Ahmed eş-Şera Suudi Arabistan'da… İlk yurtdışı ziyaretinin önemi

Şarku'l Avsat gözlemcileri: Güvenlik, ekonomi ve yeniden yapılanma konularının ele alınması bekleniyor

TT

Ahmed eş-Şera Suudi Arabistan'da… İlk yurtdışı ziyaretinin önemi

Ahmed eş-Şera Suudi Arabistan'da… İlk yurtdışı ziyaretinin önemi

Şarku'l Avsat'ın görüştüğü gözlemcilere göre, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera'nın bugün Suudi Arabistan'a gerçekleştirdiği ziyaret, bir dizi temel ve stratejik faktör nedeniyle daha tamamlanmadan önem kazandı.

Söz konusu ziyaret, eş-Şera'nın geçici cumhurbaşkanı olarak atanmasından birkaç gün sonra gerçekleştirdiği ilk resmi yurtdışı ziyareti oldu. Suriye’deki yeni yönetim, Ocak 2025 başında dışişleri ve savunma bakanları ile istihbarat başkanının da aralarında bulunduğu üst düzey bir heyetle Riyad'ı ziyaret etmişti.

4 neden

Suudi siyasi analist Munif el-Harbi, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera'nın ilk resmi yurtdışı ziyaretini Suudi Arabistan'a yapmasının dört nedenini sıraladı. Suudi Arabistan'ın uluslararası düzeydeki stratejik ağırlığı, geniş etkisi ve yeni Suriye yönetiminin geçiş döneminde Suriye topraklarında birlik ve istikrarı sağlamasına yardımcı olma kabiliyetine ek olarak el-Harbi, 11 Ocak'ta düzenlenen Suriye konulu Riyad toplantısı aracılığıyla Riyad'ın ‘yeni Suriye yönetiminin Arap, bölgesel ve uluslararası alanda tanınmasının önünü açmadaki’ önemli ve temel rolünün Suriye tarafından takdir edilmesini ilk neden olarak gördü.

İkinci neden ise yaptırımların kaldırılması. Riyad'ın Suriye'ye yönelik tek taraflı ve Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarının kaldırılması için başlattığı seferberlik ve çabaların ilk aşamada yaptırımların bir kısmının kaldırılmasını sağladığını belirten el-Harbi, “Yaptırımların tamamen kaldırılması için uluslararası taraflarla çalışmalar devam ediyor” dedi.

Üçüncü neden, Suudi Arabistan’ın ‘sınırsız’ yardım içeren olağanüstü müdahalesi ile yardım boyutudur. El-Harbi, Suudi Arabistan’ın bu konudaki çalışmaların büyüklüğü ve kalitesi göz önüne alındığında, Suriye halkı için insani ve ekonomik krizin ciddiyetinin hafifletilmesine katkıda bulunduğunu söyledi.

xscdfvgt

Dördüncüsü ise ekonomiye odaklanıyor. Suriye'nin gelecek hedefleri göz önüne alındığında, Suudi yatırımlarının bu ziyarette önemli rol oynadığını belirten el-Harbi, Suriye Cumhurbaşkanı'nın ‘Vizyon 2030'a hayranlıkla baktığını ve bunu Suriye'de Suudi Arabistan'da başarılanlara benzer bir kalkınma ve ilerleme sağlamak için taklit edilecek bir örnek olarak gördüğünü’ söyledi. El-Harbi, “Eş-Şera, ekonomik ve idari reform ve yolsuzlukla mücadele konusundaki Suudi deneyimine ek olarak Suudi siyasi, ekonomik ve yardım desteğinin devam etmesini umacaktır” ifadesini kullandı.

Stratejik derinlik

Suriyeli gözlemciler eş-Şera'nın geçiş sürecinin bu döneminde gerçekleştirdiği bu ilk ziyareti iyimserlikle karşıladı. Suriye Ulusal Yenilenme Hareketi Başkanı Ubeyde Nahhas, ziyareti ‘sadece siyasi bir mesaj değil, Suriye ve halkının Suudi Arabistan'a bilinçli bir yönelimi’ olarak tanımladı. Nahhas, söz konusu ziyaretin stratejik bir derinliği olduğunu belirtti.

“Riyad, yeni Suriye yönetiminin Suriye topraklarını birleştirmesi ve istikrara kavuşturması için çalışacaktır” diyen el-Harbi, geçiş döneminin, hiçbir tarafı dışlamadan Suriye halkının tüm bileşenlerini kapsayan siyasi ve ekonomik kalkınmaya yönelik yeniden yapılanmayı başaran bir dönem olması gerektiğini, Suriye'nin hiçbir komşusu ya da bölge için endişe kaynağı olmaması ve Şam'ın Arap ulusal güvenliğinin temel direği olması gerektiğini vurguladı.

