Şarku’l Avsat, son rötuşlar yapılmaya başlanırken Gazze anlaşmasının yeni ayrıntılarını ortaya koyuyor

Hamas 11 askeri serbest bıraktı… İsrail bunu büyük bir ilerleme olarak değerlendirdi

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta İsrail bombardımanı sonucu ölen bir bebek için ağlayan Filistinli kadınlar, 14 Ocak 2025. (Reuters)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta İsrail bombardımanı sonucu ölen bir bebek için ağlayan Filistinli kadınlar, 14 Ocak 2025. (Reuters)
TT

Şarku’l Avsat, son rötuşlar yapılmaya başlanırken Gazze anlaşmasının yeni ayrıntılarını ortaya koyuyor

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta İsrail bombardımanı sonucu ölen bir bebek için ağlayan Filistinli kadınlar, 14 Ocak 2025. (Reuters)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta İsrail bombardımanı sonucu ölen bir bebek için ağlayan Filistinli kadınlar, 14 Ocak 2025. (Reuters)

Katar'ın başkenti Doha'daki müzakerelere katılan taraflar, İsrail'in Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine yönelik bombardımanının arttığı bir dönemde, Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşması ve Hamas ile İsrail arasında esir değişimi konularını sonuçlandırmaya başladı.

Birçok kaynağa göre İsrail'in yeni bir engeli ya da şartı olmaması halinde anlaşmanın bugün ilan edilmesi ve 48 saat sonra yürürlüğe girmesi bekleniyor.

xascdfrg
Gazze Şeridi’nde tutulan esirlerin yakınları ve aktivistler bugün Kudüs'teki İsrail parlamentosu önünde protesto gösterisi düzenledi. (AFP)

Şarku’l Avsat'a konuşan Hamas kaynakları, anlaşmanın ilk aşamasının 60 gün süreceğini ve dün geceye kadar varılan son anlaşmaya göre İsrail kara kuvvetlerinin Netzarim ve Philadelphia (Selahaddin) koridorlarından kademeli olarak çekileceğini bildirdi.

Doha'daki müzakereler hakkında bilgi sahibi olan kaynaklar, Netzarim Koridoru’ndan çekilmenin hemen başlayacağını, Philadelphia Koridoru’ndan çekilmenin ise ilk aşamanın başladığı andan itibaren 40 ila 50 gün sonra kademeli olarak başlayacağını açıkladı.

Ateşkesin yedinci gününden itibaren yerinden edilmiş kişilerin dönüşüne herhangi bir arama yapılmaksızın izin verilecek. Ancak Gazze Şeridi'nin güneyinden kuzeye dönen araçlar, Mısır-Katar şirketleri tarafından işletilen ve herhangi bir silah transferini önlemek amacıyla İsrail de dahil olmak üzere çeşitli taraflarca izlenen bir X-ray cihazı tarafından taranacak.

sdefrg
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta İsrail bombardımanının vurduğu bir bölgeyi inceleyen Filistinliler, 14 Ocak 2025. (Reuters)

Kaynaklar, dün gece İsrail güçlerinin yeniden konuşlandırılması mekanizması üzerinde anlaşmaya varıldığını ve özellikle Gazze Şeridi'nin kuzeyinde olmak üzere 700 metreye kadar değişen mesafelerde sınırda bulunmalarına izin verileceğini açıkladı.

Kaynaklar, 40 gün sonra Gazze Şeridi'nin tüm bölgelerinden kademeli olarak çekilmenin başlayacağını ve ikinci aşamaya ilişkin müzakerelerin başlamasına hazırlık yapılacağını bildirdi.

Filistin direnişinin, 7 Ekim 2023 saldırısına karışmamış olmaları koşuluyla, mevcut savaş sırasında Gazze Şeridi'nde tutuklanan bin mahkûmun serbest bırakılması karşılığında kadın, çocuk ve yaşlı esirleri teslim edeceği ifade edildi.

İlk aşamada, yüksek cezalara çarptırılmış 200 mahkûmun da serbest bırakılacağı, yaşayan mahkûmların ölülerden daha fazla olduğunun teyit edilmesi halinde bu sayının biraz daha artırılabileceği ve ilk aşamanın ilk günlerinde bazı esir gruplarıyla iletişim kurulduktan sonra akıbetlerinin açıklanacağı belirtildi.

