Mısır'ın Trump'ın Gazze planına alternatif vizyonu

Trump'ın Gazze'yi ele geçirme planı bölgede şok etkisi yarattı

Gazze’de Netzarim Koridoru’ndan geçen Filistinliler, 10 Şubat 2025 (AFP)
Gazze’de Netzarim Koridoru’ndan geçen Filistinliler, 10 Şubat 2025 (AFP)
TT

Mısır'ın Trump'ın Gazze planına alternatif vizyonu

Gazze’de Netzarim Koridoru’ndan geçen Filistinliler, 10 Şubat 2025 (AFP)
Gazze’de Netzarim Koridoru’ndan geçen Filistinliler, 10 Şubat 2025 (AFP)

Amr İmam

ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze Şeridi'nin kontrolünü devralma, Gazzelileri buradan sürme ve burayı ‘Ortadoğu'nun Rivierası’ haline getirme planına ABD yönetiminden bazı yetkililerin verdiği tepkiler, Trump'ın bölgedeki en eski çatışmaya yaklaşımını yansıttı.

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, 5 Şubat'ta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile gerçekleşen görüşmesi öncesinde yaptığı açıklamada, ABD yönetiminin Gazze'ye ilişkin mevcut tüm seçenekleri değerlendirmeye hazır olduğunu söylemişti. Hegseth’in bu açıklamasından önce de ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Woltz, Başkan Trump'ın Gazze ile ilgili planının konuya dair son söz olmaması gerektiğini söyleyerek, ABD’nin müttefiklerinden Filistin topraklarının yeniden inşası için kendi alternatiflerini sunmalarını istemişti.

Tüm bu açıklamaların yanında aynı gün Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt tarafından yapılan açıklamada, Başkan Trump'ın Gazze'ye asker gönderme taahhüdünde bulunmadığı, ancak bu seçeneği de tamamen dışlamadığını vurgulandı.

Eğer bu açıklamalar, Trump'ın düşüncelerini yansıtıyorsa, bu açıklamaları yapan yönetim yetkilileri Gazze'nin yönetimini devralma planının, umut edilen müzakere sürecinin sadece bir ön izlemesi olduğunu ima etmeye çalışıyor olabilirler.

ABD Başkanı, asgari düzeyde bir öneri belirlemek yerine, müzakereler ve diğer taraflardan beklenen tepkiler sonrasında elde edilecek kazancı azami düzeye çıkarmayı umarak, aşırıya kaçan bir öneri sunuyor olabilir.

Bu teori, muamelelere göre olan yaklaşımıyla tanınan Trump'ın kişiliğiyle de uyumlu. Ayrıca Ürdün Kralı 2. Abdullah ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi başta olmak üzere kendisiyle görüşecek olan Arap liderlerin, ülkelerinin çıkarlarına uygun kazanımlar elde etmek ve bir bütün olarak Filistin davasına hizmet etmek için neler sunabilecekleri konusunda da soru işaretleri yaratıyor.

Endişe verici bir plan

Trump'ın Gazze'yi ele geçirme planı bölgede, özellikle de Trump'ın ikinci döneminin ilk dönem politikasının bir uzantısı olacağına dair iyimserliğin hâkim olduğu Mısır'da şok etkisi yarattı. ABD Başkanı Trump ile Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi arasında Trump’ın ilk başkanlık döneminde dostane bir ilişki söz konusuydu. Ancak bu iyimser hava, Trump’ın Beyaz Saray'a geri dönmesiyle birlikte hızla dağıldı ve Mısır kendisini gerçek bir ikilemle karşı karşıya buldu. Mısır, ya Trump'ın planını reddedecek, onu kızdıracak ve sonuçlarına katlanacak ya da onu memnun edecek, ulusal güvenliğini tehlikeye atacak ve bir Filistin devleti kurulması hayalinin çökmesine izin verecekti.

ABD yönetimindeki yetkililer tarafından peş peşe yapılan açıklamalar, Ürdün Kralı 2. Abdullah ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi başta olmak üzere şimdiye kadar Beyaz Saray'a davet edilen Arap liderlere net bir mesaj verebilir.

