Hamas'ın Gazze Şeridi'nden çıkarılması konusundaki belirsizlik ve anlaşmazlıklar müzakereleri zorlaştırıyor

Hamas liderlerinden Tahir en-Nunu, Washington'un Hamas'ı sahneden çekmediğini söyledi

Hamas üyeleri Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta esirleri Kızılhaç temsilcilerine teslim etmeye hazırlanıyor. (Arşiv - Reuters)
Hamas üyeleri Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta esirleri Kızılhaç temsilcilerine teslim etmeye hazırlanıyor. (Arşiv - Reuters)
TT

Hamas'ın Gazze Şeridi'nden çıkarılması konusundaki belirsizlik ve anlaşmazlıklar müzakereleri zorlaştırıyor

Hamas üyeleri Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta esirleri Kızılhaç temsilcilerine teslim etmeye hazırlanıyor. (Arşiv - Reuters)
Hamas üyeleri Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta esirleri Kızılhaç temsilcilerine teslim etmeye hazırlanıyor. (Arşiv - Reuters)

Hamas'ın Gazze Şeridi'nin gelecekteki yönetiminden çıkarılıp çıkarılmayacağına ilişkin belirsizlik ve kafa karışıklığı, özellikle de hareketin Washington'un kendisiyle doğrudan müzakerelerde siyaset sahnesinden çıkarılmasını istemediği yönündeki iddialarının ardından artıyor. Ancak konu hakkında bilgi sahibi bir Mısırlı kaynak Şarku’l Avsat'a, “Mısır ve Katar'daki arabulucuların sürecin karmaşıklığına rağmen durumla başa çıkabilecek kabiliyete sahip olduklarını” söyledi.

Hamas liderlerinden Tahir en-Nunu pazar günü Reuters'a yaptığı açıklamada, Hamas liderleri ile ABD'nin rehine işlerinden sorumlu özel temsilcisi Adam Boehler arasında birkaç toplantı yapıldığını doğruladı.

En-Nunu, “Doha'da çifte vatandaşlığa sahip bir esirin serbest bırakılmasına odaklanan birkaç toplantı yapıldı. Filistin halkının çıkarları doğrultusunda olumlu ve büyük bir esneklikle hareket ettik” ifadelerini kullandı.

En-Nunu, Hamas temsilcileriyle gerçekleştirilen diyalog oturumlarında ABD tarafının Hamas'ın Filistin siyasi sahnesinden çıkarılmasını önermediğini belirtti.

Bu gelişme, Hamas'ın daha önce Mısır ve Katar'daki arabuluculara savaştan sonra Gazze Şeridi'ni yönetmekten çekilmeyi kabul ettiğini bildirmesine rağmen yaşandı.

Söz konusu gelişme aynı zamanda dün Katar'ın başkenti Doha'da Gazze'de ateşkes anlaşmasına ilişkin yeni tur müzakerelerin başlamasıyla aynı zamana denk geldi. Anlaşmanın ilk aşaması 1 Mart'ta sona ererken İsrail savaşın sona ermesi anlamına gelen ikinci aşamaya geçmeyi reddetti.

İsrail, Hamas'ın Gazze Şeridi'ndeki varlığını tamamen sona erdirmekte ısrar ederken, Hamas sadece iktidarı devretmeyi kabul ediyor, ancak Gazze Şeridi de dahil olmak üzere Filistin topraklarında işgale karşı direnmeye devam etme hakkını koruyor.

xsdfrgt
Savaş sırasında güneye doğru yerlerinden edilen Filistinliler geçtiğimiz ocak ayında Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki evlerine geri dönüyor. (Reuters)

Konuyla ilgili bilgi sahibi Mısırlı bir kaynak, “Washington'un Hamas ile doğrudan müzakerelere başlaması ateşkes görüşmelerine kesinlikle gölge düşürdü. Buradan çıkan sinyaller, ABD'nin on yıllardır terör örgütü olarak sınıflandırdığı harekete karşı tutumunu değiştirdiğini gösterdi” dedi.

Ancak kaynak, ‘buna rağmen Mısır ve Katar'daki arabulucuların en başından beri varılan mutabakata göre ateşkesin uygulanmasına devam ettiklerini, bunun da nihayetinde Hamas'ın Gazze Şeridi'nin yönetimine katılmayacağını öngördüğünü ve hareketin arabuluculara ilettiği ve değişmeyen pozisyonunun bu olduğunu’ belirtti.

Kaynak, ‘değişkenlerin ve çelişkili sinyallerin müzakerelerin karmaşıklığını arttırdığını ve bunlarla başa çıkmak için daha fazla çaba gerektirdiğini, ancak Mısır ve Katar'ın durumu çözme ve bununla başa çıkma yeteneğine sahip olduğunu’ vurguladı.

Mısır Düşünce ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Direktörü Halid Ukkaşe ise Şarku’l Avsat'a şunları söyledi: “Washington'un Hamas'la doğrudan müzakerelere başlamasının ardından İsrail ile ABD arasında bir çatışma durumu ortaya çıktı. Zira bundan önce iki tarafın Hamas'a karşı tutumları tamamen uyumluydu. Ancak şimdi Washington'un, Hamas'ın elindeki Amerikalı esirlerin serbest bırakılması için tutumunda bir değişiklik yaptığı görülüyor.”

