Şarku’l Avsat, son rötuşlar yapılmaya başlanırken Gazze anlaşmasının yeni ayrıntılarını ortaya koyuyor

Hamas 11 askeri serbest bıraktı… İsrail bunu büyük bir ilerleme olarak değerlendirdi

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta İsrail bombardımanı sonucu ölen bir bebek için ağlayan Filistinli kadınlar, 14 Ocak 2025. (Reuters)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta İsrail bombardımanı sonucu ölen bir bebek için ağlayan Filistinli kadınlar, 14 Ocak 2025. (Reuters)
TT

Şarku’l Avsat, son rötuşlar yapılmaya başlanırken Gazze anlaşmasının yeni ayrıntılarını ortaya koyuyor

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta İsrail bombardımanı sonucu ölen bir bebek için ağlayan Filistinli kadınlar, 14 Ocak 2025. (Reuters)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta İsrail bombardımanı sonucu ölen bir bebek için ağlayan Filistinli kadınlar, 14 Ocak 2025. (Reuters)

Katar'ın başkenti Doha'daki müzakerelere katılan taraflar, İsrail'in Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine yönelik bombardımanının arttığı bir dönemde, Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşması ve Hamas ile İsrail arasında esir değişimi konularını sonuçlandırmaya başladı.

Birçok kaynağa göre İsrail'in yeni bir engeli ya da şartı olmaması halinde anlaşmanın bugün ilan edilmesi ve 48 saat sonra yürürlüğe girmesi bekleniyor.

xascdfrg
Gazze Şeridi’nde tutulan esirlerin yakınları ve aktivistler bugün Kudüs'teki İsrail parlamentosu önünde protesto gösterisi düzenledi. (AFP)

Şarku’l Avsat'a konuşan Hamas kaynakları, anlaşmanın ilk aşamasının 60 gün süreceğini ve dün geceye kadar varılan son anlaşmaya göre İsrail kara kuvvetlerinin Netzarim ve Philadelphia (Selahaddin) koridorlarından kademeli olarak çekileceğini bildirdi.

Doha'daki müzakereler hakkında bilgi sahibi olan kaynaklar, Netzarim Koridoru’ndan çekilmenin hemen başlayacağını, Philadelphia Koridoru’ndan çekilmenin ise ilk aşamanın başladığı andan itibaren 40 ila 50 gün sonra kademeli olarak başlayacağını açıkladı.

Ateşkesin yedinci gününden itibaren yerinden edilmiş kişilerin dönüşüne herhangi bir arama yapılmaksızın izin verilecek. Ancak Gazze Şeridi'nin güneyinden kuzeye dönen araçlar, Mısır-Katar şirketleri tarafından işletilen ve herhangi bir silah transferini önlemek amacıyla İsrail de dahil olmak üzere çeşitli taraflarca izlenen bir X-ray cihazı tarafından taranacak.

sdefrg
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta İsrail bombardımanının vurduğu bir bölgeyi inceleyen Filistinliler, 14 Ocak 2025. (Reuters)

Kaynaklar, dün gece İsrail güçlerinin yeniden konuşlandırılması mekanizması üzerinde anlaşmaya varıldığını ve özellikle Gazze Şeridi'nin kuzeyinde olmak üzere 700 metreye kadar değişen mesafelerde sınırda bulunmalarına izin verileceğini açıkladı.

Kaynaklar, 40 gün sonra Gazze Şeridi'nin tüm bölgelerinden kademeli olarak çekilmenin başlayacağını ve ikinci aşamaya ilişkin müzakerelerin başlamasına hazırlık yapılacağını bildirdi.

Filistin direnişinin, 7 Ekim 2023 saldırısına karışmamış olmaları koşuluyla, mevcut savaş sırasında Gazze Şeridi'nde tutuklanan bin mahkûmun serbest bırakılması karşılığında kadın, çocuk ve yaşlı esirleri teslim edeceği ifade edildi.

