Hamas savaş sırasında yeni savaşçıları nasıl topladı ve eğitti?

Şarku’l Avsat, Kassam Tugayları tarafından kullanılan askeri eğitim kılavuzlarının fotoğraflarını yayınladı

TT

Hamas savaş sırasında yeni savaşçıları nasıl topladı ve eğitti?

Hamas savaş sırasında yeni savaşçıları nasıl topladı ve eğitti?

Hamas tarafından yapılan bir açıklama ve eski ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın teyidi, Filistin hareketinin 15 ay süren Gazze savaşı sırasında savaşçı toplayabildiğini ve eğitebildiğini gösterdi.

Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde, geçtiğimiz temmuz ayında yaptığı bir açıklamada şöyle demişti: “Savaş sırasında binlerce yeni savaşçı devşirebildik, bazı önemli yeteneklerimizi geliştirdik, pusu hazırladık, bomba ve füze ürettik ve düşmanın kalıntılarını geri dönüştürdük.”

Eski ABD Dışişleri Bakanı da 14 Ocak'ta Dışişleri Bakanı olarak yaptığı son konuşmada Hamas'ın yeni savaşçılar devşirdiğini doğrulayarak şunları söyledi: “Tahminlerimize göre Hamas neredeyse kaybettiklerine eşit sayıda yeni savaşçı devşirdi. Bu adım intifadanın ve savaşın devam ettiğini gösteriyor.”

Hem ABD'nin açıklamaları hem de Hamas'ın iddiaları, hareketin savaş ortamında nasıl savaşçı topladığı ve eğittiği konusunda soru işaretleri yarattı. Ancak Şarku'l Avsat muhabirinin Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nın yıkıntılarında bulduğu Hamas askeri eğitim kılavuzları, hareketin üyelerini eğitmek için kullandığı mekanizmayı kısmen açıklıyor.

Cibaliye Mülteci Kampı, ordunun itiraflarına göre yaklaşık 100 gün süren ve onlarca İsrailli subay ve askerin ölümüyle sonuçlanan özel ve yoğun bir İsrail askeri operasyonuna tanık olurken, Hamas bu çatışmalardaki kayıplarını açıklamadı.

Tatbikatların niteliği

‘Zırhlılara Karşı Silahlar - Kuzey Tugayı’ başlıklı ve 2023 tarihli kılavuzlar, Kassam Tugayları’nın yeni askerleri İsrail kuvvetlerine karşı operasyonlar yürütmeye yönlendirme girişimlerinin bir parçası olarak hafif silahların ve güdümlü roketlerin nasıl kullanılacağına dair askeri eğitim talimatlarını içeriyor.

Yayınlar ayrıca yeni savaşçılara, nişancılık ve atış kuralları, İsrail araçlarına, özellikle de Merkava tankına zarar vermek için gereken mesafe ve tanktaki zayıf noktalar hakkında bilgi veriyor.

Kılavuzlarda ayrıca RBG, PG-7V, F-7, BG-7M, Yasin, Tandem, Çin, Rus ve TBG mermilerinin kullanımına ilişkin temel bilgiler de yer alıyor.

Şarku'l Avsat'a konuşan Hamas kaynakları, ‘bu kılavuzların, el kitaplarının ve diğer araç gereçlerin askeri bölgelerde eğitilen yeni Kassam Tugayları savaşçılarına uygulamalı eğitim vermek için yıllardır var olduğunu’ söyledi. Kaynaklar, “Bu kılavuzların ve diğer araç gereçlerin Cibaliye Mülteci Kampı'ndaki çatışma yerlerinde bulunması, direnişçilere, özellikle de yeni savaşçılara saldırganlıkla başa çıkmalarında yardımcı olmayı amaçlıyordu” diye konuştu.

‘Eğitim kılavuzlarının Gazze Şeridi'nin özellikle diğer bölgelerden daha yoğun ve daha geniş saldırıya maruz kalan kuzey bölgelerinde meydana gelen çatışmalarda çok yardımcı olduğunu’ belirten kaynaklar, “Askeri kabiliyetler de erozyona uğruyordu. Ancak saha komutanları, savaşı yönetmek için alternatifler bularak ve yeni savaşçılar alarak bunu hızla çözdüler” ifadelerini kullandı.

Yeni savaşçılar... Kim bunlar?

