Suriye’de SDG bölgelerinden diğer bölgelere petrol akışı yeniden başlıyor

Şam, Avrupa tarafından uygulanan yaptırımların askıya alınmasını bekliyor.

Şam sokaklarında yakıt pet şişelerde satılıyor (Şarku’l Avsat)
Şam sokaklarında yakıt pet şişelerde satılıyor (Şarku’l Avsat)
TT

Suriye’de SDG bölgelerinden diğer bölgelere petrol akışı yeniden başlıyor

Şam sokaklarında yakıt pet şişelerde satılıyor (Şarku’l Avsat)
Şam sokaklarında yakıt pet şişelerde satılıyor (Şarku’l Avsat)

Suriye'nin kuzeydoğusunda Suriye Demokratik (SDG) kontrolündeki bölgelerden ülkenin iç kesimlerine ham petrol akışı, Beşşar Esed rejiminin 8 Aralık'ta devrilmesinden bu yana durdurmuştu. Yeniden başlayan ham petrol akışı, ekonomik ve siyasi durumda yakın zamanda bir ilerleme kaydedileceğinin bir göstergesi olarak görüldü. Öte yandan Şam, Avrupa Birliği'nin (AB) enerji, ulaşım ve bankacılık sektörlerine uyguladığı yaptırımları önümüzdeki pazartesi günü askıya almasını bekliyor.

Suriye basını, SDG ile yeni Suriye hükümeti arasında petrol akışına ilişkin imzalanan ön anlaşma çerçevesinde onlarca ham petrol tankerinin el-Malikiye kırsalındaki Tel Ades terminalinden Humus ve Baniyas'taki rafinerilere yeniden ham petrol taşımaya başladığını bildirdi. Haseke ve Deyrizor illerindeki petrol sahalarından Şam'daki rafinerilere düzenli olarak gönderilen günlük ham petrol miktarının 5 bin varili aşması bekleniyor. Ancak bu miktar Şam'ın kontrolündeki bölgelerin aylık beş milyon varilin üzerinde olduğu tahmin edilen petrol ihtiyacının sadece bir kısmını karşılıyor.

Suriye'nin kuzeydoğusundan ülkenin iç kesimlerine ham petrol akışı, Şam ile SDG arasında çatışmaların önlenmesi ve SDG üyelerinin Suriye ordusuna katılarak ‘birleşik bir Suriye’ içinde ülke yönetimine dahil olması amacıyla siyasi müzakerelerin sürdüğü bir dönemde yeniden başladı.

scdfvgrt
Humus’taki petrol rafinerisi (Arşiv)

Reuters'ın daha önceki bir haberine göre Şam, devam eden yaptırımlar ve mali riskler nedeniyle açtığı ihalelere büyük ithalatçıların hiçbiri başvurmadığı için yerel aracılar vasıtasıyla petrol ithal etmekte zorlanıyor.

Şam, Avrupa'nın enerji, ulaştırma ve bankacılık sektörlerine  uyguladığı yaptırımların askıya alınmasının görüşüleceği yarın yapılması planlanan AB Konseyi toplantısını bekliyor.

Şam, ekonomik döngüyü yeniden başlatmak için ekonomisi hedef alan uluslararası yaptırımların kaldırılmasına umuyor. Her ne kadar Suriye'ye yönelik yaptırımların kaldırılması gerektiği konusunda Avrupa'da bir fikir birliği olsa da daha önce Fransız Haber Ajansı AFP'ye konuşan Avrupalı bir yetkili, bazı ülkelerin ‘terörün finansmanına’ yol açabileceği endişesiyle Suriye'nin bankacılık sektörüne yönelik yaptırımların kaldırılması konusunda anlaşmazlık olduğunu söylemişti.

