Hamas'ın Gazze'nin yönetiminden uzaklaştırılması ‘yerinden etme’ planını engeller mi?

Han Yunus'ta İsrailli esirleri Kızılhaç ekibine teslim etmeden önce araçlarla tören alanına doğru ilerleyen Hamas mensupları (AFP)
Han Yunus'ta İsrailli esirleri Kızılhaç ekibine teslim etmeden önce araçlarla tören alanına doğru ilerleyen Hamas mensupları (AFP)
TT

Hamas'ın Gazze'nin yönetiminden uzaklaştırılması ‘yerinden etme’ planını engeller mi?

Han Yunus'ta İsrailli esirleri Kızılhaç ekibine teslim etmeden önce araçlarla tören alanına doğru ilerleyen Hamas mensupları (AFP)
Han Yunus'ta İsrailli esirleri Kızılhaç ekibine teslim etmeden önce araçlarla tören alanına doğru ilerleyen Hamas mensupları (AFP)

Gazze Şeridi'nin geleceğinin belirsizliğini koruduğu bir ortamda Mısır'ın Hamas'ın yönetimde yer almayacağını açıklaması, Donald Trump yönetiminin yeniden yapılanmanın koşulu olarak ‘yerinden etme’ ısrarı, Arapların geniş çaplı reddi ve siyasi sahnenin karmaşıklığına son verecek çözüm çabaları karşısında ‘ertesi gün’ dosyasındaki bir engelin kaldırılması umudunu doğurdu.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanların tahminlerine göre, Hamas'ın açık ve net bir pozisyonu olmamasına rağmen, bu durum ‘hareketin zımni onayını’ taşıyor. Bu, hâlihazırda uygulanmakta olan Mısır-Arap planını güçlendirecek ve Trump ile Netanyahu'nun Filistinlilerin yerlerinden edilmesini destekleyen senaryolarına bir alternatif oluşturacak.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İsrail'e yaptığı ziyaret sırasında Başbakan Binyamin Netanyahu ile düzenlediği basın toplantısında Trump'ın ‘Hamas'ın Gazze Şeridi'nde siyasi ve askeri bir güç olarak devam edemeyeceğini’ vurguladığını söyledi. “Trump Gazze Şeridi'nin geleceğinin ne olması gerektiği konusunda çok cesur” diyen Rubio, ABD Başkanı'nın Filistinlilerin Mısır ve Ürdün'e göç etmesini talep eden sözlerine atıfta bulundu.

Gazze'deki ateşkes müzakereleri hakkında bilgi sahibi olan Mısırlı bir kaynak cumartesi günü Kahire el-İhbariyye televizyon kanalına verdiği demeçte, ‘Gazze Şeridi'ndeki yardım ve yeniden inşa sürecini denetleyecek geçici bir komite kurulması için Mısır'da yoğun temaslar yürütüldüğünü’ söyledi. Kaynak, ‘Hamas'ın üç aşamalı ateşkes anlaşmasına bağlılığını ve bir sonraki aşamada Gazze Şeridi'nin yönetimine katılmayacağını teyit ettiğini’ belirtti.

Bu durum Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt'ın birkaç gün önce bir televizyon kanalına verdiği röportajda dile getirdiği öneriyle de uyumlu. Söz konusu röportajda Ebu Gayt, “Eğer uluslararası vizyon ve Filistin'in çıkarları Hamas'ın bu kadar net bir şekilde sahneden çekilmesini gerektiriyorsa, Hamas, Filistin Yönetimi ile uzlaşmalı ve kendini devre dışı bırakmalıdır. Bu süreç, Arap iradesi ve Filistinlilerin uzlaşı ve mutabakatıyla olsun. Filistin Yönetimi, Mısır'dan ya da Arap zirvesinden (ay sonunda yapılacak olağanüstü zirve) gelecek herhangi bir öneri doğrultusunda kendi sorumluluğunu üstlensin ve bölgeyi yönetsin” ifadelerini kullandı.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı'nın Diplomasi Danışmanı Enver Gargaş, cuma günü X platformunda yaptığı paylaşımda Ebu Gayt'ın önerisini destekledi. Gargaş, “Arap Birliği Genel Sekreteri'nin Hamas'ın Gazze yönetiminden çekilmesi yönündeki mantıklı çağrısı doğrudur. Zira Filistin halkının çıkarları, özellikle de Filistinlilerin Gazze Şeridi'nden sürülmesine yönelik çağrılar ışığında, Hamas’ın çıkarlarından daha öncelikli olmalıdır” dedi.

