Ahmed Şara'nın siyasi esnekliği ve mezhepçilik söylemi hakkında

Şam'daki Rukiyye bint Hüseyin’in türbesini ziyaret eden bir kişi (Reuters)
Şam'daki Rukiyye bint Hüseyin’in türbesini ziyaret eden bir kişi (Reuters)
TT

Ahmed Şara'nın siyasi esnekliği ve mezhepçilik söylemi hakkında

Şam'daki Rukiyye bint Hüseyin’in türbesini ziyaret eden bir kişi (Reuters)
Şam'daki Rukiyye bint Hüseyin’in türbesini ziyaret eden bir kişi (Reuters)

Ahmed Mahir

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'nın, diktatör Beşşar Esed'in devrilmesinden sonra ülkesinin hayatta kalması için ulusal birliğin hayati önem taşıdığı temel gerçeğinin tamamen farkında olduğu aşikar. Kürtlerle uzlaşma ve Dürzi liderlerle görüşme, sadece yeni rejiminin siyasi istikrarı açısından değil, aynı zamanda çatışma sonrası yeniden inşa süreci açısından da önemli.

Şara, hızlı ve kararlı hamleleriyle büyük bir siyasi esneklik gösterdi. Zira Esed rejimine karşı gerçekleştirilen başarılı darbeden sadece üç ay sonra kamuoyundaki dramatik değişimin farkında. Yine jeopolitik ve uluslararası güçlerin kararlarını yakından izlediğini de biliyor.

Bu siyasi esneklik, son günlerde yaptığı uzlaşmacı konuşmalarda ve aldığı kararlarda da açıkça görülüyor. Bunlar arasında Suriye sahilinde Alevi ailelerin infaz edilmesinin ardından bir araştırma komitesinin kurulması da yer alıyor. Batı medyası bunu -beklendiği üzere- doğası ve kökeni itibarıyla “mezhepsel şiddet” olarak yansıttı ve bu, Suriye'nin aşırı basitleştirilmiş ve yüzeysel bir tasviridir.

Mezhepsel şiddet, Esed’in yönetimine karşı çıkan barışçıl protestoculara yönelik acımasız baskısının trajik bir yönü olsa da, iç savaşa dönüşen çok daha geniş bir senaryonun yalnızca bir yönüdür. Daha geniş tablo her zaman politiktir çünkü üç temel faktörü içerir; iktidar, haklar ve kaynaklar.

Batı medyası, beklendiği üzere, Suriye sahilinde yaşananları doğası ve kökeni itibarıyla mezhepsel şiddet olarak yansıttı ve bu, Suriye'nin aşırı basitleştirilmiş ve yüzeysel bir tasviridir

Şara, ortaya çıkan krizi yönetmek için stratejilerini ve politikalarını akıllıca ayarladı; konuşmalarında Suriyelileri Sünni, Alevi, Kürt, Hristiyan veya Dürzi olarak sınıflandırmayı reddetti.

Suriye Devlet Başkanı bunu yaparak, Esed rejiminin onlarca yıldır yaydığı mezhep çatışmasının kaçınılmaz olduğu ve devrilmesi halinde barışçıl bir şekilde bir arada yaşama veya uzlaşma yönündeki her türlü girişimin faydasız olacağı mitini çürütmeye çalışıyor.

Sahil bölgesindeki şiddeti mezhepsel bir şiddet olarak basitleştirmek, bu grupların kendi içlerindeki çeşitliliği göz ardı etmektir. Aynı zamanda, bu kimliklerin ötesinde var olan karşılıklı tarihsel ilişkileri ve siyasal ittifakları, isteyerek ya da istemeyerek, tanımayı da reddetmektedir. İç savaşa dönüşen devrim öncesinde, kökleri hem Sünni hem de Alevi mezheplerine dayanan Baas Partisi'nde, her iki kesimden de üyeler, hükümette ve parti yapısında çeşitli pozisyonlarda birlikte çalışmaktaydı. Ancak Esed rejimi daha sonra Alevileri kayıran bir politika benimsedi. Toplumsal düzeyde ise Sünni ve Alevi aileler arasında çok sayıda karma evlilikler gerçekleşti.

Burhan Galyun gibi Suriyeli aydın ve düşünürler, mezhepçiliğin dinsel farklılıklardan ziyade devlet ve siyasi pratiklerden etkilenen suni bir olgu olduğu konusunda uzun zamandır uyarılarda bulunmaktadır.