Suriye Ekonomi Bakanı Basil Abdulhanan ile AB Komisyonu'ndan bir heyetin Şam'da bir araya gelerek ekonomik durumu ve ekonomik kalkınma yollarını değerlendirdiği ve Suriye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılmasını ele aldığı son toplantının ardından, finans sektörüne yönelik yaptırımların kaldırılmasına ilişkin beklentiler arttı.

Raporlar, Avrupalıların yaptırımların bir takvim dahilinde ‘adım adım askıya alınması’ ilkesini benimsediğini gösteriyor. Buna göre ya AB yaptırımları kademeli olarak kaldıracak ya da tam tersi olacak. Avrupalılar, Suriye toplumunun tüm kesimlerinin geçiş dönemine dahil edilmesini, kadınların katılımının sağlanmasını ve haklarına saygı gösterilmesini, vatandaşlık haklarını garanti altına alan yeni bir anayasa hazırlanmasını ve özgür seçimlerin yapılmasını istiyorlar.

Şarku’l Avsat'a konuşan Şam'daki kaynaklar, Suriye'nin mevcut durumunda bu koşulların sağlanmasının zor bir görev olduğunu belirttiler. Durumun henüz güvenlik düzeyinde istikrara kavuşmadığını ve bunun da istikrara bağlı olduğunu belirten kaynaklar, bunun da ekonominin iyileşmesine, ekonominin iyileşmesinin ise yaptırımların kaldırılmasına bağlı olduğunu vurguladılar.

Kaynaklar, Avrupa tarafından uygulanan yaptırımların hafifletilmesi bu kısır döngüyü kıracağını ve hükümetin Suriyelilerin yaşam koşullarını iyileştirmek için gerçek adımlar atmasını sağlayacağını, zira halen maaşları ödeyemediğini ve iç barış için gerçek bir tehdit oluşturan yüz binlerce kişiyi işten çıkarma ikilemini çözemediğini ifade ettiler.

scdfvg
Şam sokaklarında yakıt pet şişelerde satılıyor (Şarku’l Avsat)

27 ülkeden oluşan AB, 2011 yılının mayıs ayında, halk protestolarının acımasızca bastırılması karşısında Beşşar Esed rejimine geniş kapsamlı yaptırımlar uygulamış, yaptırımlar birkaç kez uzatılmış ve başta Suriye petrolünün ve petrol ürünlerinin ihracatının yasaklanması ve yatırımların kısıtlanması olmak üzere Suriye ekonomisinin büyük ve temel alanlarını kapsayacak şekilde genişletilmişti. Bankacılık alanında, Suriye Merkez Bankası'nın AB ülkelerindeki mal varlıkları donduruldu ve Suriyeli finans kuruluşlarının Avrupa'da şube ya da şirket açmaları engellendi. Esed rejimiyle bağlantılı yüzlerce kişi, yetkili ve kuruluşun mal varlıklarının dondurulmasını ve seyahat yasaklarını da içeren yaptırımlar, Suriye ekonomisinin kötüleşmesine ve yolsuzluğun yayılmasına katkıda bulundu.

BM tarafından cuma günü yayınlanan bir raporda, Suriye ekonomisinin mevcut büyüme oranlarında devam etmesi halinde 2080 yılından önce 2011 öncesi gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) seviyesine ulaşamayacağı uyarısında bulunuldu. Rapora göre iyileşme süresinin on yıla indirilmesi için yıllık ekonomik büyümenin altı kat artması gerekiyor. GSYİH, son 14 yılda değerinin yarısından fazlasını kaybetti ve her on Suriyeliden dokuzu yoksulluk sınırının altında yaşıyor.



