Hizbullah destekçileri Beyrut Havalimanı çevresindeki eylemlerini artırdı

Güneyde faaliyet gösteren UNIFIL'e ait bir aracı yaktılar

Hizbullah destekçileri Beyrut Havalimanı çevresindeki eylemlerini artırdı
TT

Hizbullah destekçileri Beyrut Havalimanı çevresindeki eylemlerini artırdı

Hizbullah destekçileri Beyrut Havalimanı çevresindeki eylemlerini artırdı

Lübnan'daki Hizbullah destekçileri, İsrail'in Hizbullah'a fon aktarımıyla ilgili uyarılarının ardından İran uçaklarının Beyrut'a inişinin engellenmesi üzerine perşembe günü başlayan protestoların bir uzantısı olarak Beyrut Havalimanı çevresindeki eylemlerini artırdı.

Hizbullah destekçileri havaalanı çevresindeki yolları kapattı. Ayrıca Güney Lübnan'daki Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü'ne (UNIFIL) ait bir araca saldırarak ateşe verdiler.

Şarku’l Avsat'a konuşan bir güvenlik kaynağı, saldırıda bir yabancı askerin hafif yaralandığını ve askeri hastaneye kaldırıldığını, yanında bulunan üç askerin ise Lübnan ordusuna sığınmak üzere havaalanına kaçtığını söyledi.

UNIFIL, dün Beyrut Havalimanı’na UNIFIL personelini taşıyan bir konvoyun ‘şiddetli saldırıya’ uğramasının ardından bir komutan yardımcısının yaralandığını bildirdi. UNIFIL yaptığı açıklamada, Lübnanlı yetkilileri derhal ve eksiksiz bir soruşturma yürütmeye ve tüm failleri adalete teslim etmeye çağırdı.

Hükümet kınaması

Şarku’l Avsat'ın Lübnan Ulusal Haber Ajansı'ndan (NNA) aktardığına göre Başbakan Nevvaf Selam, BM Lübnan Özel Koordinatörü Jeanine Hennis-Plasschaert ve UNIFIL Misyon Şefi ve Kuvvet Komutanı Korgeneral Aroldo Lazaro'yu arayarak ‘UNIFIL araçlarına ve personeline yönelik suç teşkil eden saldırıyı’ en sert ifadelerle kınadı.

Selam, Lübnan'ın ‘uluslararası güçlerin güneyde oynadığı ve oynamakta olduğu rol için minnettarlığını’ ifade etti. İçişleri Bakanı’ndan ‘saldırganların kimliklerinin tespit edilmesi, gözaltına alınmaları ve yetkili yargıya sevk edilmeleri için acil önlemler almasını’ istediğini söyledi.

NNA, Adalet Bakanı Adil Nassar'ın, Başsavcı Cemal el-Haccar ile temasa geçerek havaalanı yolu olaylarının soruşturulması ve gerekli yasal tedbirlerin alınması için harekete geçmesini istediğini duyurdu.

Lübnan medyası göstericilerin Beyrut'ta Salim Selam yolunu ve Çevre Köprüsü’nü de kapattığını bildirdi.

İçişleri Bakanı Ahmed el-Haccar da ‘durumun kontrol altına alınması, saldırganların tespit edilmesi, gözaltına alınması ve yargıya sevk edilmesi’ talimatını verdi.

Lübnan İçişleri Bakanı, Beyrut'taki olayları görüşmek üzere cumartesi günü (bugün) Merkezi İç Güvenlik Konseyi'ni acil toplantıya çağırdı.

Ordu uyardı

Lübnan Ordu Komutanlığı tarafından yapılan açıklamada, başta Refik Hariri Uluslararası Havaalanı çevresi olmak üzere birçok bölgede protesto gösterileri ve ayaklanmalar yaşandığı, ordu personeline saldırılar düzenlendiği, UNIFIL araçlarına saldırıldığı ve havaalanı yolunun kapatılmaya çalışıldığı bildirildi.

