Acil Arap Birliği Zirvesi'ne katılmayanlar zirve sonuçlarını etkiler mi?

Cezayir, zirvenin hazırlık aşamasındaki ‘dengesizlikleri’ eleştirdi, Mısırlı kaynak ‘görmezden gelindiği’ iddiasını yalanladı

Arap ülkeleri liderleri Manama’da gerçekleşen son Arap Birliği Zirvesi'nde (BNA)
Arap ülkeleri liderleri Manama’da gerçekleşen son Arap Birliği Zirvesi'nde (BNA)
TT

Acil Arap Birliği Zirvesi'ne katılmayanlar zirve sonuçlarını etkiler mi?

Arap ülkeleri liderleri Manama’da gerçekleşen son Arap Birliği Zirvesi'nde (BNA)
Arap ülkeleri liderleri Manama’da gerçekleşen son Arap Birliği Zirvesi'nde (BNA)

Hişam el-Meyani

Cezayir ve Tunus liderlerinin, Gazze Şeridi ve Filistin meselesiyle ilgili son gelişmelerin ele alınacağı Kahire'de yapılması planlanan Acil Arap Birliği Zirvesi’ne katılmayacaklarını açıklamaları, Arap ülkelerinin zirveye katılım düzeyi ve bu durumun zirvenin sonuçları üzerindeki etkisi konusunda soru işaretleri yarattı. Şarku’l Avsat’a konuşan konuyla ilgili bilgi sahibi Mısırlı bir kaynak, ülkesinin Arap Birliği’ne üye tüm ülke liderlerini davet ettiğini ve bölgedeki bu kritik dönemde herkesin bu vahim meseleyi istişare etmek ve bir tutum sergilemek üzere katılmaya istekli olduğunu vurguladı.

Cezayir’in resmi haber ajansı APS pazar akşamı, Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun'un Filistin meselesindeki gelişmeleri görüşmek üzere 4 Mart'ta Mısır'ın ev sahipliğinde düzenlenecek olan Acil Arap Birliği Zirvesi'ne katılmama kararı aldığını bildirdi.

APS’nin bir kaynaktan aktardığına göre Cumhurbaşkanı Tebbun, zirvede Cezayir'i temsil etmesi için Dışişleri ve Yurtdışındaki Ulusal Topluluklar Bakanı Ahmed Attaf’ı görevlendirdi. APS, bu kararın ‘zirvenin hazırlık sürecine gölge düşüren dengesizlikler ve eksikliklerin yanı sıra, zirvenin sonuçlarını Filistin meselesiyle ilgilenen diğer Arap ülkeleriyle koordinasyon olmaksızın hazırlamanın sınırlı bir grup Arap ülkesinin tekelinde olması’ nedeniyle alındığını belirtti.

Öte yandan Tunus Cumhurbaşkanlığı’ndan pazartesi günü yapılan açıklamada, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in Dışişleri Bakanı Muhammed Ali en-Nefti'yi, Acil Arap Birliği Zirvesi'ne katılacak Tunus heyetine başkanlık etmekle görevlendirdiği duyuruldu.

Cumhurbaşkanlığı açıklamasına göre Tunus, Filistinlilerin haklarını destekleme konusundaki kararlı tutumunu yineleyecek. Açıklamada bu hakların başında başkenti Doğu Kudüs olan, Filistin topraklarının tamamında bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulmasının geldiği belirtildi.

Konuyla ilgili bilgi sahibi Mısırlı bir kaynak, Cezayir ve Tunus'un tutumunun zirveye katılmama olarak değerlendirilemeyeceğini söyledi. Kaynağa göre iki ülkenin de liderlerinin bir temsilci göndermesi ve onu görevlendirmesi, devletin resmi olarak katılımı anlamına geliyor ve amaç da budur. Devletlerin resmi tutumları ve katılımları olur.

Gerek bu zirvede gerekse daha önceki zirvelerde temsilcilerini gönderen bazı ülkeler olduğunu ve bu durumun söz konusu ülkelerin katılımını azaltmadığını ifade eden kaynak, temsilcilerin de ülke liderleri gibi ülkelerinin tutumlarını ifade ettiklerini, hatta ülke liderinin temsilcisi liderler düzeyinde yapılan toplantılara katılmasa bile bunun değişmediğini söyledi. Kaynak, nihayetinde mutabık kalınan konunun, tüm katılımcı heyetlerin ortak bir tutum sergilemesi için zirvenin son oturumunda açıklandığını belirtti.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati’nin Kahire'deki zirvede ülkesini temsil edecek olan Tunuslu mevkidaşı Muhammed Ali Nefti ile pazartesi günü gerçekleştirdiği görüşmeden (EPA)Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati’nin Kahire'deki zirvede ülkesini temsil edecek olan Tunuslu mevkidaşı Muhammed Ali Nefti ile pazartesi günü gerçekleştirdiği görüşmeden (EPA)