Ancak Sisi, tarihe ‘Mısır’ın, bir Filistin devleti kurulması hayalinin yok olmasına izin veren lideri’ olarak geçmesine izin vermez. Mısır, en zor zamanlarda bile İsrail'le barış müzakereleri de dahil olmak üzere, Filistin davasını diplomatik hamlelerinin merkezinde tuttu. İsrail ile Mısır arasında 1979 yılında imzalanan barış anlaşmasıyla sonuçlanan süreç de buna dahil.

Ancak aynı anlaşma, Mısır'ın Trump'ın Gazze'den mülteci kabul etme önerisini kategorik olarak reddetmesiyle tehlikeye girmiş gibi görünüyor. Mısır Cumhurbaşkanı, 29 Ocak'ta ülkesinin Gazze'nin Filistinlilerden ‘temizlenmesi’ sürecinin bir parçası olmayacağını açıklarken, böyle bir senaryoyu ‘Filistinlilere karşı adaletsiz bir çözüm’ olarak niteledi.

Mısırlı üst düzey yetkililer, Cumhurbaşkanı Sisi’nin bu açıklamasından birkaç gün sonra ABD’li ve diğer ülkelerden mevkidaşlarını Trump'ın Gazze planının Mısır ile İsrail arasındaki barış anlaşmasını tehlikeye atacağı konusunda bilgilendirdi. Kahire, en kötüsüne hazırlanıyor gibi görünürken, tüm bunlar, Sina'da devam eden askeri hareketliliği açıklayabilir.

Alternatif plan

Satrançta bu duruma 'kapalı oyun' denir ve piyonların çoğu hareketsiz kalarak birbirlerinin hareketini engeller. Ancak müzakere becerileriyle tanınan Trump, oyunun bu şekilde çıkmaza girmesini istemeyebilir. Bu yüzden diğer oyuncuları piyonlarını yan yolları açacak ve diğer taşların manevra yapmasına izin verecek şekilde hareket ettirmeye zorlayabilir.

csdfrgthy
Trump, Netanyahu’yu Beyaz Saray'ın girişinde karşıladı, 4 Şubat 2025 (Reuters)

Peki, ABD Başkanı'nın Gazzeli mültecileri kabul etme planında öne çıkardığı Mısır ve Ürdün başta olmak üzere Arap ülkeleri, oyunun kaldığı yerden devam edebilmesi için kartları nasıl yeniden karabilir? Büyük olasılıkla bunu Trump'ın planına ikna edici bir alternatif sunarak yapabilirler.

Bu ihtiyaç, 6 Şubat'ta Trump'ın çözümün bir parçası olmak üzere devreye girmeyi teklif ettiğini söyleyen ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio tarafından da vurgulandı. Rubio, yaptığı açıklamada, “Eğer diğer ülkeler de adım atmaya ve bunu kendileri yapmaya istekli olsalardı bu harika olurdu, ancak kimse bunu yapmak için acele etmiyor gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.

Kısacası Rubio'nun sözleri, mevcut aşamayı ‘Trump planına karşı uygulanabilir bir alternatife ihtiyaç olduğu’ şeklinde özetliyordu.

İleriye yönelik

ABD yönetimindeki yetkililer tarafından peş peşe yapılan açıklamalar, Ürdün Kralı 2. Abdullah ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi başta olmak üzere şimdiye kadar Beyaz Saray'a davet edilen Arap liderlere net bir mesaj verebilir.

İsrail'in 15 ay süren savaş boyunca Gazze'deki her şeyi yok etmesi boşuna değildi, ‘Gazze halkını ya gönüllü olarak ya da zorla bölgeyi terk etmeye zorlamak’ şeklinde açık bir hedefi vardı.

Mısır'ın alternatif bir planı var gibi görünüyor. Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati, 2 Şubat'ta ülkesinin Gazze'nin yeniden inşası için halkın yerinden edilmesini gerektirmeyen bir planı olduğunu açıkladı.