Lübnan Savunma Bakanı Mişel Mnessa, Lazaro'yu arayarak Beyrut Havaalanı yolunda bir UNIFIL konvoyuna yapılan saldırıyı kınadı.

Savunma Bakanı, ‘saldırganları yakalamak ve adalete teslim etmek için çalıştıklarını’ belirterek, ‘UNIFIL'in güneyde oynadığı rol için takdirlerini’ ifade etti.

Ordu Komutanlığı, vatandaşları ‘ülkenin içinden geçmekte olduğu hassas dönemde iç gerilim yaratacak’ bu tür uygulamalara devam etmemeleri konusunda uyardı.

Açıklamada, ordu birliklerinin güvenlik görevlerini yerine getirmeye devam ettiği ve ‘iç barışın ihlal edilmesini önlemek ve güvenliği ihlal edenleri gözaltına almak için kararlılıkla çalışacağı’ vurgulandı.

Sosyal medyada paylaşılan videolarda protestocuların yolu kapatmak için kamyonlarla toprak ve atık boşalttığı görülüyor. Ayrıca protestocuların havaalanı yolunda seyreden UNIFIL araçlarına saldırdığı ve daha sonra araçlardan birinin yakıldığını gösteren video da sosyal medyada birçok hesap tarafından paylaşıldı.

Lübnan Ordusu hızla müdahale ederek protestocuları kovaladı ve yolu açmak için ilave takviye kuvvetler gönderdi. Protestocuları dağıtmak için havaya ateş açıldığı bildirildi.



Suriye İsrail ile barışa hazır mı?

BM barış gücü, Eylül 2014'te Suriye ile İsrail arasındaki tek sınır geçişi olan Kuneytra şehrini ve Kuneytra sınır kapısını izliyor (EPA)
BM barış gücü, Eylül 2014'te Suriye ile İsrail arasındaki tek sınır geçişi olan Kuneytra şehrini ve Kuneytra sınır kapısını izliyor (EPA)
TT

Suriye İsrail ile barışa hazır mı?

BM barış gücü, Eylül 2014'te Suriye ile İsrail arasındaki tek sınır geçişi olan Kuneytra şehrini ve Kuneytra sınır kapısını izliyor (EPA)
BM barış gücü, Eylül 2014'te Suriye ile İsrail arasındaki tek sınır geçişi olan Kuneytra şehrini ve Kuneytra sınır kapısını izliyor (EPA)

Suad Gross

İbrani medyasında yer alan ve “Suriye'ye yakın” bir kaynağa atfedilen açıklamalara göre, Suriye ve İsrail 2025 yılı sonuna kadar barış anlaşması imzalayacak. Bu açıklamalar, Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, Şam'ın diplomatik kanallar ve uluslararası arabulucularla dolaylı müzakereler yoluyla ülkenin güneyindeki İsrail saldırılarını ve ihlallerini durdurmak için çalıştığını ve “Suriye'nin egemenliğinin her şeyden önce geldiğini” vurguladıktan birkaç gün sonra geldi. Peki, Suriye barış anlaşması imzalamaya hazır mı?

İsrail'in Arapça yayın yapan “I24 NEWS” sitesi, “Suriye'den bilgili bir kaynak”tan, söz konusu barış anlaşmasının, İsrail'in 8 Aralık 2024 tarihinden sonra, tampon bölge içinde ilerlediği tüm Suriye topraklarından, Hermon Dağı'nın zirvesi de dahil olmak üzere, kademeli olarak çekilmesini öngördüğünü belirtti.

Şam hükümetine yakın kaynaklar, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, İsrail ile bölgesel ve uluslararası himaye altında dolaylı müzakerelerin sürdüğünü, Suriye Devlet Başkanı'nın bunu duyurduğunu ifade etti.

