullandı.



Cezayir destekli ayrılıkçı hareket Polisario Cephesi Türkiye’ye muhalif Suriyeli Kürtlere ev sahipliği yapmasının arkasındaki gerçek ne?

Cezayir’den Türkiye ile stratejik bağlarına rağmen Kürtlere ev sahipliği yapma hamlesi (Reuters)
Cezayir’den Türkiye ile stratejik bağlarına rağmen Kürtlere ev sahipliği yapma hamlesi (Reuters)
TT

Cezayir destekli ayrılıkçı hareket Polisario Cephesi Türkiye’ye muhalif Suriyeli Kürtlere ev sahipliği yapmasının arkasındaki gerçek ne?

Cezayir’den Türkiye ile stratejik bağlarına rağmen Kürtlere ev sahipliği yapma hamlesi (Reuters)
Cezayir’den Türkiye ile stratejik bağlarına rağmen Kürtlere ev sahipliği yapma hamlesi (Reuters)

Sagir el-Haydari

Cezayir destekli ayrılıkçı hareket Polisario Cephesi tarafından Cezayir’de düzenlenen bir konferansta Suriyeli Kürt liderlerin ve destekçilerinin ağırlanması, Ankara ile ilişkilere zarar verip vermeyeceğine dair soru işaretlerine yol açtı.

Türkiye Kürtlerin yoğunlukta olduğu YPG’nin ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) karşı sert bir tutum sergilerken, Suriye'de özerk bir yönetim kurulmasını reddediyor. Bu doğrultuda hem Irak hem de Suriye'de hızlı gelişmelere sahne olan PKK ve SDG kontrolü altındaki bölgelerine yoğun bombardımanlar düzenliyor.

Cezayir’in devrik Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed rejiminin düşmesinden haftalar sonra böyle bir hamlede bulunması, önemi ve Şam-Ankara-Cezayir hattına olası yansımaları konusunda spekülasyonlara kapıyı araladı.

Cezayir'in Fas'a karşı kullandığı ayrılıkçı hareket Polisario Cephesi lideri İbrahim Gali'nin de hazır bulunduğu konferansa katılan Kürt aktivistler ile İsveçli iklim aktivisti ve Kürt savunucusu Greta Thunberg, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ni (KDSÖY) simgeleyen Rojava bayrağını göndere çekti. Türkiye, PKK gibi Kürt hareketleri SDG ve YPG’yi ‘terör örgütleri’ olarak sınıflandırıyor.

Anlaşılmaz tutumlar

Bu gelişmeyi, Cezayir ile ilişkileri karanlık bir tünele giren Mali'de, iktidardaki askeri cunta ile Türkiye arasındaki yakınlaşmaya Cezayir'in karşılık verme çabası olarak değerlendirenler de var, bunu Rabat ile Ankara arasındaki yakınlaşmaya bir yanıt olarak değerlendirenler de.

Cezayir, kısa bir süre önce Türkiye ile stratejik ortaklık içindeydi. Bu, Ankara'nın Kuzey Afrika ülkesinde büyük yatırımlar yapmasına yol açtı.

Geçtiğimiz aylarda Cezayir'e karşı söylemini artıran ve onu defalarca Bamako'yu istikrarsızlaştırmaya çalışmakla suçlayan Türkiye ile Mali'deki askeri cunta arasında kayda değer bir yakınlaşma yaşandı. Mali’deki askeri cunta yönetimi, Türkiye'den insansız hava araçları (İHA) satın aldı. Cezayir ordusu Eylül 2024'te bunlardan Bayraktar TB2 model İHA’yı iki ülke arasındaki sınır bölgesinde tespit etti.

xz scdfvbg
Temkinli davranan Ankara’dan Cezayir'in Suriyeli Kürtlere ev sahipliği yapma hamlesi

hakkında kamuoyu önünde yorum yapılmadı (AFP)

Öte yandan Mali'de 2015 yılında imzalanan önemli bir anlaşmayla sonuçlanan uzlaşı çabalarına destek veren Cezayir, Bamako'yu kızdıran bir hamleyle Cumhurbaşkanı Abdelmecid Tebbun tarafından kabul edilen muhalif İmam Mahmud Diko gibi Malinin tartışmalı dini kanaat önderleri ve ayrılıkçı isimlerini ağırlamaktan çekinmedi.

Safsatalar

Türkiye, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) yanı sıra PKK ve YPG'yi de zayıflatmaya çalışıyor. Cezayir'deki konferansa bu Kürt yapıları ve örgütlerinin üyeleri ve destekçileri katıldı.

Cezayirli siyasi araştırmacı Sabir Belidi yaptığı değerlendirmede, “Aslında Cezayir'e düşman olduğu bilinen çevreler tarafından Cezayir’de huzursuzluk yaratmak ve Ankara ile arasını açmak amacıyla Cezayir'in topraklarında Türk karşıtı bir yapılanmayı kabul ederek kamuoyuna Mali ordusunu destekleyen Türklerden intikam alındığı izlenimi verilmeye çalışılıyor. Bunlar safsatalardan ibaret” ifadelerini kullandı.

