İsrail'in Gazze'deki Netzarim Koridoru’ndan çekilmesi Filistinliler için ne anlama geliyor?

Gazze’de kuzey ile güney arasındaki ayrım devam ediyor

Gazze şehri (yukarıda) ile Nuseyrat Mülteci Kampı (aşağıda) arasındaki Netzarim Koridoru’na paralel Vadi Gazze Köprüsü boyunca yürüyen Filistinliler, 10 Şubat 2025 (AFP)
Gazze şehri (yukarıda) ile Nuseyrat Mülteci Kampı (aşağıda) arasındaki Netzarim Koridoru’na paralel Vadi Gazze Köprüsü boyunca yürüyen Filistinliler, 10 Şubat 2025 (AFP)
TT

İsrail'in Gazze'deki Netzarim Koridoru’ndan çekilmesi Filistinliler için ne anlama geliyor?

Gazze şehri (yukarıda) ile Nuseyrat Mülteci Kampı (aşağıda) arasındaki Netzarim Koridoru’na paralel Vadi Gazze Köprüsü boyunca yürüyen Filistinliler, 10 Şubat 2025 (AFP)
Gazze şehri (yukarıda) ile Nuseyrat Mülteci Kampı (aşağıda) arasındaki Netzarim Koridoru’na paralel Vadi Gazze Köprüsü boyunca yürüyen Filistinliler, 10 Şubat 2025 (AFP)

Salim er-Reyyis

Netzarim Koridoru, İsrail'in 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren Gazze Şeridi'nde yürüttüğü savaşın başlangıcından bu yana savaşın yönetiminde büyük önem taşıdı ve savaşın sürdüğü aylar boyunca genişlemeye devam etti. Ta ki geçtiğimiz ocak ayında Katar, Mısır ve ABD'nin arabuluculuğunda Hamas ve İsrail arasında ateşkes ve esir takası anlaşmasına varıldığının ilan edilip, İsrail ordusunun kademeli olarak geri çekilmeye başladığı güne kadar Gazze Şeridi'ni kuzey ve güney olarak ikiye ayırdı.

Netzarim Koridoru, Gazze şehrinin en güneydoğu bölgesinden başlayıp şehrin en güneybatı kısmına kadar yaklaşık 7 kilometre uzanıyor. İsrail ordusunun konutları, okulları ve alışveriş merkezlerini buldozerlerle yıkarak genişlettiği koridorun genişliği 8 kilometreyi aşana kadar her iki tarafta, kuzeyde ve güneyde binlerce dönüm tarım arazisi buldozerlerle dümdüz edildi. Bu alan, son savaştan ve İsrail ordusunun Gazze Şeridi içindeki bölgeyi işgalinden önce 365 kilometrekare büyüklüğünde olan Gazze Şeridi için yüzölçümü bakımından oldukça büyük.

İsrail ordusu, 19 Ocak'ta yürürlüğe giren ateşkes ve esir takası anlaşması uyarınca Netzarim Koridoru’nun batısına çekildi ve Gazze'nin güneyinde yerlerinden edilen insanların kuzeye dönmelerinin önü açıldı. Anlaşmanın yürürlüğe girmesinin yedinci gününde, Gazze'nin güneyinde yerinden edilmiş kişilerin batı sahil yolundaki Raşid Caddesi'nde yürümelerine izin verildi. İsrail ordusu ayrıca yerinden edilmiş kişilerin araçlarıyla, ancak Mısır-Katar-ABD tarafından denetlenen bir kontrol noktasında tarama ve denetimden geçtikten sonra Selahaddin Caddesi'ne paralel bir yol üzerinden doğuya dönmelerine ve bölgede halen konuşlu olan İsrail askerleri arasından geçmelerine izin verdi.

Durum, 9 Şubat'a kadar kararlaştırıldığı gibi kaldı. İsrail ordusu Netzarim Koridoru’nun merkezi bölgelerinden Gazze Şeridi'nin yaklaşık bir kilometre içindeki en doğu bölgelerine çekilirken, askerlerini güney, doğu ve kuzey sınırları boyunca Gazze toprakları içinde tuttu. Geri çekilmenin ardından Gazzelilerin Selahaddin Caddesi boyunca araçla ya da yaya olarak her iki yönde de serbestçe hareket edebilmeleri gerekiyordu. Ancak İsrail ordusu tarafından buna ilişkin resmi bir açıklama yapılmadı. Aksine İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada, anlaşma uyarınca, yerinden edilmiş kişilerin Selahaddin Caddesi üzerinden Gazze Şeridi'nin güneyinden kuzeyine yaya olarak, denetime tabi tutulmadan geçmelerine izin verileceği ve tek yönlü araç trafiğinin devam edeceği belirtildi. Bu da İsrail ordusunun Netzarim Koridoru çevresindeki kontrolünü, ordu bölgeden çekildikten sonra bile keşif uçakları, insansız hava araçları (İHA) ve askeri araçlarındaki ya da Akdeniz kıyı şeridindeki savaş botlarında bulunan askerler aracılığıyla sürdürmeye devam edeceği anlamına geliyor. Peki, Filistinliler için ne anlama geliyor?