Ukkaşe sözlerini şöyle sürdürdü: “Hem İsrail hem de ABD şimdi birbirleriyle çelişen tutumları nedeniyle birbirlerini suçluyor; bu da kesinlikle ateşkes görüşmelerine yansıyan bir kargaşa durumu yarattı. Ancak iyi olan husus, Kahire'nin Hamas'ın Gazze Şeridi'ni yönetmekten uzaklaştırılması önerisi üzerinde Arapların mutabık olması ve Mısır ve Katar'daki arabulucuların müzakereler sırasında buna güveniyor olması.”

Mısır Cumhurbaşkanlığı'na bağlı Devlet Enformasyon Servisi geçtiğimiz kasım ayında, El Fetih ve Hamas temsilcilerinin Kahire'de yapılan bir toplantıda Gazze Şeridi'nin savaş sonrası yönetimine ilişkin Mısır'ın önerisini kabul ettiklerini duyurdu.

Mısır'ın önerisi, Gazze Şeridi için ‘Gazze Şeridi Halkını Destekleme Topluluğu Komitesi’ adında bir idari organ kurulmasını ve bu organın sivil işlerin idaresinden, Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere insani yardım sağlamaktan, Refah Sınır Kapısı’nın yeniden açılmasından ve İsrail askeri operasyonlarında yıkılan yerlerin yeniden inşasına başlanmasından sorumlu olmasını öngörüyor.

Suudi siyasi analist Muhammed el-Harbi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Kahire'de kısa süre önce düzenlenen Olağanüstü Arap Birliği Zirvesi’nde Mısır tarafından sunulan ve Gazze Şeridi'ni bir sonraki aşamada Arap desteği ve Filistin şemsiyesi altında yönetecek bağımsız bir komitenin kurulmasını içeren planın onaylandığı açıklandı” dedi.

El-Harbi şöyle devam etti: “Hamas ile ABD arasındaki müzakereler sırasında söylenenler ya da yapılanlar normal. Müzakereler sırasında doğal manevralar gerçekleşir ve her iki taraf da mümkün olan azami menfaati elde etmek için meseleleri çözmeyi sonuna kadar erteler.”

Geçtiğimiz şubat ayında Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt Hamas'a Gazze Şeridi'ni yönetmekten çekilmesi çağrısında bulunmuş ve bu çağrı Arap ülkeleri tarafından Filistin halkının menfaatine olduğu gerekçesiyle desteklenmişti.

Washington'daki Ortadoğu Çalışmaları Enstitüsü'nden Prof. Dr. Hasan Muneymine ise “Hamas ile ABD'nin rehine işlerinden sorumlu özel temsilcisi Adam Boehler arasında gerçekleşen görüşmeleri ‘Washington ile Hamas arasında müzakereler’ olarak adlandırmanın yanlış olduğunu” söyledi.

Muneymine Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, “Boehler'in tek bir dosya ile görevlendirildiğini, bunun da rehine dosyası olduğunu, dolayısıyla bu dosyanın tamamlanması ve esirlerin serbest bırakılması için Hamas ile iletişim kurma yetkisine sahip olduğunu, Hamas'ın geleceği ya da ateşkesin geleceği hakkında konuşma yetkisine sahip olmadığını” belirtti.

Hamas'ın durumu istismar etmek ve taleplerini elde etmek için çalıştığını vurgulayan Muneymine, “Ancak Boehler'in elinde hiçbir şey yok. Dolayısıyla Hamas'ın Gazze Şeridi'ndeki siyasi sahneden çekilmesini önermediğine ya da bunu Washington'dan gelen bir pozisyona dönüştürmediğine güvenilemez” ifadelerini kullandı.



Suriye sahil kentlerinde yaşanan olaylar: BMGK’daki öfkeyi SDG ile yapılan anlaşma dindirdi

Güvenlik Konseyi toplantısında, Suriye hükümetinin Esad'ın kalıntılarıyla yaşanan çatışmanın yol açtığı krizi kontrol altına almak için aldığı önlemler ele alındı (Independent Arabia)
Güvenlik Konseyi toplantısında, Suriye hükümetinin Esad'ın kalıntılarıyla yaşanan çatışmanın yol açtığı krizi kontrol altına almak için aldığı önlemler ele alındı (Independent Arabia)
TT

Suriye sahil kentlerinde yaşanan olaylar: BMGK’daki öfkeyi SDG ile yapılan anlaşma dindirdi

Güvenlik Konseyi toplantısında, Suriye hükümetinin Esad'ın kalıntılarıyla yaşanan çatışmanın yol açtığı krizi kontrol altına almak için aldığı önlemler ele alındı (Independent Arabia)
Güvenlik Konseyi toplantısında, Suriye hükümetinin Esad'ın kalıntılarıyla yaşanan çatışmanın yol açtığı krizi kontrol altına almak için aldığı önlemler ele alındı (Independent Arabia)

Terörle mücadelenin ve ülkenin birliğinin vurgulandığı karar taslağında uluslararası müdahaleye karşı çıkılırken, soruşturma komisyonu kurulması takdirle karşılandı.

