Güney Lübnan'da İsrail ateşi sonucu biri asker 11 kişi hayatını kaybetti

Yüzlerce kişi İsrail ordusunun çekilmediği sınır kasabalarına ve köylerine girmeye çalışıyor

Lübnan'ın güneyindeki Kafr Kila kasabası yakınlarında İsrail ordusuna ait araçlar arka planda görülürken, Lübnan ordu personeli bölgeyi emniyete alıyor. (Reuters)
Lübnan'ın güneyindeki Kafr Kila kasabası yakınlarında İsrail ordusuna ait araçlar arka planda görülürken, Lübnan ordu personeli bölgeyi emniyete alıyor. (Reuters)
TT

Güney Lübnan'da İsrail ateşi sonucu biri asker 11 kişi hayatını kaybetti

Lübnan'ın güneyindeki Kafr Kila kasabası yakınlarında İsrail ordusuna ait araçlar arka planda görülürken, Lübnan ordu personeli bölgeyi emniyete alıyor. (Reuters)
Lübnan'ın güneyindeki Kafr Kila kasabası yakınlarında İsrail ordusuna ait araçlar arka planda görülürken, Lübnan ordu personeli bölgeyi emniyete alıyor. (Reuters)

Lübnan Sağlık Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, İsrail güçlerinin Güney Lübnan'ın çeşitli bölgelerinde memleketlerine dönmeye çalışan insanlara ateş açması sonucu aralarında bir Lübnan ordusu askerinin de bulunduğu en az 11 kişinin hayatını kaybettiğini, onlarca kişinin de yaralandığını bildirdi.

Lübnan ordusu daha önce yaptığı açıklamada, ülkenin güneyinde İsrail güçleri tarafından bir askerinin öldürüldüğünü ve bir diğerinin de yaralandığını duyurmuştu. Lübnan ordusunun X platformundaki hesabından yapılan açıklamada, askerlerden birinin Sur'daki Mervahin - ed-Dahira yolunda öldürüldüğü, diğer askerin ise Meys el-Cebel - Mercuyun kasabasında İsrail güçleri tarafından hedef alındıktan sonra yaralandığı belirtildi.

#عاجل 🔴 إلى سكان لبنان ولا سيما سكان الجنوب اللبناني: #حزب_الله كعادته يضع مصلحته الضيقة فوق مصالح الدولة اللبنانية ويحاول من خلال أبواقه تسخين الوضع وذلك رغم كونه السبب الرئيسي في تدمير الجنوب.
🔸في الفترة القريبة سنواصل اعلامكم حول الأماكن التي يمكن العودة إليها. لحين الوقت،… pic.twitter.com/KHHGyiHYdx

— افيخاي ادرعي (@AvichayAdraee) January 26, 2025

 

Bugün erken saatlerden itibaren yüzlerce Lübnanlı, İsrail ordusunun çekilmediği sınır kasaba ve köylerine araçlarla ya da yaya olarak girmeye çalıştı. Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre üzerlerine ateş açılması sonucu en az 10 kişi hayatını kaybetti, 83 kişi de yaralandı.

Bu gelişme, İsrail güçlerinin Hizbullah ile savaş sırasında saldırı düzenledikleri sınır bölgelerinden çekilmeleri için tanınan sürenin dolduğu gün gerçekleşti.

“İsrail düşmanı gidecek”

İsrail ile İran destekli Hizbullah arasında bir yılı aşkın süredir devam eden çatışmalar, 27 Kasım günü şafak vakti yürürlüğe giren ateşkesle sona erdi.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre sarı Hizbullah bayrakları ve savaş sırasında öldürülen savaşçıların resimleriyle donatılmış yüzlerce araba ve motosikletten oluşan konvoylar, Lübnan ordusunun kontrol noktalarından geçerek İsrail ordusunun konuşlandığı bölgelere doğru ilerledi.

rgthyj
Kafr Kila yakınlarındaki Lübnan ordusu mensupları (Reuters)

Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, Kafr Kila’nın girişinde arkalarında İsrail ordu araçlarının bulunduğu toprak setlere doğru ilerleyen insanlar görülüyor. Konvoylar ayrıca, Meys el-Cebel, Ayta eş-Şaab ve Hula dahil olmak üzere diğer köylere doğru ilerledi.

