Suriye Savunma Bakanı: SDG ile görüşler bugüne kadar netleşmiş değilhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5104258-suriye-savunma-bakan%C4%B1-sdg-ile-g%C3%B6r%C3%BC%C5%9Fler-bug%C3%BCne-kadar-netle%C5%9Fmi%C5%9F-de%C4%9Fil
Suriye Savunma Bakanı: SDG ile görüşler bugüne kadar netleşmiş değil
Suriye Savunma Bakanı Murhaf Ebu Kasra 2021 (Sosyal Medya)
Suriye Savunma Bakanı Murhaf Ebu Kasra, Çarşamba günü yaptığı açıklamada silahlı grupları dağıtıp onları birleşik bir orduya entegre etme sözü veren yeni yönetimin, Kürtleri yoğunlukta olduğu YPG’nin ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile müzakereleri sürdürdüğünü ancak gerekirse güç kullanmaya da hazır olduğunu vurguladı.
8 Aralık 2024'te Cumhurbaşkanı Beşşar Esed'in Heyet Tahrir el-Şam liderliğindeki muhalif gruplar tarafından devrilmesinden sonra, yeni yönetim aynı ay içinde “tüm silahlı gruplar” ile onları dağıtmayı ve Savunma Bakanlığı çatısı altında birleştirmeyi amaçlayan bir anlaşmaya vardığını duyurdu.
Ancak anlaşmaya Kürtlerin omurgasını oluşturduğu, ABD tarafından desteklenen ve ülkenin kuzeydoğusunda geniş alanları kontrol eden SDG dahil değil.
Ebu Kasra, Şam'da gazetecilerle yaptığı toplantıda, “SDG ile müzakere kapısı şu anda açık ve eğer güç kullanmaya zorlanırsak buna hazırız” dedi. “Bugüne kadar SDG ile müzakerelerde görüşlerin henüz net olmadığına” işaret etti.
Görüşme hakkında bilgili bir yetkilinin ifadesine göre, yeni Suriye yönetiminin lideri Ahmed el-Şera geçen ayın sonlarında SDG'den bir heyetle bir araya geldi. Yetkili görüşmelerin “olumlu” geçtiğini de söyledi.
Toplantının “gelecekteki diyaloğun temellerini atmak için bir ön toplantı” olduğunu da sözlerine ekleyen yetkili “gelecekte mutabakatlara varmak için toplantıların sürdürülmesi konusunda mutabakata varıldığını” vurguladı.
Şera, Aralık 2024 sonlarında Al-Arabiya'ya verdiği röportajda SDG'nin yeni Suriye ordusuna entegre olması gerektiğinin altını çizmişti.
Ebu Kasra, bugün yaptığı açıklamalarda, “SDG'nin Savunma Bakanlığı'na bir blok olarak dahil olamayacağını, çünkü bunun kamu yararına hizmet etmediğini” vurguladı. “Heyet Tahrir el-Şam” da dahil olmak üzere “tüm grupların kurumsal statüye geçmesinin” gerekliliğini tekit etti.
SDG, 2011 yılında Suriye'de çatışmaların başlamasının ardından Kürtlerin kurduğu özerk yönetimin askeri koludur. Hükümet güçleri özerk yönetimin kontrol ettiği bölgelerden çatışmadan çekilmişti.
SDG Komutanı Mazlum Abdi, son olarak Şam'daki yeni yönetimle, ülkenin birliğini tehdit eden “her türlü bölücü projeyi” reddetme konusunda mutabakata vardıklarını doğruladı.
Tartus Limanı sözleşmesinin iptali Rusya'nın Suriye'deki projelerinin geleceğine ilişkin tartışmaları alevlendirdihttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5104278-tartus-liman%C4%B1-s%C3%B6zle%C5%9Fmesinin-iptali-rusyan%C4%B1n-suriyedeki-projelerinin-gelece%C4%9Fine
Tartus Limanı sözleşmesinin iptali Rusya'nın Suriye'deki projelerinin geleceğine ilişkin tartışmaları alevlendirdi
Lazkiye vilayetindeki Hmeymim Hava Üssü’nün girişi önünde yeni Suriye ordusundan bir asker, 29 Aralık 2024. (AFP)
Tartus Gümrük İdaresi Müdürü Riyad Cudi'nin Tartus Limanı’nın yönetimi için bir Rus şirketiyle yapılan anlaşmayı iptal etme kararı, bu hamlenin siyasi önemi ve devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed döneminde Rus şirketleriyle anlaşma imzalanan diğer projeler üzerindeki etkisi konusunda bir tartışma başlattı.
