SDG'nin mesajları Şam'ın yanıtını bekliyor

Suriye ordusuna katılım, yabancı savaşçıların çekilmesi, yerinden edilmiş kişilerin ve sivil kurumların geri dönüşüne ilişkin üçlü anlaşma

SDG, Özerk Yönetim ve Suriye Demokratik Konseyi liderlerinin katıldığı toplantı, Şam ile görüşülecek noktaların belirlenmesiyle sonuçlandı (Independent Arabia)
SDG, Özerk Yönetim ve Suriye Demokratik Konseyi liderlerinin katıldığı toplantı, Şam ile görüşülecek noktaların belirlenmesiyle sonuçlandı (Independent Arabia)
TT

SDG'nin mesajları Şam'ın yanıtını bekliyor

SDG, Özerk Yönetim ve Suriye Demokratik Konseyi liderlerinin katıldığı toplantı, Şam ile görüşülecek noktaların belirlenmesiyle sonuçlandı (Independent Arabia)
SDG, Özerk Yönetim ve Suriye Demokratik Konseyi liderlerinin katıldığı toplantı, Şam ile görüşülecek noktaların belirlenmesiyle sonuçlandı (Independent Arabia)

Abdulhalim Süleyman

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, bir ilk adım atarak Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara'yı cumhurbaşkanlığı görevini üstlenmesinden dolayı tebrik etti. Suriyeli North Press ajansının aktardığına göre, “Bu hassas dönemde Suriye'ye liderlik edebilmesini” umduğunu dile getirdi.

Abdi, Şara'yı Suriye'nin kuzeydoğu bölgelerini ziyaret etmeye davet etti, Afrin kenti sakinleriyle görüşmesinin “yerli halkın güvenli bir şekilde geri dönmesini teşvik etmek ve diyaloğu geliştirmek için önemli bir girişim” olacağı değerlendirmesinde bulundu. Abdi'nin bu açıklamasının ardından SDG, Suriye Demokratik Konseyi ve Özerk Yönetim yöneticileri arasında bir toplantı yapıldı. Yayınlanan bildiride, “üç tarafın Suriye ve bölgedeki durumu, ayrıca Şam'daki yeni yönetimle diyaloğun gidişatını değerlendirdiği olağan bir koordinasyon toplantısı” yapıldığı belirtildi.

Bildiride, siyasi sürece tüm bileşenlerin etkin ve kapsamlı katılımını sağlamak amacıyla, Suriye'nin kuzey ve doğusundaki tüm kentlerde, ayrıca toplumun tüm kesimlerinin temsilcileri ve elitleriyle bir dizi yerel toplantı düzenlenmesinin gerekliliği vurgulandı. Şimdiye kadar devam eden diyaloğun önemine ek olarak, bu diyaloğu başarılı kılmaya verilen önem, görüşülen hususların ve detayların çözüme kavuşturulması ve uygun bir uygulama mekanizması bulunması zorunluluğu ifade edildi. Askeri ve idari kurumların bütünleştirilmesi, zorla yerinden edilen kişilerin yerlerine geri dönmeleri, diğer tüm tartışmalı konuların diyalog yoluyla çözülmesi, bu husus ve detaylar arasında sayılabilir.

Toplantıda, “diyaloğda ilerleme sağlanması için ateşkesin vazgeçilmez bir gereklilik olduğu” vurgulandı. Şam'daki yeni yönetime de bu konuda sorumluluk üstlenmesi çağrısında bulunuldu. Burada eski rejimin yıkılmasının ardından Şara hükümeti tarafından yakın zamanda kurulan Savunma Bakanlığı'na katılacaklarını açıklayan Suriye Milli Ordusu’na bağlı fraksiyonlar ile SDG arasında devam eden çatışmalara atıfta bulunuluyor.

