Nadir görülen bir olay... Suriyeliler trafik kazası sonrası etrafa saçılan milyonlarca lirayı topladı

Rusya'dan Suriye parası taşıyan bir kargo uçağı geldi

Suriye Merkez Bankası'na ait bir araç Şam-Humus karayolunda devrildi. (Sosyal medya)
Suriye Merkez Bankası'na ait bir araç Şam-Humus karayolunda devrildi. (Sosyal medya)
TT

Nadir görülen bir olay... Suriyeliler trafik kazası sonrası etrafa saçılan milyonlarca lirayı topladı

Suriye Merkez Bankası'na ait bir araç Şam-Humus karayolunda devrildi. (Sosyal medya)
Suriye Merkez Bankası'na ait bir araç Şam-Humus karayolunda devrildi. (Sosyal medya)

Yerel basında dün yer alan haberlere göre, Suriye Merkez Bankası'na ait bir para nakil aracının tekerleğinin patlayarak devrilmesi ve paraların etrafa saçılmasının ardından Şam-Humus karayoluna saçılan büyük miktardaki paralar Suriyeli siviller tarafından toplandı.

Olayın görüntüsü, paranın vilayetler arasında koruma araçları eşliğinde zırhlı araçlarla taşınması uygulamasının aksine neden sıradan bir araçla taşındığına dair pek çok soruyu gündeme getirdi. Ayrıca banknotların neden bankalarda kullanılan torba ve kartonlara istiflenmediği de merak konusu oldu.

Olay ve çalışanların maaşlarını taşıdığı söylenen araçla ilgili olarak herhangi bir hükümet ya da bankacılık yetkilisi tarafından resmi bir açıklama yapılmazken, yerel kaynaklar ‘Suriye Merkez Bankası'na ait bir aracın, Şam-Humus karayolu üzerindeki el-Vafidin kampı yakınlarında, devrilmesine ve milyonlarca Suriye lirasının kaza bölgesinde uçuşmasına neden olan bir trafik kazasına karıştığını’ bildirdi. İç Güvenlik Güçleri’ne bağlı bir devriye olay yerine gelene kadar çevredeki insanlar paranın güvenliğini sağlamak için yardıma koştu. Kaynaklar, paranın tamamen kurtarıldığını belirtti.

sdefrgt
Esed rejiminin devrilmesinden sonra Şam'daki Suriye Merkez Bankası önü (Şarku’l Avsat)

Konuyla ilgili olarak dün Al Arabiya'ya konuşan kaynaklar, Rusya'dan gelen Suriye lirası dolu bir kargo uçağının Şam Uluslararası Havalimanı’na indiğini söyledi. Kaynaklar, para yüklü yediden fazla tırın Suriye Merkez Bankası'na girdiğini bildirdi.

Al Arabiya muhabiri, Rusya'dan Şam'a gelen paranın, Suriye lirasının Moskova'da basılması için daha önce yapılan bir anlaşmanın ödemesi olduğunu açıkladı. Şubat ayında Suriye Merkez Bankası, Rusya'dan Suriye'ye Şam Uluslararası Havalimanı üzerinden Suriye lirası geldiğini doğrulamış, ancak rakamını açıklamamıştı.

Ciddi likidite sıkıntısı

Suriye’deki yeni yönetim, Merkez Bankası'ndaki ciddi likidite sıkıntısı nedeniyle maaşları ödeyemiyor. Esed rejiminin devrilmesinin ardından iktidarı devralan hükümet yetkilileri devlet hazinesinin boş olduğunu belirtirken, ekonomik durumun iyileştirilmesi Suriye'ye uygulanan uluslararası yaptırımlar nedeniyle halen kısıtlı.

Dünya Bankası'na göre Suriye ekonomisi savaş yıllarında yüzde 85 oranında küçüldü ve nüfusun yüzde 80'inden fazlası yoksulluk sınırının altında yaşıyor.

Suriye Merkez Bankası, likidite sıkıntısı riskini azaltmak için ATM'den para çekme işlemlerini günde 200 bin Suriye lirası (20 dolar) ile sınırlamak da dahil olmak üzere finansal hareketleri kısıtlayıcı tedbirler uyguluyor, ancak dün bu tavan 500 bin liraya yükseltildi.