Gazze şehrinin en güneydoğu bölgesinden başlayan Netzarim Koridoru, şehrin en güneybatı kısmına kadar yaklaşık 7 kilometre uzunluğa sahip.

İsrail ordusunun çekilmesi ve Gazzelilere hareket özgürlüğü tanınmasıyla birlikte Gazze Şeridi'nin tek bir toprak parçası olması gerekiyordu. Gazzeliler, herhangi bir kısıtlama ya da şart olmaksızın, ticari mal ve insani yardım geçişi sağlayabilmenin yanı sıra, yaya olarak ya da istedikleri herhangi bir ulaşım aracıyla bu iki bölge arasında hareket edebileceklerdi. Fakat İsrail halen Gazze'yi ve Gazzelileri birbirinden ayıran koridoru kontrol ediyor. Bu da Gazzelerin günlük hayatlarının kontrol edilmesinin yanında, hastaların ve tıbbi malzemelerin nakledilmesine bile kısıtlamalar getirerek, bunları denetleyerek ve savaştan önce Netzarim Koridoru çevresinde yaşayan 13 binden fazla Gazzelinin evlerini tamamen yıktıktan sonra hayatlarını tehdit ederek, onları taciz etmeye devam ettiği anlamına geliyor.

Netzarim Koridoru çevresinde yaşananlar ve İsrail ordusunun anlaşma şartlarını uygulama ve Gazze Şeridi'nde yaşayan 2,3 milyondan fazla Filistinlinin hayatını kolaylaştırma konusundaki yavaşlığı ve uzlaşmazlığına İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasına yönelik ütopik açıklamaları ile ABD Başkanı Donald Trump'ın, binaların ve altyapının yüzde 80'inden fazlasının tamamen ya da kısmen yıkıldığı Gazze'nin yeniden inşası için hiçbir çalışma yapılamayacağı bahanesiyle Gazzelilerin Arap ülkelerine sürülmesi yönündeki çağrıları eşlik etti. Tüm bunlar, İsrail ve ABD’nin, Filistinlilerin hayat şartlarını daha da zorlaştırarak ve onları topraklarını ellerinde tutmadan Gazze Şeridi'ni terk etmeyi düşünmeye ve talep etmeye iterek Gazzelileri burayı terk etmeye zorlayacak bir ortam dayatmaya çalıştığını gösteriyor.

Gazzeliler, nerede olursa olsun göç etmeye ve alternatif bir yaşam aramaya iten en önemli nedenlerden biri, İsrail ordusunun Gazze şehrinin güneyinde ve Bureyc ve Nuseyrat Mülteci Kampları’nın kuzeyinde, Netzarim Koridoru çevresindeki geniş araziler üzerinde hareket kısıtlamaları getirerek, denetleme ve gözlem yaparak kontrolünü sürdürmesi. Aslında Gazzeliler, topraklarında kalmayı, İsrail ablukasının ve kısıtlamalarının kaldırılmasını ve yeniden inşanın derhal başlatılarak sivil hayatın ve temel hizmetlerin geri getirilmesini talep etmek yerine, Mısır ile Refah Sınır Kapısı’nın açılmasını ve Gazze Şeridi’nden ayrılmalarına izin verilmesini talep etmeye zorlandılar.

Netzarim Koridoru’nun askerî açıdan önemi

Tüm bunlar, Netzarim Koridoru’nun sivil hayat açısından görünümünü sunarken koridor, hem İsrail hem de Filistinliler için askeri ve siyasi açıdan da önem taşıyor. İsrail ordusu bu hattı kontrol ederek Gazze Şeridi'ndeki nüfusu birbirinden ayırabildi ve savaş sırasında yerleşim alanlarını boşaltıp sakinlerini kaçmaya zorladı. Ayrıca kuşatma altındaki Gazzelilere insani yardım malzemelerinin ulaştırılmasını da engelleyen İsrail ordusunun bu faaliyetleri yüzünden Gazzeliler, uzun süre girişine izin verilmeyen un yerine ağaç yaprakları ve hayvan yemi yemek zorunda kaldılar. Binlerce Filistinli yiyecek ve su bulmak için güneydeki bölgelere gitmek zorunda kaldı. Ancak şiddeti görece daha az olsa da buralarda İsrail’in aynı politikalarıyla karşılaştılar.  

xsadfrgt
Gazze Şeridi'nin kuzey kesimlerine giderken Netzarim Koridoru’ndan geçen yerlerinden edilmiş Filistinliler, 9 Şubat 2025 (AFP)