Rus devlet medyası, haberi, Şam'da hükümet düzeyinde resmi olarak teyit edilmeden önce duyurdu. Parlamento kaynaklarından gelen ilk tepkiler, bu hamlenin Moskova ile Şam arasındaki ilişkilerin geleceğini etkilemeyeceği yönündeydi. Bilgi sahibi kaynaklar ise imzalanan sözleşmelerin niteliği hakkında konuştu. Bu projelerin çoğu, özel şirketlere ve Esed'e yakın isimlere aitti.
Cudi kararında limanın tüm kaynaklarını Suriye hazinesine iade edeceğini ve ‘limanın yıpranmış makinelerinin rehabilite edilmesi, bina ve sahaların donatılması ve tüm ihtiyaçları karşılayacak ve limana hizmet edecek işçilerin güvence altına alınmasının yanı sıra çalışanların limanda yeniden işe alınacağını’ söyledi.
Şarku’l Avsat’ın Davos Forumu'ndaki kaynaklardan aktardığına göre Suriye’deki yeni yönetimin Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani, ‘Suriye'nin ekonomik reform kapsamında devlete ait liman ve fabrikaları özelleştirmeyi, yabancı yatırımları davet etmeyi ve uluslararası ticareti teşvik etmeyi amaçladığını’ belirtti.
Rus şirketi Stroytransgaz, Tartus Limanı için 2019 yılında eski rejimle 49 yıllık bir yatırım sözleşmesi imzaladı. Taraflardan biri (eski rejim ya da Rusya) itiraz etmediği takdirde bu süre otomatik olarak 25 yıl uzatılacaktı.
O dönemde limanın ticari yatırımının, limana komşu Tartus Deniz Üssü’ndeki Rus askeri varlığıyla bağlantılı olduğu ortaya çıkmıştı.
Anlaşma, ‘Rus şirketinin limanın altyapısını geliştirmek ve operasyonel gereksinimleri karşılamak için yaklaşık yarım milyar dolar yatırım yapacağını’ öngörüyordu.
Daha sonra Rus şirketin limanı geliştirmek için sözleşme şartlarına uymadığı anlaşıldı ve yeni yetkililer limanın yapısının aynı kaldığını doğruladı. Sözleşmenin feshedilmesi kararının doğrudan nedeni bu olabilir. Ancak bu karar, 2017 yılında imzalanan ve fosfat madenlerinin bakım ve rehabilitasyonunu ve Tedmur'daki eş-Şarkiye madenlerinden 50 yıl süreyle fosfat çıkarma hakkını öngören devasa fosfat sektörü yatırım sözleşmesi de dahil olmak üzere, Rus şirketlerinin Suriye'de imzaladığı diğer büyük sözleşmelerin geleceği hakkında birçok soruyu gündeme getiriyor.
Ayrıca Rus şirketleri Suriye sularında ve Suriye çölünün bazı bölgelerinde petrol ve doğalgaz arama hakkını elde etti.
Rusya Federasyonu Devlet Duması Uluslararası İlişkiler Komitesi Birinci Başkan Yardımcısı Alexei Chiba, Suriye'nin Tartus'ta Rusya ile yaptığı yatırım anlaşmasını iptal ettiğini, çünkü Rus şirketin yükümlülüklerini yerine getirmesinin zorlaştığını söyledi. Chiba, “Bunun Suriye'deki Rus askeri üsleriyle hiçbir ilgisi yok” dedi.
Anlaşmanın çökmesinin Rusya'nın ‘bir noktada limandaki bakım sorumluluğunu üstlenmesinden kaynaklandığını’ belirten Chiba, “Şimdi oradaki varlığımız keskin bir şekilde azaldı ve verdiğimiz taahhütleri yerine getirmemiz zorlaştı. Dolayısıyla bu bilgi askeri üslerimizle ilişkilendirilmemelidir, bu biraz farklı bir konu” ifadelerini kullandı.