İlk aşamada, yüksek cezalara çarptırılmış 200 mahkûmun da serbest bırakılacağı, yaşayan mahkûmların ölülerden daha fazla olduğunun teyit edilmesi halinde bu sayının biraz daha artırılabileceği ve ilk aşamanın ilk günlerinde bazı esir gruplarıyla iletişim kurulduktan sonra akıbetlerinin açıklanacağı belirtildi.

Kaynaklar, serbest bırakılacak Filistinli mahkûmların isimlerinin belirlenmeye başlandığını ifade etti.

Refah Sınır Kapısı’yla ilgili olarak ise bilgi sahibi kaynaklar, hasta ve yaralıların seyahat etmesine izin verilmesiyle başlayarak, kademeli olarak yeniden açılacağını duyurdu. Ayrıca seyahat özgürlüğü, hiçbir yolcuyu gözaltına almadan ya da Philadelphia Koridoru’nda konuşlanacak İsrail güçleri tarafından hedef alınmadan garanti altına alınacak.

gtrhyju
Gazze Şeridi’nde tutulan esirlerin yakınları ve aktivistler bugün Kudüs'teki İsrail parlamentosu önünde protesto gösterisi düzenledi. (AFP)

Dün öğleden sonraya kadar ortaya çıkan anlaşmazlıkların, İsrail güçlerinin bazı yerlerden çekilme ve tampon bölge konusuna ilave olarak, ilk aşamada serbest bırakılacak askerler olan, ‘insani’ koşulları karşılamayan ve bir anlaşmaya varma görevini kolaylaştırmak için eklenen 11 esir için İsrail'in ödeyeceği bedel konusundaki anlaşmazlıklarla ilgili olduğunu belirten kaynaklar, bunlar üzerindeki anlaşmazlıkların çözüldüğünü ve bunun da bugün bir anlaşmaya varmaya yaklaştırdığını ifade etti.

Kaynaklar, İsrail'in ilk aşamada 11 esir askerin yerleştirilmesini çıkmazda bir kırılma olarak değerlendirdiğini ve bunun kendisi için önemli bir kazanım olduğunu belirtti. Bu nedenle işler daha da yakınlaştı ve direniş o dönemde Binyamin Netanyahu hükümetini baskı altına alarak müzakereleri hızlandırdı.

Hamas, bu yeni esirlerin bedelinin hasta ve yaşlılara aynı muamelenin yapılması olacağını reddedince İsrail yumuşadı ve ilk aşamada serbest bırakılacak ve çoğu Filistin dışına sınır dışı edilecek olan müebbet hapis cezalı mahkumların sayısını arttırdı.

İsrailli kaynaklar anlaşmaya yakın olunduğunu teyit ederken, İsrail'in savaşa geri dönme hakkı olduğunu vurguladı. Şarku’l Avsat’ın ulaştığı kaynaklar, bunun anlaşma şartlarının herhangi bir tarafça ihlal edilmesiyle bağlantılı olduğunu açıkladı.

Netanyahu, anlaşmayı reddeden ve hükümeti feshetmekle tehdit eden kabine içindeki aşırı sağla yüzleşmekte zorlanırken, muhalefet partileri anlaşmanın tamamlanması karşılığında kendisine bir güvenlik ağı sağlamaya hazır olduklarını açıkladı.

Bombardıman şiddetlendi

Anlaşma haberlerinin yayılmaya başlamasından bu yana İsrail, başta kuzey olmak üzere Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine yönelik bombardımanını arttırdı; Deyr el-Balah ve Han Yunus'ta yerinden edilmiş insanların çadırlarını hedef alarak bazılarını öldürdü.

Yerlerinden edilmiş insanların çadırlarından, yaklaşan anlaşma haberini sevinçle karşılayan şarkılar ve sloganlar duyuldu.

zxscdfrgt
Gazze Şeridi'nin kuzeyinde İsrail bombardımanı sonucu yıkılan binalar, 13 Ocak 2025. (Reuters)

Eş-Şati Mülteci Kampı’ndan Han Yunus'a göç etmek zorunda kalan Faten Yasin şunları söyledi: “Uzun zamandır bugünü bekliyorduk... Evlerimize ve bölgelerimize dönmek istiyoruz... Bu kadar ölüm ve yıkım yeter.”