Başta ABD ve İsrail olmak üzere, Gazze dışındaki pek çok kişi savaşın sona ermesinin ardından büyük bir yıkıma uğramış halde olan Gazze Şeridi’nde yaşayanların nasıl bir evde yaşayacağını umursamayacağına şüphe yok. Ancak yaşayabilir bir Gazze, komşuları için tehdit oluşturmayan istikrarlı bir yer demektir.

Fakat gerçek şu ki, Trump'ın önceliği, Gazze'nin İsrail için bir güvenlik tehdidi haline gelmesini engellemek. Bu da ABD Başkanı'nın Gazze'de güvenlik sorumluluğunu üstlenecek ve 7 Ekim'de gerçekleşen saldırıların tekrarlanmamasını sağlayacak bir taraf ya da taraflar bulmaya çalıştığı anlamına geliyor.

Tehlikeler

Güvenli ve istikrarlı bir Gazze yaşanabilir olmalı ve yaşanabilir bir Gazze'de Hamas gibi grupların yeri olmaz. Bu da her kim Trump’ın planına alternatif sunacak olursa olsun, Gazze'nin yeniden inşasının maliyetini üstleneceği ve güvenliğinden sorumlu olacağı anlamına geliyor.

Trump Gazze'nin kontrolünü devralma bombasını patlatmadan önce kimse Gazze Şeridi'nde güvenlik sorumluluğunu üstlenmeye hazır değildi. Başta 1948-1967 yılları arasında Gazze'yi yöneten Mısır olmak üzere Arap devletlerinin bunun için haklı sebepleri vardı. Şarku’l Avsat’ın al Majalla’dan aktardığı analize göre işgalci bir güç olarak İsrail, Filistinlilerin yaşadığı trajediden sorumlu ve kendi yarattığı soruna bir çözüm bulması gerekiyor. Bu sorunu ister yakınında ister uzağında olsun hiçbir komşusuna ciro etme hakkı da yoktur.

Tel Aviv boğucu ablukasıyla Gazze Şeridi'ndeki hayatı çekilmez hale getirmeye devam ederken Mısır, İsrail ile Gazze'deki Filistinliler arasında sıkışıp kalmak istemiyordu. Hamas'ın ve Gazze'deki diğer grupların hayatlarını cehenneme çeviren İsrail’e karşı saldırılar düzenlemesini engelleyerek ‘İsrail'in başındaki polis’ rolünü üstlenmek de istemedi.

Gazze'den gelen rehinelerin serbest bırakılma videoları, Hamas'ın İsrail tarafından 15 aydır süren saldırılara rağmen halen ayakta ve iyi durumda olduğunu gösterdi. Daha önce Gazze'yi kontrol eden Hamas, İsrail’in devam eden saldırısından nispeten sınırlı bir hasarla çıkmış gibi görünüyor.

Bu da Gazze'de güvenliği sağlayacak gücün kendisini Hamas'la doğrudan karşı karşıya bulacağı ve Hamas'ın İsrail'e karşı yeni saldırılar düzenlemesini önlemek için İsrail adına Hamas’a karşı savaşmak zorunda kalacağı anlamına geliyor.

Trump nasıl kazanılır ve Filistin nasıl kaybedilmez?

Ancak bunu yapmak, Arap ülkelerinin geri çekilmesi ve alternatif bir plan sunmaması gerektiği anlamına gelmiyor, zira bu da riskli olur.

İsrail'in 15 ay süren savaş boyunca Gazze'deki her şeyi yok etmesi boşuna değildi, ‘Gazze halkını ya gönüllü olarak ya da zorla bölgeyi terk etmeye zorlamak’ şeklinde açık bir hedefi vardı.

Arap ülkeleri Gazze'yi ilhak tehdidinden kurtarmak için Gazze Şeridi'nin yeniden inşası ve yönetimi için pratik bir plan geliştirmeli. Bu plan, Gazze ve Batı Şeria'yı kapsayan bağımsız Filistin devletinin kurulmasına yönelik bir adım olacak.

