Trump Gazze'nin iyi yönetileceği, Ürdün Kralı ise bir Arap planı sözü verirken Kahire Gazze’nin yeniden inşasına yönelik “kapsamlı bir vizyon” sunma niyetini açıkladı

Amman 2 bin hasta Filistinli çocuğu kabul etmeye hazır olduğunu açıkladı

TT

Trump Gazze'nin iyi yönetileceği, Ürdün Kralı ise bir Arap planı sözü verirken Kahire Gazze’nin yeniden inşasına yönelik “kapsamlı bir vizyon” sunma niyetini açıkladı

Trump Gazze'nin iyi yönetileceği, Ürdün Kralı ise bir Arap planı sözü verirken Kahire Gazze’nin yeniden inşasına yönelik “kapsamlı bir vizyon” sunma niyetini açıkladı

ABD Başkanı Donald Trump salı günü öğleden sonra Ürdün Kralı 2. Abdullah ve oğlu Veliaht Prens Hüseyin’i Beyaz Saray'da ağırladı. Ürdün Kralı’nı ‘büyük bir adam’ olarak tanımlayan Trump, Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilerin topraklarından sınır dışı edilmesi konusundaki katı tutumunu yineledi ve Hamas'ı rehineleri serbest bırakmaması halinde korkunç sonuçlarla ve cehennemin kapılarını açmakla tehdit etti. Trump Ürdün ile ilişkilerinin güçlü olduğunu ve Kral Abdullah'ın da Trump yönetiminin Ortadoğu'ya güvenlik ve istikrar getirmeyi istediği konusunda kendisiyle hemfikir olduğunu söyledi.

Gazetecilerin İsrail'in Batı Şeria'yı ilhak etmesiyle ilgili sorularını yanıtlayan Trump, “Bunun işe yarayacağını düşünüyorum” dedi. Filistinlilerin Gazze dışında bir yerde güven içinde yaşayacağını vurgulayan Trump, bir kez daha Gazze'deki durumun korkunç olduğunu belirterek “İşler iyiye gidecek” diye konuştu. Mısır ile bir sonuca varılacağına yüzde 99 olarak inandığını belirten ABD Başkanı, “İşleri çok iyi yöneteceğiz ve sonunda Ortadoğu'da barış olacak” ifadelerini kullandı.

Gazze'yi bir ‘ölüm tuzağı’ olarak tanımlayan Trump, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kimse orada kalmak istemiyor... Gazze'yi yöneteceğiz ve elimizde tutacağız, Gazze'yi satın almayacağız, Mısır'da bir toprak parçamız ve Ürdün'de bir toprak parçamız olacak. Hiç kimse Gazze Şeridi'nde kalmak ve hiç kimse bu cehennem çukurunda yaşamak istemiyor... Burası bir ölüm tuzağı.”

Gazze Şeridi’nden sınır dışı edilmeyi ‘etnik temizlik’ olarak nitelendirmeyi reddeden Trump, Filistinlileri güzel bir yere taşıyacağını belirtirken iki milyon Filistinliyi başka bir yere taşımanın zor olmadığını vurguladı. ABD'nin Mısır ve Ürdün'e çok para verdiğini de sözlerine ekleyen Trump, yardımların kesilmesiyle ilgili bir soru sorulduğunda tehdit etmek zorunda kalmayacağını söyleyerek “Bence biz bunu aştık” dedi.

Öte yandan Ürdün Kralı 2. Abdullah, Ürdün'ün Filistinlileri kabul etmeye hazır olup olmadığına ilişkin sorulara yanıt olarak Ürdün'ün yaklaşık 2 bin hasta Filistinli çocuğu kabul etmesine atıfta bulunarak, “İşlerin herkes için daha iyi yürümesini nasıl sağlayabiliriz?” karşılığını verdi. Başkan Trump ise “Bu çok güzel bir jest. Gazze'de 2 bin çocuğun kanser hastası olduğunu bilmiyordum” dedi.

Ülkesinin Filistinlilerin yerlerinden edilmesini reddettiğini ve iki devletli çözüme dayalı adil ve kapsamlı bir barışa ulaşılması gerektiğini vurgulayan Ürdün Kralı, ülkesinin Filistin davasına yönelik kararlı tutumunu bir kez daha teyit ederek ABD'nin barış çabalarını desteklemedeki rolünün önemine işaret etti.