Meys el-Cebel'de genç erkekler ve kadınlar köye girmeye ve toprak setleri yürüyerek ya da motosikletlerle geçmeye çalıştı. Bazıları 27 Eylül'de bir İsrail hava saldırısında öldürülen eski Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın fotoğraflarını taşıdı.

Lübnan Sağlık Bakanlığı, İsrail güçlerinin ‘halen işgal altında olan kasabalarına girmeye çalışan’ halka ateş açtığını ve en az üç kişinin öldüğünü, 44 kişinin de yaralandığını bildirdi.

Lübnan askerleri insanları İsrail güçlerinin bulunduğu bölgelere doğru ilerlemekten vazgeçirmeye çalıştı, ancak birçoğu yoluna devam etti. Kafr Kila’ya girmeye çalışan 27 yaşındaki Ali Harb şunları söyledi: “Eninde sonunda köylerimize geri döneceğiz. Bütün insanlar köylerine geri dönecek. İsrail düşmanı gidecek. Şehit olsak da biz hazırız.”

edrfvg
Güney Lübnan'daki Kafr Kila kasabası yakınlarında İsrail ordusu tarafından vurulan bir kişiyi taşıyan Lübnanlılar (Reuters)

Lübnan ordusu, sınır kasabalarına ‘vatandaşların girişini izlediğini’ söyledi ve onları ‘itidalli olmaya ve güvenlikleri için askeri birliklerin talimatlarına uymaya’ çağırdı.

Yerel televizyon kanalı el-Cedid tarafından yayınlanan görüntülerde, Lübnanlı askerler ve Hizbullah ile müttefiki Emel'in bayraklarını taşıyan kişiler, birkaç İsrail askeriyle çevrili bir Merkava tankının metrelerce uzağında görüldü.

“Lübnan'ın egemenliği müzakere edilemez”

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Güney Lübnan sakinlerine ‘itidalli davranmaları ve egemenliklerini korumak ve evlerine ve kasabalarına güvenli bir şekilde dönmelerini sağlamak isteyen Lübnan Silahlı Kuvvetleri’ne güvenmeleri’ çağrısında bulundu.

Avn, “Lübnan'ın egemenliği ve toprak bütünlüğü müzakere edilemez. Haklarınızı ve onurunuzu sağlamak için bu konuyu en üst düzeyde takip ediyorum” dedi.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee de bölge sakinlerine köylerine dönmemeleri uyarısını yineledi. Adraee, X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Sizden beklemenizi ve Hizbullah'ın geri dönüp sizi sömürmesine izin vermemenizi istiyoruz” ifadesine yer verdi.

Hizbullah, Ekim 2023'te Gazze Şeridi'nde savaşın patlak vermesinin ardından müttefiki Hamas için destek cephesi açtı. Eylül 2024'ten itibaren İsrail, Hizbullah'ın güney ve doğu Lübnan'daki kalelerine ve Beyrut'un güney banliyösüne yönelik saldırılarını yoğunlaştırdı ve geniş sınır bölgelerine kara harekâtı düzenledi.

Yetkililere göre Lübnan'da yaklaşık 900 bin kişi yerinden edildi ve çoğu Eylül 2024'ten bu yana olmak üzere bir yılı aşkın süredir devam eden çatışmalarda 4 binden fazla kişi hayatını kaybetti.

ABD arabuluculuğunda varılan anlaşma uyarınca İsrail'in 60 gün içinde, yani 26 Ocak'a (bugün) kadar kuvvetlerini geri çekmesi gerekiyor. Buna Lübnan ordusunun ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü (UNIFIL) unsurlarının daha fazla konuşlandırılması eşlik edecek.

Savaş sırasında ağır darbeler alan ve birçok liderini kaybeden Hizbullah'ın ise personel ve teçhizatını geri çekmesi, sınırdan yaklaşık 30 kilometre uzaklıktaki Litani Nehri'nin kuzeyine çekilmesi ve güneyde kalan tüm askeri yapılarını dağıtması gerekiyor.