Kaynaklar, savaş sırasında Kassam Tugayları tarafından silah altına alınanların, savaştan önce acemi savaşçılar için düzenlenen hızlı askeri kurslarda silah eğitimi almış unsurlar olduğunu söylüyor. Kaynaklar, “Savaşan ana unsurların büyük bir kısmını kaybettikten sonra bu acemi savaşçılar, harekete sadık unsurlardan devşirilen diğerleriyle birlikte savaşlara katılmaya çağrıldı. Ancak daha önce olduğu gibi kapsamlı bir eğitim almadılar ve sadece saha gerçekliğiyle başa çıkmak için bazı hızlı temel bilgiler öğrendiler” şeklinde konuştu.

Hamas kaynakları ayrıca, ‘bu yeni savaşçılara deneyimli savaşçıların eşlik ettiğini, sahadaki gelişmeler ışığında güdümlü füzeler (örneğin Yasin) ve diğerleri gibi alışılmadık silahların kullanımına ilişkin yazılı talimatlara sahip olduklarını, ancak hepsinin Kalaşnikof gibi hafif silahların kullanımında ustalaştığını’ açıkladı.

Kaynaklar yeni savaşçıların ‘sahada çalışma ve taktikler konusunda çok az deneyimleri’ olduğunu ve bazılarının ‘zorluklarla’ karşılaştığını kabul ederken, ‘gerilla ve sokak savaşının onlar için daha kolay olduğunu’ vurguladılar.

Kaynaklara göre bu kişilerin çoğu başta Cibaliye ve Beyt Lahiya olmak üzere Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki çatışmalarda önemli rol oynarken, bir kısmı da Beyt Hanun'da savaştı ve İsrail askerlerinin öldürülmesine yol açan operasyonlara katıldı.

Yanıltmaca

İsrail'le varılan ateşkes anlaşmasının ardından geçtiğimiz pazar günü gerçekleştirilen ilk esir değişimi sırasında Hamas'ın eleman devşirebildiği fikrini sürekli kılmaya çalıştığı anlaşıldı. Zira Kassam Tugayları mensupları, Gazze Şeridi'nin nispeten kuzey kesiminin bir parçası sayılan Gazze şehrinin merkezindeki operasyon sırasında açık ve belirgin bir şekilde ortaya çıktı.

Kaynaklara göre Hamas, gerçekleştirdiği bir yanıltmaca operasyonunun ardından gerçekleşen teslim sırasında, esirleri taşıyan araçlara benzer tipte ve farklı şekillerde araçları aynı anda Gazze şehrinin çeşitli mahallelerinden geçirdi.

Kaynaklar, esirleri taşıyan özel aracın izlenmesini engellemek için Hamas ajanlarına Saraya Meydanı'nda toplanmaları yönünde mesajlar gönderildiğini bildirdi.

Savaşçı sayısı

Kaynaklar, Ebu Ubeyde'nin konuşmasından sonra ‘2024 acemi’ olarak adlandırılan yeni askerlerin sayısı hakkında net bir bilgi vermedi. Bu, Hamas'a bağlı aktivistler tarafından Gazze içinde ve dışında sosyal medya ağlarında İsrail'in kabiliyetleriyle alay etmek için kullanılan bir terim.

İsrail Yayın Kurumu tarafından bu ayın başlarında yayınlanan ve askeri kaynaklara dayandırılan tahminlere göre savaşçıların sayısı 4 bine ulaşıyor. Aynı kaynaklar, üst düzey bir Kassam Tugayları lideri olan Muhammed Sinvar'ı (Hamas'ın Gazze Şeridi'ndeki merhum lideri Yahya Sinvar'ın kardeşi) bundan sorumlu olmakla suçluyor.

scadvf
İsrail ordusu tarafından 17 Aralık'ta yayınlanan ve Yahya Sinvar'ın kardeşi Muhammed Sinvar'ın Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Erez (Beyt Hanun) Sınır Kapısı yakınlarında Hamas'a ait bir tünelin içinde arabada çekilmiş fotoğrafı (İsrail ordusu - Reuters)

Wall Street Journal'a göre Muhammed Sinvar, ‘Hamas'ın yeteneklerini yeniden inşa etmeye’ çalışıyor. Hamas'ın savaş sırasında yürüttüğü savaşçı toplama kampanyası ve devam eden çatışmaları, Gazze Şeridi'nde militanlardan temizlediğini ilan ettiği bölgelere birkaç kez geri dönen ancak her seferinde şiddetli bir direnişle karşılaşan İsrail için büyük bir zorluk oluşturdu.