Kaynaklar, Suriye'nin, İsrail'in Suriye topraklarındaki saldırı ve ihlallerini durdurmasını ve 1974 anlaşmasına geri dönmesini talep ettiğini, İsrail'in ise bir tampon bölge oluşturmak istediğini ve muhtemelen gelecekte kapsamlı bir barış anlaşmasına zemin hazırlayacak yeni bir güvenlik anlaşması imzalanacağını açıkladı.

Kaynaklar, kalıcı bir anlaşmaya varılmasının mümkün olmadığını belirtirken, kalıcı bir barış anlaşmasına veya İbrahim Anlaşması'na zemin hazırlayacak bir anlaşmaya varılma olasılığını dışlamadı. Kaynaklar, durumun hızla geliştiğini belirterek, Şam'ın Suriye'nin egemenliğini koruyacak bir anlaşmaya varılması için Arap dünyasının rolüne güvendiğini, barış dosyasını Arap dünyasının gündemine taşıdığını ve ABD ile Batı ülkelerinin Suriye'deki istikrarı destekleme arzusu çerçevesinde, İsrail'e saldırıları durdurması için baskı yapmasını umduğunu kaydetti.

Ancak Suriye, İsrail ile kalıcı bir barış anlaşmasına hazır mı?

Kaynaklar, Suriye'nin “yeni doğmuş” bir ülke olarak mevcut durumda kalıcı barışa hazır olmadığını ve umduğu çözümün, değiştirilmiş bir güvenlik anlaşması veya 1974 anlaşmasına geri dönmek olduğunu belirtti. Halkın reddi devam ediyor, ancak bu red, karmaşık ve çetrefilli iç sorunlar ve Suriye topraklarında iktidar dışında, düşmanla barış ilkesini reddeden aşırı akımlar ve silahlı grupların varlığı nedeniyle daha az belirgin.

Golan Tepeleri ile Suriye arasındaki sınıra yakın bir İsrail aracı (Arşiv-Reuters)Golan Tepeleri ile Suriye arasındaki sınıra yakın bir İsrail aracı (Arşiv-Reuters)

Suriye'li siyasi araştırmacı ve “Ortadoğu Muhafazakarlar Birliği” sekreteri Wael Aleji, İsrail ile kapsamlı barışın “şu anda zamansız bir konu olduğunu ve Suriye'nin yeni hükümetinin daha acil öncelikleri olduğunu” belirtti.

Aleji, “Şam'ın şu anda herhangi bir dış güçle askeri çatışmaya hazır olmadığını, Suriye halkının savaşlardan ve önceki rejimlerin Filistin meselesini ve Arap-İsrail çatışmasını istismar etmesinden bıkmış olduğunu” söyledi.

Araştırmacının görüşüne göre, Suriye devletinin önceliği “şu anda tüm çabalarını Suriye halkının yaşam koşullarını iyileştirmeye, iç barışı ve ulusal birliği güçlendirmeye, mezhepçilik ve terörizmle mücadeleye odaklamak”tır. İsrail'e gelince, “Suriye halkının haklarını ve bir tarafın diğerinin topraklarını işgal ettiğini açıkça ortaya koyan uluslararası hukuk ve çok sayıda BM kararı” olduğunu belirten araştırmacı, “uluslararası hukuka ve uluslararası mekanizmalara başvurmanın her açıdan en iyi, en güvenli ve en ucuz seçenek” olduğunu vurguladı.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, birkaç gün önce Kuneytra ve işgal altındaki Golan'dan önde gelenlerle yaptığı toplantıda, Suriye'nin bu saldırıları ve ihlalleri durdurmak için diplomatik kanallar ve uluslararası arabulucular aracılığıyla dolaylı müzakereler yürüttüğünü belirterek, Suriye'nin egemenliğinin her şeyden önce geldiğini vurguladı.

Toplantıda, İsrail işgalinin tekrarlanan saldırıları altında halkın karşı karşıya olduğu hizmet, yaşam ve güvenlik sorunları ele alındı. Şara, önümüzdeki dönemde sınır bölgelerine daha fazla destek sağlanacağını vurguladı.