Cezayir Cumhurbaşkanı’nın zirveye katılmamasının nedenleriyle ilgili bir değerlendirmede bulunan kaynak, Kahire'nin ilk andan itibaren Gazze Şeridi için hazırladığı yeniden inşa planı hakkında herkesi bilgilendirmek istediğini belirterek, “Çünkü zirvenin düzenlenmesinin başlıca amacı bu. Zirve bu konuda ortak bir tutum sergilenmesi ve mutabakata varılması yararına yapılacak. Kimseyi görmezden gelmek ya da dışlamak söz konusu değil. Ayrıca bu, bütün Arapların meselesidir. Bir ya da birkaç ülkenin üye ülkelerin bu konuda rol almasını engellemesi düşünülemez” değerlendirmesinde bulundu.

Zirvedeki temsil düzeyiyle ilgili bir endişe olmadığını vurgulayan kaynağa göre bunun nedeni, zirvenin duyurulduğu günden bu yana gerekli ivmenin olmasının yanı sıra, liderleri ya da temsilcileri düzeyinde zirveye katılımları teyit edilen ülkelerin, kimsenin kendileri için doğal ve gerekli rollerini tanımlamasını beklemeyen, konuyla aktif ve ilgili ülkeler arasında yer alıyor olmaları.

Tüm bunlar, Arap ülkelerinin liderlerinin zirveye katılmak üzere dün Kahire'ye hareket etmeye başlamalarıyla birlikte yaşanırken Irak resmi haber ajansı INA, Irak Cumhurbaşkanı Abdullatif Raşid'in Olağanüstü Arap Birliği Zirvesi’ne katılmak üzere Mısır'a gittiğini bildirdi.

Bahreyn Kraliyet Sarayı dün, Arap Birliği dönem başkanı Kral Hamad bin İsa Al Halife'nin Mısır'a gitmek üzere ülkeden ayrılacağını duyurdu. Bahreyn resmi ajansı BNA Kraliyet Divanı’nın Kral Hamad bin İsa Al Halife'nin Filistin meselesiyle ilgili gelişmeleri görüşmek üzere zirveye katılacak Bahreyn heyetine ve zirve çalışmalarına başkanlık edeceğini bildirdi.

Kuveyt resmi haber ajansı KUNA da Kuveyt Emiri'nin temsilcisi Veliaht Prens Şeyh Sabah Halid el-Hamed es-Sabah'ın Olağanüstü Arap Birliği Zirvesi’nde Kuveyt heyetine başkanlık etmek üzere bugün Mısır'a gideceğini duyurdu.

Mısır'ın eski Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi Büyükelçi Muataz Ahmedin, uluslararası zirvelere katılımın, ülkenin temsilci olarak belirlediği kişi tarafından gerçekleştiğini belirterek “Cumhurbaşkanı varsa iyi, başbakan varsa yine iyi, bir bakan varsa makul, yoksa devletin zirvenin yapıldığı ülkedeki daimî temsilcisi ya da büyükelçisi olur ve bu durum, ülkenin temsiliyetine gölge düşürmez” yorumunda bulundu.

Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, bir ülkenin zirvede temsil edilmemesinin bile kararların alınmasına engel teşkil etmediğini vurgulayan Ahmedin, “Bir ülkenin temsil edilmemesi, devletin söz hakkından feragat ettiği anlamına gelir, ancak herhangi bir temsil düzeyinde katılır ve tutumunu ifade ederse, bu en iyi diplomasi şekli olur” ifadelerini kullandı.

Mısır Daimî Temsilciliği tarafından Arap Birliği Sekretaryasına gönderilen olağanüstü zirve gündemine göre heyet başkanlarının kabulü bugün Kahire saatiyle 15.00'te gerçekleşecek. Açılış oturumu, katılımcı heyetler onuruna verilecek Ramazan iftarının ardından saat 16.30'da başlayacak. Kapalı oturumun ardından kapanış oturumu yapılacak ve zirve saat 20.30'da sonuç bildirgesinin ve üzerinde mutabık kalınan kararların açıklanmasıyla sona erecek.



Suudi Arabistan-Lübnan ilişkilerinde yeni bir başlangıca doğru

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman dün akşam Riyad'daki el-Yemame Sarayı'nda Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ı kabul etti. (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman dün akşam Riyad'daki el-Yemame Sarayı'nda Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ı kabul etti. (SPA)
TT

Suudi Arabistan-Lübnan ilişkilerinde yeni bir başlangıca doğru

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman dün akşam Riyad'daki el-Yemame Sarayı'nda Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ı kabul etti. (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman dün akşam Riyad'daki el-Yemame Sarayı'nda Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ı kabul etti. (SPA)

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman'ın daveti üzerine ocak ayı başında Lübnan Cumhurbaşkanı seçilmesinden bu yana ilk yurt dışı ziyaretini dün öğleden sonra Riyad'a gerçekleştirdi. Söz konusu ziyaret, Suudi Arabistan’ın Lübnan'ı desteklemedeki tarihi rolünün tanınması ve Lübnan'ın bölgesel ve uluslararası alandaki önemli konumu ve ağırlığının takdir edilmesi anlamına geliyor.

