İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının ardından yükselen dumanlar (AFP)
Müzakereler hakkında bilgi sahibi bir kaynak, Gazze Şeridi'nde 15 ayı aşkın süredir devam eden savaşı sona erdirmek üzere ateşkes sağlamayı amaçlayan görüşmelerin ‘son turunun’ bugün Katar'da yapılacağını söyledi.
AFP'ye konuşan ve isminin açıklanmasını istemeyen kaynak, “Bugün Doha'da görüşmelerin son turunun yapılması bekleniyor” dedi. Kaynak, bugünkü görüşmelerin ‘anlaşmanın kalan ayrıntılarına son şeklini vermeyi amaçladığını’ ifade etti.
Aynı kaynağa göre görüşmelere İsrail istihbarat şeflerinin yanı sıra ABD Başkanı Joe Biden'ın, seçilmiş Başkan Donald Trump’ın ve Katar Başbakanı’nın temsilcilerinin katılması bekleniyor.
Kaynak, “Arabulucular Hamas ile ayrı görüşmeler yapacaklar” dedi.
İsrail medyası, son dakika değişiklikleri yapılmadığı takdirde Gazze konusunda bir anlaşmanın bugün açıklanabileceğini bildirdi.
Katar, ABD ve Mısır ile birlikte aylardır İsrail ile Hamas arasında Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirecek ve orada tutulan esirleri serbest bırakacak bir anlaşmaya varılması için çaba sarf ediyor.
Ocak ayı başından bu yana Doha'da dolaylı görüşmeler yapılıyor.
Görüşmeler hakkında bilgi sahibi bir kaynak dün yaptığı açıklamada, Katar'daki görüşmelerde ‘kalan anlaşmazlık noktalarında önemli ilerleme kaydedildiğini’ ve bunun sonucunda iki tarafa yeni bir ‘somut’ teklif sunulduğunu söyledi. Kaynak her iki tarafın da başlangıçtaki ‘olumlu’ tutumuna atıfta bulundu.
Aynı kaynağa göre teklif, ilk takasta İsrail hapishanelerindeki yüzlerce Filistinli tutuklunun serbest bırakılması karşılığında 30'dan fazla esirin serbest bırakılmasını öngörüyor.
Ben-Gvir, Smotrich'i istifaya çağırdı
Şarku’l Avsat’ın The Jerusalem Post'tan aktardığı habere göre İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'e Gazze Şeridi'nde bir anlaşmaya varılması halinde hükümetten ayrılma çağrısında bulundu.
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan dün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nde ateşkes ve esirlerin serbest bırakılması anlaşmasının yakın olduğunu ve Başkan Joe Biden'ın görev süresinin son haftasında sonuçlanabileceğini duyurdu.
The Jerusalem Post'a göre son dakika değişiklikleri yapılmazsa anlaşma bugün açıklanabilir.
Bu gelişme, Hamas’ın Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına varılması konusunda istekli olduğunu ifade ettiği bir dönemde yaşanıyor.
Sullivan dün basın mensuplarına yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bir anlaşmaya çok yakınız ve bu hafta içinde gerçekleşebilir. Bir söz ya da tahminde bulunmuyorum ama bu bir olasılık. Bunu gerçeğe dönüştürmek için çalışacağız.”
Sullivan müzakerecilerin bir anlaşmaya yakın olduğunu ve Beyaz Saray'ın görüşmelerle ilgili olarak seçilmiş Başkan Donald Trump'ın ekibiyle temas halinde olduğunu söyledi. Sullivan ayrıca, Biden'ın Mısırlı mevkidaşı Abdulfettah Sisi ile müzakereler hakkında konuşacağını belirtti.
Cezayir destekli ayrılıkçı hareket Polisario Cephesi Türkiye’ye muhalif Suriyeli Kürtlere ev sahipliği yapmasının arkasındaki gerçek ne?https://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5101212-cezayir-destekli-ayr%C4%B1l%C4%B1k%C3%A7%C4%B1-hareket-polisario-cephesi-t%C3%BCrkiye%E2%80%99ye-muhalif
Cezayir destekli ayrılıkçı hareket Polisario Cephesi Türkiye’ye muhalif Suriyeli Kürtlere ev sahipliği yapmasının arkasındaki gerçek ne?