Görüşme sırasında Ortadoğu'ya barış ve refah getirmenin bir yolu olduğuna olan inancını dile getiren Ürdün Kralı, ülkesinin Gazze'den 2 bin hasta çocuğu kabul etmeye hazır olduğunu belirtti. Mısır'dan bir plan yapmasının beklenmesi gerektiğini açıklayan Ürdün Kralı, Mısır'ın ABD Başkanı ile nasıl çalışılacağına dair bir plan hazırladığını kaydetti. Kral 2. Abdullah, Filistinlilerin kabulü ile ilgili olarak “Bunu herkesin çıkarına hizmet edecek şekilde nasıl uygulayacağımızı düşünmeliyiz” şeklinde konuştu. Trump'ın Gazze planına karşılık Arapların ABD’ye geleceğini kaydetti.

Ürdün Kralı, görüşme sonrası X platformundan yaptığı paylaşımda şunları yazdı:

“Ürdün'ün Gazze ve Batı Şeria'daki Filistinlilerin yerlerinden edilmesine karşı kesin tutumunu bir kez daha teyit ettim. Bu tüm Arapların ortak tutumudur. Herkesin önceliği Gazze halkını yerinden etmeden Gazze'nin yeniden inşası ve buradaki zorlu insani durumla ilgilenmek olmalı.”

Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen Safadi, Kral 2. Abdullah’ın Washington'daki görüşmeleri hakkında yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Kral, gayet açık ve kararlıydı. Gazze'deki duruma çözüm için bazı fikirlerimiz var. Bu bağlamda ABD yönetimine Gazze halkını yerinden etmeden Gazze Şeridi’ni yeniden inşa etmek için bir Arap planı sunacağız.”

Ürdün'ün çıkarlarının Ürdün topraklarının Ürdünlüler için, Filistin topraklarının da Filistinliler için olduğu gerçeğine dayandığını söyleyen Bakan Safadi, Filistinlilerin yerlerinden edilmesini reddetti.

Ürdün Kralı 2. Abdullah, X platformundan yaptığı açıklamada iki devletli çözüme dayalı adil bir barışın bölgede istikrarı sağlamanın tek yolu olduğunu vurgularken bunun için ABD'nin liderlik rolüne ihtiyaç olduğunun altını çizdi.

Kral 2. Abdullah, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

“Başkan Trump bir barış adamıdır ve Gazze'de ateşkesin sağlanmasında etkili olmuştur. ABD'nin ve tüm tarafların ateşkesi istikrara kavuşturmaya yönelik çabalarının devam etmesini bekliyoruz.”

İsrail'in Batı Şeria'yı ilhakı sorulduğunda Trump, ‘bunun işe yarayacağını’ belirterek “Ürdün ve Mısır'da Filistinlilerin yaşayabileceği toprak parçaları olacağını düşünüyorum” dedi. ABD Başkanı, Hamas'ın rehinelerin serbest bırakılması için cumartesi gününü son tarih olarak belirleyeceğine inanmadığını da sözlerine ekledi.

Trump, sözlerine şöyle devam etti:

“Gazze'yi çok düzgün bir şekilde yöneteceğiz, onu satın almayacağız... Filistinliler Gazze'den başka bir yerde güven içinde yaşayacaklar ve ben bir çözüm bulabileceğimizi düşünüyorum.”

Gazze'deki kalkınma projelerini şahsen üstlenip üstlenmeyeceği sorusuna “hayır” yanıtını veren Trump, “Ürdün ve Mısır'a çok para veriyoruz, ama bu konuda tehditler savurmayacağız” dedi. Ardından “Ürdün Kralı ile Gazze hakkında harika bir görüşme yaptım” diye ekledi.

Görüşmeler, Trump'ın Gazze Şeridi'nden sınır dışı etmeyi planladığı Filistinlileri kabul etmemeleri halinde Ürdün ve Mısır'a yapılan milyarlarca dolarlık ABD yardımını ‘kesebileceğini’ söylemesinin ardından gerçekleşti.