İdari reform çalışmalarına paralel olarak maaşların ödenmesinde yaşanan karışıklık ve emeklilerin maaşlarının ödenmesindeki gecikme, yeni yetkililerin karşılaştığı zorlukları daha da arttırdı.

sdfrgt
Suriyeli emekliler, Esed rejiminin devrilmesinden sonra ilk maaşlarını almak için sıra bekliyorlar, Şam, 6 Şubat. (EPA)

Suriye Sosyal Sigortalar Genel Kurumu Müdürü Hasan el-Hatip, mart ayı emekli maaşlarının toplam 135 milyar Suriye lirası tutarında ödendiğini açıkladı. Suriye resmi haber ajansı SANA'ya yaptığı açıklamada el-Hatip, ödenen emekli maaşı sayısının 900 binden fazla olduğunu söyledi. El-Hatip, kurumun önümüzdeki dönemde Haseke ve Kamışlı vilayetlerindeki emeklilerin son üç aydaki yaklaşık 23 milyar Suriye lirası tutarındaki emekli maaşlarını ödemek için çalıştığına dikkat çekti.

Suriye Maliye Bakanı Muhammed Abazeyd, 2011 yılından önceki asker emeklileri ve varislerinin emekli maaşlarının önümüzdeki hafta ödeneceğini ve yaklaşık 189 bin emekli ve hak sahibini kapsayan tahmini 31 milyar Suriye lirası tutarına ulaşılacağını açıkladı. Sivil emeklilerin mart ayı emekli maaşlarının da 27 milyar 452 milyon Suriye lirası civarında olduğu tahmin ediliyor.



Şiddetli su kıtlığı, yağışların az olduğu bir dönemin ardından Beyrut'un sıkıntılarını daha da artırıyor

Beyrut sokaklarında su taşıyan bir tanker, 3 Temmuz 2025 (AFP)
Beyrut sokaklarında su taşıyan bir tanker, 3 Temmuz 2025 (AFP)
TT

Şiddetli su kıtlığı, yağışların az olduğu bir dönemin ardından Beyrut'un sıkıntılarını daha da artırıyor

Beyrut sokaklarında su taşıyan bir tanker, 3 Temmuz 2025 (AFP)
Beyrut sokaklarında su taşıyan bir tanker, 3 Temmuz 2025 (AFP)

Beyrut sokakları, Lübnanlıların yıllardır görmediği ciddi bir su kıtlığıyla başa çıkmak için halkın satın aldığı su depolarıyla dolup taşıyor. Bu kıtlık, yağışların rekor düzeyde azalması, kuyuların kuruması ve dağıtım şebekelerinin yıpranmasına bağlı.

Beyrut'un güney banliyösü Burc el-Baracne'deki evinde mutfak eşyalarını özenle yıkayan 50 yaşındaki Rima es-Seba, “Su eskiden her gün geliyordu, ama şimdi üç günde bir geliyor” diyor.

Resmi kurumun su tedarikini kesmesi durumunda es-Seba ailesi, yaşadıkları binanın su depolarına su pompalayan özel tankerlere başvuruyor. Rima, mutfak eşyalarını paslandıran tuzlu suyla depoyu doldurmak için 5 dolar ödediğini belirtiyor. İçme suyunu ise Lübnan'daki çoğu kişi gibi hazır şişelerde satın alıyor.

Ancak sosyal hizmet alanında çalışan Rima es-Seba, bu maliyetlerin sınırlı gelire sahip aile için çok ağır olduğunu belirtiyor. Rima, “Bu parayı nereden bulacağım?” diye soruyor. Ülke, Hizbullah ile İsrail arasındaki savaşın yanı sıra, birçok vatandaşını yoksullaştıran ağır bir ekonomik krizle boğuşuyor.

Lübnanlılar uzun yıllardır su kıtlığına alışkın. Enerji ve Su Bakanlığı'nın Ulusal Su Sektörü Stratejisi metninde belirtildiği gibi, ‘nüfusun yüzde 50'den fazlası düzenli olarak kamu su hizmetlerinden yararlanamıyor’.

Bakanlık, barajlar gibi yüzey depolamanın bu açığı kapatmak için yeterli olmadığını, hükümetin sağladığı suyun yarısının ulusal su şebekelerindeki sızıntılar veya hırsızlık nedeniyle ‘israf edildiğini’ belirtiyor.

Yağışların azalması, krizi daha da kötüleştirdi.

Meteoroloji İdaresi'nin yüzey tahminleri bölüm başkanı Muhammed Kenc, 2024-2025 kışında yağış miktarının ‘çok az’ olduğunu belirterek, bu miktarın gözlemlerin başladığı günden bu yana ‘80 yılın en düşük yağış miktarı’ olduğunu söyledi.

cdfgthy
Beyrut'taki bir kuyu suyu dağıtım tesisinde tankerini dolduran bir adam, 3 Temmuz 2025 (AFP)

Ulusal Su Sektörü Stratejisi’ne göre iklim değişikliği su kıtlığını artıracak. Dünya Bankası ise yılın başında ‘iklim değişikliğinin 2040 yılına kadar kuraklık mevsiminde su miktarını yarı yarıya azaltacağı’ öngörüsünde bulundu.