Cezayir’den Türkiye ile stratejik bağlarına rağmen Kürtlere ev sahipliği yapma hamlesi (Reuters)
Sagir el-Haydari
Cezayir destekli ayrılıkçı hareket Polisario Cephesi tarafından Cezayir’de düzenlenen bir konferansta Suriyeli Kürt liderlerin ve destekçilerinin ağırlanması, Ankara ile ilişkilere zarar verip vermeyeceğine dair soru işaretlerine yol açtı.
Türkiye Kürtlerin yoğunlukta olduğu YPG’nin ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) karşı sert bir tutum sergilerken, Suriye'de özerk bir yönetim kurulmasını reddediyor. Bu doğrultuda hem Irak hem de Suriye'de hızlı gelişmelere sahne olan PKK ve SDG kontrolü altındaki bölgelerine yoğun bombardımanlar düzenliyor.
Cezayir’in devrik Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed rejiminin düşmesinden haftalar sonra böyle bir hamlede bulunması, önemi ve Şam-Ankara-Cezayir hattına olası yansımaları konusunda spekülasyonlara kapıyı araladı.
Cezayir'in Fas'a karşı kullandığı ayrılıkçı hareket Polisario Cephesi lideri İbrahim Gali'nin de hazır bulunduğu konferansa katılan Kürt aktivistler ile İsveçli iklim aktivisti ve Kürt savunucusu Greta Thunberg, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ni (KDSÖY) simgeleyen Rojava bayrağını göndere çekti. Türkiye, PKK gibi Kürt hareketleri SDG ve YPG’yi ‘terör örgütleri’ olarak sınıflandırıyor.
Anlaşılmaz tutumlar
Bu gelişmeyi, Cezayir ile ilişkileri karanlık bir tünele giren Mali'de, iktidardaki askeri cunta ile Türkiye arasındaki yakınlaşmaya Cezayir'in karşılık verme çabası olarak değerlendirenler de var, bunu Rabat ile Ankara arasındaki yakınlaşmaya bir yanıt olarak değerlendirenler de.
Cezayir, kısa bir süre önce Türkiye ile stratejik ortaklık içindeydi. Bu, Ankara'nın Kuzey Afrika ülkesinde büyük yatırımlar yapmasına yol açtı.
Geçtiğimiz aylarda Cezayir'e karşı söylemini artıran ve onu defalarca Bamako'yu istikrarsızlaştırmaya çalışmakla suçlayan Türkiye ile Mali'deki askeri cunta arasında kayda değer bir yakınlaşma yaşandı. Mali’deki askeri cunta yönetimi, Türkiye'den insansız hava araçları (İHA) satın aldı. Cezayir ordusu Eylül 2024'te bunlardan Bayraktar TB2 model İHA’yı iki ülke arasındaki sınır bölgesinde tespit etti.
Öte yandan Mali'de 2015 yılında imzalanan önemli bir anlaşmayla sonuçlanan uzlaşı çabalarına destek veren Cezayir, Bamako'yu kızdıran bir hamleyle Cumhurbaşkanı Abdelmecid Tebbun tarafından kabul edilen muhalif İmam Mahmud Diko gibi Malinin tartışmalı dini kanaat önderleri ve ayrılıkçı isimlerini ağırlamaktan çekinmedi.
Safsatalar
Türkiye, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) yanı sıra PKK ve YPG'yi de zayıflatmaya çalışıyor. Cezayir'deki konferansa bu Kürt yapıları ve örgütlerinin üyeleri ve destekçileri katıldı.
Cezayirli siyasi araştırmacı Sabir Belidi yaptığı değerlendirmede, “Aslında Cezayir'e düşman olduğu bilinen çevreler tarafından Cezayir’de huzursuzluk yaratmak ve Ankara ile arasını açmak amacıyla Cezayir'in topraklarında Türk karşıtı bir yapılanmayı kabul ederek kamuoyuna Mali ordusunu destekleyen Türklerden intikam alındığı izlenimi verilmeye çalışılıyor. Bunlar safsatalardan ibaret” ifadelerini kullandı.
Cezayir'deki Kürt varlığının çok yeni ve son yıllarda Suriye krizinin dayattığı insani koşullarla ilgili olduğunu söyleyen Belidi, “Cezayir hükümeti Suriyeli mültecilerin kabulü için kimlik, etnik köken ve milliyet temelinde kabul gibi belirli bir kriter belirlemedi” dedi.