Ancak İsrail cuma günü yaptığı açıklamada, Lübnan'ın anlaşmayı ‘tam olarak’ uygulamaması nedeniyle kuvvetlerinin geri çekilmeyi tamamlamayacağını duyurdu. Başbakan Binyamin Netanyahu'nun ofisinden yapılan açıklamada, “Aşamalı geri çekilme ABD ile koordinasyon içinde devam edecek” denildi.

Lübnan ordusu ise ‘İsrail’in çekilmeyi ertelemesini’ kınadı ve bu güçler ayrılır ayrılmaz konuşlanmasını tamamlamaya hazır olduğunu vurguladı.

Ateşkes taahhüdü

Hizbullah, İsrail'in çekilmemesinin ‘anlaşmanın açık bir ihlali, Lübnan'ın egemenliğine daha fazla tecavüz ve işgalde yeni bir sayfa açılması anlamına geldiği’ uyarısında bulundu.

Geçtiğimiz haftalarda taraflar, ABD'nin arabuluculuğunda ve ABD, Fransa, Lübnan, İsrail ve UNIFIL’den oluşan beşli komite tarafından denetlenen ateşkesi ihlal etmekle suçlandılar.

Lübnan Başbakanı Necib Mikati bugün yaptığı açıklamada, ‘ateşkes anlaşmasına destek olan ülkeleri, saldırganlığı caydırma ve İsrail’i işgal ettiği topraklardan çekilmeye zorlama konusundaki sorumluluklarını üstlenmeye’ çağırdı.

Ateşkese rağmen İsrail defalarca Hizbullah karargâhlarına yönelik saldırılar düzenlediğini duyururken, Lübnan devlet medyası da İsrail güçlerinin halen konuşlandıkları sınır köylerinde evlere ve binalara bubi tuzakları kurduğunu bildirdi.

İsrail, Hizbullah'la çatışmasının amaçlarından birinin, savaşçılarını kuzey sınırından uzak tutmak ve on binlerce vatandaşının 2023'te sınır ötesi bombardımanın başlamasıyla yerlerinden edildikleri kuzeydeki evlerine dönmelerine izin vermek olduğunu söylüyor.



Doğumsal deformasyon: Gazze'deki kadınların rahimlerini yok eden silahlar

Gazze'de fetal anomali oranı 1.000 doğumda 200'e ulaştı (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
Gazze'de fetal anomali oranı 1.000 doğumda 200'e ulaştı (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
TT

Doğumsal deformasyon: Gazze'deki kadınların rahimlerini yok eden silahlar

Gazze'de fetal anomali oranı 1.000 doğumda 200'e ulaştı (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
Gazze'de fetal anomali oranı 1.000 doğumda 200'e ulaştı (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

İzzeddin Ebu Ayşe

Doktor Ahmed, şaşkınlıkla yeni doğan bebeğe, Melek el-Kanu'ya bakıyor, başında görülen deformasyonu inceliyor ve “Anne hamileliği sırasında bu garip deformasyona yol açan ne kadar zehirli gaz soludu, İsrail hamile kadınları bu şekilde etkileyecek hangi ölümcül silahları kullandı?” diye düşünüyor.

Doktor bebeği taşıyor ve başına bakıyor; “beyni yok, kafatası gelişimini tamamlamamış” diyor. Sağlık çalışanı, garip ve şok edici bir deformasyon ile doğan, başının sadece göz hizasında sona erdiği küçük Melek’in durumu ile ilgili bunları söylüyor.

Doktor, “İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği savaş sırasında doğumsal anomali vakalarında korkunç bir artış fark ettim. Beyninden tamamen yoksun olarak doğan bebek vakası, trajik anne karnındaki malformasyon hikayelerine bir örnek. Bebeklerin gelişimini daha doğmadan önce etkileyen bu savaşın durdurulması gerekiyor” diye ekledi.

Deformasyon oranları yükseliyor

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre  Gazze'de doktorlar, kuvöz bölümündeki yeni doğan bebeklerde doğumsal deformasyon vakalarında endişe verici bir artış olduğunu fark ettiler. Bunların çoğunun, savaş sırasında hamile kalan annelerin bebeklerinde görüldüğünü gözlemlediler. Bu durum onları, bu olguyu, savaşın ve kuşatmanın seyri ve bunların sakinler üzerindeki etkileriyle ilişkilendirmeye yöneltti.