Filistin'in eski Kahire büyükelçisi Berakat el-Ferra'ya göre Rubio'nun açıklamaları Hamas'ın kalmasını istememek bağlamında geliyor ki bu Arap tezleriyle örtüşen bir istek. Dolayısıyla Mısırlı kaynağın Hamas hakkında söyledikleri bu boşluklara bir tıkaç niteliğinde.

Hamas'ın tutumuyla ilgili olarak el-Ferra şunları vurguladı: “Mısır boşlukta bir açıklama yapmadı, zira Mısır büyük ve sorumlu bir ülke. Bu nedenle açıklamalar, yerinden edilme dosyasındaki gelişmeler ve artan gerilim ışığında Hamas’ı ikna ettikten sonra geldi ve hareket de bunu kabul etti, aksi takdirde hemen reddederdi.”

Siyaset bilimi profesörü Dr. Tarık Fehmi'ye göre, Hamas'ın sahneden çekilmesi ya da dolaylı katılımı veya denklemde önemli olmayan bir taraf haline getirilmesi, İsrail'e bahane vermemek için bu kritik aşamada önemli. Fehmi, ‘Hamas'ın tamamen kenara çekilmeyeceğini, (hesaplanmış bir Filistin ortaklığı ve her türlü bahanenin üstesinden gelmeye hazır bir Mısır-Arap planı dahilinde gerçeklerle yüzleşen kritik bir aşamada olduğumuz temelinde) ana aktörler ve güçler arasında kalacağının farkında olduğunu’ belirtti.

Rubio 12 Şubat'ta televizyonda yayınlanan bir röportajda, Trump'ın Gazze Şeridi sakinlerini sürme önerisinin ‘mevcut tek plan’ olduğunu söyledi. Rubio, “Müttefikler daha iyi bir planları varsa alternatif sunmalılar” dedi.

fwgrtbhyj6u
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Muğraka'da Filistinli bir çocuk (AFP)

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati dün Kahire'de ABD Temsilciler Meclisi'nden bir heyetle yaptığı görüşmede, Mısır'ın Gazze Şeridi'ni insanlar yerinden edilmeden yeniden inşa etme planının ‘Filistin Yönetimi, Arap ve İslam ülkeleriyle koordinasyon içinde ve uluslararası toplumun desteğiyle’ gerçekleştirileceğini açıkladı.

Diğer yandan Dünya Yahudi Kongresi Başkanı Ronald Lauder, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile Kahire'de gerçekleştirdiği görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Mısır Cumhurbaşkanı'nın Gazze Şeridi'nin yeniden inşasına başlanmasının önemini vurgulamasının ardından, Gazze'ye ilişkin Mısır-Arap önerisini dört gözle beklediğini ifade etti. Mısır Cumhurbaşkanlığı'ndan dün yapılan basın açıklamasına göre Lauder, “Mısır bu konuda entegre bir plan hazırlıyor” dedi.

El-Ferra'ya göre Hamas'ın Gazze Şeridi'nin yönetimine katılmayacağının açıklanması Arapların pozisyonunu ve Mısır'ın Gazze'yi insanlar yerinden edilmeden yeniden inşa etme planını güçlendirecek. Böylece plan, İsrail ya da Washington tarafından Hamas'ın varlığı bahanesiyle engellenemeyecek. Dolayısıyla Arap zirvesinde her türlü planı boşa çıkaracak net bir plana dayalı güçlü, net ve birleşik bir pozisyon göreceğiz.