الجسر البري الإغاثي السعودي يصل إلى #سوريا عبر #الأردن، بالتزامن مع استقبال دمشق طائرة المساعدات السادسة المحملة بالمواد الغذائية والصحية والإيوائية، في إطار الجهود الإنسانية من #السعودية لدعم الشعب السوري.#صحيفة_الشرق_الأوسط #شاهد_الشرق_الأوسط pic.twitter.com/73xBZ162m2

— صحيفة الشرق الأوسط (@aawsat_News) January 5, 2025

 

Görüşülecek konular

İki ülke liderleri arasında ele alınması beklenen konulara gelince, Nahhas ziyaretin gündemine bölgesel-ulusal güvenlik konularının hâkim olmasını bekliyor. “Suriye, Suudi Arabistan liderliğindeki bölge stratejisinin temel taşlarından biri olmaya devam ediyor” diyen Nahhas, Şam'ın eski Suriye rejiminin neden olduğu yıkım döneminin etkilerinden kurtulmak için Riyad'ın desteğine ihtiyacı olduğu gibi, Suudi Arabistan'ın da Şam'ı her zaman ‘denge, ılımlılık ve ulusal güvenlik istikrarı konularında önemli bir müttefik olarak gördüğünü’ belirtti.

Nahhas'a göre Suudi Arabistan'ın Suriye'deki yatırımları mali ve ekonomik boyutların ötesine geçerek doğal ve endüstriyel kaynaklara ve hatta yeni bir teknolojik ekonomiye uzanacak. Nahhas, Suudi Arabistan'ın Suriye örneğini ‘Vizyon 2030'un bir uzantısı olan bir dış yansıma ve bir Arap başarı öyküsü’ olarak gördüğünü ve yeni liderliğin Suriye'den ilham almak için istekli olduğunu ifade etti.



İsrail ordusu Gazze şehrine saldırıyor

TT

İsrail ordusu Gazze şehrine saldırıyor

İsrail ordusu Gazze şehrine saldırıyor

İsrail Ordu Sözcüsü Effie Defrin dün yaptığı açıklamada, ordunun Han Yunus'un güneyinde Hamas mensuplarıyla yaşanan çatışmanın ardından Gazze şehrinin kontrolünü ele geçirmek için planlanan operasyonun ilk adımlarını attığını duyurdu.

Defrin, dünkü çatışmanın ardından “Terör örgütünün hükümet ve askeri kalesi olan Gazze şehrinde Hamas'a yönelik saldırımızı yoğunlaştıracağız” dedi.

İsrail güçlerinin Gazze şehrinin çevresini kuşatmaya başladığını belirten Defrin, “Hamas artık bitkin ve tükenmiş bir gerilla gücü haline geldi… Ön hazırlık operasyonlarına ve saldırının ilk aşamalarına başladık. İsrail ordusu şu anda Gazze şehrinin çevresini kontrol altında tutuyor” ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre İsrail Başbakanlık Ofisi dün, Binyamin Netanyahu'nun Hamas'ın kalelerini ele geçirme ve yok etme süresinin kısaltılması emri verdiğini duyurdu.

Netanyahu ayrıca, Gazze Şeridi'nde yerleşim yerleri inşa etme niyetinde olmadığını da vurguladı. İsrail basını, Netanyahu'nun Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ile Gazze Şeridi'nde yerleşim yerleri inşa edilmesi konusunda aynı fikirde olmadığını, ancak bunun ‘meşru’ bir görüş olduğunu söylediğini belirtti.

cdfgrt
İsrail-Gazze sınırına yakın bir bölgede hareket eden İsrail tankı (AP)

Reuters'a göre, İsrail Ordu Sözcüsü’nün açıklaması, uluslararası eleştirilere rağmen İsrail'in Gazze Şeridi'nin en büyük kentsel merkezini kontrol altına alma planını sürdürdüğünü gösteriyor. Bu operasyon, daha fazla Filistinlinin yerinden edilmesine neden olacak gibi görünüyor.

Ancak bir askeri yetkili yaptığı basın açıklamasında, yedek askerlerin önümüzdeki aya kadar göreve başlamayacağını söyledi. Bu gelişme, arabuluculara Hamas ve İsrail arasında ateşkes koşulları konusunda görüşleri yakınlaştırmak için biraz zaman kazandıracak.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Gazze şehrini işgal etmek için ayrıntılı bir plan onayladı ve İsrail ordusu, şehrin güney ve kuzeyindeki bölgelere yönelik hava ve topçu saldırılarını genişletti.

