Libyalılar, Dibeybe'nin Ankara ziyaretinin nedenleri ve zamanlaması konusunda farklı görüşlere sahip

Bazıları bunu BM misyonunun ‘birleşik hükümet’ kurma girişimiyle ilişkilendirdi

Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Türkiye'de yaptığı görüşmede (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Türkiye'de yaptığı görüşmede (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
TT

Libyalılar, Dibeybe'nin Ankara ziyaretinin nedenleri ve zamanlaması konusunda farklı görüşlere sahip

Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Türkiye'de yaptığı görüşmede (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Türkiye'de yaptığı görüşmede (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe'nin Ankara'ya yaptığı son ziyaret ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşme, bu ziyaretin nedenleri ve zamanlaması konusunda tartışmalara yol açtı. Bazıları bu görüşmeleri Birleşmiş Milletler (BM) misyonunun ‘birleşik hükümet’ kurma girişimiyle ilişkilendirdi.

UBH tarafından yapılan açıklamaya göre, Dibeybe'nin geçtiğimiz çarşamba günü Türkiye'ye yaptığı ziyaret ‘iki ülke arasındaki ikili iş birliğini geliştirmeyi’ amaçlıyordu.

Libya Ulusal Meclis Partisi lideri Esad Ziyu, ziyaretin ‘farklı hedefleri olan örtülü mesajların’ bir parçası olduğunu söyledi. Ziyu’ya göre Dibeybe, Libya arenasındaki siyasi muhaliflerine karşı Türkiye'nin rolünden faydalanmak isterken, Türkiye de yakın zamanda çeşitli dönüşümlere ve hak kazanımlarına tanık olması beklenen bu arenadaki varlığını güçlendirmeye çalışıyor.

Ziyu Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, Dibeybe'nin, siyasi muhaliflerinin yeni bir Libya hükümeti kurma çabalarına karşılık Ankara'nın ‘hükümetini, meşruiyetini ve sahnedeki devamlılığını halen desteklediğini’ teyit etmek istediğini söyledi. Ziyu ayrıca, Türkiye'nin BM Libya Özel Temsilcisi Stephanie Khoury'nin girişimini destekleyen uluslararası güçlere ‘Libya sahnesini etkileyen önemli bir oyuncu olduğu ve bu nedenle kendisiyle eşgüdüm içinde olunması gerektiği’ mesajını vermek istediğini belirtti.

xzc vdfgbh
Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve beraberindeki heyetle Trablus'taki ofisinde daha önce yaptığı görüşmede (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

Libya'da iki hükümet iktidar için mücadele ediyor: Birincisi başkent Trablus'ta bulunan Abdulhamid Dibeybe başkanlığındaki UBH. İkincisi ise Temsilciler Meclisi (TM) tarafından görevlendirilen ve Usame Hammad tarafından yönetilen, Mareşal Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu (LUO) tarafından desteklenen Libya İstikrar Hükümeti (LİH).

Libyalı uluslararası ilişkiler profesörü İbrahim Hibe, önceki argümandan çok uzaklaşmadı, ancak Dibeybe'nin Ankara'daki görüşmesinde ‘UBH’ye daha fazla hava savunma sistemi ve savaş uçağı sağlamak’ gibi başka konuların da ele alınabileceğini öne sürdü. Şarku’l Avsat'a konuşan Hibe, “Erdoğan'ın Dibeybe ile görüşmesi, Ankara'nın Libya'nın doğusuna yönelik ekonomik açılımının batı tarafına siyasi ve askeri desteğini kesmesi ya da azaltması anlamına gelmediğini teyit eden bir mesajdır” dedi.

El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi'nde Türkiye meseleleri araştırmacısı olan Dr. Kerem Said, ziyaretin UBH ve Dibeybe üzerindeki baskı bağlamında gerçekleştiğini doğrulamakla birlikte, ‘Türkiye'nin Dibeybe'nin seçimler yapılana kadar hükümetinin iktidarda kalması yönündeki isteğine karşılık vereceği’ ihtimalini dışladı.

dfvbgrthy
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, Trablus'taki Türkiye-Libya Harekât Komuta Merkezi'ne yaptığı ziyaret sırasında (Milli Savunma Bakanlığı)

Said'e göre Türkiye, Suriye sahasındaki mevcut meşguliyeti ışığında, ‘Libya dosyasında tüm bu yerel, bölgesel ve uluslararası güçlere karşı çıkarak ve Dibeybe hükümetinin ayakta kalmasında ısrar ederek ikinci bir çatışma cephesi açmaya çalışmıyor.’ Said ayrıca, Libya'daki istikrar sürecinin ‘yeniden inşa projelerinde Türk şirketleri için verimli bir ortam sağladığına ve hatta Türkiye'nin öncelik verdiğini gizlemediği enerji projelerini kolaylaştırdığına’ dikkat çekti.