Fehmi'ye göre, ‘Mısır'ın yaptığı gibi önemli bir alternatif proje ortaya koymak, Trump'ın yerinden etme fikrine bağlılığı karşısında bu ayın sonunda yapılacak Arap Zirvesi'nde meşruiyet ve güç kazanacak.’



Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
TT

Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Gazze’deki ateşkes anlaşmasının “ikinci aşamasının değiştirileceği” yönündeki kısa ve belirsiz açıklaması, bu değişikliğin ne anlama geldiğine ilişkin soruları gündeme taşıdı.

Uzmanlara göre Trump’ın işaret ettiği değişiklik, anlaşmanın uygulanma biçiminde bir revizyon anlamına geliyor. Buna göre, İsrail’in hâlihazırda yüzde 55’ini kontrol ettiği Gazze’den çekilmesi ve Hamas’ın silahsızlandırılmasına geçilmesi yerine, 17. maddenin devreye alınması söz konusu olabilir. Bu madde, barış planının taraflardan biri kabul etmese bile tek taraflı olarak ilerletilmesine imkân tanıyor.

10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasındaki 17. madde, Hamas’ın öneriyi geciktirmesi veya reddetmesi halinde, “yardımların genişletilmesi dahil, planın belirtilen unsurlarının, İsrail ordusunun terörden arındırılmış olarak uluslararası istikrar gücüne devrettiği bölgelerde uygulanacağını” düzenliyor.

Geçen ekim ayında Hamas ile İsrail arasında imzalanan “barış belgesi” sadece birinci aşamayla ilgili maddeleri içeriyordu. Bu aşama; ilk ateşkes, İsrail güçlerinin geri çekilmesi, esir takası ve insani yardım girişlerinin kolaylaştırılmasını kapsıyor. Ancak savaş sonrası Gazze’nin yönetimine ilişkin “ikinci aşama” konusunda resmî bir mutabakat sağlanmış değil.

Perşembe günü yaptığı açıklamada Trump, planın ikinci aşamasının “çok yakında değiştirileceğini” söyledi. Açıklama, sürecin tıkanması ve sahadaki ilerlemenin sınırlı kalması nedeniyle endişelerin arttığı bir döneme denk geldi; ancak Trump değişikliğin içeriğine dair ayrıntı vermedi.

Görsel kaldırıldı.
Filistinli bir kadın, İsrail'in Han Yunus'ta düzenlediği bir baskın sonucu akrabalarından birinin öldürülmesine tepki gösteriyor (AFP)

Ahram Siyaset ve Strateji Merkezi İsrail Çalışmaları uzmanı Dr. Said Okaşa, (Saeed Okasha) Trump’ın sözünü ettiği değişikliğin büyük olasılıkla 17. maddeye dayanacağını belirtiyor. Okaşa’ya göre bu adım, “eski Gazze” ve “yeni Gazze” ayrımını güçlendirecek bir fiili bölünmeye kapı aralayabilir. Bu yaklaşımı geçen ay ABD’nin bölge özel temsilcisi Steve Witkoff’un da çeşitli görüşmelerde dile getirdiğini hatırlattı.

Okkaşa, anlaşmanın geçen ay Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından onaylandığını anımsatarak, Hamas’ın silahsızlanma sürecine yanıt vermemesi gibi gerekçelerle 17. maddenin yeniden devreye sokulmasının mümkün olduğunu söyledi. Uzman, böyle bir senaryonun Gazze’de “ne savaş ne barış” şeklinde sürecek bir çıkmaz yaratabileceğini ifade etti.

Görsel kaldırıldı.
Filistinliler, Cebaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında sokaklara kurulmuş çadırların yanından geçiyor (AFP)

Filistinli siyaset analisti Dr. Ayman el-Rakkab da, Trump’ın değişiklik açıklamasının içeriğinin belirsizliğine işaret ederek, “İsrail’in bölgede kalma isteğiyle birleştiğinde, Gazze’nin fiilen ikiye bölünmesi ihtimali güçleniyor” değerlendirmesinde bulundu.