İsrail ordusu, Gazze şehrinin güneyindeki ez-Zeytun ve es-Sabra mahallelerinde hava saldırılarını yoğunlaştırırken, şehrin kuzeyindeki Cibaliye ve Cibaliye en-Nezle kasabalarına da benzer saldırılar düzenledi. İnsansız hava araçları (İHA), bu iki kasabaya geri dönen sakinlere yeniden tahliye olup Gazze Şeridi'nin güneyindeki el-Mevasi'ye göç etmeleri çağrısında bulunan broşürler attı.

sdfr
İsrail'in gece yarısı bir çadırı bombalaması sonucu annesi, babası ve erkek kardeşini kaybeden Filistinli bir kız, Şifa Hastanesi'nde düzenlenen cenaze töreninde ağlıyor. (Reuters)

İsrail ordusu dün sabah 60 bin yedek asker çağırırken, 20 bin askerin yedeklik süresi de uzatıldı. Operasyona hava kuvvetlerinin desteğiyle beş veya altı askeri birlik katılacak; operasyonun dört ila altı ay sürmesi bekleniyor.

Yeni operasyona ‘Gideon’un Savaş Arabaları 2’ adı verildi. Bu, ordunun birkaç hafta önce ilk bölümünün sona erdiğini duyurduğu bir operasyondu.

Filistinliler İsrail'in kararlarını kınadı

Filistin Dışişleri Bakanlığı, İsrail'in Gazze şehrini işgalini tamamlama ve Batı Şeria'da yerleşim yerleri inşa etme kararını kınadı ve bunları ‘soykırım, sürgün ve ilhakın iki yüzü’ olarak nitelendirdi.

Bakanlık yaptığı açıklamada, bu kararların ‘uluslararası toplumun işgalci devleti suçlarını durdurmaya zorlamak ve ona iki seçenek (Ya şimdi harekete geçip halkımızı kurtarmak ve iki devletli çözümü sağlamak ya da bu suçlarla birlikte yaşamaya mahkûm olmak) sunmak konusunda tereddüt etmesine veya başarısız olmasına yer bırakmadığını’ belirtti.

Bakanlık, bu kararların, ‘tüm dünya ülkelerini Filistin devletini ve onun Birleşmiş Milletler'e (BM) tam üyeliğini tanımaya itmesi ve soykırımı ve açlığı derhal durdurmak için 7. maddeye başvurmaya teşvik etmesi’ gerektiğini bildirdi.

Kızılhaç uyarıyor

Diğer taraftan İsrail ve Filistin topraklarındaki Kızılhaç misyonunun direktörü Julien Lerisson yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonlarını yoğunlaştırmasının, zaten kötüleşen insani durumu daha da kötüleştirdiğini ve Hamas'ın elinde tutulan rehinelerin hayatını tehlikeye attığını ifade etti.

Lerisson, “Herhangi bir gerilim, insani acıları daha da derinleştirecek, daha fazla aileyi parçalayacak ve rehinelerin hayatını tehlikeye atacak” dedi.

Lerisson, Gazze Şeridi nüfusunun yüzde 80'inden fazlasının tahliye emirlerinden etkilendiğini belirterek, mevcut koşullar altında yeni bir göç dalgasının kabul edilemez olduğunu vurguladı ve özellikle Gazze şehrinde yapılacak herhangi bir geniş çaplı tahliye operasyonunun siviller için riskleri iki katına çıkaracağını ifade etti.

Kızılhaç yetkilisi, uluslararası insani hukukun sivillerin evlerini terk etseler de etmeseler de korunmasını garanti ettiğini vurguladı. Gazze halkının bugün ihtiyaç duyduğu şeyin daha fazla baskı değil yardım, korku değil güven olduğunu belirten yetkili, gıda, ilaç, temiz su ve barınak dahil olmak üzere insani yardımların acil ve sınırsız bir şekilde girişine izin verilmesini talep etti.

İsrail, 7 Ekim 2023'te Hamas'ın İsrail'in güney yerleşimlerine düzenlediği ani saldırının ardından Gazze Şeridi'nde geniş çaplı bir savaş başlattı.

Filistin verilerine göre o zamandan bu yana, İsrail'in askeri operasyonları 62 bin 122 Filistinlinin hayatını kaybetmesine, 156 bin 758 kişinin yaralanmasına ve binalar ile altyapıda büyük hasara yol açtı.