Trump-Sisi temaslarına ilişkin çelişkili bilgiler ilişkilerdeki ‘gerginliği yansıtmıyor’

Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü: Kahire ve Washington'un sağlam bir stratejik ortaklığı var

ABD Başkanı Donald Trump, Eylül 2018'de Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nun 73’üncü oturumunun oturum aralarında Mısırlı mevkidaşı Abdulfettah Sisi ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
ABD Başkanı Donald Trump, Eylül 2018'de Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nun 73’üncü oturumunun oturum aralarında Mısırlı mevkidaşı Abdulfettah Sisi ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Trump-Sisi temaslarına ilişkin çelişkili bilgiler ilişkilerdeki ‘gerginliği yansıtmıyor’

ABD Başkanı Donald Trump, Eylül 2018'de Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nun 73’üncü oturumunun oturum aralarında Mısırlı mevkidaşı Abdulfettah Sisi ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
ABD Başkanı Donald Trump, Eylül 2018'de Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nun 73’üncü oturumunun oturum aralarında Mısırlı mevkidaşı Abdulfettah Sisi ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile ABD'li mevkidaşı Donald Trump arasındaki temaslar iki ülke arasındaki ilişkilerde gerginlik endişesi yaratırken, Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Kahire ile Washington arasındaki ilişkilerin herhangi bir değişiklikten etkilendiğini yalanladı.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlar, Mısır ile ABD başkanları arasındaki ‘temaslar’ hakkında ortaya çıkan tartışma ve bilgilerin ‘iki ülke arasındaki ilişkilerde bir gerginliği yansıtmadığı, aksine iki taraf arasında olumlu ve sürekli bir iletişime işaret ettiği’ konusunda hemfikir.

Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Temim Hallaf, Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Mısır ile ABD arasındaki ilişkiler istikrar ve süreklilik ile karakterize edilir… ABD ile kırk yılı aşan köklü bir stratejik ortaklığımız var” dedi.

Hallaf, Mısır ile ABD arasındaki ilişkilerin ‘askeri, siyasi, güvenlik ve ekonomik alanlarda yakın iş birliğine, her iki taraf için de karşılıklı fayda sağlayan bir ortaklığa tanık olduğunu ve bu nedenle bu bağlamla çelişen herhangi bir konuşmanın iki ülke arasındaki yakın ilişkilerin gerçekliğini yansıtmadığını’ belirtti.

Mısır Cumhurbaşkanlığı cumartesi akşamı Sisi'nin Trump'tan ikili ilişkiler ve bir dizi konuyu ele alan bir telefon aldığını açıklarken, Beyaz Saray da Trump'ın Sisi'den, ABD Başkanı'nın Ortadoğu'da barışın sağlanmasındaki rolüne övgü içeren bir telefon aldığını duyurdu.

Trump geçen hafta Washington'da gazetecilere yaptığı açıklamada, Sisi'yi aradığını ve onunla Filistinlilerin Gazze Şeridi'nden Mısır ve Ürdün'e taşınması önerisi hakkında konuştuğunu söylemiş, ancak Kahire böyle bir görüşmenin gerçekleştiğini yalanlamıştı.

Washington'daki Ortadoğu Çalışmaları Enstitüsü'nden Prof. Dr. Hasan Muneymine, “Çelişkili bilgi ve veriler açısından yaşananlar ABD ile Mısır arasında özel bir gerilim olarak görülemez. Zira Trump göreve geldiğinden bu yana ABD'nin pek çok ülkeyle ilişkileri, bazılarının düşmanca bulduğu politikaları ve diğer ülkelere bir oldubittiyi dayatma arzusu nedeniyle gerginleşti” ifadelerini kullandı.

Muneymine sözlerini şöyle sürdürdü: “Mısır Cumhurbaşkanlığı tarafından yayınlanan açıklama gerçeğin bir yansıması olarak görülmelidir. Gerçekte yaşananlar, ülkeler arasında eşitliğe dayanan diplomatik normlara uygundur. Ancak Trump liderliğindeki ABD yönetimi her şeyi Amerikan üstünlüğünün, daha doğrusu herkesin kendisine boyun eğmesi gerektiği fikrine dayanan Trumpçı üstünlüğün bir parçası olarak yayınlıyor. Dolayısıyla ABD'nin açıklamaları bu arzunun etkisiyle gerçekte olandan farklı görünmektedir.”

Beyaz Saray'dan Trump ile Sisi arasında cumartesi günü gerçekleşen telefon görüşmesine ilişkin yapılan açıklamada, “Mısır Cumhurbaşkanı, Başkan Trump'ın liderliğinin Ortadoğu'da altın bir barış çağı başlatabileceğine olan inancını dile getirdi” denildi.