Trump’ın yeniden başkan seçilmesi, İsrail'in aşırı sağcı partileri ve yerleşimci grupları için Gazze ve Batı Şeria'nın geri kalanı da dahil olmak üzere tüm Filistin topraklarını ilhak etmek için altın bir fırsat olarak görülüyor. Bu yüzden Trump, 5 Şubat'ta Netanyahu ile yaptığı basın toplantısında Gazze planından bahsettiğinde İsrail başbakanı gergin görünüyordu. Basitçe ifade etmek gerekirse, ABD Başkanı Gazze'nin kontrolünü devralma çabalarında kendisini, dünyanın kalan son sömürgeci varlığı olan İsrail ile karşı karşıya getirdi. Trump bir zamanlar kabul edilebilir olarak görülen geleneksel sınırları çoktan aşmış durumda.

sadfrgthyuj
Raşid Caddesi'ni ikiye bölen ve Nuseyrat Mülteci Kampı’nın Gazze Şeridi'nin merkezindeki Gazze şehrine bağlayan Netzarim Koridoru'nu geçen Filistinliler, 10 Şubat 2025 (AFP)

Arap ülkeleri Gazze'yi ilhak tehdidinden kurtarmak için Gazze Şeridi'nin yeniden inşası ve yönetimi için pratik bir plan geliştirmeli. Bu plan, Gazze ve Batı Şeria'yı kapsayan bağımsız Filistin devletinin kurulmasına yönelik bir adım olacak.

Ancak bu planın hazırlanması ve uygulanması sadece Mısır ve Ürdün'le sınırlı kalamaz. Uluslararası toplumun da bu iki ülkenin yanında yer alıp gerek finansman desteğiyle gerekse istikrarı sağlayacak şekilde asker konuşlandırılmasıyla, planın uygulanmasına katkıda bulunarak ahlaki sorumluluğunu üstlenmesi gerekiyor.

Uluslararası taraflarca Trump’ın planına alternatif olarak ortaya koyulacak böyle bir plan, Filistinlilerin onlarca yıllık fedakârlıklarını ve tarihi haklarını kolayca manipüle edebileceklerini düşünen ABD ve İsrail'i utandıracaktır.



Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
TT

Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, İsrail ve Lübnan’dan iki sivil temsilcinin katıldığı ateşkesi izleme komitesindeki görüşmelerin henüz “barış müzakeresi” aşamasına gelmediğini belirtti.

Selam, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Ateşkesi İzleme Komitesi, saldırıların durdurulması ilanının uygulanması için bir forumdur. Henüz barış müzakeresi aşamasına gelmedik” dedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, sivil temsilcinin gönderilmesini, “İsrail ve Lübnan arasında ekonomik iş birliğinin temeli için ilk girişim” olarak nitelendirmişti.

Selam, ekonomik görüşmelerin İsrail ile normalleşme sürecinin bir parçası olacağını ve bunun ancak bir barış anlaşmasını takip etmesi durumunda mümkün olacağını vurguladı. Ayrıca, iki ülke 2002 Arap Barış Planı’na uyarsa “normalleşmenin ardından barış geleceğini” söyledi, ancak bunun şu an için uzak bir hedef olduğunu kaydetti.

Lübnan Başbakanı, ülkesinin Ateşkesi İzleme Komitesi’nin güney Lübnan’daki Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını denetlemesine açık olduğunu da ifade etti. Selam, “Komiteye, herhangi bir endişe veya şüphe durumunda sahada doğrulama yapmaya hazır olduğumuzu ilettik. Denetlemeye açığız” dedi.


Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
TT

Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)

İsrail ordusu, bugün  (Çarşamba) yaptığı açıklamada, Gazze’nin güney  doğusundaki Refah’ta bir tünelden çıkan militanlarla yaşanan çatışmada dört İsrail askerinin yaralandığını duyurdu. Ordudan yapılan açıklamada, yaralılardan birinin durumunun ciddi, üçünün ise orta derecede olduğu belirtildi. Olay sırasında Golani Tugayı’na bağlı bir keşif birimine militanlar tarafından tünelden ateş açıldığı bildirildi. Yaralı askerler tedavi için tahliye edilirken, ailelerine bilgi verildi.

