BM, Suriyeli mültecilerin Lübnan'dan 'sürdürülebilir' dönüşü için çağrıda bulundu
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (sağda) Beyrut'ta BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi ile görüştü (Lübnan Başkanlığı)
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri (UNHCR) Filippo Grandi dün Lübnan'dan, aralık ayında Beşşar Esed'in devrilmesinin ardından Suriyeli mültecilerin ülkelerine “sürdürülebilir” bir şekilde geri dönmeleri çağrısında bulundu.
Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre 5.8 milyon nüfuslu Lübnan şu anda yaklaşık 2 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapıyor. 800 binden fazla Suriyeli ise BM'ye kayıtlı ve bu sayı dünyada kişi başına düşen en yüksek rakam.
Grandi, Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, Suriye'de 13 yıl süren iç savaşın ardından Esed rejiminin devrilmesinden sonra “Lübnan ve bölge için bir umut anı” olarak nitelendirdiği gelişmeleri selamlayan Grandi, “Lübnan ziyaretim, Suriyeli mültecilerin geri dönüşünü desteklemenin en iyi yollarını görüşmek üzere gerçekleştirdiğim bölgesel turun bir parçası” ifadeleri kullandı.
Grandi açıklamasına, “Son gelişmeler, uzun süredir devam eden insani krize çözüm bulmak için bir fırsat yarattı (...) Bu dönüşün sürdürülebilir olmasını sağlamaya çalışıyoruz ve bu konu, güvenlik ve siyasi istikrarın iyileştirilmesini, barışa saygı gösterilmesini gerektiriyor. Uluslararası toplumun iyileşme ve geri dönüş çabalarına verdiği desteğin yanı sıra, yıllar süren savaşlarla harap olmuş bir ülkede yeniden yapılanma, Suriye'deki tüm grupların haklarına yönelik bir çabadır” şeklinde devam etti.
Lübnan Cumhurbaşkanı görüşmede BM Komiseri'ne, "Lübnan, yerinden edilen Suriyelilerin, özellikle de Lübnan'a göç etmelerine neden olan sebeplerin ortadan kalkmasının ardından, bir an önce ülkelerine dönmelerini istiyor "dedi.
Resmî açıklamaya göre Avn, "yerinden edilenler için geri dönüş törenleri düzenlenmeye başlanmasını” istedi.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne (BMMYK) göre Esed'in devrilmesinden bu yana 200 binden fazla Suriyeli mülteci ülkelerine geri döndü.
Grandi şunları söyledi: “Sadece birkaç ay önce bölgedeki Suriyeli mültecilerin yüzde 2'sinden daha azı 12 ay içinde Suriye'ye dönmeyi planlıyordu. Suriye'de rejimin düşmesinden bu yana bu sayı neredeyse yüzde 30'a yükseldi” dedi.
Grandi, “yeni yetkililerle görüşmek ve komşu ülkelerden daha fazla mültecinin geri dönme olasılığını ele almak üzere” Suriye'ye gideceğini açıkladı.
Sina Planı’ndan Yüzyılın Anlaşması’na… ‘Filistinlileri yerinden etme’ girişimlerinde tarihi dönüm noktalarıhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5105553-sina-plan%C4%B1%E2%80%99ndan-y%C3%BCzy%C4%B1l%C4%B1n-anla%C5%9Fmas%C4%B1%E2%80%99na%E2%80%A6-%E2%80%98filistinlileri-yerinden-etme%E2%80%99
Sina Planı’ndan Yüzyılın Anlaşması’na… ‘Filistinlileri yerinden etme’ girişimlerinde tarihi dönüm noktaları
Yerlerinden edilen Filistinliler, Gazze Şeridi'nin kuzeyine geçmek için Netzarim Koridoru’nun yakınındaki Selahaddin yolu boyunca bekliyor. (AFP)
Filistinlileri topraklarından sürmek, Nekbe'den (1948) bu yana İsrail'in aklından çıkmayan bir hayal. Bu fikir zaman zaman içeriden, zaman zaman da müttefiki ABD tarafından yeniden gündeme getiriliyor. Son girişim, ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze Şeridi sakinlerini işgal altındaki Filistin topraklarına sınırı olan iki Arap ülkesi Mısır ve Ürdün'e yerleştirme önerisi oldu.
Şarku’l Avsat'ın gözlemlerine göre bu çağrılar resmî açıklamalar ve planlar arasında, özellikle de ABD-İsrail arasında değişiklik gösterdi. Söz konusu çağrılar genellikle uygulanmadı ve bazılarına, özellikle 7 Ekim 2023'te Gazze savaşının patlak vermesinden bu yana, Mısır-Ürdün-Arap kamuoyunun reddi eşlik etti.
Trump'ın cumartesi günü ortaya koyduğu öneri, Mısır'da halk ve medya tarafından reddedildi. Filistinli tarihçi Abdulkadir Yasin, “Filistinlileri yerinden etme planları ilk değil ve son da olmayacak” dedi. Yasin, ‘ister Filistin direniş hareketlerinden ister Arap halklarından gelsin, bu projelere yönelik gayri resmi retlerin artacağı’ öngörüsünde bulundu.