Mutabık kalınan ilkeler

Kuzey Demokratik Tugayı Komutanı ve SDG Genel Komutanlığı mensubu Ebu Ömer el-İdlibi ise katıldığı üçlü toplantının içeriğine ilişkin bir özet yayınladı. Buna göre üç tarafın mutabık kaldığı en önemli nokta; çabaları birleştirmek ve ulusal güçleri desteklemek, sivil hükümet kurumlarının Kuzey ve Doğu Suriye'deki çalışmalarına geri dönmesini, temel hizmetlerin sunulmasını ve halkın yaşam standardının iyileştirilmesini sağlamak amacıyla SDG’nin Suriye ordusu ve Savunma Bakanlığı yapısına nasıl entegre edileceğidir. Ulusal egemenliği ve istikrarı güçlendirme yönünde bir adım olarak, SDG saflarından ve Kuzey ve Doğu Suriye bölgesinden tüm Suriyeli olmayan savaşçıların çekilmesi de önemli bir noktaydı. Bu son madde hem Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hem de Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın dile getirdiği Ankara’nın ısrar ettiği bir talep.

İdlibi'in mutabakata varıldığını duyurduğu noktalar arasında, ulusal konularda iş birliğini artırmak, yerinden edilmiş kişilerin ve göçmenlerin şehir ve köylerine dönüşlerinin kolaylaştırılması ve uygun yaşam koşullarının sağlanması, ayrıca, maddelerin etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamak için tüm taraflardan oluşan ortak komiteler oluşturup, yürütme planları ve mekanizmalarının geliştirilmesi için Şam'daki Suriye hükümetiyle toplantı ve koordinasyonun yoğunlaştırılması da yer alıyor.

Top Şam'ın sahasında

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre İdlibi, toplantıda mutabık kalınan noktaların Şam ile müzakerelerin başlatılması için bir ön anlaşma olduğunu söyledi. SDG ve Özerk Yönetim'in daha önce bu ilkeleri açıkladığını ancak Şam'dan bir yanıt alamadığını vurguladı. Şimdi önemli olan, Kuzey ve Doğu Suriye'nin, mutabık kaldığı ilkelerin hayata geçirilmesi için Şam ile üzerinde mutabık kalınacak bir mekanizmanın bulunmasıdır. Bu özellikle Suriye ordusuyla bütünleşme, Nüfus ve Emlak Müdürlüğü, Göçmenlik ve Pasaport Dairesi ve diğer kurumlar gibi devletin sivil kurumlarını aktif hale getirmeyi kapsamalı. Bu, özyönetim bölgelerindeki özyönetim kurumlarını ve sayıları 200 bine yakın çalışanlarının haklarını koruyan, yerinden edilmiş kişilerin ve mültecilerin asıl bölgelerine geri dönmesini sağlayan bir mekanizma olmalı. İdlibi topun şu anda Şam'ın sahasında olduğunu da vurguladı.

SDG'nin bir parçası olan Kuzey Demokratik Tugayı Komutanı, konuşmasında müzakerelerin başlatılması için mevcut koşulların, Şam'ın, Menbiç kırsalı ve Tişrin Barajı bölgesinde yaşanan çatışmaların durdurulması için Türkiye yanlısı gruplara baskı yapmasını, Kuzey ve Doğu Suriye'nin açıkladığı maddelerin hayata geçirilmesi için taraflar arasında net mekanizmalar üzerinde mutabakata varılmasını zorunlu kılan bir iklimin oluşmasını gerektirdiğine işaret etti.

İdlibi, Şam'ın daha önce DEAŞ militanlarının bulunduğu cezaevleri ve gözaltı merkezleri ile ilgili dosyayı talep ettiğini hatırlattı. Bu konunun, bölgenin genel güvenliği ve uluslararası koalisyonun pozisyonuyla ilgili olduğundan, diğer birbiriyle ilişkili dosyalar üzerinde mutabakata varıldıktan sonra, kendisine zaman ayrılması ve hassas istişareler yapılmasını gerektirdiğinden, Şam ile görüşmelerde daha sonraya bırakıldığını belirtti.

Koalisyonun çabaları

Bilgi sahibi bir kaynak, Kuzey ve Doğu Suriye'nin Şam ile anlaşmaya varmaya hazır olduğuna ilişkin açıkladığı noktaların, bu bölgelerde faaliyet gösteren Uluslararası Koalisyon tarafından da desteklendiğini bildirdi. Koalisyondaki ülkeler, özellikle de ABD ve Fransa, Şara ve Abdi arasında görüşleri yakınlaştırmak ve iki taraf arasında uzun bir müzakere sürecini başlatacak, güçlerin birleştirilmesi ve tüm Suriyeliler için kapsamlı bir siyasi anlaşma ile taçlanacak bir anlaşmaya varmak için büyük çaba sarf ediyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 13 Şubat'ta düzenlenen Paris Konferansı'nda SDG'nin rolünü övdü. Abi, “SDG'deki dostlarının çıkarlarını savunmanın ve onları yalnız bırakmamanın  görevleri olduğunu, Suriye’deki geçiş sürecine entegre olmalarının, güçlü savaşçılar oldukları için terörle mücadele gibi güvenlik hedeflerine hizmet edeceğini” söyledi.