Öte yandan Türk siyasi analist Muhanned Hafızoğlu, söz konusu ziyaretin, Ankara'nın Libya'da ‘BM tarafından tanınmış meşru hükümet’ olarak gördüğü UBH’nin başbakanını, Ankara ve Kahire arasında son dönemde varılan ön mutabakatlar hakkında bilgilendirme ihtiyacından kaynaklandığını söyledi.

Şarku’l Avsat'a konuşan Hafızoğlu, “Ankara ve Kahire, aralarındaki ilişkilerin normalleşmesindeki büyük değişimin ardından Libya dosyasındaki tutumlarını koordine etmeye çalışıyor. Ankara, Libya'nın doğusu ve batısı arasında dengeli ilişkiler örerek, mevcut iki hükümeti tek bir yürütme otoritesinde birleştirme senaryosuna geri dönmeye çalışıyor. Bu senaryo, TM'ye bağlı ya da Usame Hammad hükümetinden isimlere egemenlik portföyleri verilmesi karşılığında Dibeybe'nin başkanlığını koruyabilir” ifadelerini kullandı.



Umman ve Lübnan, İsrail'in saldırılarını kınadı ve gerilimin artmasını önlemeye yönelik uluslararası çabaları destekledi

Umman Sultanı Heysem bin Tarık ve Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn bugün Maskat'taki el-Alam Sarayı'nda özel bir görüşme gerçekleştirdi. (ONA)
Umman Sultanı Heysem bin Tarık ve Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn bugün Maskat'taki el-Alam Sarayı'nda özel bir görüşme gerçekleştirdi. (ONA)
TT

Umman ve Lübnan, İsrail'in saldırılarını kınadı ve gerilimin artmasını önlemeye yönelik uluslararası çabaları destekledi

Umman Sultanı Heysem bin Tarık ve Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn bugün Maskat'taki el-Alam Sarayı'nda özel bir görüşme gerçekleştirdi. (ONA)
Umman Sultanı Heysem bin Tarık ve Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn bugün Maskat'taki el-Alam Sarayı'nda özel bir görüşme gerçekleştirdi. (ONA)

Umman ve Lübnan, bugün yayımladıkları ortak bildiride, İsrail’in Lübnan topraklarına yönelik süregelen saldırılarından ve Arap topraklarının işgalinden derin kaygı duyduklarını belirtti. Bildiride, bu adımların 1701 sayılı kararın ve uluslararası meşruiyete ilişkin kararların açık ihlali olduğu vurgulandı.

Taraflar ayrıca, 4 Haziran 1967 sınırları üzerinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin kurulmasını öngören Arap tutumunun değişmezliğini yineledi. Bildiride, Arap dayanışmasının güçlendirilmesinin, devletlerin egemenliğine saygının ve iyi komşuluk ilkeleri ile uluslararası hukukun öneminin altı çizildi.

Ortak bildiri, Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn’ın Umman’a gerçekleştirdiği ziyaretin sonunda yayımlandı. Avn, ziyareti sırasında Umman Sultanı Heysem bin Tarık ile iki oturumdan oluşan görüşmeler yaptı.

Bildiride, Avn’ın ziyaretinin ‘Umman ile Lübnan arasındaki köklü kardeşlik ilişkilerinden’ kaynaklandığı ve ikili iş birliğini güçlendirme iradesini yansıttığı ifade edildi.

Sultan Heysem bin Tarık ile Cumhurbaşkanı Avn’ın gerçekleştirdiği resmi görüşmede, iki ülke arasındaki ilişkiler ele alındı; taraflar siyasi, ekonomik, yatırım, bankacılık, turizm, ulaşım ve lojistik hizmetler gibi alanlarda iş birliğini genişletme kararlılıklarını dile getirdi.

İki ülke, ikili iş birliğini güçlendirecek yeni anlaşmalar ve mutabakat zaptlarının imzalanması için çalışma yürütme konusunda mutabık kaldı. Ayrıca ticari, kültürel ve bilimsel değişimi destekleme; özel sektörün ortaklık ve kalkınma fırsatlarından daha geniş biçimde yararlanmasının teşvik edilmesi kararlaştırıldı.