İsrail, Gazze'deki savaş suçları davalarının yüzde 88'ini iddianame hazırlamadan kapattı

Gazze'deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmaların 10'da 9'u suçlama yöneltilmeden kapatıldı. (Reuters)
Gazze'deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmaların 10'da 9'u suçlama yöneltilmeden kapatıldı. (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'deki savaş suçları davalarının yüzde 88'ini iddianame hazırlamadan kapattı

Gazze'deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmaların 10'da 9'u suçlama yöneltilmeden kapatıldı. (Reuters)
Gazze'deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmaların 10'da 9'u suçlama yöneltilmeden kapatıldı. (Reuters)

Londra merkezli Silahlı Şiddete Karşı Eylem (Action on Armed Violence-AOAV) adlı kuruluş tarafından yayınlanan bir rapor, Gazze Şeridi'ndeki savaşın başlamasından bu yana İsrail askerleri tarafından işlenen savaş suçları ya da suiistimallerle ilgili olarak İsrail ordusu tarafından açılan her 10 soruşturmadan yaklaşık 9'unun herhangi bir suçlama yöneltilmeden kapatıldığını ortaya koydu.

Şarku’l Avsat’ın The Guardian'dan aktardığına göre AOAV, Ekim 2023 ile Haziran 2025 sonu arasında İsrail ordusunun Gazze Şeridi veya Batı Şeria'daki güçleri tarafından sivillere zarar verildiği iddiaları üzerine bir soruşturma yürüttüğünü veya yürüteceğini söylediği 52 vakaya ilişkin İngilizce medyada haberler bulduğunu bildirdi. Söz konusu vakalar bin 303 Filistinlinin öldürülmesi ve bin 880 kişinin yaralanmasını içeriyor.

frgty
Yardım dağıtım noktasında vurularak öldürülen oğlu için gözyaşı döken Filistinli bir anne (EPA)

AOAV, soruşturmaların yüzde 88'inin çözülemediğini ve herhangi bir suçlama getirilmediğini kaydetti. Bunlar arasında Şubat 2024'te Gazze Şeridi'nde un kuyruğunda bekleyen en az 112 Filistinlinin öldürülmesi ve Mayıs 2024'te Refah'taki bir kampta 45 kişinin ölümüne neden olan hava saldırısı da yer alıyor.

Refah'taki bir dağıtım noktasından yiyecek almaya giden 31 Filistinlinin 1 Haziran'da İsrail güçlerinin ateş açması sonucu öldürülmesiyle ilgili soruşturma ise halen sonuçlanmadı.

AOAV ekibinden Iain Overton ve Lucas Tsantzouris, “İstatistikler, İsrail'in, güçlerinin savaşla ilgili ihlal suçlamalarını içeren davaların büyük çoğunluğunda sonuca ulaşamayarak ya da suçsuz olduğunu kanıtlayamayarak bir ‘cezasızlık modeli’ yaratmaya çalıştığını gösteriyor” dedi.

cvdfgt
Gazze Şeridi'ndeki bir yardım dağıtım noktasında yaşanan ölüm vakasının ardından Şifa Hastanesi’nin önünde kanlar içindeki bir ambulans sedyesini taşıyan Filistinliler (EPA)

İsrail ordusu, ‘askeri polis tarafından onlarca soruşturma açıldığını ve bu soruşturmaların çoğunun halen devam ettiğini’ bildirdi.

Ordu tarafından yapılan açıklamada, “Kuvvetlerimizin görevi kötüye kullandığına dair her türlü ihbar, şikâyet ya da iddia, kaynağı ne olursa olsun bir ön inceleme sürecinden geçer. Bazı durumlarda kanıtlar askeri polis tarafından cezai soruşturma başlatılması için yeterli olurken, diğer durumlarda sadece bir ön soruşturma yürütülür” ifadeleri yer aldı.

Açıklama şöyle devam etti: “Bu vakalar, İsrail Genelkurmay Başkanlığı Gerçekleri Araştırma ve Değerlendirme Mekanizması olarak bilinen bir mekanizma tarafından, kuvvetlerin suç teşkil eden bir suiistimalde bulunduğuna dair makul bir şüphe olup olmadığının belirlenmesi için değerlendirmeye sevk edilir.”

İnsan hakları örgütleri bu sistemi eleştirerek soruşturmaların yıllar sürebileceğini söylüyor.