İsrail ile Hamas bu gece ceset ve esir değişimi yapacak

Filistinli Esirler Kulübü: Gazzeli 445 tutuklunun serbest bırakıldığı bilgisini aldık

TT

İsrail ile Hamas bu gece ceset ve esir değişimi yapacak

İsrail ile Hamas bu gece ceset ve esir değişimi yapacak

İsrail ve Hamas Çarşamba günü arabulucular aracılığıyla yarın (Perşembe günü) yapılması gereken takasın bu geceye alınması konusunda anlaştı.

İsrail Cezaevi Servisi, Gazze'de Hamas ile varılan ateşkes anlaşması kapsamında Filistinli tutsakların serbest bırakılması için hazırlık yapıldığını ve serbest bırakılacak tutsakların listesinin kendilerine ulaştığını duyurdu.

Hamas'ın silahlı kanadı Kassam Tugayları, Tzahi Eidan, Itzik Algrat, Ohad Yahlomi ve Shlomo Mentzor adlı dört İsraillinin cesetlerini teslim edeceğini açıkladı.

Filistinli esirlerin işleriyle ilgilenen bir kuruluş olan Esirler Kulübü'nden bugün yapılan açıklamada ifadeleri yer verdildi: “Bugün Filistin saatiyle 10-11 arasında Gazze Şeridi'nde ikamet eden 445 mahkûmun serbest bırakıldığı konusunda bilgilendirildik. Yarın serbest bırakılması beklenen Batı Şeria mahkûmları ve Filistin dışına sürgün edilenlerin serbest bırakıldığı konusunda henüz bilgilendirilmedik.”

Şarku'l Avsat'a bilgi veren kaynaklar, İsraillilere ait cesetlerin tesliminin Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'un batısında Filistinli gruplara ait bir bölgede yapılacağını doğruladı.

Hamas'ın her zamanki gibi gazetecileri davet etmemesi ve İsrail'in operasyonun törensiz gerçekleşmesi yönündeki talebinin ardından arabulucuların harekete yaptığı baskının ardından devir teslimin askeri geçit töreni yapılmadan gerçekleşeceği belirtiliyor.

Görsel kaldırıldı.
Hamas üyeleri Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında üç İsrailli rehinenin Kızıl Haç temsilcilerine teslimi sırasında konuşlanıyor (AFP)

Hamas da bugün yaptığı açıklamada Gazze anlaşmasının ikinci aşaması için herhangi bir teklif almadığını duyurdu.

Hamas sözcüsü Abdüllatif el-Kanu Filistin'den yayın yapan Şihab Haber Ajansı'na (Shehab News Agency)  yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandıdnı: “Mısırlı arabulucular bunun garantisini verdiler ve biz de onlara bağlıyız ve anlaşmayı tamamlamak, istikrara kavuşturmak ve işgalcileri buna mecbur etmek istiyoruz. İkinci aşamaya hazır olmamıza ve anlaşmanın tüm aşamalarını tamamlamak için bu yönde ilerleme konusundaki ciddiyetimize rağmen harekete ikinci aşamayla ilgili hiçbir öneri sunulmadı.”

İsrail geçen hafta Filistinli tutukluların serbest bırakılmasını erteledi ve Hamas'ı daha önceki teslimler sırasında “İsrailli esirlere yönelik aşağılayıcı askeri geçit törenleri” düzenlemekle suçladı.

600 Filistinlinin serbest bırakılması karşılığında 4 rehinenin cesedi teslim edildi

Hamas, Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşmasının ilk aşamasını tamamlayacak bir uzlaşmaya varılmasının ardından 600'den fazla Filistinli tutuklunun serbest bırakılması karşılığında bu akşam dört İsrailli rehinenin cesedini teslim edeceğini açıkladı.

Görsel kaldırıldı.
İsrailli rehineler Shiri Bibas ile iki çocuğu Ariel ve Kfir'in Rishon LeZion, İsrail'deki cenaze törenleri sırasında tabutları (AP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun sözcüsü dört cesedin teslim edilmesi konusunda anlaşmaya varıldığını doğruladı ancak ayrıntı vermedi.

Ancak müzakereler hakkında bilgi sahibi bir kaynak AFP'ye şunları söyledi “Arabulucular (Hamas'a) esir takası için tarihin bugün başladığını bildirdi... Anlaşmaya göre (Hamas) ve direniş grupları İsrailli mahkumların dört cenazesini teslim alacak... İsrail ise hapishanelerindeki 625 Filistinli tutukluyu serbest bırakacak.”