Savaştan önce Kassam Tugayları'nın 24 tabura bölünmüş beş tugaya bağlı yaklaşık 30 bin savaşçısı olduğu tahmin ediliyor.

Eski ABD Dışişleri Bakanı, Hamas'ın Gazze Şeridi'nde kaybettiği savaşçı sayısı kadar savaşçı devşirdiğini tahmin ediyordu.

Blinken, Atlantik Konseyi'nde yaptığı bir konuşmada, İsrail'in Gazze Şeridi stratejisini eleştirerek şunları söyledi: “İsrail hükümetine Hamas'ın sadece askeri bir harekatla yenilemeyeceğini ve net bir alternatif, çatışma sonrası bir plan ve Filistinliler için inandırıcı bir siyasi ufuk olmadan Hamas'ın yeniden büyüyeceğini uzun zamandır anlatıyoruz.”

Konuşmasında, İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyinde halen direnişle karşı karşıya olduğunu belirten Blinken, “7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'nin kuzeyinde yaşanan tam da budur. İsrail ne zaman askeri operasyonlarını tamamlayıp Hamas'ı geri çekse, militanlar yeniden toparlanıp ortaya çıkıyor. Çünkü boşluğu dolduracak başka bir şey yok” ifadelerini kullandı.



İran'ın Irak'taki milislerine ne olacak?

Bağdat'ta bir araç üzerinde duran Haşdi Şabi üyeleri (AFP)
Bağdat'ta bir araç üzerinde duran Haşdi Şabi üyeleri (AFP)
TT

İran'ın Irak'taki milislerine ne olacak?

Bağdat'ta bir araç üzerinde duran Haşdi Şabi üyeleri (AFP)
Bağdat'ta bir araç üzerinde duran Haşdi Şabi üyeleri (AFP)

Gufran Yunus

Irak'taki silahlı grupların dağıtılması ve silahlarının teslim edilmesi konusu, siyasetçiler tarafından dile getirilen ve medya tarafından analiz edilen ipuçları ve üstü kapalı mesajlarla dolu bir konu olmuştur. Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin'in Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, ülkesinin bu silahlı grupların dağıtılması için bazı mekanizmalara bağlı olduğunu ve bu konuda içeride bazı mutabakatlara varılması gerektiğini açıklamasının ardından konu, belirsiz olsa da artık tartışılmaz bir gerçeklik haline gelmiş görünüyor. Hüseyin silahlı grupların nasıl dağıtılacağı konusunda detay vermezken, yasal olarak ordunun bir parçası olan Halk Seferberlik Güçleri'nin (Haşdi Şabi) parçası olabileceklerini ya da silahlarını Haşdi Şabi'ye teslim edilebileceklerini yahut sadece siyasi oluşumlar haline gelebileceklerini söyledi.

İran’ın nüfuzu

Bölgesel olaylar ve müteakip jeo-stratejik değişiklikler, Irak'ı etkilemeye başladı. Bu gelişmeler ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'a dönüşüyle aynı döneme denk gelirken Trump yönetiminin Irak'ı, silahlı grupların ana ayaklarından birini oluşturduğu İran ekseninden ve nüfuzundan koparma çabası hakkında çok şey söylendi. Katar merkezli El Cezire Medya Grubu'na bağlı El Cezire Araştırmalar Merkezi’nden (AJCS) araştırmacı Lika Mekki, basında ve araştırma merkezlerinde Başkan Trump'ın Irak'ı İran'ın nüfuzundan çıkarmak istediğine dair bilgilerin dolaştığını ve silahlı grupların dağıtılması meselesinin bu nüfuza karşı atılacak adımlardan biri olduğunu açıkladı.

scdfvgrthy
Irak'ın siyasi yönetimi, silahlı grupların dağıtılması yönündeki baskılara yanıt vermezse ABD'nin hedefi haline gelebilir (AFP)

Mekki, değerlendirmesinde şunları söyledi:

“Bu nüfuzun, Irak'ın İran'la olan ekonomik ilişkisiyle ilgili başka boyutları da var. Trump, Irak'ın İran için bir mali finansman kaynağı olmasını istemiyor. Irak'ın bu etkiden kurtarılması sadece grupların tasfiyesini kapsamıyor, orduya ve polise de uzanabilir. ABD raporlarına göre İran Irak polisine kadar nüfuz etmiş durumda ve İran’ın Irak’taki nüfuzunun sona erdirilmesi hamlesi idari, siyasi, güvenlik ve ekonomik alanlara kadar uzanacak.”