Mevcut krize mezhepsel açıdan baktığımızda, dış güçlerin çatışma ve siyasi krizlere mezhepsel bir renk kazandırmadaki etkisini açıkça görürüz. İran ve Hizbullah gibi bölgesel aktörler, Esed rejimini, Sünni aşırılıkçılığa karşı Şiilerin koruyucusu olarak göstererek desteklediler. İsrail de son dönemde mezhepçi dalgaya kapılmış durumda ve kendisinin Ortadoğu'da “azınlık” olduğu, Suriye'de Şara ve İslami hükümeti altında yaşayan Dürzi azınlığın “koruyucusu” olduğu siyasi taktiğini kullanıyor. Sünni çoğunluklu bir ülke olan Türkiye de, Esed rejimine karşı sert muhalefette bulunan Şara liderliğindeki Heyet Tahrir el-Şam'a stratejik destek sağladı.

Bölgesel ve uluslararası dinamiklere ilişkin derin bir anlayışı yansıtan son kararları alan tek kişi Şara değildi.

Kürt liderliğindeki ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Komutanı Mazlum Abdi, Şara ile tüm askeri ve sivil kurumları Suriye devletine entegre etmeyi amaçlayan tarihi anlaşmayı imzalamasının ardından Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı röportajda, Şara'nın ülkenin “cumhurbaşkanı” olduğunu söyledi.

Suriye'de Haseke, Rakka ve Deyrizor şehirlerinde hayati öneme sahip petrol ve doğalgaz yataklarının bulunduğu stratejik bir bölgeyi kontrol eden Abdi, Irak Kürdistan Bölgesindeki özerkliğin Suriye'de tekrarlanmasını istemediğini de söyledi.

Bu, onun Kürt-Türk ikilemiyle başa çıkma ve belki de Ankara'nın güçlerini hedef almasına son verip, Suriye topraklarına yönelik askeri müdahalelerini durdurmaya yönelik siyasi zekasını gösteriyor.

sdrfgty
Ahmed Şara ve Mazlum Abdi, Şam'da ulusal uzlaşı anlaşmasını imzalıyor (AFP/HO/SANA)

Abdi'nin hızlı ve esnek politikası, hükümetin merkezi olan başkent Şam'daki Suriyeliler tarafından olumlu karşılandı. Suriyeliler coşkuyla kutlamalara katılırken, atmosfer birlik ve beraberlik duygusuyla doldu. Suriyeliler anlaşmanın güvenin yeniden inşasının önünü açmasını umarken, Abdi de demokratik seçimler yapılması halinde kamuoyunun desteğini almaya çalışıyordu.

Suriye'de istikrarlı bir yönetimin, başta ideolojik bakış açısında köklü bir değişim yaşayan Şara olmak üzere, tüm siyasi tarafların sürdürülebilir uygulamalarına gereksinimi var. Şara çok etnikli bir toplumda aşırılığın ve şiddetin sadece bölünmenin ve savaşların devam etmesine neden olacağını anladı. Özellikle yeni Suriye'nin uluslararası alanda tanınan cumhurbaşkanı olduğu için sahip olduğu siyasi esneklik, bilhassa DEAŞ ve el-Kaide'nin yenilgisinden sonra Suriye'deki çeşitliliği tehdit eden radikal ideolojilerin cazibesini kaybetmesine yardımcı oluyor.

Ancak Şara'nın bu muazzam ideolojik dönüşümünün arkasında bir başka önemli siyasi neden daha var, o da imaj. Mevcut siyasi ortamda uluslararası tanınma ve meşruiyete duyulan ihtiyaç, uluslararası ve bölgesel destek mesajları almaya devam eden Şara'nın sahip olduğu siyasi esnekliğin ardındaki önemli bir itici güçtür. Suriye gibi savaş nedeniyle parçalanan bir ülkenin yeniden inşası, zorlu bir ekonomik ve mali görevdir. Bu görev, uluslararası toplum Şara’nın ekonomik performans sayesinde popülerliğini artırması, siyasallaşmış mezhepçiliğin kökünün kazınması için destek vermeden gerçekleşemez.



Gazze… Uzun süreli bir ateşkes mi, yoksa iki aşamalı bir ateşkes mi?

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da yemek dağıtımı için bekleyen Filistinliler, 29 Nisan 2025. (AP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da yemek dağıtımı için bekleyen Filistinliler, 29 Nisan 2025. (AP)
TT

Gazze… Uzun süreli bir ateşkes mi, yoksa iki aşamalı bir ateşkes mi?