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre İsrail'in Netzarim Koridoru üzerindeki kontrolünü sürdürmesinde başka amaçları da olabilir. Çünkü İsrail ordusu, ateşkes ilan edildiğinden bu yana her hafta cumartesi günü İsrailli rehinelerin teslim edilmesi sırasında gövde gösterisi yapan Hamas’ın askeri kanadı İzzettin el-Kassam Tugayları’nı ne yenebildi ne de müzakere ve esir takası anlaşması dışında İsrailli rehineleri kurtarabildi. İsrailli siyasiler, Kassam Tugayları üyelerinin üniformaları ve silahlarıyla konuşlandığı ve İsrail'in savaş sırasında Kassam Tugayları’nın üst düzey komutanlarını öldürmesine rağmen, halen sahada olduklarını gösteren sahnelere karşı öfke kustular. İsrail, Hamas’ın İsrailli rehinelerin teslim edilmesinin ikinci turundan sonra Filistinli mahkumların serbest bırakılmasını engellemeye çalıştı.

İsrail'in Netzarim Koridoru üzerindeki kontrolünü sürdürmesinde başka amaçları da olabilir. Çünkü İsrail ordusu, Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları’nı tamamen yenilgiye uğratmakta yetersiz kaldı.

Hamas ve İsrail arasında varılan esir takası anlaşmasının, her aşaması 42 gün sürecek şekilde üç aşamada ve paralel olarak devam etmesi öngörülüyor. İsrail'in Gazze Şeridi'nden çekilmesi, Netzarim Koridoru ve Mısır'la güney sınırına bitişik Philadelphia (Selahaddin) Koridoru, Refah Sınır Kapısı’nın açılması ve Gazze Şeridi'nin yeniden inşası aşamasına kadar ticari malların ve insani yardımların girişinin artırılması ve savaşın ertesi günü Gazze’yi kimin yöneteceği konusunda sahada adımlar atılması gerekiyor.

Öte yandan İsrail'in ve İsrailli yetkililerin açıklamalarını ve niyetlerini hiçe sayan Hamas, İsrail ordusunun çekildiği tüm bölgelerin kontrolünü ele geçirmek üzere Filistin İçişleri Bakanlığı mensuplarını yeniden görevlendirdi. Gazze'deki tüm bakanlıklar, Gazze'nin yeniden inşası ve yaşanılabilir bir yer olması konusunda çalışmaya hazır olduklarını açıkladılar. Ancak yıkılanları inşa etmek için gerekli fonun olmaması nedeniyle mali olarak ilerleme sağlayamıyorlar. Ayrıca İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin geniş sınır bölgelerinde konuşlu kalmaya ve Netzarim Koridoru çevresini kontrol etmeye devam etmesi ve İsrail'in Hamas'a bağlı sivil polise bağlı olsalar bile, bölgede herhangi bir silahlı kişinin bulunmasını reddetmesi nedeniyle askeri olarak tam kontrolü ele geçiremiyor.

İsrail, Hamas'ın 2007 yılında Gazze Şeridi'nin kontrolünü silah zoruyla ele geçirmesinden beri görevden uzaklaştırılan Filistin Yönetimi ve çalışanlarına da Hamas’a davrandığı gibi davranıyor. Hamas'ın ve İsrail'in karşı çıkması nedeniyle çalışanlarına işlerine dönmeleri çağrısında bulunamayan Filistin Yönetimi, Filistinlilerin askeri olarak bulunmasını reddetmesinin ardından İsrail'in şartlı onayıyla Refah Sınır Kapısı’nda Avrupa Birliği (AB) ve uluslararası güçlerin gözetiminde resmi işlemler için dokuz memuru işe alabildi.

Netzarim Koridoru’na gelince, İsrail ordusu çekildikten sonra Filistinlilerin aralarındaki uzlaşı çerçevesinde sivillerin hareket özgürlüğüne kavuşmasının yanı sıra, Gazze'nin ister Hamas ve İçişleri Bakanlığı ister Filistin Yönetimi ve güvenlik birimi olsun resmî kurumların görevlerini üstlenmesi gerekiyordu. Başka bir deyişle Gazze Şeridi, İsrail sınır bölgelerini oymuş olsa bile bölünme ya da İsrail’in uzaktan kontrolü olmaksızın yeniden bütün bir Filistin toprağı olmalıydı.



Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.


İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
TT

İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)

Lübnanlı Esirler ve Serbest Bırakılan Tutukluların Temsilciler Komitesi, İsrail tarafından tutulan Lübnanlı esirler dosyasını aktif hale getirilmesi, siyasi ve diplomatik önceliklerin en başına yerleştirmesi çağrısında bulundu. Bu çağrı, aralarında on yıllardır tutuklu bulunan 3 kişi de olmak üzere 23 Lübnanlı esirin yanı sıra son savaş sırasında ve sonrasında tutuklanan yeni esirler ve akıbeti hala bilinmeyen 42 kayıp kişi dikkate alınarak yapıldı.