Bu tutukluların geçen Cumartesi serbest bırakılması gereken 602 kişi olduğunu ancak İsrail'in bu kişileri serbest bırakmadığını, ayrıca 23 çocuk ve kadının da cesetler karşılığında serbest bırakılacağını açıkladı.

Hamas'a yakın bir başka kaynak ise arabulucuların (Hamas'a) takasın eş zamanlı olarak gerçekleştirileceğini garanti ettiklerini, ikinci aşama müzakerelerin bir an önce başlaması için çalışmaya devam edeceklerini ve İsrail'in insani protokolü  geciktirmeden uygulayacağını bildirdiklerini söyledi.

Cumartesi günü Hamas altı İsrailli rehineyi sağ olarak, diğer dördünün cesedini ise İsrail'e nakletmek üzere Kızıl Haç'a teslim etmiş, ancak İsrail Gazze'deki rehinelerin serbest bırakılmasıyla ilgili “aşağılayıcı törenleri” kınayarak o gün planlanan 600'den fazla Filistinli mahkûmun serbest bırakılmasını ertelemişti.

Konuyla ilgili olarak Nasır Selahaddin Tugayları Çarşamba günü Telegram kanalından yaptığı açıklamada İsrailli rehine Ohad Yahlomi'nin naaşının yarın, (Perşembe günü) teslim edilecepi belirtildi.

Nasır Selahaddin Tugayları, Gazze'de Hamas ile müttefik olan silahlı bir Filistinli gruptur.

Ohad'ın naaşı, Gazze'deki ateşkes anlaşmasının ilk aşamasında Hamas'ın teslim etmesi planlanan dört naaştan biri.

Ateşkesin yürürlüğe girmesinden bu yana Hamas, yıkıma uğramış Gazze Şeridi'nde büyük kalabalıkların katıldığı törenlerde 25 rehineyi serbest bıraktı. Enkazın ortasında, silahlı ve maskeli savaşçılar rehinelere, grubun ve diğer grupların temsil ettiği direnişin posterleri ve bayraklarıyla dolu platformlara kadar eşlik etti.

Buna karşılık İsrail bin 100'den fazla Filistinli tutukluyu serbest bıraktı.

Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) tüm tarafları, serbest bırakılanların onurunu ve mahremiyetini güvence altına alacak şekilde takas işlemlerini gerçekleştirmeye çağırdı.

İsrail, Filistinli tutukluları İsraillileri hedef alan saldırı girişiminde bulunmak ya da gerçekleştirmekle suçlarken, Filistinliler onları İsrail işgaline karşı direnişin sembolleri olarak görüyor.

Üç aşamalı ateşkes anlaşmasının ilk aşamasının 1 Mart'ta sona ermesi bekleniyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın Ortadoğu temsilcisi Steve Witkoff Salı günü yaptığı açıklamada bir İsrail heyetinin ikinci aşama görüşmelerine katılmak üzere yola çıktığını duyurdu ve gerekirse bu görüşmelere bizzat katılmaya hazır olduğunu teyit etti.

ABD elçisi bu yeni görüşmelerin amacının “ikinci aşamayı ilerletmek ve daha fazla rehinenin serbest bırakılmasını sağlamak” olduğunu vurguladı.



ABD, DEAŞ'a karşı operasyonda Türkiye ve Suriye ile ortaklığı vurgulamaya özen gösteriyor

ABD Başkanı Donald Trump ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, 14 Mayıs 2025'te Suudi Arabistan'da bir araya geldi. (AP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, 14 Mayıs 2025'te Suudi Arabistan'da bir araya geldi. (AP)
TT

ABD, DEAŞ'a karşı operasyonda Türkiye ve Suriye ile ortaklığı vurgulamaya özen gösteriyor

ABD Başkanı Donald Trump ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, 14 Mayıs 2025'te Suudi Arabistan'da bir araya geldi. (AP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, 14 Mayıs 2025'te Suudi Arabistan'da bir araya geldi. (AP)

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) dün, Suriye'nin kuzeybatısında nadir bir saldırı düzenlediğini ve bu saldırıda DEAŞ'ın önde gelen bir lideri ile iki militanının öldürüldüğünü açıkladı. CENTCOM, askerî açıdan insansız hava araçlarıyla (İHA) yapılan saldırılardan daha tehlikeli olan kara operasyonuyla ilgili çok az ayrıntı verdi.

