Lübnan hükümeti bakanlar bildirisinden ‘direniş’ ifadesini çıkardı

Bir Hamas yetkilisine suikast düzenleyen İsrail, 5 noktada kalmakta ısrar ediyor

Yeni Lübnan hükümetinin Baabda Sarayı'nın avlusundaki hatıra fotoğrafı. (Lübnan Cumhurbaşkanlığı - EPA)
Yeni Lübnan hükümetinin Baabda Sarayı'nın avlusundaki hatıra fotoğrafı. (Lübnan Cumhurbaşkanlığı - EPA)
TT

Lübnan hükümeti bakanlar bildirisinden ‘direniş’ ifadesini çıkardı

Yeni Lübnan hükümetinin Baabda Sarayı'nın avlusundaki hatıra fotoğrafı. (Lübnan Cumhurbaşkanlığı - EPA)
Yeni Lübnan hükümetinin Baabda Sarayı'nın avlusundaki hatıra fotoğrafı. (Lübnan Cumhurbaşkanlığı - EPA)

Lübnan hükümeti dün onayladığı bakanlar bildirisinden ‘direniş’ maddesini çıkararak parlamentoda güven oylamasının önünü açtı.

Bildiride, ‘tüm Lübnan topraklarının özgürleştirilmesi taahhüdü, devletin silahları tekeline alma ve egemenliğini genişletme görevi, 1701 sayılı karara bütünüyle bağlılığı ve Lübnan'ın eksen çatışmalarından arındırılması’ teyit edildi.

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın onay oturumu sırasında söylediği gibi, bildiri Taif Anlaşması’nın yüzde 80'ine ve cumhurbaşkanının görev yemininin yüzde 20'sine dayanıyor.

Diğer yandan İsrail güçlerinin tüm Lübnan topraklarından çekilmesi için tanınan sürenin dolmasının arifesinde Tel Aviv Lübnan'daki operasyonlarını artırdı. İsrail, Lübnan'daki Hamas Operasyonlar Müdürlüğü lideri Muhammed Şahin'i Litani Nehri'nin kuzeyindeki Sayda kentinde arabasını hedef alarak öldürdü ve 27 Kasım'da ateşkesin başlamasından bu yana bu bölgedeki ilk ihlalini gerçekleştirdi. Bu arada İsrail ordusu sınır köylerine saldırmaya, evleri bombalamaya ve yakmaya devam etti.

İsrail ordusu tarafından dün yapılan açıklamada, “18 Şubat'tan sonra az sayıda kuvvetimiz Güney Lübnan'daki beş stratejik noktada kalacak ve her İsrail kasabası için Lübnan'da bir askeri üssümüz olacak” denildi.

Açıklamanın devamında, “Bugün (Salı), Lübnanlıların terk ettikleri beldelere, yani Kafr Kila, el-Adise, Hula ve Meys el-Cebel'e ulaşmalarına izin verilecek” ifadesi yer aldı.



Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

TT

Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

Dürzilerin önde gelen liderlerinden Şeyh Yusuf Carbu, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, Suveyda'da varılan ateşkes anlaşmasının, kendisi ve Şeyh Hamud el-Hanavi tarafından temsil edilen Dürziler ile Suveyda Vilayeti İç Güvenlik Komutanı Tuğgeneral Ahmed ed-Dalati ve diğer yetkililer tarafından temsil edilen Suriye hükümeti arasında imzalandığını duyurdu.

Suriye hükümeti, son günlerde şehirde devam eden ve çok sayıda ölü ve yaralıya neden olan çatışmalara son vermek için dün Suveyda halkıyla ateşkes anlaşması imzaladı.

Şarku'l Avsat'ın incelediği anlaşma, tüm askeri operasyonların derhal durdurulmasını ve tüm tarafların güvenlik güçlerine ve kontrol noktalarına yönelik her türlü saldırıyı durdurma taahhüdünde bulunmasını öngörüyor.

Anlaşmaya göre, ateşkesin uygulanmasını denetlemek ve uyulmasını sağlamak için Suriye devleti ve Dürzi şeyhlerinden oluşan bir gözetim komitesi kurulması planlanıyor.

hyujı8o9
Dürzi cemaatinin ruhani liderlerinde Şeyh Hikmet el-Hicri, Suveyda'da kendisini destekleyen ‘Askeri Konsey’ üyeleri ile birlikte (Arşiv)

Şeyh Yusuf Carbu, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Suriye'deki Dürzi Cemaati Meclisi’nin üç şeyhi, yani Şeyh Yusuf Carbu, Şeyh Hamud el-Hanavi ve Şeyh Hikmet el-Hicri'yi bünyesinde barındırdığını belirterek, Hikmet el-Hicri'nin ‘farklı bir yönelime sahip olduğu’ için ‘anlaşmanın tarafı olmadığını’ söyledi.

Anlaşmanın tüm taraflarca imzalanmadığını, çünkü Suveyda'daki güvenlik durumunun seyahat ve toplantılara izin vermediğini belirten Şeyh Yusuf Carbu, anlaşmanın ‘yazışmalar yoluyla’ kabul edildiğini belirtti. Anlaşmanın ardından iyimser olsa da, Şeyh Yusuf Carbu “Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor” ifadesini kullandı.

Şeyh Hikmet el-Hicri, çok geçmeden, ‘kendilerini sahte bir şekilde hükümet olarak adlandıran silahlı çetelerle herhangi bir anlaşma, müzakere veya yetki devri olmadığını’ teyit eden bir açıklama yayınladı. Bu ortak tutumdan sapan, tek taraflı iletişim veya anlaşma yapan herhangi bir kişi veya kuruluşun ‘istisnasız ve müsamahasız bir şekilde yasal ve toplumsal hesap verebilirliğe tabi tutulacağı’ uyarısında bulundu.