Gözlemciler, iki ülke liderlerinin aralarındaki kardeşlik bağlarını güçlendirme ve önümüzdeki dönemde imzalanması beklenen yeni anlaşmalarla çeşitli alanlarda iş birliğini geliştirme arzusu ışığında, bu ziyaretin Suudi Arabistan-Lübnan ilişkilerinde yeni bir başlangıca ve ilişkilerin tüm siyasi, ekonomik ve sosyal düzeylerde gelişmesine zemin hazırladığına inanıyor.

Gözlemciler, Suudi Arabistan'ın Lübnan'ın güvenlik ve istikrarını desteklemedeki tarihi rolünün yanı sıra 15 yıllık Lübnan iç savaşının sona erdirilmesindeki aktif katkısı, Lübnan halkının yanında yer alan daimî pozisyonu ve insani yardımları da dâhil olmak üzere siyasi, ekonomik ve sosyal desteğine işaret ettiler. Cumhurbaşkanı Avn da Riyad'a varışından kısa bir süre sonra bu ziyareti, ülkesinin Suudi Arabistan'ın çaba ve tutumlarına yönelik takdirlerini sunmak için bir fırsat olarak nitelendirdi ve ‘yıllar önce Suudi Arabistan'a gelen Lübnanlıları kucakladığı’ için Krallığa teşekkür etti.

Gözlemciler, ziyaretin genel olarak Ortadoğu'da ve özel olarak Lübnan'da yaşanan gelişmelerle aynı zamana denk gelmesinin, bölgenin güvenlik ve refahını arttırmak ve Lübnan halkının istikrar ve refaha yönelik umut ve özlemlerini gerçekleştirmek için iki ülke arasındaki çabaların istişare ve koordinasyonunu gerektirdiği görüşünde. Cumhurbaşkanı Avn'ın Lübnan devletinin egemenliğini genişletmesi ve tüm yetkilerini kullanması yönündeki çabaları, Suudi Arabistan'ın ekonomik ve yatırım iş birliği ile ortak eylemlerin başlatılmasının ön koşulu olarak ülkelerin istikrarının desteklenmesine dayanan bölge vizyonuyla örtüşüyor.

sdefrgt
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'nda resmi törenle karşılandı. (SPA)

Riyad’a varışından kısa bir süre sonra “Bu ziyaret Lübnan-Suudi Arabistan ilişkilerinin derinliğini teyit etmek için bir fırsattır” diyen Avn, “Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile yapacağım görüşmeleri büyük bir umutla bekliyorum. Bu görüşmeler iki kardeş ülke arasındaki iş birliğini geliştirecek anlaşmaların imzalanacağı bir sonraki ziyaretin yolunu açacaktır” ifadelerini kullandı.

Suudi Arabistan, Lübnan'a ve halkına desteğini ve İsrail işgal güçlerinin topraklarından tamamen çekilmesi ve Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı kararı ile ilgili uluslararası kararların uygulanması da dahil olmak üzere ateşkes anlaşmasına uyulması gerektiğini defalarca yineledi. Ayrıca Lübnan liderliğinin ülkenin güvenliği ve egemenliği için ciddi bir şekilde çalışacağına ve Cumhurbaşkanı Avn'ın istikrarı ve birliği desteklemek ve devlet kurumlarını ve kazanımlarını korumak için gerekli reformları başlatabileceğine, böylece Lübnan'ın ortaklarının güvenini arttıracağına ve Arap ve uluslararası komşularıyla doğal statüsünü ve ilişkilerini yeniden kuracağına dair iyimserliğini ifade etti.

Geçtiğimiz yıl ekim ayında Suudi Arabistan, Lübnan halkının içinde bulunduğu kritik durumla başa çıkabilmesine yardımcı olmak amacıyla bir hava köprüsü kurdu; İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın direktifleri doğrultusunda gıda, barınak ve sağlık ekipmanları gibi yardım malzemeleri taşıyan 27 uçak gönderildi. Aralık ayı başında da Lübnanlı mültecilerin ve ülke içinde yerlerinden edilmiş kişilerin acılarını hafifletmeye katkıda bulunmak amacıyla gıda, barınak ve sağlık projelerini hayata geçirmeyi amaçlayan yeni bir yardım kampanyası başlatıldı.