Şam SDG’nin açıkladığı ilkeler hakkında yorum yapmazken, Ulusal Diyalog Kongresi Hazırlık Komitesi, Suriye'nin Hama, Tartus ve Süveyda şehirlerinde toplantılarını sürdürüyor.



"Gazze'nin Geleceği" Hamas ile Arap Birliği arasında tartışma yarattı

srail'in Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonları sırasında Nuseyrat ve Bureyc mülteci kamplarında yaşayanların tahliyesi (AP)
srail'in Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonları sırasında Nuseyrat ve Bureyc mülteci kamplarında yaşayanların tahliyesi (AP)
TT

"Gazze'nin Geleceği" Hamas ile Arap Birliği arasında tartışma yarattı

srail'in Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonları sırasında Nuseyrat ve Bureyc mülteci kamplarında yaşayanların tahliyesi (AP)
srail'in Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonları sırasında Nuseyrat ve Bureyc mülteci kamplarında yaşayanların tahliyesi (AP)

Savaşın bitmesinin ertesi günü hakkında Arap Birliği ile Hamas arasında Gazze Şeridi'nin geleceğine ilişkin bir anlaşmazlık patlak verdi. “Birlik’ten üst düzey bir yetkili ’Filistin halkının çıkarının (Hamas'ın) Şerit'teki sahneyi terk etmesini gerektirdiğini” düşünürken, hareket bunu şiddetle reddetti; iki eski diplomat ise Şarku’l Avsat'a “bunun ifadelerin ve açıklamaların yorumlanmasına ilişkin bir anlaşmazlık olduğunu ve Arap pozisyonunu ya da Gazze'nin geleceğine ilişkin devam eden müzakereleri etkileyecek şekilde genişlemeyeceğini” vurguladı.

Birkaç gün önce Arap Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Büyükelçi Hüsam Zeki, Mısır'da yerel bir televizyon kanalında “Filistin'in çıkarları (Hamas'ın) sahneyi terk etmesini gerektiriyor” dedi.

Ancak Hamas sözcüsü Hazım Kasım dün bir açıklama yaparak, hareketin Zeki'nin açıklamalarına “şaşırdığını” söyledi ve “(Hamas) Gazze Şeridi'nin yönetimine ilişkin siyasi ve idari yaklaşımların formüle edilmesinde, özellikle Mısır'daki kardeşlerimizle yapılan çok sayıda diyalogda, ulusal uzlaşı hükümeti kurulmasının kabul edilmesi ve Mısır'ın (Toplumsal Destek Komitesi) önerisinin tamamen kabul edilmesi de dâhil olmak üzere azami esneklik göstermiştir” dedi.

Hamas sözcüsü, “hareketin, ulusal uzlaşı çerçevesinde ve işgal ya da ABD'nin her türlü müdahalesinden uzak bir şekilde, savaştan sonra Gazze Şeridi'ndeki durumla ilgili tüm kararlarının merkezine Filistin halkının üstün çıkarlarını koymaya devam edeceğini” vurguladı.

Arap Birliği'ni, “bu tutumu desteklemeye ve Arap ulusal güvenlik sistemini tehdit edecek herhangi bir projenin geçmesine izin vermemeye” çağırdı.

 Filistinli bir kadının, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el Balah'ta İsrail baskını sırasında akrabalarından birinin öldürülmesine tepkisi (Reuters)Filistinli bir kadının, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el Balah'ta İsrail baskını sırasında akrabalarından birinin öldürülmesine tepkisi (Reuters)

“Şarku’l Avsat” dün Arap Birliği ve Hamas'tan resmi yorum istedi, ancak yanıt alamadı.