Sağlık Bakanlığı Hastaneler Bölümü Genel Müdürü Mervan el-Hams, “Gazze Şeridi'nde doğumsal anomali sayısında önemli bir artış yaşanıyor. İsrail savaşı hamile kadınları olumsuz etkiledi” dedi. El-Hams, “Bu olgunun yayılmasına katkıda bulunan birkaç faktör var, birincisi, İsrail bombardımanlarından kaynaklanan radyasyon, ikincisi, uluslararası yasaklı patlayıcıların kullanılması ve son olarak Gazze'ye beyin gelişimi için gerekli olan folik asit gibi ilaç ve vitaminlerin girişinin engellenmesi” diye ekledi. Hams, sağlık yetkililerinin İsrail'in yıkıcı radyolojik ve kimyasal etkilere sahip deneysel silahlar kullandığını, uluslararası anlaşmalar uyarınca yasak olan bu bombalar ile Gazze'de küçük bir alanı hedef aldığını ve bunun da hamile kadınlar ve fetüsler için ciddi sonuçlar doğurduğunu doğruladığını belirtti.

Yaklaşık 60 bin fetüs malformasyon riski altında

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün (Human Rights Watch) detaylı raporunda, Gazze'de hamile kadınların zehirli gazlara maruz kaldığı belirtildi. Bunların fetüsler arasında malformasyon vakalarının artmasının yanı sıra, kendiliğinden düşük oranının yüzde 300'e çıkmasına doğrudan etkisi olduğu kaydedildi.

Zorlu ameliyatlar gerçekleştirmek için Gazze'ye giden Ürdünlü doktor Bilal el-Azzam, daha önce hiç görmediği korkunç doğumsal deformasyon vakaları ile karşılaştığını, bunlardan bazılarının son derece kritik aşamalarda Gazze Şeridi'ndeki hastanelere ulaştığını söyledi.

Filistin Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre, Gazze'de 60 bin fetüste doğumsal anomali riski bulunuyor ve bu olgunun, İsrail'in uluslararası yasaklı, sağlık açısından tehlikeli mühimmat kullanması nedeniyle uzun yıllar artarak devam etmesi muhtemel.

Fotoğraf: Doğumsal anomaliler Gazze savaşının en ağır sonuçları

Hamile kadınların deneyimleri

Gazze'deki patlayıcı uzmanları, sınırlı imkânlarına rağmen İsrail ordusunun, kimyasal, biyolojik ve yangın silahları kullandığını gözlemlediler. Bombaların toz ve dumanları binaların molozlarına yapışarak hava koşullarının da etkisiyle yayılıyor ve malformasyona neden olabiliyor.

Serena hamile ve İsrail bombalarının dumanı nedeniyle zorlu bir deneyim yaşadı. İsrail askeri operasyonlarının gerçekleştiği yere çok yakın olan Gazze şehrinin doğusunda yaşayan Serena, yaşadıklarını anlattı: “Askerler birdenbire bölgeye doğru bir top atışı yaptı. Mahalle toz ve dumanla doldu ve yanık kağıt kokusu gibi kötü bir koku duydum. Sonra koku daha da kötüleşti ve yanan çöp kokusuna dönüştü.” Serena, “Şiddetli boğulma, baş ağrısı ve kusma hissi yaşadım, karnımdaki bebek iki günden fazla bir süre hareketsiz kaldı. Onun öldüğünü sandım, çok zorlu ve acılı bir iki gündü. Kokladığım gazın rahmimdeki çocuğa olumsuz etki etmesinden çok korkuyorum.”

 Vefa el-Maşharavi ise, “Uçaklar bombalamadan önce, yanık madde kokusu ile birlikte gaz kokusuna benzeyen garip bir koku yayılıyor. Bu kokudan kurtulmanın bir yolu yok, vantilatör çalıştırmak, su püskürtmek gibi her yolu denedim. Bu gazları tekrar tekrar soludukça bebeğimin hareketlerinin artık çok yavaşladığını fark ettim.