Cezayir'deki Kürt varlığının çok yeni ve son yıllarda Suriye krizinin dayattığı insani koşullarla ilgili olduğunu söyleyen Belidi, “Cezayir hükümeti Suriyeli mültecilerin kabulü için kimlik, etnik köken ve milliyet temelinde kabul gibi belirli bir kriter belirlemedi” dedi.

axscdfvgbrthy
Kürtler, Polisario Cephesi liderleriyle birlikte KDSOY’u simgeleyen Rojava bayrağıyla poz verdiler (Sosyal medya siteleri)

Türkiye'nin bunun Cezayir'in stratejik güvenliğine doğrudan bir tehdit olduğunu bilmesine rağmen Mali ordusunu çeşitli araçlarla hatta uzman ve teknisyenlerle desteklediği biliniyor. Ancak Cezayir'in, özellikle de konu son derece karmaşık olduğu için bu tür bir hesaplaşmaya başvurmadan Türklerle meseleyi ele almak için kendi kartları ve seçenekleri var.

İlişkiler tehlikede

Türkiye'nin bu hamleyle ilgili yorum yapmamış olması, özellikle de SDG ile Suriye’deki Türkiye destekli güçler arasındaki çatışmalar çerçevesinde bölgesel olarak çok önemli bir aşamaya gelinmişken, Ankara'daki resmi çevrelerin nasıl bir açıklama yapacağı konusundaki beklentileri arttırıyor.

Uluslararası ilişkiler uzmanı Taha Avdeoğlu yaptığı açıklamada, “Bu hamlenin, Türkiye-Cezayir ilişkilerini tehlikeye attığına şüphe yok. Fakat şimdiye kadar Ankara'dan herhangi bir yorum ya da bir kınama açıklaması duymadık. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin Cezayir'in bu toplantıya ev sahipliği yapmasıyla ilgili bazı hususları beklediği aşikâr” dedi. Özellikle iki taraf arasında gerçekleşen ziyaretlerden sonra Türkiye'nin Cezayir ile ilişkilerini sürdürmek için çaba sarf edeceğine inandığını ifade eden Avdeoğlu, “Son dönemde Cezayir'in de Ankara'dan füze satın alma ve daha fazla iş birliği yapma arzusunu dile getirmesi nedeniyle aralarında stratejik ilişkiler söz konusu” şeklinde konuştu.

Türkiye'de Cezayir'in bu hamlesine ilişkin açıklama ya da detaylara dair bir beklenti ve bekleyişi olduğunu söyleyen Avdeoğlu, “Öyle görünüyor ki Ankara, bu Kuzey Afrika ülkesiyle büyük bir krizin başlamasını istemiyor. Ancak Türkiye’deki hem hükümete yakın hem de muhalif medya organları Ankara'yı Cezayir'le bu konuda bir anlaşmazlık yaşamaya itmeye çalışıyor” yorumunda bulundu.

Cezayir’in yanıtı

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia'dan aktardığı habere göre Cezayir cumhurbaşkanının resmî ikametgâhı olan el-Muradiye Sarayı'na yakın bir siyasi kaynak yaptığı açıklamada Cezayir'in Türkiye ile arasındaki ilişkileri germek istediği yönündeki iddiaları reddederek, meselenin Polisario Cephesi'nin Kürt liderleri Tinduf kamplarında ağırlamasıyla ilgili olduğunu söyledi. Kimliğinin gizli tutulması kaydıyla konuşan kaynak, konferansa ev sahipliği yapanın Cezayir değil, Polisario Cephesi olduğunun altını çizerek “Cezayir, Polisario Cephesi ile müttefik ve liderlerini ve mültecileri kendi topraklarında, Tinduf vilayetindeki kamplarda ağırlıyor” diye ekledi.

Öte yandan Cezayir'in Ankara'daki Büyükelçiliği de dün bir basın açıklaması yayınlayarak Fas'taki bazı medya kuruluşlarının Cezayir'in bir Kürt heyetine davetiye gönderdiği yönündeki iddialarını yalanladı. İddiaları ‘hayal ürünü’ olarak nitelendiren Cezayir'in Ankara Büyükelçisi Belani, “Bir Kürt heyetinin Cezayir'e davet edildiği iddialarının tamamen asılsız olduğunu belirtmek isterim” ifadelerini kullandı.

Cezayir ile Türkiye arasındaki güçlü ve stratejik ilişkilerinin, hiçbir karışıklığa veya düşmanca bir belirsizliğe uğramayacağını yineleyen Büyükelçi Belani, ülkesinin dış politikasının temel taşı olarak diğer ülkelerin iç işlerine karışmama ilkesine olan bağlılığını vurguladı.