Gazze şehrindeki ed-Derac mahallesinde yaşayan üniversite mezunu Ahmed Farac ise şu ifadeleri kullandı: “Buradaki herkes akan kanın durmasını, İsrail bombardımanının durmasını ve güvenliğimizin geri gelmesini bekliyor... Savaş durduğunda başka bir savaş başlatacağız ama bu, günün her saati maruz kaldığımız ölümlere kıyasla daha kolay olacak.”



Sarı hat, Mısır ile İsrail arasında gerilim yaratıyor

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc'de İsrail ordusu tarafından çizilen sarı hat sınırı (Arşiv – AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc'de İsrail ordusu tarafından çizilen sarı hat sınırı (Arşiv – AFP)
TT

Sarı hat, Mısır ile İsrail arasında gerilim yaratıyor

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc'de İsrail ordusu tarafından çizilen sarı hat sınırı (Arşiv – AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc'de İsrail ordusu tarafından çizilen sarı hat sınırı (Arşiv – AFP)

İsrail medyasında, Binyamin Netanyahu hükümetinin Gazze Şeridi’ndeki uygulamaları nedeniyle Mısır ile İsrail arasındaki gerilimin son dönemde arttığına dair haberler yer alırken, Mısırlı üst düzey bir yetkili Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Mısır makamları İsrail’in Şarm eş-Şeyh Anlaşması’nı ihlal eden uygulamalarını tespit etti, bunlara ilişkin bir dosya hazırladı ve Washington’ı bilgilendirdi” dedi.

Mısır’da görev yapmış bazı eski askeri yetkililere göre ise Kahire, İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki adımlarını, üzerinde uzlaşılan Trump planından kaçınma girişimi ve sarı hat olarak bilinen bölgede kalıcı bir İsrail askeri varlığı tesis etme çabası olarak değerlendiriyor. Bu durumun Mısır’ın ulusal güvenliğini tehdit ettiği ifade ediliyor.

Sarı hat, 10 Ekim’de Şarm eş-Şeyh’te ABD Başkanı Donald Trump’ın katılımıyla imzalanan ve Gazze savaşını sona erdirmeyi amaçlayan barış planı kapsamında, Gazze Şeridi’ni iki bölüme ayıran bir ayrım hattı olarak tanımlanıyor. Buna göre hat, Filistinlilerin kontrolündeki batı bölgesindeki toprakların yüzde 47’sini, İsrail’in kontrolü altındaki Gazze’nin yüzde 53’ünden ayırıyor. Gazze’deki Filistinlilerin neredeyse tamamının, bu hattın batısındaki bölgeye göç etmek zorunda kaldığı belirtiliyor.

xsdf
ABD Başkanı Donald Trump ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında Gazze barış planını görüşmek üzere bu ayın sonlarında bir zirve yapılması bekleniyor. (AFP)

İsrail Kanal 14 televizyonunun yayımladığı bir raporda, İsrail ordusunun sarı hat olarak bilinen bölgede faaliyet yürüttüğü ve Gazze Şeridi’nin coğrafi yapısını değiştirdiği öne sürüldü. Kanalın aktardığına göre Kahire, bu durumu ‘bölgesel çıkarlarına yönelik doğrudan bir tehdit’ olarak değerlendiriyor. Raporda, söz konusu faaliyetlerin Mısır’ı öfkelendirdiği ve Kahire’nin, Gazze Şeridi’ni ikiye bölmeye, bölgenin demografik ve coğrafi yapısını değiştirmeye çalıştığı gerekçesiyle İsrail’i ABD’ye şikâyet ettiği belirtildi.