“Silahlarımızı bırakmayacağız”

Nuceba Hareketi Siyasi Büro Başkanı Ali el-Esedi, Dışişleri Bakanı Hüseyin'in silahlı grupların dağıtılması ve silahlarını teslim etmesine ilişkin açıklamalarını ‘gerçek dışı’ diye niteleyerek eleştirdi. Esedi basına yaptığı açıklamada, “Silahlı grupların dağıtılması ya da silahsızlandırılmasıyla ilgili herhangi bir diyalog yok. Hükümet bu konuda bizi muhatap almadı. Biz Nuceba Hareketi olarak silahlarımızı bırakmadık, bırakmayacağız. Ağır silahlarımız da var” şeklinde konuştu. Esedi ayrıca Irak Ulusal Hikmet Hareketi Başkanı Ammar el-Hekim’in, ‘direniş gruplarının silahlarının Irak ekonomisini tehdit ettiği’ yönündeki açıklamalarını ‘erken seçim propagandası’ olarak nitelendirdi.

x cvfdg
Irak Ordu Günü münasebetiyle askerî geçit törenine katılan komandolar (Irak Başbakanı Sudani’nin Facebook sayfası)

İran'a bağlı en önde gelen silahlı gruplardan biri ve Direniş Ekseni’nin parçası olan Nuceba Hareketi, Gazze Şeridi’nde ateşkes anlaşmasına varılmasının ardından İsrail'e karşı operasyonlarını askıya aldığını duyurmuştu. Aynı adımı Seraya Evliya ed-Dem grubu da attı.

Peki, hangi gruplar lağvedilecek?

Gazze'deki direnişi ‘meydanların birliği’ içinde desteklemek olarak tanımlanan sürecin bir parçası olarak silahlı saldırılarda bulunan Nuceba Hareketi, Ketaib Hizbullah ve Ketaib Seyyid eş-Şuheda dağıtılma sürecinde. Gazeteci ve Irak meselelerinde uzman Raad Haşim, silahlı grupların Ortak Operasyonlar Komutanlığı’na katılması sürecinin pek çok uyarının yapıldığı bir adım olduğunu, çünkü silahlı gruplardan bazılarının bu konuda inatçılık yaptığını ve bunların çoğunun talimatları ya İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney ya da İran Devrim Muhafızları Ordusu’ndan (DMO) aldığını, dolayısıyla bu grupların İran'a çekileceğini söyledi.

Engebeli yol

Irak’ta 2016 yılında çıkarılan 40 sayılı Halk Seferberlik Güçleri Heyeti Kanunu, Haşdi Şabi’nin bağımsız bir askeri oluşum ve Irak Silahlı Kuvvetleri'nin bir parçası, Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı ve üyelerinin yürürlükteki askeri kanunlara tabi olduğunu belirtiyor. Haşdi Şabi Kanunu ayrıca bu oluşuma katılanların tüm siyasi, partizan ve sosyal çerçevelerden koparılmasını ve saflarında hiçbir siyasi çalışmaya izin verilmemesini öngörüyor. Haşdi Şabi Kanunu, devleti ve onun anayasal hükümlerini ve yasal mevzuatını tanımayan ve İran’ın Dini Lideri’ne bağlılıklarını açıkça ifade eden milislerin varlığını yasallaştırdı. Haşdi Şabi, 70 silahlı oluşumu ve kendilerini İslami direniş grupları olarak adlandıran Ketaib Hizbullah, Nuceba Hareketi, Liva et-Tafuf, el-Bedila, Seraya Evliya ed-Dem, Seyyid eş-Şuheda, İmam Ali Taburu ve Asaib Ehli’l-Hak gibi gruplar, Haşdi Şabi çatısı altında faaliyet gösteriyor. Örgüt içerisindeki liderlik koltuklarını kontrol ediyor.