Yerel medyaya göre en az bir militan öldürüldü ve diğerleri için arama çalışmaları sürüyor. Çatışma, İsrail’in Gazze’nin kuzeyinde Kızılhaç aracılığıyla bir rehinenin kalıntılarını teslim almasının birkaç saat sonrasında gerçekleşti.

Gazze’deki kaynaklar, Refah’ta topçu ateşi ve silahlı çatışmaların devam ettiğini bildirerek, bölgedeki güvenlik durumunun istikrarsız olduğunu ortaya koydu.

Başbakan Binyamin Netanyahu, Hamas’ı ateşkes anlaşmasını ihlal etmekle suçlayarak, İsrail’in askerlerine yönelik herhangi bir saldırıya uygun şekilde karşılık vereceğini vurguladı. Netanyahu, “Hamas ateşkes anlaşmasını ihlal ediyor ve ordumuza yönelik terör faaliyetlerine devam ediyor. İsrail, askerlerimize yönelik herhangi bir saldırıya müsamaha göstermeyecek ve buna göre yanıt verecek” dedi.


Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
TT

Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)

Çocukluğumdan beri kışı hep çok sevmişimdir. Kara bulutlar gökyüzünü kapladığında ve yağmur damlaları yere düştüğünde, ailem büyükannem ve büyükbabamın evinde toplanırdı. Dedem ateşi yakarken yanına otururdum, babaannem de çaydanlığı ateşe koyardı. Bizim için kış, bir rahatlık mevsimiydi. Hiç üşümezdik.

Gündüzleri kuzenlerimle birlikte sokaklara yayılan su birikintilerinde yalınayak koşar, yağmur bizi tepeden tırnağa ıslatırken duvarların ve ağaçların ardında gizlenerek ghommemeh (saklambaç) oynardık. Annemin hastalanmadan önce içeri girmemiz için bize bağırdığını hatırlıyorum. Geceleri büyükbabam bize 1960'lardaki seyahatlerinde geçen hikayeleri anlatırdı.

Yaşım ilerledikçe kışları arkadaşlarımla daha fazla zaman geçirmeye ve mezun olduktan sonra peşinden gitmeyi umduğumuz hedeflerimiz ve geleceğe dair hayallerimiz hakkında konuşmaya başladım. Bazen Halid, Mahmud ve ben, Muhammed Hamo'nun evinde buluşurduk, artık o bir ölü; huzur içinde yatsın. Bir ateş yakıp en sevdiğimiz içeceği, yani çayı yanan odunların üzerine koyup kağıt oynardık ya da filmler ve TV dizileri izlerdik.

Evdeyken yağmur damlalarının sesi havayı doldurduğunda veya derslerimden bunaldığımda, yağmuru izlemek ve soğuk rüzgarın tadını çıkarmak için yatak odamın balkonuna çıkardım. O balkondan günbatımını izlemek gibi bir alışkanlığım vardı. Kışın manzarayı daha da harika yapan şey, sahil boyunca dönen göçmen kuşların gökyüzünde kısa süreliğine, güzel desenler çizmesiydi.

İsrail'in Gazze'yi istilası, kışla ilgili tüm güzel duygularımı yok etti. Ailem 13 Ekim 2023'te yataklarına örtecek bir şey ya da kışlık kıyafetlerini yanına almaksızın tahliye edildi. Sonrasında birkaç battaniye satın alabildik. Her birinin bize maliyeti yaklaşık 35 dolar oldu. Küçük biraderim ve ben, tek bir battaniyenin altında örtünmek zorundaydık. Birkaç hafta sonra bir okulun arka bahçesinde uyuyorduk. Kışın rüzgarı acımasızca üzerimizden geçti. Soğuktan titreyerek uyanınca sadece hafif yağmurlar yüzünden battaniyemin sırılsıklam olduğunu gördüm. O günden beri kıştan nefret ediyorum.