Fetüslerin maruz kaldığı malformasyonlar

Hamile kadınlar, İsrail Ordusunun Gazze'ye attığı bombaların bebeklerinin güvenliği üzerindeki etkisini sürekli sorguluyor ve merak ediyorlar. Bu bağlamda Kadın Hastalıkları ve Doğum Profesörü Hulud el-Mazini, “Savaş sırasında zehirli gazları solumak, sarsıntılar, buna ek olarak annenin yaşadığı korku ve endişe, tüm bu etkenler malformasyona neden olur” diyor. Mazini, “bombaların etkisi üç aydan yedi yıla kadar bir sürede ortaya çıktığı için fetüslerde doğumsal anomalilerin artacağı kesin. Bu da engelli doğumlarının yaygın olduğu bir nesille karşı karşıya kalabileceğimiz anlamına geliyor” diye ekledi.

Mazini, eksik veya eksik oluşmuş uzuvlar, kasık fıtığı, kafatası şekil bozuklukları, at nalı böbrek, uzuv eksikliği, kalp, omurga ve beyinde deformasyon, cilt ve beyin anomalileri, engelli doğumları çalışmaları sırasında karşılaştığı garip deformasyon vakalarına örnek veriyor.

Korkunç oranlar

Hastaneler Genel Müdürü Mervan Hams, “doğumsal anomali vakaları rekor seviyelere ulaşarak her 1000 doğumda 200 oranına ulaştı. Bu rakamlar, Dünya Sağlık Örgütü'nün normal olarak kabul ettiği 1000 doğumda 40 doğumsal anomali oranının çok üzerinde” dedi.

Sağlık Bakanlığı, doğumsal deformasyonların İsrail mühimmatlarının etkisi sonucu oluştuğunu teyit ediyor. Medikal fizik profesörü Enver Atallah “İsrail'in Gazze'ye yönelik tekrarlanan savaşları, havadaki ve topraktaki toksik maddelerin seviyesinin artmasına neden oldu ve bu durum fetüsleri etkiliyor” diye konuştu. “İsrail'in beyaz fosfor bombası kullandığını gözlemledik. Bu, beyaz fosforun temel yükünü oluşturduğu bir yangın bombası ve tahrip gücünün yanı sıra, yaklaşık 1.000 santigrat derecelik yoğun bir ısı üretecek şekilde tasarlanmış” diye ekledi.

Uluslararası yasaklı silahlar

Fizik uzmanları ise İsrail'in kimyasal, biyolojik ve termal silahları kullandığını belirtti. “Patlamaya neden olan kimyasal reaksiyon üreten patlayıcılar kullanılıyor. Aynı şekilde termobarik silahlar da yakıt parçacıklarından oluşan bir bulut oluşturuyorlar, ardından bu parçacıklar tutuşuyor ve bu da güçlü bir patlama dalgası ve yüksek dereceli bir ısı üretiyor. Bunun fetüsler üzerinde yıkıcı etkileri olabilir” diyorlar.

Uzmanlar, İsrail'in Gazze'de yoğun atıl metal patlayıcılar kullanmasının insanlarda doku parçalanmasına neden olduğunu belirtiyorlar. Kullanılan silahların arasında uranyum ve parça tesirli bombaların da bulunduğuna, bu maddelerin doğrudan fetüslerde deformasyon ve düşüklere neden olduğuna dikkat çekiyorlar.

Hukuki açıdan Uluslararası Filistin Halkının Haklarını Destekleme Komitesi Başkanı Salah Abdulati, “İsrail, Kitle İmha Silahlarının Geliştirilmesinin, Stoklanmasının ve Kullanımının Yasaklanmasına Dair Anlaşma’yı ihlal ediyor. Sivil halkın yaşamını felakete dönüştürmeyi hedefleyen yanmış toprak stratejisini benimsiyor” dedi.

Ancak İsrail Ordusu Sözcüsü Avichay Adraee, “Ordunun savaş yasalarına, muharebe kurallarına ve uluslararası insani protokole bağlı olduğunu, bunun da sivilleri hedef almadığı, onlarla savaşmadığı ve onlara kısa veya uzun vadede herhangi bir zarar vermediği anlamına geldiğini” vurguladı.