Bölgesel gelişmeler

Bölgesel gelişmelere ilişkin bölümde, iki taraf İsrail’in Lübnan topraklarına yönelik devam eden saldırıları ile Arap topraklarının işgalinden duydukları derin kaygıyı dile getirdi. Bu adımların, 1701 sayılı kararın ve uluslararası meşruiyetin açık ihlali olduğu vurgulandı. Taraflar, saldırıların derhal durdurulması ve işgal altındaki tüm Lübnan ve Arap topraklarından tam çekilme çağrısında bulundu. Ayrıca gerilimin önlenmesi, istikrarın sağlanması, yerinden edilenlerin dönüşünün kolaylaştırılması ve yeniden imar çabalarına destek verilmesi gerektiği ifade edildi.

Umman tarafı, Lübnan’ın egemenliğine, bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne tam destek verdiğini yinelerken, devlet kurumlarının -başta Lübnan ordusu ve meşru güvenlik güçleri olmak üzere- güçlendirilmesinin ve Lübnan liderliğinin yürüttüğü ekonomik, mali ve idari reformların desteklenmesinin önemini vurguladı.

Umman Sultanı Heysem bin Tarık ile Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, bu sabah Maskat’taki el-Alam Sarayı'nda özel bir oturum gerçekleştirdi.

Şarku’l Avsat’ın Umman resmi haber ajansı ONA’dan aktardığına göre, görüşmede iki ülkeyi ilgilendiren çeşitli konularda görüş alışverişinde bulunuldu. Ayrıca, iki ülke ve iki halkın yararına olacak iş birliği ve ortaklık fırsatlarının güçlendirilmesinin önemine dikkat çekildi; kültürel, ekonomik ve kalkınma alanları da dahil olmak üzere çeşitli sektörlerde bağların daha da sağlamlaştırılması gerektiği belirtildi.


Tunuslu muhalif Şeyma İsa, hapishanede başladığı açlık grevinin dokuzuncu gününde

Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
TT

Tunuslu muhalif Şeyma İsa, hapishanede başladığı açlık grevinin dokuzuncu gününde

Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)

Tunus ana muhalefet partisi Ulusal Kurtuluş Cephesi (NSFT) üyesi ve siyasi aktivist Şeyma İsa, tutukluluk koşullarını protesto etmek için başladığı açlık grevinde dokuzuncu gününe girdi.

1 Aralık'ta muhalefet tarafından düzenlenen yürüyüşe katılan İsa, devlet güvenliğine karşı komplo kurmak suçundan Temyiz Mahkemesi tarafından verilen bir kararla sivil polisler tarafından gözaltına alındı. Muhalif aktivist, hapishaneye girer girmez açlık grevine başladı.

Şeyma İsa (45), 2023 yılının şubat ayında yakalanmış, gözaltında tutulmuştu ve aynı yılın temmuz ayında serbest bırakılmıştı. Birinci Derece Mahkemesi tarafından 18 yıl hapis cezasına çarptırılan İsa’nın cezası temyiz sonucunda 20 yıla çıkarılmıştı.

İsa'nın yanı sıra aynı davayla bağlantılı olarak NSFT lideri, tanınmış siyasetçi Ahmed Necib eş-Şabi (82) de tutuklandı ve 12 yıl hapis cezasına çarptırdı. Muhalif Avukat Ayaşi Hammami (66) de terör suçlamasıyla beş yıl hapis cezasına çarptırıldı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölümü Müdür Yardımcısı Bessam Havaci, “Tunus muhalefetinin önemli simalarının tutuklanması, Cumhurbaşkanı Kays Said'in tek başına iktidarına alternatif olan her şeyi ortadan kaldırma planının son adımıdır. Bu tutuklamalarla Tunuslu yetkililer, siyasi muhalefetin çoğunu etkili bir şekilde hapse atmayı başardı” değerlendirmesinde bulundu.

Tunus muhalefeti ve NSFT, 25 Temmuz 2021'de olağanüstü hal (OHAL) ilan edip ardından yeni bir siyasi sistem kurarak geniş yetkilerle iktidarını sürdüren Cumhurbaşkanı Kays Said'in yönetimine karşı çıkıyor ve demokrasinin yeniden tesis edilmesini talep ediyor. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre buna karşın yetkililer tutuklananları hükümeti devirmeye ve devlet kurumlarını yıkmaya teşebbüs etmekle suçluyor. Muhalefet ise mevcut rejimi tutuklulara karşı siyasi suçlamalar uydurmak ve yargıyı emirlerine boyun eğdirmekle suçluyor.


Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
TT

Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)

Hamas, ateşkesin ikinci aşamasına geçilmesini desteklediklerini ve silah bırakmaya açık olduklarını duyurdu.