Şarku’l Avsat'a konuşan Yasin, Filistinli mültecilerin Arap ülkelerine yerleştirilmesine yönelik projelerin, özellikle 1953'ten itibaren, o dönemde ‘Sina Planı’ olarak bilinen projenin yanı sıra Lübnan, Suriye ve Irak'taki Filistinli mültecileri yerleştirmek için Suriye'nin kuzeyindeki ‘el-Cezire Projesi’ ve Filistinlileri Ürdün Nehri'nin doğu ve batı kıyılarına yerleştirmek için ‘Johnson Projesi’ ile tekrarlanan tarihi bir varlığa sahip olduğunu söyledi.
Yasin, “Washington ve müttefiki İsrail, resmi Arap reddinin yanı sıra özellikle Filistinliler tarafından halk reddiyle karşılaşan bu projelerin arkasında tarihsel olarak ve defalarca yer aldı” dedi.
Filistinliler, 1948 yılında İsrail devletinin ilan edilmesiyle birlikte anavatanlarından ‘zorla yerinden edilme’ deneyimini yaşadı. Ertesi yıl Birleşmiş Milletler (BM), Filistinlilerin ihtiyaçlarına cevap vermek üzere Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'nı (UNRWA) kurdu.
Tarihçi Abdulkadir Yasin'e göre, 1953 yılında Washington tarafından desteklenen ve ‘Filistinlilerin Mısır'ın o bölgesine göç ettirilmesini’ içeren Sina Planı uygulamaya kondu. Temmuz 1967'de İsrailli siyasetçi ve subay Yigal Allon, Filistinlilerin Ürdün ve Mısır'a sürülmesini amaçlayan bölgesel bir çözümü dayatmak için ülkesinin kabinesine bir plan sundu, ancak bu plan gün ışığına çıkmadı.
1970 yılında, İsrail ordusunun Güney Bölgesi komutanı ve daha sonra başbakan olan Ariel Şaron, Gazze Şeridi'ni nüfustan arındırma ve yüzlercesini o dönemde İsrail işgali altında olan Sina ve el-Ariş'e yerleştirme planını kabul etti. Bu plan başarılı olamadı.
Planlar 2000 yılında da devam etti. İsrailli komutan Giora Eiland, Mısır'a verilecek tavizler karşılığında Kahire'nin Sina'da kurulacak bir Filistin devleti lehine toprak tavizi vermesini içeren bir proje sundu. Bu proje 4 yıl sonra Kudüs İbrani Üniversitesi'nin eski Rektörü Yehoshua Ben-Arieh tarafından tekrarlandı ve uygulama tartışmalarından da çıkmadı.
Trump'ın ilk döneminde (2017-2020), 2018'de medyada Yüzyılın Anlaşması olarak adlandırılan bir Amerikan planı kapsamında Filistinlilerin yerlerinden edileceği konuşulmaya başlandı. Mart 2019'da Ürdün Kralı 2. Abdullah ‘alternatif vatan’ ve yeniden yerleşim fikrini reddetti. Mısırlı yetkililerin ve medyanın yerinden etme planlarının reddine ilişkin tekrarlanan tutumlarının ortasında, Filistin ve Kudüs'ün kırmızı çizgi olduğunu vurguladı.
Trump anlaşmayı 2020'deki ilk döneminde ‘Refah için Barış’ başlığı altında resmen açıkladı, ancak Araplar tarafından açıkça reddedildi. Dönemin ABD başkanı başkanlık seçimlerini rakibi Joe Biden'a karşı kaybedince anlaşma hayata geçmedi.
Misgav Enstitüsü tarafından 17 Ekim 2023'te yayınlanan ve Filistinlilerin Mısır'a sürülmesi çağrısında bulunan bir makalenin ortaya koyduğu gibi, Gazze savaşı, İsrail'in ‘yerinden etme planına’ geri dönmesi için yeni bir istasyondu. Aşırılık yanlısı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich 14 Kasım’da ‘Gazze Araplarının gönüllü olarak göç etmesi ve dünya ülkelerine yerleştirilmesi’ çağrısında bulundu.
2024 yılının başlarında eski İngiltere Başbakanı Tony Blair, İsrail Kanal 12 televizyonunun o dönemde İsrail'de ‘Filistinlilerin Gazze Şeridi'nden Arap ülkelerine göç ettirilmesi’ konusunda yaptığını söylediği görüşmelerle ilgili haberini yalanladı. Aynı yılın kasım ayı sonlarında Smotrich, Gazzelileri iki yıl içinde göç etmeye teşvik etme çağrısını yineledi.
Son olarak cumartesi günü Trump, başta Hamas olmak üzere Filistinlilerin yaygın reddi karşısında Mısır ve Ürdün'ün Gazze Şeridi'nden daha fazla Filistinli mülteci kabul etmesi için bir girişimde bulundu. Bu girişim, istifa eden İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in başını çektiği İsrail sağı tarafından geniş ölçüde desteklendi.