Rapora göre Kahire, özellikle İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir’in sarı hata ilişkin açıklamalarının ardından Gazze’de yaşananları büyük bir endişeyle izliyor. Zamir’in bu hattı yeni bir savunma ve saldırı hattı olarak nitelemesine dikkat çekilirken, İsrail ordusunun kontrolü altında bulunan bölgede tünel altyapısını tahrip etme ve evleri yıkma gibi faaliyetlerinin, Kahire’de Gazze’de uzun vadeli bir askeri varlık tesis edilmesine yönelik hazırlık olarak yorumlandığı ifade edildi. Bu durumun, Mısır’ı Washington nezdinde acil diplomatik girişimlerde bulunmaya sevk ettiği kaydedildi.

Mısır Askerî İstihbaratı eski Başkan Yardımcısı ve İstihbarat Dairesi eski Başkanı Korgeneral Ahmed Kâmil ise Mısır’ın İsrail’in üzerinde uzlaşılan barış planından kaçınma girişimlerine karşı büyük bir öfke duyduğunu belirtti. Kâmil, İsrail’in sarı hattaki hamlelerinin Gazze’de ve Mısır sınırına yakın bölgelerde kalıcı bir askeri varlık oluşturma niyetine işaret ettiğini, bunun da Mısır’ın ulusal güvenliği açısından ciddi bir tehdit oluşturduğunu vurguladı.

uı
Kaynaklar, Mısır'ın Sisi ve Netanyahu arasında bir zirve düzenlenmesi için şartlar belirlediğini bildiriyor. (İsrail medyası)

Kâmil, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Mısır’ın tutumunun ulusal güvenliği ilgilendiren bir dizi temel konuda açık, net ve değişmez olduğunu söyledi. Kâmil, bu tutumun, barışın Mısır dış politikasının temel ve stratejik hedefi olması, Kahire’nin İsrail tarafıyla imzalanan anlaşmalara bağlılığı ve İsrail’in iki taraf arasında imzalanan anlaşmalara saygı göstermesi gerekliliğine dayandığını ifade etti.

Kâmil, Mısır’ın İsrail ile gerilimin düşürülmesine yönelik şartlarının, Gazze anlaşmasının ABD Başkanı Donald Trump’ın girişimi doğrultusunda tüm aşamalarıyla uygulanmasını kapsadığını belirtti. Buna göre, herhangi bir engelleme ya da geçersiz gerekçeler olmaksızın ikinci aşamaya derhal geçilmesi, kalıcı ateşkesin tesis edilmesi ve barış sürecine geçilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca İsrail’in anlaşmayı eksiksiz uygulaması, mutabık kalınan miktarlarda insani yardımların girişine izin vermesi ve Refah Sınır Kapısı’nın iki yönde açılması şartlarını sıraladı.

Kâmil’e göre diğer şartlar arasında, Mısır’ın Gazze Şeridi sakinlerinin zorla ya da gönüllü göçe zorlanmasını kesin olarak reddetmesi, İsrail’in Batı Şeria’da yerleşim kurulmasına ve bölgenin İsrail’e ilhakına yönelik adımlarına karşı çıkılması, İsrail ordusunun Philadelphia Koridoru da dahil olmak üzere Gazze Şeridi’nin tamamından çekilmesi ve 7 Ekim 2023 sınırlarına dönülmesi yer alıyor. Kâmil, mevcut İsrail varlığının, anlaşmanın aşamalarının uygulanmasına bağlı geçici bir durum olduğunu, sarı hat da dahil olmak üzere tüm hatların fiili ve hukuki geçerliliği olmayan, varsayımsal çizgiler olduğunu ifade etti.

Dördüncü şartın ise Netanyahu ve hükümetinin, Arap Barış Girişimi kapsamında yer alan açık Arap taleplerine ne ölçüde yanıt verdiğiyle ilgili olduğunu belirten Kâmil, bunun; işgal altındaki Arap topraklarından çekilme, iki devletli çözüme onay verilmesi ve Filistinlilerin Gazze ya da Batı Şeria’dan zorla yerinden edilmesinin reddedilmesi gibi başlıkları içerdiğini söyledi. Ayrıca İsrail’in iyi komşuluk ve saldırmazlık yönünde iyi niyet göstermesi, nükleer silah tehdidinden arındırılmış bir bölge oluşturulmasına ilişkin uluslararası taleplerle uyumlu adımlar atması ve bu alandaki uluslararası anlaşmalara katılması gerektiğini vurguladı.

d
Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Arşiv – Reuters)

Mısır’ın, ABD ve İsrail’in Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında bir görüşme düzenleme girişimlerine, İsrail’in barış ve bölgesel istikrara dair açık ve uygulanabilir bir girişimde bulunmadan yanıt vermeyeceği değerlendiriliyor.