Mısır’dan Gazze’nin yeniden inşası vizyonu

Öte yandan Mısır Dışişleri Bakanlığı bir açıklama yayınlayarak Filistin meselesinin ‘adil bir çözüme’ kavuşturulması için Trump liderliğindeki ABD yönetimiyle iş birliği yapmayı umduğunu belirtti. Açıklamada Kahire'nin Gazze'nin yeniden inşası için Filistin halkının kendi topraklarında ‘meşru ve yasal hakları doğrultusunda’ yaşamalarını garanti altına alacak şekilde ‘kapsamlı bir vizyon’ sunma niyetinde olduğu belirtildi.

Açıklamada ayrıca Filistin meselesinin çözümüne yönelik her türlü vizyonun, ‘İsrail’in Filistin topraklarındaki işgalini sona erdirerek ve bölge halkları arasında istikrar ve birlikte yaşamayı sağlamanın tek yolu olarak iki devletli çözümü uygulayarak çatışmanın nedenlerini ve köklerini kontrol altına alma ve bunlarla başa çıkma arayışına paralel olarak bölgedeki barış kazanımlarını tehlikeye atmaktan kaçınmayı’ dikkate alması gerektiği vurgulandı.

ABD Başkanı ile Ürdün Kralı arasındaki görüşme, Gazze'deki ateşkesin giderek kırılganlaştığı ve Trump'ın Hamas hareketini Gazze Şeridi'ndeki ‘İsrailli tüm rehineleri’ cumartesi gününe kadar serbest bırakmaması halinde cehennemin kapılarını açmakla tehdit ettiği bir sırada gerçekleşti.

Ürdün Kraliyet Divanı tarafından X platformu üzerinden yapılan açıklamaya göre Ürdün Kralı ve Veliaht Prens salı günü ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz ile de bir araya geldi.

Ürdün resmi ajansı PETRA’nın aktardığına göre Ürdün Veliaht Prensi Hüseyin’in de katıldığı görüşmede bölgedeki önemli gelişmeler ve Ürdün ile ABD arasındaki stratejik ortaklık ele alındı.

Kral 2. Abdullah, Ürdün'ün Filistin davası ve iki devletli çözüme dayalı adil ve kapsamlı bir barışa ulaşılması konusundaki kararlı tutumunu yineleyerek ABD'nin barış çabalarını desteklemedeki rolünün önemine dikkati çekti.

xcvfdgb
Ürdün Kralı 2. Abdullah (PETRA)

ABD'nin müttefiki olan Kral 2. Abdullah, Trump'ın Gazze önerisiyle dünyayı şoke etmesinin ardından geçtiğimiz hafta Filistin topraklarını ele geçirmeye ve Gazzelileri yerinden etmeye yönelik ‘her türlü girişimi’ reddettiğini açıkladı. Ürdün Kralı, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile de görüştü.

Trump önerisini, göreve başlamasından sonra Beyaz Saray'ı ziyaret eden ilk yabancı yetkili olan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu geçtiğimiz hafta ağırladığı sırada açıklamıştı. Trump, yaptığı açıklamada, ABD'nin Gazze Şeridi'nin ‘kontrolünü devralmak’, büyük bir yıkıma uğramış olan bölgeleri yeniden inşa etmek ve Filistinlileri başka bir yere yerleştirdikten sonra burayı ‘Ortadoğu'nun Rivierası’ haline getirmek istediğini söyledi.

ABD Başkanı özellikle Mısır ve Ürdün'ü plan kapsamında Gazze'den iki milyondan fazla Filistinliyi kabul etmeye çağırırken bölgedeki diğer ülkelerin de Gazzelilerin bir kısmına ev sahipliği yapabileceğini belirtti.

Bir baskı aracı olarak yardım

Trump, Kral Abdullah ile yapacağı görüşme öncesinde baskıyı arttırdı. Ürdün ve Mısır'ı plana karşı çıkmaya devam etmeleri halinde ABD yardımlarını kesmekle tehdit etti.

Trump gazetecilerin Filistinlileri kabul etmemeleri halinde iki ülkeye yönelik yardımları askıya alıp almayacağına ilişkin sorusu üzerine “Belki. Eğer kabul etmezlerse askıya alabilirim” yanıtını verdi.

ewfrgt
ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray’daki Oval Ofis'te bir kararname imzalarken, 10 Şubat 2025 (AP)

Pazartesi günü Fox News'e yaptığı açıklamada Filistinlilerin Gazze'den ayrıldıktan sonra geri dönme hakkına sahip olmayacağını vurgulayan Trump’ın planı büyük tepki çekti. Arap ülkeleri iki devletli çözümün önemini vurgulayarak planı kınadı.