Binlerce aile bizimkine benzeyen deneyimler yaşadı. Birbirine dikilmiş battaniyelerden oluşan derme çatma küçük bir çadırda 14 kişilik ailesiyle birlikte yaşayan 19 yaşındaki İsmail Abed, birkaç kez sırılsıklam halde uyandı. Aile, hava koşullarından biraz uzaklaşıp soluk almak için komşularının çadırına giderdi.

Bana "UNRWA'dan çadır alana kadar ne zaman yağmur yağsa boğuluyorduk" diyen İsmail, bu çadırı da barınağı olmayan başka bir aile grubuyla paylaşmış:

Bu yeni çadır bizi yağmurdan korudu ama rüzgarın getirdiği keskin soğuk, üzerimizi örtmeye yetecek kadar battaniyemizin olmamasıyla birleşince durum gerçekten dayanılmazdı.

Kendi çadırımızda o kadar kalabalıktık ki ısınmak için ateş yakacak yerimiz yoktu. Kışın yemek pişirmek bile daha zordu. İsrail işgali, Gazze Şeridi'ne girmesini engellediği için yemek pişirecek gazımız yoktu. Yemek pişirmek için ateş yaktığımız yerin üstü örtülü değildi, bu yüzden ne zaman yağmur yağsa ateş sönerdi.

Bir çadırda yaşamak, yiyecekleri sıçanlardan ve hamamböceklerinden saklayabileceğimiz bir buzdolabına veya başka bir güvenli yere sahip olmadığımız için her gün yiyecek alışverişine çıkmamız gerektiği anlamına geliyordu. Pazardaki un veya pirinç gibi temel yiyecekleri eve getirmek için bazen yağmurda iki saate yakın yürümek zorunda kalıyorduk.

Gazze'nin kuzeyindeki dostlarımdan Muhammed Ebu el-Mehza, kış boyunca defalarca yerinden edildi. Aralık 2023'te Muhammed'in ailesi, Gazze'nin batısındaki eş-Şati kampından zorunlu bir şekilde tahliye edilince yağmurda yürüyerek Şeyh Rıdvan mahallesine gitti.

Bana "Ben de dahil tüm ailem ertesi gün hastaydı" dedi:

İlaç o kadar az ki iyileşmemiz için 10 günden fazla süre geçmesi gerekti.

23 yaşındaki Usame Adas, eylülde ailesiyle birlikte Gazze'nin kuzeyinden güneyine tahliye edildi. Güneyde kimseyi tanımıyorlardı, bu yüzden denizden yaklaşık 20 metre uzakta bir çadır kurdular. Sahilden gelen rüzgarlar geceleri iliklere işleyen bir soğuktu, bu yüzden aile kuzeye dönebilecekleri günü bekledi.

Ateşkes ilan edildiğinde Usame evine döndü ve dört katlı binalarının tamamen yıkıldığını gördü. Ailesinin dönüşüne hazırlanmak yerine, hemen güneye yürümek zorunda kaldı ve babasından çadırı kurmak için daha iyi bir yer aramasını istedi. Aile hâlâ güvenli bir sığınağa sahip olamadan, yerinden edilmiş bir halde bekliyor. Deyr el-Balah'ın doğusundaki el-Maşala bölgesindeki yeni çadırları onları yağmurdan daha iyi koruyabilse de rüzgar boşluklardan içeri sızıyor. Usame bana "Bu kış nasıl hayatta kalacağımı bilmiyorum" dedi:

Şiddetli yağmurlar henüz başlamadı ama yine de yağmur şimdiden çadırın içine giriyor.

İlk damlanın düşmesinden beri bu mevsimin bitmesi için dua ediyorum. Kış eskiden sıcaklığın, kahkahanın ve geçici güzelliklerin mevsimiydi ancak artık Gazze'de bir korku, mücadele ve tahammül zamanı haline geldi. Kış artık bir direnç hikayesi anlatıyor: Kökünden koparılan hayatları, her şeye rağmen hayatta kalmayı ve bir gün bu mevsimin eski rahatlığını beraberinde getirip Gazze'nin çocuklarının yağmurda tekrar korkmadan yalınayak koşacağı umudunu...

Independent Türkçe