Mısır'ın eski dışişleri bakan yardımcılarından Büyükelçi Seyyid Şelbi, ‘Sisi ve Trump'ın temaslarıyla ilgili çelişkili bilgilerin, konuların karmaşıklığından, çatışmanın yoğunluğunun artmasından ve bölgedeki olayların akışından kaynaklandığını, ancak dile getirilen her şeyin her iki tarafın da bu sorunları çözmek için sürekli ve karşılıklı diyalog arzusunu gösterdiğini’ söyledi.

Şelbi’nin tahminine göre, ‘Mısır yönetimi şu anda Trump yönetiminin Filistin meselesinin çözümüne ilişkin olumlu, ciddi ve adil bir tutum takınmasına ve Etiyopya (Rönesans Barajı) krizinin çözümüne yönelik arabuluculukta ilk döneminin bitiminden önce başlattığı rolü sürdürmesine güveniyor.’

Donald Trump yönetimi 2021'deki ilk döneminin sona ermesinden önce Mısır, Etiyopya ve Sudan arasındaki Rönesans Barajı müzakerelerine doğrudan müdahale etmiş ve barajın rezervuarlarını doldurmadan önce ilgili taraflar arasında bir anlaşmaya varılması gerektiği çağrısında bulunan resmi bir açıklama yayınlamıştı.

ABD gözetiminde ve Dünya Bankası'nın katılımıyla yürütülen müzakereler, Etiyopya'nın ABD'nin barajın doldurulma süresi ve işletme yöntemine ilişkin kurallar konusunda taraflara sunduğu girişimi reddetmesinin ardından çıkmaza girmişti.

İlginçtir ki Sisi ile Trump arasındaki telefon görüşmesine ilişkin Beyaz Saray açıklamasında Rönesans Barajı konusunun ele alındığı belirtilirken, Mısır'dan yapılan açıklamada doğrudan barajdan bahsedilmedi; sadece su güvenliği konusunun görüşüldüğüne atıfta bulunuldu.

Mısır'ın eski dışişleri bakan yardımcılarından Büyükelçi Rauf Saad, ‘Sisi ile Trump arasındaki telefon görüşmesiyle ilgili olarak gündeme getirilen her şeyin usule ve şekle ilişkin konular olduğunu, öze ilişkin bir anlaşmazlık bulunmadığını ve bir başkanın arayıp diğerinin yanıt vermesinin her iki tarafın da diyalog kurmak ve vizyon alışverişinde bulunmak istediği anlamına geldiğini’ vurguladı.

Saad, “Her iki taraf da çağrı ya da toplantıyla ilgili açıklamayı kendi vizyonuna ve çıkarlarına hizmet edecek şekilde hazırlar. Bu bir uzlaşmaya varmak için yapılan ortak bir açıklama değil. Örneğin Washington, Rönesans Barajı meselesini benim tahminime göre Mısır'ın çıkarlarına olan düşkünlüğünün bir göstergesi olarak sundu. Mısır ise Gazze ve ateşkes meselesini sundu, çünkü bu ulusal güvenliğini tehdit eden acil bir mesele” şeklinde konuştu.

Mısır ve ABD'den yapılan açıklamalarda, iki başkan arasındaki telefon görüşmesinde son günlerde yerel ve uluslararası medyanın gündeminde olan ‘Filistinlilerin Gazze Şeridi'nden çıkarılması’ önerisinin ele alındığı belirtilmedi.

Mısır Dışişleri Konseyi Üyesi Büyükelçi Reha Ahmed Hasan, ‘telefon görüşmeleri ve toplantılarla ilgili resmî açıklamaların görüşülen her şeyi içermediğini, daha ziyade her iki tarafın bakış açısına göre en önemli noktaların bir özeti olduğunu’ söyledi.

Hasan, “Sisi ile Trump arasındaki telefon görüşmesinde Filistinlilerin yerlerinden edilmesi konusuna değinildiği kesin. Mısır Cumhurbaşkanı'nın bu konunun halk, ordu, Arap ve uluslararası kamuoyu tarafından reddedildiğini vurguladığı da kesin. Görüşmeyle ilgili resmî açıklamalarda konuya ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadı, böylece konuyla ilgili tartışmayı ve çekişmeyi artıracak resmi bir malzeme ortaya çıkmadı. Kesin olan husus, iki lider bir araya geldiğinde konunun enine boyuna tartışılması konusunda mutabık kalındığıdır” ifadelerini kullandı.