Türkiye'nin bunun Cezayir'in stratejik güvenliğine doğrudan bir tehdit olduğunu bilmesine rağmen Mali ordusunu çeşitli araçlarla hatta uzman ve teknisyenlerle desteklediği biliniyor. Ancak Cezayir'in, özellikle de konu son derece karmaşık olduğu için bu tür bir hesaplaşmaya başvurmadan Türklerle meseleyi ele almak için kendi kartları ve seçenekleri var.
İlişkiler tehlikede
Türkiye'nin bu hamleyle ilgili yorum yapmamış olması, özellikle de SDG ile Suriye’deki Türkiye destekli güçler arasındaki çatışmalar çerçevesinde bölgesel olarak çok önemli bir aşamaya gelinmişken, Ankara'daki resmi çevrelerin nasıl bir açıklama yapacağı konusundaki beklentileri arttırıyor.
Uluslararası ilişkiler uzmanı Taha Avdeoğlu yaptığı açıklamada, “Bu hamlenin, Türkiye-Cezayir ilişkilerini tehlikeye attığına şüphe yok. Fakat şimdiye kadar Ankara'dan herhangi bir yorum ya da bir kınama açıklaması duymadık. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin Cezayir'in bu toplantıya ev sahipliği yapmasıyla ilgili bazı hususları beklediği aşikâr” dedi. Özellikle iki taraf arasında gerçekleşen ziyaretlerden sonra Türkiye'nin Cezayir ile ilişkilerini sürdürmek için çaba sarf edeceğine inandığını ifade eden Avdeoğlu, “Son dönemde Cezayir'in de Ankara'dan füze satın alma ve daha fazla iş birliği yapma arzusunu dile getirmesi nedeniyle aralarında stratejik ilişkiler söz konusu” şeklinde konuştu.
Türkiye'de Cezayir'in bu hamlesine ilişkin açıklama ya da detaylara dair bir beklenti ve bekleyişi olduğunu söyleyen Avdeoğlu, “Öyle görünüyor ki Ankara, bu Kuzey Afrika ülkesiyle büyük bir krizin başlamasını istemiyor. Ancak Türkiye’deki hem hükümete yakın hem de muhalif medya organları Ankara'yı Cezayir'le bu konuda bir anlaşmazlık yaşamaya itmeye çalışıyor” yorumunda bulundu.
Cezayir’in yanıtı
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia'dan aktardığı habere göre Cezayir cumhurbaşkanının resmî ikametgâhı olan el-Muradiye Sarayı'na yakın bir siyasi kaynak yaptığı açıklamada Cezayir'in Türkiye ile arasındaki ilişkileri germek istediği yönündeki iddiaları reddederek, meselenin Polisario Cephesi'nin Kürt liderleri Tinduf kamplarında ağırlamasıyla ilgili olduğunu söyledi. Kimliğinin gizli tutulması kaydıyla konuşan kaynak, konferansa ev sahipliği yapanın Cezayir değil, Polisario Cephesi olduğunun altını çizerek “Cezayir, Polisario Cephesi ile müttefik ve liderlerini ve mültecileri kendi topraklarında, Tinduf vilayetindeki kamplarda ağırlıyor” diye ekledi.
Öte yandan Cezayir'in Ankara'daki Büyükelçiliği de dün bir basın açıklaması yayınlayarak Fas'taki bazı medya kuruluşlarının Cezayir'in bir Kürt heyetine davetiye gönderdiği yönündeki iddialarını yalanladı. İddiaları ‘hayal ürünü’ olarak nitelendiren Cezayir'in Ankara Büyükelçisi Belani, “Bir Kürt heyetinin Cezayir'e davet edildiği iddialarının tamamen asılsız olduğunu belirtmek isterim” ifadelerini kullandı.
Cezayir ile Türkiye arasındaki güçlü ve stratejik ilişkilerinin, hiçbir karışıklığa veya düşmanca bir belirsizliğe uğramayacağını yineleyen Büyükelçi Belani, ülkesinin dış politikasının temel taşı olarak diğer ülkelerin iç işlerine karışmama ilkesine olan bağlılığını vurguladı.