Bu, ilgili makam tarafından Lübnan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Joseph Avn'a gönderilen resmi bir muhtıra ile dile getirildi. Bu konuda diplomatik, hukuki ve insani yardım da dahil olmak üzere kapsamlı bir ulusal yaklaşımın benimsenmesi ve yetkili uluslararası kurumlar aracılığıyla uluslararasılaştırılması çağrısında bulunuldu.

On yıllardır tutsaklar

Muhtıraya göre, üç Lübnanlı tutsak savaş öncesinden beri İsrail tarafından tutuluyor; biri 1978'den beri, ikincisi 1981'den beri ve üçüncüsü 2005'ten beri. Buna karşılık, son aşamada belgelenen tutsak sayısı 20 yeni tutsağa yükseldi; bunların 11'i Ekim 2024'teki askeri çatışma sırasında, 9'u ise Kasım 2024'teki büyük savaşın sona ermesinden sonra yakalanan sivillerdi.

Komisyon, yeni tutsakların, askeri operasyonlar bağlamı dışında ve bazı durumlarda doğrudan yaralanmaların ardından, balıkçılar, çobanlar, işçiler ve bir belediye polis memurunun dahil olduğu ayrı olaylarda kaçırıldığını belirtti.

d
Beyrut şehir merkezindeki ESCWA binasının önünde İsrail tarafından gözaltına alınan Lübnanlı tutukluların fotoğrafları sergileniyor (EPA)

Muhtırada ayrıca, aralarında öldürülenlerin de bulunduğu 42 kişinin kayıp olduğu ve İsrail'in Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile herhangi bir iş birliği yapmaması nedeniyle cesetlerinin İsrail tarafından tutulup tutulmadığının bugüne kadar bilinmediği ifade edildi.

İhlal iddiaları ve harekete geçme talepleri

Komisyon, İsrail'i Uluslararası Kızılhaç ile iş birliği yapmayı reddetmeye devam etmekle, mahkumları ziyaret etmeyi engellemekle veya durumları hakkında bilgi vermeyi önlemekle suçladı. Son zamanlarda serbest bırakılan Filistinli mahkumların ifadelerine dayanarak, Lübnanlı mahkumların fiziksel ve psikolojik işkenceye, yiyecek ve sudan mahrum bırakılmaya, kasıtlı tıbbi ihmale ve özellikle yaralı olanlar için aşağılayıcı ve onur kırıcı muameleye maruz kaldıklarını vurguladı.

sdgt
İsrail tarafından esir tutulan Lübnanlı mahkumların akrabaları ve aileleri, Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenleyerek fotoğraflarını sergilediler (EPA)

Komisyon, Cumhurbaşkanlığı ve hükümete, yemin konuşmasında ve bakanlar açıklamasında belirtilen, tutuklular meselesinin ulusal bir öncelik olarak ele alınması yönündeki hususun, Dışişleri Bakanlığı tarafından Arap ve uluslararası düzeylerde, Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile koordinasyon içinde, ilgili Birleşmiş Milletler mekanizmalarından yararlanılarak ve dosyayı takip edecek bağımsız bir ulusal komite kurularak derhal hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.


Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
TT

Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)

Hizbullah, uluslararası ve yerel yaptırımlardan ve kapatılması yönündeki baskılardan kaçmak için, Karz-ı Hasen Vakfı adlı mali kolunu parçalara ayırmaya başladı. Bu amaçla, Karz-ı Hasen’in eskiden güvendiği altın teminatına alternatif olarak, taksitler halinde altın satışı yapan bir kurum kurdu; bu girişim "yasal konumlandırma politikası" olarak görülüyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan finans kaynakları, bu önlemin ABD Hazine Bakanlığı'nı tatmin etmesinin pek olası olmadığını, Bakanlığın Lübnan'dan kurumu kapatmasını ve para sektöründeki kontrolsüz faaliyetlere son vermesini talep ettiğini belirtti. Kaynaklar, "Temel sorun devam ettiği sürece, şekli değiştirmek Amerikalıları tatmin etmeyecektir" değerlendirmesinde bulundu.

Bu sırada, Lübnan'ın güneyindeki Litani Nehri'nin güneyinde, Lübnan ve İsrail orduları arasında dolaylı bir çatışma yaşandı. İsrail, Lübnan ordusunun sabah saatlerinde arama yaptığı bir bina için tahliye uyarısı verdi. İletişim sayesinde bombardıman "geçici olarak" durduruldu, ancak ordu binayı tekrar aradı ve içinde herhangi bir silah bulamadı.