BMGK toplantısında Suriye hükümetinin Beşşar Esed rejiminin kalıntılarıyla çatıştığı dönemde krizi kontrol altına almak için aldığı önlemlere değinildi.

Independent Arabia, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) Suriye’nin kıyı illerinde yaşanan trajik olayların ele alındığı, kapalı kapılar ardında gerçekleşen toplantısındaki görüşmeleri yakından takip eden kaynaklardan çeşitli bilgiler edindi. Bu bilgilere göre ilgili ülkeler, sert ifadeler içermesi beklenen bir karar tasarısı üzerinde anlaşmaya vardı. Ancak Suriye hükümetinin soruşturma komitesi kurma yönündeki adımları ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile varılan sürpriz anlaşma, söylemin yumuşamasına ve uluslararası öfkenin dinmesine neden oldu.

Aynı kaynaklar, Suriye'nin batısında yaşanan ve Şam'ın kendi verilerine göre yüzlerce kişinin hayatına mal olan yasa dışı şiddet olaylarını kınamasına rağmen, dün açıklanan karar taslağının ‘geçici Suriye hükümetinin çabalarına karşı dengeli ve adil’ bir şekilde hazırlandığını söylediler.

Independent Arabia'nın bir kopyasına ulaştığı taslağa göre kararda ihlaller kınansa da ‘Suriye'nin istikrarı ve toprak bütünlüğüne’ yönelik uluslararası bir teyit ve taahhüt yer alıyordu. Suriye'nin istikrarı ve toprak bütünlüğü, Arap ülkelerinin Suriye'ye yönelik kararlarının ve tutumlarının yanı sıra, federalizmi ya da ülkenin mezhep, etnik köken ya da coğrafi olarak bölünmesine yönelik her türlü tavizi açıkça reddeden Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara hükümetinin de odaklandığı başlıca nokta olmuştur.

Diplomatlar pazar günü yaptıkları açıklamada, ABD ve Rusya'nın BMGK’dan Suriye'deki şiddet olaylarını görüşmek üzere pazartesi günü kapalı kapılar ardında bir toplantı yapmasını istediklerini ve toplantının sonucunun çarşamba günü açıklanmasının beklendiğini ifade ettiler.

Taslak, ‘Suriye'de terörizmle mücadele’ ihtiyacını vurgulayarak, Suriye meselesinin en hassas yönü olan ‘terörizm’ konusunu ele alırken bu yaklaşımın inandırıcılığı konusunda uluslararası taraflardan ve bölge ülkelerinden Suriye hükümetine yoğun eleştiriler yapılıyor. Çünkü halen güvenlik güçleri arasında yabancı savaşçılar bulunuyor ve bunların bir kısmı, görgü tanıklarının bazı ihlallere karıştıklarını söyledikleri aşırılık yanlısı geçmişlere sahip olsalar da bunlar ancak nihai soruşturmalarla belgelenebilir. Suriye Cumhurbaşkanlığı’ndan pazar günü yapılan açıklamada, kıyı illerindeki olayları soruşturmak üzere bağımsız bir komite kurulması kararı alındığını belirtildi. Cumhurbaşkanı Şara, ülkesinin ‘hiçbir yabancı ya da yerel gücün ülkeyi kaosa ya da iç savaşa sürüklemesine izin vermeyeceğini’ vurguladı. Yönetiminin sivillere zarar veren herkesten hesap soracağına dair söz veren Şara, eski rejimin kalıntılarının derhal adalete teslim olmaktan başka seçenekleri olmadığının altını çizdi.

Karar taslağında BMGK, Şam'ın hesap verebilirlik için bir soruşturma komitesi kurmakla başlayarak attığı adımlara övgüde bulundu. Taslakta eski rejim taraftarlarının azınlıkları destekleme kılıfı altında yapmak istedikleri gibi Suriye'ye yönelik herhangi bir uluslararası müdahale iması ya da tehdidi yer almadı.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, daha önce yaptığı bir açıklamada, Suriye’nin kıyı şehirlerinde işlenen tüm suçlar için hesap verilebilirlik çağrısında bulunmuş ve Suriye geçici yönetimi yetkilileri tarafından bağımsız bir soruşturma komitesi kurulmasına yönelik yapılan açıklamayı memnuniyetle karşılamıştı. Türk, soruşturmaların hızlı, kapsamlı, bağımsız ve tarafsız bir şekilde yürütülmesi gerektiğini de vurguladı.

BM yetkilisi, bu tür korkunç ihlallerin ve istismarların tekrarlanmamasının sağlanması için silahlı grupların incelenmesi ve devletin askeri kurumlarına entegre edilmesi sürecinin, ülkenin uluslararası insan hakları ve insancıl hukuk kapsamındaki yükümlülükleriyle uyumlu olması ve Suriye'de geçmişte ya da yakın zamanda meydana gelen insan hakları ihlallerine karışan herkesin hesap vermesi için kesinlikle bir gereklilik olduğunu söyledi.

Independent Türkçe, Independent Arabia