Bu hafta içinde Beyaz Saray'ı ziyaret etmesi beklenen Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, salı günü yaptığı açıklamada Gazze Şeridi'nin ‘Filistinliler yerinden edilmeden’ yeniden inşa edilmesi çağrısında bulundu.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati, pazartesi günü Washington'da ABD'li mevkidaşı Marco Rubio ile bir araya geldi. Görüşme sonrası Mısır Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada Filistinlilerin kendi kaderini tayin etme, topraklarını koruma ve bağımsızlık gibi haklarından taviz verilmeyeceği bir kez daha vurgulandı.

Analistler, konunun özellikle Ürdün için bir beka meselesi olduğunu söylüyor. Ürdün'ün yaklaşık 11 milyonluk nüfusunun yarısını Filistin kökenliler oluşturuyor. Çok sayıda Filistinli tarih boyunca ve İsrail devletinin kuruluşundan bu yana Ürdün'e sığındı. Birleşmiş Milletlerin (BM) verilerine göre Ürdün'de 2,2 milyon kayıtlı Filistinli mülteci bulunuyor. Batı Şeria ve Doğu Kudüs şehirleri, İsrail'in 1967 yılında buraları işgal etmesinden önce Ürdün tarafından yönetiliyordu.



Gazze şehrinde kurulan pusuda iki İsrail işbirlikçisi öldürüldü, bir diğeri tutuklandı

Dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin Kızıl Haç’a teslim edildiği alanda bulunan Hamas üyeleri (Reuters)
Dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin Kızıl Haç’a teslim edildiği alanda bulunan Hamas üyeleri (Reuters)
TT

Gazze şehrinde kurulan pusuda iki İsrail işbirlikçisi öldürüldü, bir diğeri tutuklandı

Dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin Kızıl Haç’a teslim edildiği alanda bulunan Hamas üyeleri (Reuters)
Dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin Kızıl Haç’a teslim edildiği alanda bulunan Hamas üyeleri (Reuters)

Filistin Enformasyon Merkezi (Palinfo), Gazze şehrinin Şucaiyye Mahallesi’nin doğusundaki Şabura Caddesi üzerinde Hamas’a bağlı güvenlik güçleri tarafından özenle planlanan bir pusuda İsrail güçleriyle iş birliği yaptığı belirtilen iki kişinin öldürüldüğünü, bir kişinin de tutuklandığını duyurdu.

Palinfo, yerel kaynaklara dayandırdığı haberinde, Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki Deyr el-Beleh şehrinde Hamas’a bağlı güvenlik güçleri ile ‘yasadışı çete’ arasında şiddetli çatışmalar yaşandığını da ekledi.

Henüz olayla ilgili daha fazla detaya ulaşılamadı.

dfgrt
Gazze Şeridi’nde Hamas'ın askeri kanadı İzzettin el-Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv - Kassam Tugayları Telegram kanalı)

Hamas güvenlik güçleri tarafından dün sabah yapılan açıklamada, ‘kapsamlı operasyonlar sürdürüldüğü, Gazze Şeridi’nin çeşitli şehirlerinde geniş çaplı güvenlik operasyonları yürütüldüğü ve bu operasyonlar sonucunda çok sayıda ajan ve kanun kaçağının yakalandığı’ belirtildi.

Hamas’a bağlı güvenlik güçleri ile Gazze şehrinin güneyindeki Sabra ve Tel el-Heva mahallelerinde yaşayan Gazze Şeridi'nin en büyük ailelerinden biri olan Dağmiş ailesi üyeleri arasında çıkan çatışmada ölen ve yaralananlar oldu.

İki taraf arasındaki çatışma, Gazze Şeridi'nde ateşkesin yürürlüğe girmesinden birkaç gün sonra Hamas'ın silahlı kanadı Kassam Tugayları'nın iki üyesinin Dağmiş ailesinin üyeleri tarafından öldürülmesinin ardından yaşanırken Kassam Tugayları’nın iki üyesinin ölümlerinin ayrıntıları hakkında çelişkili haberler geliyor.