İsrail medyasının aktardığına göre ABD, Sisi, Netanyahu ve Trump’ın katılımıyla Washington’da üçlü bir zirve düzenlemeyi denedi. Ancak bu girişim, Mısır’ın şartları nedeniyle İsrail açısından ‘kabul edilemez’ bulundu. Aynı raporlarda, Kahire’nin, Trump’ın bu ay sonunda Florida’da Netanyahu ile yapacağı görüşmede İsrail’e yönelik baskı yaparak Gazze’deki adımlarını sınırlaması yönünde rol oynayacağını beklediği kaydedildi.

Mısırlı strateji uzmanı Tümgeneral Semir Ferec, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Trump-Netanyahu zirvesinin sonuçlarına büyük önem atfedildiğini ve Trump’ın, adını taşıyan Gazze Barış Planı’nın uygulanması konusunda Netanyahu üzerinde kesinlikle baskı kuracağını söyledi.

Ferec, Mısır’ın pozisyonunun, Trump-Netanyahu zirvesinin sonuçlarına bağlı olarak değerlendirileceğini, ancak aynı zamanda İsrail’in sarı hat ya da Gazze’nin herhangi bir bölgesinde kalıcı askeri varlık tesis etmesini asla kabul etmeyeceğinin açık ve net olduğunu vurguladı. Ferec’e göre Mısır, Netanyahu hükümetinin tüm hareketlerinin, İsrail ordusunun Gazze’nin tamamından çekilmesini öngören barış planını engellemeye yönelik girişimler olduğunun farkında.

 


Irak hükümeti, Hizbullah ve Husileri terör örgütleri listesine dahil etmekten sorumlu yetkilileri görevden aldı

Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
TT

Irak hükümeti, Hizbullah ve Husileri terör örgütleri listesine dahil etmekten sorumlu yetkilileri görevden aldı

Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)

Irak hükümeti dün yaptığı açıklamada, yaklaşık iki hafta önce Yemen’deki Husiler ile Lübnan’daki Hizbullah’ı ‘terör örgütü’ olarak sınıflandıran bir kararın yayımlanmasına ilişkin olarak bazı yetkililerin görevden alınmasını içeren yaptırımların onaylandığını duyurdu.

Irak Bakanlar Kurulu, resmî gazetede yayımlanmasının ardından özellikle hükümeti oluşturan ve söz konusu gruplara yakınlığıyla bilinen siyasi çevreler arasında geniş tartışmalara yol açan kararla ilgili kurulan soruşturma komisyonunun tavsiyelerini kabul etti.

Söz konusu sınıflandırmanın, iki grubun mal varlıklarının dondurulmasını da içermesi üzerine hükümet, kararın ‘yanlışlıkla’ yayımlandığını belirtmişti. Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani, karardaki hataya ilişkin acil soruşturma başlatılması, sorumluların tespit edilmesi ve ihmali bulunanların hesap vermesi talimatını vermişti.

Hükümetin dün yayımladığı açıklamada, Bakanlar Kurulu’nun, Irak Resmi Gazetesi’nin 17 Kasım 2025 tarihli 4848 sayısında yer alan ve Teröristlerin Mallarının Dondurulması Komisyonu’nun 2025/61 sayılı kararına ilişkin soruşturma komisyonu tavsiyelerini onayladığı belirtildi. Tavsiyeler kapsamında, ilgili bazı yetkililerin görevden alınması ve bazılarının ise başka görevlere atanması gibi idari yaptırımların yer aldığı kaydedildi.