Bu arada, Suriyeli yetkililerin birkaç haftadır limanın açılmasını bekleyen Rus kargo gemilerinin Tartus Limanı’na girmesine izin verdiği bilgisi ortaya çıktı. Sparta 2 kargo gemisi limana girmiş durumda, ikinci gemi ise denizde sırasını bekliyor. Bu girişin, Rusya'nın Tartus Deniz Üssü’nden transfer etmeye başladığı askeri teçhizatın yüklenmesini hızlandıracağı anlaşılıyor.
Öte yandan Şarku’l Avsat'ın görüştüğü bir Rus diplomatik kaynak, Stroytransgaz ve Tartus Limanı’nı işletme sözleşmesiyle ilgili ek ayrıntılara açıklık getirdi.
Kaynak, Rus şirketinin devlete değil özel sektöre ait olduğunu ve varlıklarının Rus ve Suriyeli ortaklar arasında eşit olarak paylaşıldığını söyledi. Dolayısıyla Rus tarafı hisselerin yüzde 50'sine sahipken, diğer yüzde 50'si eski rejime yakın Katerji Group'un Suriyeli şirketlerinden birine ait.
Katerji hisseleri
Kaynak şu açıklamayı yaptı: “Suriye’deki yeni yönetim tarafından atılan adım kaçınılmazdır. Bu adım, Suriye'deki eski rejim ile Rusya hükümetleri arasındaki projeler gibi gösterilerek sözleşmeleri imzalanan ama aslında Esed ailesine yakın özel şirketler ve sermaye tarafından düzenlenen tüm projeler için geçerli olacak.”
Kaynak, Tartus Limanı anlaşmasını imzalayan Rus şirketinin hisselerinin yarısının, geçen yıl Lübnan sınırına yakın bir bölgede İsrail tarafından düzenlenen saldırıda öldürülen iş adamı Muhammed Beraa el-Katırcı tarafından yönetilen Katerji Group'a ait olduğunu da belirtti. Kaynağa göre, el-Katırcı, Beşşar Esed için çeşitli şirketler yönetiyordu. Esed şirketi doğrudan Suriye Halk Meclisi'ne tavsiye etti ve Meclis de bu tavsiye üzerine Tartus Limanı yatırım sözleşmesini onayladı.
Kaynak, mevcut anlaşmanın iptalinin, yükümlülüklerini yerine getirmeyen ve önceki rejimin yolsuzluklarıyla bağlantılı olan özel şirketlere mantıklı bir yanıt olduğunu ve Rusya-Suriye ilişkilerine bir yansıması olmadığını vurguladı.
Rus diplomatik kaynak, “Rusya'nın Suriye'deki Rusya-Suriye ortak anlaşmalarının ve projelerinin geleceğiyle ilgili hiçbir endişesi yok. Son yıllardaki bu projelerin çoğu özel projelerdir ve kaderlerine Suriyeliler karar vermelidir. Ancak eski rejime yakın iş adamlarını zenginleştirmek için kurulan pek çok şirketin faaliyetlerine son verileceği ya da kamu yararına hizmet etmek üzere menfaatlerinin transfer edileceği açıktır” ifadelerini kullandı.
Kaynak sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu konuların birçoğu, durumun istikrara kavuşmasının ve Suriye'deki yeni yönetim tarafından kararlaştırıldığı üzere geçici bir durumdan daha istikrarlı bir duruma geçişin hemen ardından Rus ve Suriyeli taraflar arasında kesinlikle ele alınacaktır. Tüm alanlarda iş birliğinin durumunun ve şeklinin ne olacağına dair değerlendirme yapmak için henüz çok erken, ancak Rusya her zaman Rusya ve Suriye arasındaki tarihi ilişkileri sürdürme ve geliştirme isteğini vurguluyor. Şimdi bu ara aşamada, mevcut durumun gereklerine göre, özellikle diplomatik, askeri ve güvenlik açısından sürekli iletişim kanallarımız var.”
Kaynak, ‘her düzeyde ve alanda resmi temasların ve hükümet heyetlerinin karşılıklı ziyaretlerinin, ilk tahminlere göre iki ay içinde başlatılacağına’ olan inancını dile getirdi.
Kaynak, “Rusya-Suriye ilişkilerindeki bazı acil konuların bir sonucu olarak, üst düzey bir Rus heyetinin yakında Şam'ı ziyaret etme olasılığı yüksek. Bu konu şu anda tarih ve gerekli düzenlemelerle ilgili karar alma masasında” dedi.