Tulkerim Mülteci Kampı sakinlerinin neredeyse yarısı İsrail operasyonları nedeniyle yerinden edildi

 Filistin Kızılayı'na ait bir araç, İsrail'in Cenin'e düzenlediği saldırıda yaralanan bir kişiyi hastaneye götürüyor. (Reuters)
Filistin Kızılayı'na ait bir araç, İsrail'in Cenin'e düzenlediği saldırıda yaralanan bir kişiyi hastaneye götürüyor. (Reuters)
TT

Tulkerim Mülteci Kampı sakinlerinin neredeyse yarısı İsrail operasyonları nedeniyle yerinden edildi

 Filistin Kızılayı'na ait bir araç, İsrail'in Cenin'e düzenlediği saldırıda yaralanan bir kişiyi hastaneye götürüyor. (Reuters)
Filistin Kızılayı'na ait bir araç, İsrail'in Cenin'e düzenlediği saldırıda yaralanan bir kişiyi hastaneye götürüyor. (Reuters)

Tulkerim Valisi Abdullah Kemyil, Batı Şeria'daki Tulkerim Mülteci Kampı nüfusunun yüzde 48'inin İsrail operasyonları nedeniyle yerinden edildiğini açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın Filistin'in Sesi radyosundan aktardığına göre Kemyil bunun, ‘İsrail'in çeşitli Batı Şeria vilayetlerindeki kampların yapısını değiştirmeyi amaçladığı bir planın parçası’ olduğunu söyledi.

Kemyil, “Yerlerinden edilenlere yardım etmek, barınak ve yardım hizmetleri sağlamak üzere vilayetteki halkın tüm bileşenlerinden bir komite oluşturuldu” dedi.

csdfv
Batı Şeria'da Cenin'in batısındaki Kabatiye'de İsrail savaş uçakları tarafından vurulan bir araç (DPA)

Filistin resmi haber ajansı WAFA, İsrail ordusunun Cenin kenti ve mülteci kampındaki askeri operasyonlarını 14’üncü gününde de sürdürdüğünü ve 15 bin Filistinlinin kitlesel olarak yerlerinden edildiğini bildirdi.

WAFA, İsrail ordusunun dün Cenin Mülteci Kampı’nın doğu yakasında 20 kadar binayı eş zamanlı olarak havaya uçurduğunu ve Cenin Devlet Hastanesi'nin bazı bölümlerinde hasara yol açtığını duyurdu.

WAFA, İsrail güçlerinin el-Faria Mülteci Kampı’nı ve Tubas'ın güneyindeki Tamun kasabasını üst üste ikinci gün de abluka altında tutmaya devam ettiğini belirtti.

İsrail ordusu, Tamun ve el-Faria Mülteci Kampı’na askeri takviye göndermeye devam etti. Dün akşam Tubas şehrine sızan özel birlikler bir eve baskın düzenledi ve ardından Tubas'ın doğusundaki Teyasir kontrol noktasından gelen askeri takviye birlikleri şehirden çekildi.

dcfvrgt
İsrail ordusunun Batı Şeria'daki Cenin Mülteci Kampı’nda birkaç binayı havaya uçurmasının ardından yükselen dumanlar (EPA)

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde 50'den fazla ‘teröristi’ öldürdüğünü duyurdu. AFP'nin haberine göre bunlardan 35'i Hamas ve İslami Cihad'ı hedef alan geniş çaplı bir askeri operasyon sırasında öldürüldü.

Ordudan yapılan açıklamada, “21 Ocak’ta başlayan operasyonda İsrail güçleri 35‘ten fazla teröristi ortadan kaldırdı ve 100’den fazla aranan kişiyi gözaltına aldı. Daha önceki bir operasyon sırasında hava saldırılarında 15'ten fazla terörist etkisiz hale getirilmişti” denildi. Bir askeri sözcü AFP’ye yaptığı açıklamada, bu sayının 14 Ocak'tan bu yana yapılan operasyonları kapsadığını söyledi.

İsrail, Batı Şeria'nın ‘savaş hedefleri listesine’ alınmasının ardından daha geniş çaplı bir hamlenin başlangıcı olarak Batı Şeria'nın kuzeyindeki Cenin'de geniş çaplı bir askeri operasyon başlattı.

zxscdfrg
Filistin Kızılayı'na ait bir araç, İsrail'in Cenin'e düzenlediği saldırıda yaralanan bir kişiyi hastaneye götürüyor. (Reuters)

İsrail ordusu geçtiğimiz ay, Şin-Bet ve Sınır Polisi ile birlikte ‘terörist faaliyetleri engellemek’ amacıyla Cenin kentinde geniş çaplı bir askeri operasyon başlattığını duyurdu. Operasyon, İsrail'in 2002 yılında İkinci İntifada sırasında Batı Şeria'da başlattığı ve tüm Batı Şeria'yı kapsayan ‘Savunma Kalkanı’ operasyonunu hatırlatırcasına ‘Demir Kalkan’ olarak adlandırıldı.