Grupların lağvedilmesinde izlenecek yol

Doha Lisansüstü Çalışmalar Enstitüsü'nde güvenlik ve stratejik çalışmalar profesörü olan Muhannad Sallum, Irak hükümetinin silahlı grupların feshedilmesi için baskı yapabileceğini, ancak Haşdi Şabi’yi feshetme yetkisine sahip olmadığını, çünkü Haşdi Şabi'nin kuruluşuna idari bir kararla katılmadığını, Haşdi Şabi'nin Irak Meclisi’nde yapılan bir oylamay ile meşruiyet kazandığını söyledi. Haşdi Şabi'nin lağvedilmesi kararının, Haşdi Şabi'nin çekirdeğini oluşturan ve onu siyasi olarak destekleyen İslami Davet Partisi, Bedir Örgütü, Asaib Ehli’l-Hak ve diğerleri gibi siyasi güçlerin elinde olduğunu, dolayısıyla Haşdi Şabi’nin lağvedilmesinin Irak-İran siyasi kararı olduğunu vurguladı. Sallum’a göre İran’ın Dini Lideri Hamaney’in de belirttiği gibi İran Haşdi Şabi’nin var olmaya devam etmesini istiyor.

Irak meseleleri araştırmacısı Raad Haşim de yaklaşık olarak böyle düşünüyor. ABD'nin bu yönde bir baskısı olması halinde, Haşdi Şabi’nin feshedilmesi senaryolarından birinin siyasi uzlaşıya dayanması gerektiğini söyleyen Haşim, “İran, desteklediği gruplara Haşdi Şabi’nin feshedilmesi kararına yanıt vermemeleri talimatı verebilir. Karar taslağı Meclis’e sunulacak. Başta reddedilebilir ve daha sonra, sorunsuz bir şekilde uygulanması için Irak hükümeti ile ABD'nin mutabakatının sağlanması gerektiğinden, onaylanması gerektiğine dair bir tehdit gelebilir” değerlendirmesinde bulundu.

Tavizler

Siyasi ilişkiler uzmanı Yasin Aziz, mevcut Irak hükümetinin, yürütme ve yasama kurumları içinde artan nüfuzları nedeniyle silahlı grupları dağıtamayacağını söyledi. Aziz'e göre Haşdi Şabi ve silahlı gruplar dağıtılamaz. Eğer ABD baskısı devam ederse, Irak hükümeti muhtemelen Haşdi Şabi çatısı altındaki bazı grupları Irak güvenlik güçlerine entegre edilmesi de dahil olmak üzere uzlaşıya ya da başka manevralara başvuracak.

Güç kullanarak çözüm

Iraklı siyasi analist Abbas ed-Duri, ABD'nin Haşdi Şabi’yi feshetme ya da güvenlik güçleriyle bütünleştirme kararı alması halinde Irak hükümetinin söz hakkı olmayacağını, çünkü Şii Koordinasyon Çerçevesi güçlerinin oluşturduğu hükümetin bunu reddetmesinin Haşdi Şabi’nin Washington tarafından askeri güç kullanılarak feshedilmesi anlamına geleceğini söyledi.

Haşd Şabi ve silahlı grupların feshedilmesini zorlaştırabilecek pek çok olasılığın olduğunu söyleyen Duri, “İran'ın Haşdi Şabi’yi feshetmeyi kabul etmesi karşılığında nükleer programını müzakere edebilir ya da Bağdat'a ABD’nin baskısına boyun eğmeyip Haşdi Şabi’yi feshetmesine ya da güvenlik güçlerine entegre etmesine yeşil ışık yakmayabilir” değerlendirmesinde bulundu. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre Duri, Irak’ın Haşdi Şabi ve silahlı grupları dağıtmamakta ısrar etmesi halinde, Irak'a ekonomik yaptırımlar uygulanabileceğini ve grupların mevzilerine hava saldırıları düzenlenebileceğini belirtti.

dvfgtrhy
Silahlı gruplar, Dini Merci’nin silahların devletle sınırlandırılmasına ilişkin açıklamalarını kendilerine yönelik olarak değerlendirmedi (Sosyal medya)

Muhannad Sallum ise ABD’nin İran yanlısı milisleri dağıtması için Irak'a baskı yapmak üzere grupların liderlerine suikast düzenlemek de dahil olmak üzere çeşitli araçlara sahip olduğunu ve bu grupların üyesi olan bakanlara ve hükümet üyelerine yaptırımlar uygulayabileceğini söyledi.

Milis aklı mı, devlet aklı mı?