CENTCOM tarafından yapılan açıklamada, ABD güçlerinin Halep kırsalının doğusundaki el-Bab bölgesinde lider Ziya Zevbe Muslih el-Hardani ve iki oğlunu öldürdüğü bildirildi.

“Öldürülen DEAŞ üyeleri, ABD ve koalisyon güçleri ile yeni Suriye hükümeti için tehdit oluşturuyordu” denilen açıklamada, saldırı sırasında üç kadın ve üç çocuğun da olay yerinde olduğu, ancak zarar görmedikleri belirtildi. Bir ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) yetkilisi de dün yaptığı açıklamada, operasyonda ABD tarafında herhangi bir kayıp yaşanmadığını ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın New York Times’tan (NYT) aktardığına göre, kara operasyonları çok önemli bir hedef olarak görülüyor. Zira saldırı bölgesi, terörle mücadele güçlerinin gelecekteki saldırılarını planlamasına yardımcı olabilecek hassas bilgiler (bilgisayarlar, cep telefonları ve diğer veriler) içerebilir.

CENTCOM, kara operasyonu hakkında çok az ayrıntı verdi. Ancak hava saldırılarının aksine, terörle mücadele amaçlı kara saldırıları genellikle komando birlikleri ve helikopterleri içerir ve çoğu zaman saldırı uçakları ve İHA’lar tarafından desteklenir.

Saldırının duyurulması, Başkan Donald Trump'ın haziran ayı sonunda Suriye'ye uygulanan ekonomik yaptırımların çoğunu kaldıran bir yürütme emri imzalamasından sadece birkaç hafta sonra geldi. Trump böylece, liderlerinin El Kaide örgütüyle olan geçmiş bağlantıları konusundaki endişelere rağmen, ülkedeki yeni hükümete desteğini pekiştirdi.

 Özgür Suriye Ordusu ve DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK) arasında Tanf Üssü'nde mayın tespit cihazları konusunda yapılan ortak tatbikatlarÖzgür Suriye Ordusu ve DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK) arasında Tanf Üssü'nde mayın tespit cihazları konusunda yapılan ortak tatbikatlar

Suriye'ye yönelik Amerikan politikasının on yıllardır süren geleneğini sona erdiren bu adım, Trump'ın mayıs ayında Ortadoğu gezisi sırasında yaptığı sürpriz bir açıklamayla geldi. Suudi Arabistan ziyareti sırasında Trump, savaşçıları diktatör Beşşar Esed'i deviren ve aralık ayında iktidara gelen Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile görüştü.

Trump, o zamanlar ABD hükümeti tarafından terör örgütü olarak sınıflandırılan bir grubu yöneten eş-Şara'yı ‘genç ve güçlü’ olarak nitelendirmiş ve Suriye'nin Mart 2011'de başlayan yıkıcı iç savaşın ardından kendini yeniden inşa etmek için bir ‘şans’ hak ettiğini söylemişti.

Suriye'nin kuzeyindeki Halep vilayetindeki el-Bab operasyonu, DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK) güçleri ile yeni Suriye hükümeti arasında gerçekleştirilen ilk ortak uluslararası güvenlik operasyonu olarak kabul ediliyor.

DEAŞ’ın önde gelen liderlerinden Ziya Zevbe Muslih el-Hardani… El-Hardani, Suriye'nin kuzeyinde DMUK, Türkiye ve Suriye'nin ortak operasyonu sırasında öldürüldü.DEAŞ’ın önde gelen liderlerinden Ziya Zevbe Muslih el-Hardani… El-Hardani, Suriye'nin kuzeyinde DMUK, Türkiye ve Suriye'nin ortak operasyonu sırasında öldürüldü.

New York merkezli güvenlik danışmanlığı şirketi Soufan Group’un terörle mücadele analisti Colin P. Clarke, NYT’ye şunları söyledi: “Saldırının duyurulması mantıklı. Çünkü ABD, Türkiye ve Suriye ile (özellikle de Suriye ile) ortaklaşa yürütülen DEAŞ karşıtı savaşı öne çıkarmak ve Şam'ın somut değişiklikler yapma ve ABD'nin taleplerine yanıt vermek için gösterdiği çabaları ortaya koymak isteyebilir.”

CENTCOM Komutanı General Michael Erik Kurilla yaptığı açıklamada, “CENTCOM, bölgeyi, müttefiklerimizi ve vatanımızı tehdit eden DEAŞ teröristlerini kalıcı olarak yenilgiye uğratmaya kararlıdır” ifadelerini kullandı.