Diğer yandan Irak Ulusal Güvenlik Servisi dün yaptığı açıklamada, komşu bir ülkeden geldiği belirtilen ve DEAŞ terör örgütü bünyesindeki ‘en tehlikeli bomba uzmanlarından biri’ olarak tanımlanan bir kişinin yakalandığını duyurdu.

Irak Ulusal Güvenlik Servisi, Irak Haber Ajansı’na (INA) yaptığı açıklamada, 10 aydan uzun süren takip ve hassas izleme faaliyetlerini içeren nitelikli bir istihbarat operasyonu sonucunda, komşu ülkelerden birinden dönüşünün ardından DEAŞ’ın üst düzey isimlerinden birinin gözaltına alındığını bildirdi. Açıklamada, yakalanan kişinin yüksek derecede tehlikeli unsurlar arasında yer aldığı, adının terör örgütü lider kadrolarına ait listelerde bulunduğu ve 2004 yılından itibaren Bağdat’ta El Kaide unsurları içinde faaliyet göstermeye başladığı belirtildi. Ebu İlya lakabını kullanan şüphelinin, patlayıcı düzeneklerin hazırlanmasında uzmanlaştığı, beş kişiden oluşan bir hücreye liderlik ederek saldırıların gerçekleştirilmesinde rol aldığı kaydedildi.

Soruşturmalarda, söz konusu kişinin patlayıcıların cep telefonlarıyla irtibatlandırılması ve hazırlanmasından sorumlu olduğu, Bağdat’ta faaliyet gösterdiği dönem boyunca 100’den fazla patlayıcı düzeneği teslim ettiği ve başkentin farklı bölgelerini hedef alan terör eylemlerinin doğrudan uygulanmasına katkı sağladığı tespit edildi.


Eski rejimin kalıntıları Yeni Suriye’nin inşasını zorlaştırıyor

Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
TT

Eski rejimin kalıntıları Yeni Suriye’nin inşasını zorlaştırıyor

Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)

Suriye’deki yeni yönetim, büyük şehirlerin kalabalık sokakları ile kırılgan, yoksul kırsal kesimler ve Suriye genelindeki yaygın yıkım arasında, önceki dönemin karmaşıklığından kaynaklanan muazzam zorluklarla karşı karşıya.

Beşşar Esed rejiminin düşüşünü günlerce kutlayan mahallelerin göz alıcı görüntüsünün ardında, daha az gürültülü ve daha karmaşık başka bir mücadele sürüyor. Bir güvenlik kaynağına göre bu mücadelede DEaŞ ve göçmenler (yabancı savaşçılar) en önemli zorlukları oluşturuyor.

Ancak bazıları DEAŞ’ı ve genel olarak aşırılığı güvenlik yaklaşımıyla çözülebilecek ‘teknik bir sorun’ olarak görürken, diğerleri ‘asıl sorunun, eğitim veya aile sistemi ya da herhangi bir örgütlü yaşam biçimi olmaksızın, birkaç yıldır normal sosyal bağlamın dışında gelişen devasa bir insan kitlesini absorbe edecek planlar yapmakta yattığını’ düşünüyor.

Zorluk, yıkıma uğrayan bölgeleri yeniden inşa etmek ve geçim kaynakları yaratmak, özellikle de siyasi ve sosyal kimliklerin radikal grupların mirasıyla iç içe geçmiş olduğu ve bu yüzden potansiyel çatışmalar için verimli bir zemin oluşturan İdlib gibi kırsal bölgelerde yatıyor.

ABD, Irak'tan çekilmeden önce Sünni aşiretlerinden oluşan ve el-Kaide'ye karşı savaşan Sahva Silahlı Güçleri deneyimi, radikalizmden etkilenenleri siyasi ve güvenlik yapılarına dönüştürerek Suriye için olası bir model sunarken, militarizasyondan siyasete ve hizipçilikten devletçiliğe geçiş, yeni Suriye'nin karşı karşıya olduğu en büyük zorluk olmaya devam ediyor.