Mısır'ın eski Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Moataz Ahmedin, “Hamas'ın tepkisinin doğal olduğunu ve savaştan sonra Gazze'de yönetime tutunmayacağını, direniş hakkından vazgeçmeyeceğini defalarca ifade eden tutumuyla tutarlı olduğunu” söyledi ve “yönetime katılmamanın Gazze'yi terk etmek anlamına gelmediğini” ifade etti.

Ahmedin, Hamas'ın “Hüsam Zeki'nin açıklamasını Arap Birliği'nin İsrail-Amerikan planına ve talebine, yani hareketi ortadan kaldırmaya ve Gazze'deki varlığına son vermeye yönelik bir yanıt olarak anlamış olabileceğini” belirtti.

Ahmedin, “Donald Trump'ın gelişinden önce ateşkese varılan Arap ve hatta Amerikan önerisinin Hamas'ın Gazze'den çıkarılmasına atıfta bulunmadığını, sadece Gazze Şeridi'nde bir rolü olmamasından bahsettiğini, şimdi ise İsrail'in bunu değiştirmek istediğini ve Hamas'ın ortadan kaldırılmasını ve Gazze'deki varlığına son verilmesini talep ettiğini” vurguladı.

İsrail, ABD ve Avrupalı taraflar Hamas'ın Gazze Şeridi'nde gelecekte bir rolü olmayacağı konusunda ısrar ederken, Arap tarafların da desteklediği ateşkes anlaşması, İsrail ve ABD'nin sürekli uymama ya da uygulamama tehditleriyle karşı karşıya, bu da arabuluculara ateşkesin kalıcılığını destekleme konusunda çifte sorumluluk yüklüyor.

Daha önce Gazze'deki ateşkes müzakereleri hakkında bilgi sahibi olan Mısırlı bir kaynak, Kahire Haber Kanalı'na yaptığı açıklamada, “(Hamas'ın) üç aşamalı ateşkes anlaşmasına bağlılığını ve bir sonraki aşamada Şerit'in yönetimine katılmayacağını teyit ettiğini” belirterek, “Şerit'in rahatlatılması ve yeniden inşası sürecini denetleyecek geçici bir komite oluşturmak için Mısır’ın yoğun temasları olduğunu” bildirdi.

​​​​​​​Filistinliler, İsrail'in Gazze Şeridi'nin merkezinde yerlerinden edilmiş insanlara yönelik bir sığınağa hava saldırısı düzenlediği alanda yaralı bir adamı taşıyor (Reuters)Filistinliler, İsrail'in Gazze Şeridi'nin merkezinde yerlerinden edilmiş insanlara yönelik bir sığınağa hava saldırısı düzenlediği alanda yaralı bir adamı taşıyor (Reuters)

Hamas sözcüsü Abdüllatif el-Kanu daha önce Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, hareketin Mısır ve Katar'daki arabuluculara Gazze Şeridi'nin yönetimine katılmadan herhangi bir öneriyi kabul etmeyeceğini söylediğini doğruladı.

Bu arada Mısır Dış İlişkiler Konseyi üyesi Büyükelçi Rakha Ahmed Hassan, “Hüsam Zeki'nin açıklaması talihsiz, çünkü Hamas'ın Gazze'den çıkması konusunda ortak bir Arap pozisyonu yok ve ortak pozisyon Hamas'ın yönetime katılmaması gerektiği yönünde” dedi.

Ahmed Hassan, “Herkes, bir buçuk yıldan uzun süredir mücadele eden bir harekete ‘Gazze'den derhal çıkın’ demenin ne mantıklı ne de gerçekçi olduğunu anlıyor: Bu nedenle Mısır, grupların onayı ile onların katılımı olmadan oluşturulan Toplumsal Destek Komitesi önerisini sundu” dedi. İsrail'in talep ettiği şeyin Hamas'ın Gazze'den çıkması olduğunu ve bunu ateşkes anlaşmasının uygulanmasını engellemek için bir bahane olarak kullandığını vurgulayan Hasan, “Hamas'ın sahneden çekilmesi, grupların hiçbir rolünün olmadığı birleşik bir Filistin devletinin kurulmasıyla kolaylıkla sağlanabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Hassan, Hamas'ın tepkisinin “ateşkes anlaşmasında yer almayan bir konuyla ilgili olduğu için doğal olduğunu” vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu, ateşkesin uygulanmasına yönelik müzakereleri genişletmeyecek ya da etkilemeyecek bir Arap anlaşmazlığıdır.”