Adının paylaşılmaması şartıyla Times of Israel'e konuşan Hamas yetkilisi, Filistin devletinin kurulmasını sağlayacak müzakerelerin başlatılması halinde silah bırakacaklarını söylüyor:

Bu zorla veya ültimatomlarla yapılamaz. İsrail iki yıl boyunca Hamas'ı silahsızlandırmak için tüm askeri gücünü kullandı ama işe yaramadı. Silah bırakma meselesi siyasi bir sorunla bağlantılıdır ve bu nedenle siyasi bir çözüm gerektirir.

Yetkili, Filistinlilerin 78 yıllık İsrail işgaline karşı silahlı mücadele hakkının olduğunu belirterek, 1967 sınırlarının esas alınacağı bir Filistin devleti kurulması taleplerini yineliyor.

Gazze savaşının sonlandırılması için ABD öncülüğünde hazırlanan 20 maddelik barış planı 10 Ekim'de devreye girmişti. Anlaşmanın garantörleri arasında Türkiye, Mısır ve Katar var.

Plan kapsamında Hamas'ın silah bırakması ve Gazze'nin geleceğinde söz sahibi olmaması isteniyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın başkanlık edeceği Barış Kurulu'na ek olarak bölgeye Uluslararası İstikrar Gücü (ISF) konuşlandırılması öngörülüyor.

Anlaşmanın ilk aşamasında Hamas ve İsrail arasında rehine takası gerçekleştirilmişti. Ayrıca İsrail askerleri belirlenen "sarı hatta" geri çekilmişti. Haberde, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin yüzde 53'ünü kontrol ettiği belirtiliyor.

İsrail, Hamas'ın elindeki 28 rehinenin hepsini teslim etmeden ikinci aşamaya geçilmeyeceğini duyurmuştu. Filistinli örgüt şimdiye dek 27 rehineyi İsrail'e gönderdi. Ancak 7 Ekim saldırısında öldürülen İsrailli polis memuru Ran Gvili'nin naaşı hâlâ Gazze'de. Hamas yetkilisi, cesedin yerini bulmak için çalışmaların sürdüğünü söylüyor.

İkinci aşama kapsamında Barış Kurulu üyelerinin belirlenmesi ve Gazze'ye güvenlik gücü konuşlandırılması hedefleniyor. Bu aşamaya geçiş için Hamas'ın silah bırakmayı kabul etmesi gerekli. Bunun ardından İsrail askerleri daha gerideki bir hatta çekilecek.

Trump ikinci aşamaya "çok yakında geçileceğini" söylemiş fakat bir takvim açıklamamıştı. Ocak itibarıyla Gazze'ye ISF askerlerinin gönderilmesi planlanıyor.

Hamas yetkilisi, 7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nda esir alınan kişileri ilk etapta operasyondan kısa süre sonra bırakmayı düşündüklerini söylüyor.

Ancak İsrail'in saldırıları durdurmaması ve arabulucular tarafından savaşın sonlandırılacağına dair garantiler sunulmaması nedeniyle bu plandan vazgeçtiklerini ifade ediyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın öncülüğünde hazırlanan plana göre ISF, Hamas'ın silahsızlandırılmasında da rol oynayacak.

Öte yandan Hamas yetkilisi, ISF kontrolündeki böyle bir sürece yanaşmayacaklarını belirterek, güvenlik gücü askerlerinin Gazze'de İsrail ordusuyla Filistin halkı arasında "tampon bölge" görevi görmesi gerektiğini savunuyor.

Ayrıca silahsızlanma karşılığında İsrail ordusunun tamamen Gazze'den çekilmesini talep ettiklerini aktarıyor.

7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nın sonuçlarından pişmanlık duymadıklarını söyleyen Hamas yetkilisi, dünya kamuoyunun İsrail'in gerçek yüzünü görmesini sağladıklarını vurguluyor:

Tarihi değiştirmeyi başardık. Dünya gözlerini açtı, Filistinlilerin yaşadıklarını ve İsrail'in ne suçlar işlediğini gördü.

IDF ve Yahudi yerleşimciler işbirliği yapıyor

Diğer yandan İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF), Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilerle aktif işbirliği yaptığı aktarılıyor.

İsrail'in kamu yayıncısı Kan'ın hazırladığı Zman Emet (Gerçek Zamanlı) programına katılan Tuğgeneral Avi Bluth, ISF'nin "sınır bölgelerinde çiftlikler kurmaları için yerleşimcilerle tam işbirliği içinde hareket ettiğini" söyledi.

Bluth, bu işbirliğinin özellikle geçen yıl temmuzda hızlandırıldığını belirtti.

Independent Türkçe, Times of Israel, Haaretz