Kısıtlama

Enerji ve Su Bakanı Joseph Saddi geçen hafta ‘mevcut durumun çok zor’ olduğunu bildirdi.

Su kıtlığı, Beyrut'un farklı bölgelerinde farklılık gösteriyor. Yollar, binaların çatılarında yoğun olarak bulunan su depolarını besleyen tankerlerle dolup taşıyor.

Hükümet geçen ay, su tüketimini azaltmaya teşvik etmek için bir kampanya başlattı ve ülke genelinde kurumuş kaynak ve göllerin fotoğraflarını yayınladı.

Beyrut Kuzey İstasyonları Bölümü Başkanı Zuheyr Kazzi, “33 yıldır buradayım ve bu, Beyrut'a pompaladığımız su miktarı açısından geçirdiğimiz en kötü yıl” dedi.

Beyrut ve Lübnan Dağı Su Tesisleri Teknik Uzmanı Antoine ez-Zağbi, geçtiğimiz temmuz ayında AFP ile yaptığı röportajda, başkentte su kısıtlamasının genellikle yaz mevsiminin bitiminden ve kış mevsiminin başlamasından önce, ekim ve kasım aylarında başladığını açıkladı.

Ancak ez-Zağbi'ye göre bu yıl su sıkıntısı erken başladı. Zira bazı kaynaklarda yağışların azalması nedeniyle su miktarının yüzde 50'si bitti. Ez-Zağbi, aşırı tüketim ve deniz suyunun sızma riskini azaltmak için bazı kuyularda kısıtlamanın haziran ayında başladığını belirtti.

Ez-Zağbi, barajlar da dahil olmak üzere daha fazla depolama tesisine ihtiyaç olduğunu vurguladı.

cf90p
Lübnan'ın Batroun kentindeki bir baraj, 10 Temmuz 2025... Lübnan, yağışların az olduğu bir mevsimden sonra bu yaz şiddetli su kıtlığı çekiyor. (Reuters)

Dünya Bankası geçtiğimiz ocak ayında, Beyrut ve çevresindeki bölgelerde su hizmetlerini iyileştirmek için 250 milyon dolardan fazla bir kredi onayladı.

2020 yılında ise çevre aktivistlerinin biyolojik çeşitlilik açısından zengin bir vadiyi tahrip edebileceği gerekçesiyle, başkentin güneyinde bir baraj inşa etmek için verdiği krediyi iptal etti.

Kuyular

Beyrut'un güney banliyösünde yaşayan 66 yaşındaki emekli memur Ebu Ali Nasreddin, aylardır devletin su şebekesinden su alamadığını söyledi.

“Devletin suyu nerede? Nereye aktarılıyor? Kimse bilmiyor” diyen Nasreddin, yaşadığı binayı besleyen kuyunun da kuruduğunu belirtti. Nasreddin ayrıca, tankerlerin sağladığı suyun fiyatının da günden güne yükseldiğini ifade etti.

Bazı bölgelerde 2 bin litre kapasiteli su tankeri fiyatı 20 dolara ulaşıyor ve bu fiyat, tasarruflu kullanımla 5 kişilik bir ailenin bir haftalık ihtiyacını zar zor karşılıyor.

Küçük kamyonuyla su taşıyan 45 yaşındaki Bilal Selheb, suya olan talebin büyük ölçüde arttığını kaydetti.

“Su durumu çok kritik” diyen Selheb, kuyular kuruduğu veya tuzlu hale geldiği için su temininde zorluk yaşadığını belirtti.

Beyrut'un bazı bölgelerinde kuyular uzun zamandır devlet şebekesinin alternatifi veya tamamlayıcısı olarak kullanılıyordu. Ancak söz konusu kuyuların çoğu eskimiş durumda; bu da boruların hasar görmesine ve suyun tuzluluğunun artmasına neden oluyor.

Lübnan Amerikan Üniversitesi Sürdürülebilirlik Sorumlusu Nedim Faracallah, Beyrut'un iç savaşın (1975-1990) başlangıcından bu yana alan ve nüfus açısından büyük ölçüde genişlediğini, ancak su altyapısının bu büyümeye ayak uyduramadığını ifade etti.

Faracallah, birçok sakinin yasadışı olarak kuyular kazdığını, bunların arasında stratejik yeraltı su rezervlerine ulaşan kuyuların da olduğunu belirterek, “Kuyuların sayısını kimse bilmiyor” dedi.

Faracallah, mevcut krizle birlikte tasarruf ve farkındalık kampanyalarının daha erken başlaması gerektiğini düşünüyor.