Bu belirsizlik sürerken, Axios haber sitesi Trump’ın 25 Aralık’tan önce Gazze’de barış sürecinin ikinci aşamasına geçileceğini açıklamayı planladığını duyurdu. Habere göre Washington, Gazze’de oluşturulacak yeni yönetim yapısı ve uluslararası istikrar gücünün son hazırlıklarını tamamlıyor. ABD Başkanı’nın, bu adımları görüşmek üzere İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ay sonundan önce bir araya gelmesi bekleniyor.

İkinci aşamanın önünde ciddi engellerin olduğunu ifade eden Rakkab: “Barış Konseyi ile teknokrat hükümet henüz kurulmadı. Güvenliği devralacak polis gücü ve uluslararası istikrar kuvveti oluşturulmadı. Bu nedenle somut bir hareketin en erken ocak ayında mümkün olabileceğini düşünüyorum” dedi.

Okaşa, yakın vadede İsrail’in kontrolde tuttuğu bölgeyi yüzde 60 seviyesine çıkarmaya çalışabileceğini, ancak anlaşmanın genel çerçevesinde büyük bir tırmanış beklemediğini belirtti.

Geçtiğimiz günlerde Yedioth Ahronoth, İsrail’in yaklaşık iki milyon Filistinliyi sarı çizginin doğusunda İsrail kontrolündeki yeni bölgelere yeniden yerleştirmeyi, Hamas kontrolündeki bölgeleri tamamen sivillerden boşaltmayı ve Hamas unsurlarını bu bölgelerde aşamalı şekilde takip etmeyi içeren bir plan hazırladığını yazmıştı. Şarku’l Avsat’ın  Telegraph gazetesinin Batılı diplomatlara dayandırdığı haberinden aktardığı bilgilere göre ABD planının Gazze’nin kalıcı biçimde ikiye ayrılması riskini barındırdığını bildirmişti.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ise geçtiğimiz günlerde Barselona’da AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile yaptığı görüşmede, Gazze ile Batı Şeria’nın birliğinin korunması gerektiğini vurgulayarak, ayrıntıları tartışılan hiçbir adımın “bölünmeyi pekiştirmesine” izin verilemeyeceğini söyledi. Abdulati, çarşamba günü yaptığı başka bir açıklamada da, “Gazze’nin bölünmesini konuşmak dahi mümkün değildir. Gazze, Doğu Kudüs dâhil olmak üzere, kurulacak Filistin devletinin ayrılmaz bir parçasıdır” dedi.

Uzman Okaşa’ya göre Mısır, hem Gazze’nin bölünmesini hem de anlaşmayı zayıflatacak her türlü değişikliği engellemek için diplomatik çabalarını sürdürecek. Buna karşın, Trump’ın planı etrafındaki belirsizlik nedeniyle önümüzdeki döneme ilişkin tüm senaryolar hâlâ masada.


Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
TT

Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)

Lübnan Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Joseph Avn’ın bugün ülkede bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle bir araya geldiğini açıkladı. Görüşmede Avn, Lübnan ordusunun görevini tamamlaması için destek çağrısında bulunarak, İsrail’in Güney Lübnan’dan çekilmesi için baskı yapılmasını talep etti.

Cumhurbaşkanlığı, heyetin ‘uluslararası kararların uygulanması yoluyla Lübnan’da istikrarı destekleme ve ülkelerin Lübnan ordusuna yardım ederek birliklerini tamamlamaya ve silah tekelini sağlamaya hazır olduklarını’ belirttiğini duyurdu.

Açıklamada Avn’ın, Lübnan’ın uluslararası kararları uygulama taahhüdünü yinelediği ve “İsrail tarafını ateşkesi uygulamaya ve çekilmeye zorlamamız gerekiyor; bu konuda sizden destek bekliyoruz” ifadelerini kullandığı kaydedildi.

Geçen yıl kasım ayında, ABD arabuluculuğunda İsrail ile Hizbullah arasında bir ateşkes sağlanmıştı. Bu ateşkese rağmen, İsrail hâlâ Güney Lübnan’daki bazı noktalarda kontrolünü sürdürüyor ve ülkenin doğusu ile güneyine yönelik saldırılarını devam ettiriyor.


Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.