Suriye Merkez Bankası, Esed rejimine bağlı hesapların dondurulması yönünde genelge yayınladı

 Vatandaşlar Şam'daki Suriye Merkez Bankası genel merkezi önünde sıraya girdi (AFP)
Vatandaşlar Şam'daki Suriye Merkez Bankası genel merkezi önünde sıraya girdi (AFP)
TT

Suriye Merkez Bankası, Esed rejimine bağlı hesapların dondurulması yönünde genelge yayınladı

 Vatandaşlar Şam'daki Suriye Merkez Bankası genel merkezi önünde sıraya girdi (AFP)
Vatandaşlar Şam'daki Suriye Merkez Bankası genel merkezi önünde sıraya girdi (AFP)

Reuters ve bilgili kaynaklar tarafından görülen bir belge, Suriye Merkez Bankası'nın, Suriye'de faaliyet gösteren finansal bankacılık kurumlarına, eski Cumhurbaşkanı Beşşar Esed rejimiyle bağlantılı şirketlerin ve kişilerin tüm banka hesaplarının dondurulmasına yönelik bir genelge yayınladığını gösterdi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'ten aktardığına göre dün yayınlanan genelge, bankaların "feshedilmiş rejime ait ve onunla bağlantısı olan kişi ve şirketlerin tüm banka hesaplarını dondurmalarını... ve dondurulan hesapların listesini ve ayrıntılarını yayınlandığı tarihten itibaren üç iş günü içinde bize bildirmelerini" gerektiriyor.

Suriye Merkez Bankası, bankalara, Suriye petrol ticaretindeki rolüyle bilinen Katerji grubuna ait ve bu grupla ilişkili tüm banka hesaplarının dondurulması talimatını verdi. Grup Baraa ve Hussam Katerji kardeşler tarafından yönetiliyordu.

Baraa Katerji, temmuz ayında İsrail'in Suriye'de Lübnan sınırı yakınında düzenlediği bir baskında öldürülmüştü. İsrail baskınla ilgili yorum yapmadı.

ABD Hazine Bakanlığı internet sitesine göre Hussam Katerji ve şirketleri, "petrol sevkiyatını ve Suriye rejiminin finansmanını kolaylaştırdıkları" gerekçesiyle ABD yaptırımlarına tabi.

El Katerji, 2011 yılında Esed hükümetinin halk protestolarını bastırmasının ardından patlak veren Suriye iç savaşı sırasında öne çıkan Esed ailesine yakın küçük bir iş adamı çevresinin parçasıydı.

Esed 8 Aralık'ta silahlı gruplar tarafından devrildi. O zamandan beri geçici bir hükümet kurdu ve rejimi ile bağlantılı mali akışları izlemek için çaba sarf ediyor.

Konunun hassasiyeti nedeniyle adının açıklanmasını istemeyen bir bankacı, rejimle bağlantılı birçok iş adamının başkalarının adına hesap açması ya da paravan şirketler kullanması nedeniyle Merkez Bankası'nın genelgesinin kolaylıkla uygulanamayacağını söyledi.

Yeni Suriye yönetimi iktidara geldikten sonra banka hesaplarını genel olarak dondurdu, ancak bireyler kararlara itiraz ederek bazı fonları çekebildi ya da transfer edebildi.

Konuyla ilgili bilgi sahibi Suriyeli bir yetkili, yeni önlemlerin daha katı ve hedefe yönelik olduğunu ve yetkililerin eski rejimle bağlantılı fonlar hakkında bilgi toplamasına yardımcı olmayı amaçladığını söyledi.



Sina Planı’ndan Yüzyılın Anlaşması’na… ‘Filistinlileri yerinden etme’ girişimlerinde tarihi dönüm noktaları

Yerlerinden edilen Filistinliler, Gazze Şeridi'nin kuzeyine geçmek için Netzarim Koridoru’nun yakınındaki Selahaddin yolu boyunca bekliyor. (AFP)
Yerlerinden edilen Filistinliler, Gazze Şeridi'nin kuzeyine geçmek için Netzarim Koridoru’nun yakınındaki Selahaddin yolu boyunca bekliyor. (AFP)
TT

Sina Planı’ndan Yüzyılın Anlaşması’na… ‘Filistinlileri yerinden etme’ girişimlerinde tarihi dönüm noktaları

Yerlerinden edilen Filistinliler, Gazze Şeridi'nin kuzeyine geçmek için Netzarim Koridoru’nun yakınındaki Selahaddin yolu boyunca bekliyor. (AFP)
Yerlerinden edilen Filistinliler, Gazze Şeridi'nin kuzeyine geçmek için Netzarim Koridoru’nun yakınındaki Selahaddin yolu boyunca bekliyor. (AFP)

Filistinlileri topraklarından sürmek, Nekbe'den (1948) bu yana İsrail'in aklından çıkmayan bir hayal. Bu fikir zaman zaman içeriden, zaman zaman da müttefiki ABD tarafından yeniden gündeme getiriliyor. Son girişim, ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze Şeridi sakinlerini işgal altındaki Filistin topraklarına sınırı olan iki Arap ülkesi Mısır ve Ürdün'e yerleştirme önerisi oldu.

Şarku’l Avsat'ın gözlemlerine göre bu çağrılar resmî açıklamalar ve planlar arasında, özellikle de ABD-İsrail arasında değişiklik gösterdi. Söz konusu çağrılar genellikle uygulanmadı ve bazılarına, özellikle 7 Ekim 2023'te Gazze savaşının patlak vermesinden bu yana, Mısır-Ürdün-Arap kamuoyunun reddi eşlik etti.