Biri Kassam Tugayları'nın üst düzey komutanı İmad Akil'in oğlu olan iki Kassam Tugayları üyesi, geçtiğimiz cuma günü İsrail'in Gazze şehrinde son operasyonunu başlattığı sırada personelin tahliye edildiği Ürdün sahra hastanesinin yakınlarında yürürken öldürüldü.


Hamas: Tutukluların serbest bırakılması "mücadelemizde ulusal bir başarıdır"

 İsrail tarafından serbest bırakılan Filistinlileri karşılamak üzere Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde kalabalık toplandı... 13 Ekim 2025 (Reuters)
İsrail tarafından serbest bırakılan Filistinlileri karşılamak üzere Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde kalabalık toplandı... 13 Ekim 2025 (Reuters)
TT

Hamas: Tutukluların serbest bırakılması "mücadelemizde ulusal bir başarıdır"

 İsrail tarafından serbest bırakılan Filistinlileri karşılamak üzere Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde kalabalık toplandı... 13 Ekim 2025 (Reuters)
İsrail tarafından serbest bırakılan Filistinlileri karşılamak üzere Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde kalabalık toplandı... 13 Ekim 2025 (Reuters)

Hamas, dün Gazze'deki İsrailli rehineler karşılığında yaklaşık 2 bin Filistinli tutuklunun İsrail hapishanelerinden serbest bırakılmasını Filistin halkının tarihinde "ulusal bir başarı" olarak değerlendirdi.

Hareket yaptığı açıklamada, “Hamas, serbest bırakılan tutuklularımızı, sabırlı ailelerini ve gururlu Filistin halkımızı, işgalcilerin hapishanelerinden serbest bırakılmalarından dolayı tebrik eder. Bu, özgürlük ve kurtuluş için sürdürdüğümüz mücadelede parlak bir ulusal dönüm noktasıdır” ifadelerini kullandı.


Trump ve Ortadoğu: İmkânsız emeklilik

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Trump ve Ortadoğu: İmkânsız emeklilik

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

İbrahim Hamidi

Donald Trump, Ortadoğu'dan emekli olduğunu defalarca duyurdu. Bu bölgedeki savaşların bitmek bilmediğini ve Washington'un yeterince kan ve servet harcadığını söyleyerek, ABD içine çekilmeyi seçti. Ancak Ortadoğu, her zamanki gibi, Beyaz Saray’ın efendisinin ruh hali nasıl olursa olsun kolayca ayrılmasına izin vermiyor. Emeklilik yasak. Kendisine gelmezseniz, bu inatçı bölge size gelecektir.

İşte İkinci Trump, dayattığı Gazze anlaşmasını kutlamak için bugün ABD'nin geçmişine ait olduğunu düşündüğü bir arenaya geri dönüyor. Anlaşmanın, dökülen kanı durdurması ve herkesi tüketen bir savaşı sona erdirmesi, ateşkes ve rehinelerin serbest bırakılmasının ardından Gazze'de daha karmaşık bir aşamaya ve bölgede daha fazla fırsata kapı açması bekleniyor. Siyasi ve insani bir sahnenin birleşimi, Trump'ı defalarca terk etmeye çalıştığı oyunun kalbine geri döndürüyor.

İronik olan şu ki, “Önce ABD” sloganını benimseyen Başkan, bir kez daha kendini uzaktan yönetmeye çalıştığı bölgenin kalbinde buluyor ama kendi tercihiyle değil, bölge gerçekte kendisini ona dayattığı için. Şu anda ikinci yılına giren Gazze'deki son savaş patlak verdiğinde Beyaz Saray'da olmadığı doğru, ancak İsrail'e açık destek, İran'a yönelik azami yaptırımlar ve İbrahim Anlaşmaları'nın İsrail ile kademeli normalleşmenin temeline dönüştürülmesi gibi politikalarının mirası güçlü kalmaya devam etti.

Trump, ikinci döneminin ilk yılında, Binyamin Netanyahu'ya verdiği siyasi ve askeri desteğe geri döndü ve İran nükleer tesislerinin hedef alınmasına katkıda bulundu.

Tüm bunlar, Gazze'nin enkazına dönüşünü yeni bir başlangıç değil, henüz kapanmamış bir yolun uzantısı yapıyor. Bu sahnenin arkasında, Ortadoğu'nun yeni bir haritası şekilleniyor: İsrail ve Suriye arasında güvenlik düzenlemeleri, Körfez'de İran'a karşı yatıştırma eğilimi ve İsrail'in iç dengeleri yeniden sağlama girişimleri.