Analistlere göre Irak'taki siyasi sistem, silahlı grupların dağıtılması yönündeki baskılara yanıt vermediği takdirde ABD'nin hedefi haline gelebilir. Bu da Irak'a ekonomik yaptırımların uygulanmasına yol açarak, siyasi sistemin parçalanmasına katkıda bulunabilir. Yaptırımların uygulanmasıyla şiddetlenen ekonomik krizler nedeniyle de sistem devrilebilir. Washington'daki Medya Stratejik Araştırmalar Merkezi Direktörü Nizar Haydar, “Irak, devlet aklının milislerin aklına üstün gelmesi ya da tam tersi arasında bir yol ayrımında duruyor” dedi. Silahlı grupları dağıtma projesinin başarısının, Koordinasyon Çerçevesi güçleri ve liderlerine açık, net ve kesin bir tutum beyan etmeleri için baskı yapılmasına bağlı olduğunu vurgulayan Haydar, “Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani, bu proje özellikle derin devleti korumak için milislerin silahlarından yararlananlar olmak üzere Koordinasyon Çerçevesi güçleri ve liderleri tarafından desteklenmediği takdirde bu konuda hiçbir şey yapamaz. Siyasi ve diplomatik çabalar, İran'ı milislerle iş yapmayı bırakması, devletin kadrolarını yenilemesi ve silahlı gruplara yönelik her türlü desteği kesmesi konusunda ikna etmeye yönelik olmalı” şeklinde konuştu.

Irak Anayasası

Irak Anayasası ve Halk Seferberlik Güçleri Heyeti Kanunu’nun milislerin yasal meşruiyetini ortadan kaldırmasına rağmen, milislerin neden silahlarını devlet otoritesinin dışında tuttuğunu soran Nizar Haydar, “Irak Anayasası'nın 9’uncu maddesi ordu dışında askeri grupların oluşturulmasını yasaklıyor. Haşdi Şabi Kanunu, bu yasanın çıkarılma gerekçesinde görevini, silahları ordunun elinde ve yasalar çerçevesinde tutmak ve devletin prestijini arttırmak olarak tanımlanıyor” ifadelerini kullandı.

Silahlı grupların görevlendirilmesi

Ufukta, silahların devletle sınırlandırılması ve silahlı grupların üyelerinin terhis edilebilmesi ya da devlet kurumlarına entegre edilebilmesi için askeri grupların dağıtılmasına yol açacak bir çözüm görünmediğini söyleyen Haydar, mevcut hükümetin silahların devletle sınırlandırılması konusunu hükümet programına dahil etmesine rağmen, korkudan ya da boyun eğmek zorunda olmasından dolayı bunu yapamadığını ve bunun sonucunda da ülkede milislerin çoğaldığını ve devletin ve anayasal kurumların zayıfladığını vurguladı. Haydar'a göre devlet bu gruplarla askeri faaliyetlerini durdurmaları için müzakere etmenin ötesine geçemez. Çünkü İran bu grupları bölgedeki siyasi projelerinde hala kullanabilir. Bu yüzden silahlı grupların parmağı talimat gelmesi üzerine tetikte olmaya devam edecektir.

Dini merciin fetvası

Silahlı gruplar, Irak'ta Şiilerin en büyük dini mercisi Ayrtullah Ali es-Sistani’nin fetvası üzerine kuruldukları için silahların devletle sınırlandırılmasına ilişkin açıklamalarının kendilerine yönelik olmadığını savunuyor. Nuceba Hareketi Siyasi Büro Başkanı Ali el-Esedi, Sistani'nin silahların devletle sınırlandırılmasından bahsederken, silahlı grupları kastetmediğini vurguladı. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin Irak Temsilcisi Muhammed el-Hasan ile geçtiğimiz yıl kasım ayında görüşmesinin ardından Sistani'nin ofisinden yapılan açıklamada, ‘hukukun üstünlüğü, silahların devletle sınırlandırılması ve her düzeyde yolsuzlukla mücadelenin önemi’ vurgulandı.

Araştırmacı Haydar, Sistani tarafından 2014 yılında eli silah tutanların güvenlik güçlerine katılmaları çağrısı yapıldığını, ancak bu çağrının kanun çerçevesi dışında silahlı gruplar oluşturma yönünde olmadığını açıkladı. Silahlı gruplara yönelik başka bir çözümün daha olduğunu söyleyen Haydar, ‘son çarenin devlet otoritesi dışında silahlanmayı yasaklayan bir fetva yayınlamak olduğunu’ belirtti. Devletin yetkisi dışındaki silahları yasaklayan bir fetvanın yoruma, analize ve gerekçelendirmeye açık olmadığını belirten Haydar, “Eğer silahlı gruplar buna uymazlarsa, fetva onları kamuoyuna hesap vermeye zorlayacak” yorumunda bulundu.