Trump'ın cumartesi günü ortaya koyduğu öneri, Mısır'da halk ve medya tarafından reddedildi. Filistinli tarihçi Abdulkadir Yasin, “Filistinlileri yerinden etme planları ilk değil ve son da olmayacak” dedi. Yasin, ‘ister Filistin direniş hareketlerinden ister Arap halklarından gelsin, bu projelere yönelik gayri resmi retlerin artacağı’ öngörüsünde bulundu.

Şarku’l Avsat'a konuşan Yasin, Filistinli mültecilerin Arap ülkelerine yerleştirilmesine yönelik projelerin, özellikle 1953'ten itibaren, o dönemde ‘Sina Planı’ olarak bilinen projenin yanı sıra Lübnan, Suriye ve Irak'taki Filistinli mültecileri yerleştirmek için Suriye'nin kuzeyindeki ‘el-Cezire Projesi’ ve Filistinlileri Ürdün Nehri'nin doğu ve batı kıyılarına yerleştirmek için ‘Johnson Projesi’ ile tekrarlanan tarihi bir varlığa sahip olduğunu söyledi.

Yasin, “Washington ve müttefiki İsrail, resmi Arap reddinin yanı sıra özellikle Filistinliler tarafından halk reddiyle karşılaşan bu projelerin arkasında tarihsel olarak ve defalarca yer aldı” dedi.

Filistinliler, 1948 yılında İsrail devletinin ilan edilmesiyle birlikte anavatanlarından ‘zorla yerinden edilme’ deneyimini yaşadı. Ertesi yıl Birleşmiş Milletler (BM), Filistinlilerin ihtiyaçlarına cevap vermek üzere Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'nı (UNRWA) kurdu.

Tarihçi Abdulkadir Yasin'e göre, 1953 yılında Washington tarafından desteklenen ve ‘Filistinlilerin Mısır'ın o bölgesine göç ettirilmesini’ içeren Sina Planı uygulamaya kondu. Temmuz 1967'de İsrailli siyasetçi ve subay Yigal Allon, Filistinlilerin Ürdün ve Mısır'a sürülmesini amaçlayan bölgesel bir çözümü dayatmak için ülkesinin kabinesine bir plan sundu, ancak bu plan gün ışığına çıkmadı.

6ujık8
Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki enkaz yığınlarının yanından geçen Filistinli bir çocuk (AFP)

1970 yılında, İsrail ordusunun Güney Bölgesi komutanı ve daha sonra başbakan olan Ariel Şaron, Gazze Şeridi'ni nüfustan arındırma ve yüzlercesini o dönemde İsrail işgali altında olan Sina ve el-Ariş'e yerleştirme planını kabul etti. Bu plan başarılı olamadı.

Planlar 2000 yılında da devam etti. İsrailli komutan Giora Eiland, Mısır'a verilecek tavizler karşılığında Kahire'nin Sina'da kurulacak bir Filistin devleti lehine toprak tavizi vermesini içeren bir proje sundu. Bu proje 4 yıl sonra Kudüs İbrani Üniversitesi'nin eski Rektörü Yehoshua Ben-Arieh tarafından tekrarlandı ve uygulama tartışmalarından da çıkmadı.

Trump'ın ilk döneminde (2017-2020), 2018'de medyada Yüzyılın Anlaşması olarak adlandırılan bir Amerikan planı kapsamında Filistinlilerin yerlerinden edileceği konuşulmaya başlandı. Mart 2019'da Ürdün Kralı 2. Abdullah ‘alternatif vatan’ ve yeniden yerleşim fikrini reddetti. Mısırlı yetkililerin ve medyanın yerinden etme planlarının reddine ilişkin tekrarlanan tutumlarının ortasında, Filistin ve Kudüs'ün kırmızı çizgi olduğunu vurguladı.

Trump anlaşmayı 2020'deki ilk döneminde ‘Refah için Barış’ başlığı altında resmen açıkladı, ancak Araplar tarafından açıkça reddedildi. Dönemin ABD başkanı başkanlık seçimlerini rakibi Joe Biden'a karşı kaybedince anlaşma hayata geçmedi.

Misgav Enstitüsü tarafından 17 Ekim 2023'te yayınlanan ve Filistinlilerin Mısır'a sürülmesi çağrısında bulunan bir makalenin ortaya koyduğu gibi, Gazze savaşı, İsrail'in ‘yerinden etme planına’ geri dönmesi için yeni bir istasyondu. Aşırılık yanlısı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich 14 Kasım’da ‘Gazze Araplarının gönüllü olarak göç etmesi ve dünya ülkelerine yerleştirilmesi’ çağrısında bulundu.

2024 yılının başlarında eski İngiltere Başbakanı Tony Blair, İsrail Kanal 12 televizyonunun o dönemde İsrail'de ‘Filistinlilerin Gazze Şeridi'nden Arap ülkelerine göç ettirilmesi’ konusunda yaptığını söylediği görüşmelerle ilgili haberini yalanladı. Aynı yılın kasım ayı sonlarında Smotrich, Gazzelileri iki yıl içinde göç etmeye teşvik etme çağrısını yineledi.

Son olarak cumartesi günü Trump, başta Hamas olmak üzere Filistinlilerin yaygın reddi karşısında Mısır ve Ürdün'ün Gazze Şeridi'nden daha fazla Filistinli mülteci kabul etmesi için bir girişimde bulundu. Bu girişim, istifa eden İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in başını çektiği İsrail sağı tarafından geniş ölçüde desteklendi.