Direniş ekseninin yenilgileri, özellikle “iki devletli çözüm” ve Filistin'in 150'den fazla ülke tarafından tanınmasıyla kazanılan ivme ile barış sürecine ilerleme şansı veriyor

Bu bağlamda, Gazze anlaşması daha geniş barış yolları açmak için bir fırsat olabilir. Onlarca yıldır bölge, Madrid'den Oslo'ya, Şarm el-Şeyh'ten Camp David'e kadar çok sayıda konferans ve anlaşmaya tanık oldu, ancak barış tamamlanmadı veya ertelendi. Bu sefer farklı olabilir, çünkü güç dengesi gerçekten değişti. İran ve direniş ekseni en zayıf anlarını yaşıyor; Hizbullah çok sayıda baskı altında, Esed rejimi çöktü ve Hamas savaştan bitkin ve bölünmüş bir şekilde çıktı.

İran Hilali’nin yenilgileri, özellikle “iki devletli çözüm” ve Filistin'in 150'den fazla ülke tarafından tanınmasıyla kazanılan ivme ile barış sürecine ilerleme şansı veriyor.

Gazze'de ateşkes ilan etmek, rehine takası ve İsrail'in çekilmesi barışı sağlamak için yeterli değil. Sonraki aşamalar en zorlu aşamalar olmaya devam ediyor: Hamas nasıl silahsızlandırılacak ve hangi silahını teslim edecek? Gazze'yi kim yönetecek? Yönetim ve temsil yeteneğine sahip bir Filistin otoritesi nasıl inşa edilecek?

Bunlar teknik detaylar değil, anlaşmanın gerçek bir barış anlaşması mı yoksa yeni bir ateşkes mi olduğunu, Gazze anlaşmasının Ortadoğu'da bir başka “kaçırılmış fırsat” olup olmadığını ve Trump'ın gezisinin, barış ve yeniden inşa zirvelerinin, inatçı bölgenin tarihini kasıp kavuran diğer girişimler gibi olup olmadığını belirleyecek temel sorular.

Ortadoğu kaybolanları affetmez ve kimsenin emekli olmasına izin vermez. Ortadoğu'nun yaraları derin ve sabırlı bir doktor, sabırlı bir Amerikan başkanı gerektiriyor

Ortadoğu, Washington ile ilişkilerini bazen savaşlarla, bazen de anlaşmalarla yeniden şekillendiriyor, ancak Washington'un ortadan kaybolmasına izin vermiyor. Şarku’l Avsat’ın al Majalla’dan aktardığı analize göre geri çekilenler tekrar çağrılıyor ve emekliliğini açıklayanlar bir kez daha kendilerini olayların tam kalbinde buluyor.

Trump kaçtığı sahneye geri dönüyor, ancak roller değişti. Bölge artık güç deneme arenası değil, siyaset ve mantığın test edildiği bir laboratuvar. Barış artık ahlaki bir slogan değil, varoluşsal bir zorunluluk; savaşlar herkesi tüketti, ekonomiler istikrar arıyor ve dünyanın her sabah şaşırtan değil, öngörülebilir bir Ortadoğu'ya ihtiyacı var.

Bu nedenle Trump artık bir seyirci olarak dönmüyor, seleflerinin yaptığı gibi barışı sağlamaya çalışan bir sahne yaratıcısı olarak dönüyor. Onu bitiş çizgisine getiren anlaşma, Washington'u tekrar ön plana çıkardı ve adını bölge için yeni bir sürece bağladı. Zaman değişti ve koşullar değişti, ancak Trump bu dönemin sayfalarını kendisi yazmayı, ya da en azından denemeyi seçti. Ortadoğu'nun geleceğini Amerikalı seleflerinden daha derinden şekillendirecek bir zirveye başkanlık etmek istedi.

Ortadoğu, kaybolanları affetmez ve kimsenin emekli olmasına izin vermez. Ortadoğu'nun yaraları derin ve sabırlı bir doktor, sabırlı bir Amerikan başkanı gerektiriyor.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarfından Londra merkezli al Majalla dergisinden çevrilmiştir.