Kaynaklar, serbest bırakılacak Filistinli mahkûmların isimlerinin belirlenmeye başlandığını ifade etti.

Refah Sınır Kapısı’yla ilgili olarak ise bilgi sahibi kaynaklar, hasta ve yaralıların seyahat etmesine izin verilmesiyle başlayarak, kademeli olarak yeniden açılacağını duyurdu. Ayrıca seyahat özgürlüğü, hiçbir yolcuyu gözaltına almadan ya da Philadelphia Koridoru’nda konuşlanacak İsrail güçleri tarafından hedef alınmadan garanti altına alınacak.

gtrhyju
Gazze Şeridi’nde tutulan esirlerin yakınları ve aktivistler bugün Kudüs'teki İsrail parlamentosu önünde protesto gösterisi düzenledi. (AFP)

Dün öğleden sonraya kadar ortaya çıkan anlaşmazlıkların, İsrail güçlerinin bazı yerlerden çekilme ve tampon bölge konusuna ilave olarak, ilk aşamada serbest bırakılacak askerler olan, ‘insani’ koşulları karşılamayan ve bir anlaşmaya varma görevini kolaylaştırmak için eklenen 11 esir için İsrail'in ödeyeceği bedel konusundaki anlaşmazlıklarla ilgili olduğunu belirten kaynaklar, bunlar üzerindeki anlaşmazlıkların çözüldüğünü ve bunun da bugün bir anlaşmaya varmaya yaklaştırdığını ifade etti.

Kaynaklar, İsrail'in ilk aşamada 11 esir askerin yerleştirilmesini çıkmazda bir kırılma olarak değerlendirdiğini ve bunun kendisi için önemli bir kazanım olduğunu belirtti. Bu nedenle işler daha da yakınlaştı ve direniş o dönemde Binyamin Netanyahu hükümetini baskı altına alarak müzakereleri hızlandırdı.

Hamas, bu yeni esirlerin bedelinin hasta ve yaşlılara aynı muamelenin yapılması olacağını reddedince İsrail yumuşadı ve ilk aşamada serbest bırakılacak ve çoğu Filistin dışına sınır dışı edilecek olan müebbet hapis cezalı mahkumların sayısını arttırdı.

İsrailli kaynaklar anlaşmaya yakın olunduğunu teyit ederken, İsrail'in savaşa geri dönme hakkı olduğunu vurguladı. Şarku’l Avsat’ın ulaştığı kaynaklar, bunun anlaşma şartlarının herhangi bir tarafça ihlal edilmesiyle bağlantılı olduğunu açıkladı.

Netanyahu, anlaşmayı reddeden ve hükümeti feshetmekle tehdit eden kabine içindeki aşırı sağla yüzleşmekte zorlanırken, muhalefet partileri anlaşmanın tamamlanması karşılığında kendisine bir güvenlik ağı sağlamaya hazır olduklarını açıkladı.

Bombardıman şiddetlendi

Anlaşma haberlerinin yayılmaya başlamasından bu yana İsrail, başta kuzey olmak üzere Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine yönelik bombardımanını arttırdı; Deyr el-Balah ve Han Yunus'ta yerinden edilmiş insanların çadırlarını hedef alarak bazılarını öldürdü.

Yerlerinden edilmiş insanların çadırlarından, yaklaşan anlaşma haberini sevinçle karşılayan şarkılar ve sloganlar duyuldu.

zxscdfrgt
Gazze Şeridi'nin kuzeyinde İsrail bombardımanı sonucu yıkılan binalar, 13 Ocak 2025. (Reuters)

Eş-Şati Mülteci Kampı’ndan Han Yunus'a göç etmek zorunda kalan Faten Yasin şunları söyledi: “Uzun zamandır bugünü bekliyorduk... Evlerimize ve bölgelerimize dönmek istiyoruz... Bu kadar ölüm ve yıkım yeter.”

Gazze şehrindeki ed-Derac mahallesinde yaşayan üniversite mezunu Ahmed Farac ise şu ifadeleri kullandı: “Buradaki herkes akan kanın durmasını, İsrail bombardımanının durmasını ve güvenliğimizin geri gelmesini bekliyor... Savaş durduğunda başka bir savaş başlatacağız ama bu, günün her saati maruz kaldığımız ölümlere kıyasla daha kolay olacak.”



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.