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da yemek dağıtımı için bekleyen Filistinliler, 29 Nisan 2025. (AP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da yemek dağıtımı için bekleyen Filistinliler, 29 Nisan 2025. (AP)

Konuyla ilgili bilgi sahibi Filistinli kaynaklar dün yaptıkları açıklamada, Gazze Şeridi'ndeki ateşkesle ilgili olarak önümüzdeki günlerde bir müzakere turunun beklendiğini belirtti. Kaynaklar, bunun önemli olduğunu ve İsrail, Hamas ve hatta ABD yönetimi de dahil olmak üzere tüm tarafların ‘tutumlarında kararlı’ olması halinde olası bir anlaşmaya varılabileceğini belirtti.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar, önümüzdeki turda esas olarak Kahire ve Doha'daki bir önceki turda müzakere edilen önerilerin ele alınacağını açıkladı. Kaynaklar, Hamas’ın arabulucular tarafından kendisine sunulan önerilerle ilgili olarak kendi içinde derinlemesine bir çalışma yürüttüğünü ve bazı Filistinli gruplarla kendilerine sunulan önerileri müzakere ettiğini bildirdi.

Müzakerelerin detayları hakkında bilgi sahibi olan kaynaklar, önümüzdeki toplantılarda ABD'nin önemli bir rol oynayacağını ve İsrail'in bir anlaşmaya varılması yönünde baskı görmesini beklediklerini ifade etti. ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, Hamas'ın daha fazla taviz vermesi için arabuluculara baskı yapıyor. 

Şarku’l Avsat'a konuşan Hamas kaynakları, hareketin delegasyonunun en az beş yıllık uzun vadeli bir ateşkes, esirlerin tek seferde takası, İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesi, yeniden inşa, kuşatmanın kaldırılması, durumun 2 Mart öncesine döndürülmesi ve Mısır'ın vizyonu çerçevesinde Gazze Şeridi'nin işlerini yönetmek üzere bağımsız kişilerden oluşan ve Toplum Destek Komitesi olarak bilinen yerel bir komitenin kurulmasına dayanan vizyonunu sunduğunu söyledi.

Kaynaklar, o dönemde Hamas heyetine önerilenin birbiriyle bağlantılı iki aşamalı bir ateşkes olduğunu, ilk aşamanın altı ila sekiz ay arasında olacağını ve ikinci aşamanın başlangıcı olarak Amerikan garantisi verileceğini bildirdi.

İlk aşama İsrailli esirlerin yarısının serbest bırakılmasını içerecek, açık ve net Amerikan garantileriyle Gazze Şeridi'ndeki savaşın tamamen sona ermesini, kuşatmanın kaldırılmasını, yeniden inşayı ve Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmeyi öngören ikinci aşamaya geçişi sağlayacaktı.

) Serbest bırakılan İsrailli esirler, Başkan Donald Trump'ın göreve başlamasının 100’üncü günü münasebetiyle 28 Nisan'da Tel Aviv'de düzenlenen bir etkinlik sırasında Gazze Şeridi'nde halen tutulan esirlerin aileleriyle birlikte (AP)Serbest bırakılan İsrailli esirler, Başkan Donald Trump'ın göreve başlamasının 100’üncü günü münasebetiyle 28 Nisan'da Tel Aviv'de düzenlenen bir etkinlik sırasında Gazze Şeridi'nde halen tutulan esirlerin aileleriyle birlikte (AP)

Kaynaklara göre İsrail ve ABD, daha kısa sürede bir anlaşmaya varılmasının önünde engel teşkil eden bazı koşullar belirledi ve bu koşulların, bir anlaşmaya varılmasına olanak sağlayabilecek şekilde, bunun için büyük çaba sarf eden arabulucularla sürekli iletişim yoluyla çözülmesi için çalışmaların sürdüğünü kaydetti.

Söz konusu koşullar özellikle ‘direniş silahı’ ile ilgili terminoloji meselesi ve bu silahın yeteneklerinin akıbeti hakkında.

Kaynaklar, Toplum Destek Komitesi’nin yeniden teyit edildiğini ve ateşkes yürürlüğe girer girmez çalışmalarına başlayacağını belirtti. Bu arada, insani ve uluslararası yardım kuruluşlarından gelen insani yardımlar Arapların gözetiminde taşınacak ve teslim edilecek.

Bir hafta önce Şarku’l Avsat'a konuşan Hamas kaynakları, Mısır-Katar önerisinin Hamas heyetine sunulduğunu, bu önerinin her iki tarafın da askeri eylemleri durdurması ve ilk aşama olarak bazı ölü ve diri esirlerin takası karşılığında altı aylık geçici ateşkes anlaşmasına varılmasını öngördüğünü söyledi.

Kaynaklara göre altı ay boyunca tam bir ateşkes anlaşması müzakere edilecek, Kahire'de düzenlenen son acil durum” zirvesinde Arap ülkeleri tarafından oybirliği ile kabul edilen Mısır planına göre ertesi güne ilişkin düzenlemeler ve Gazze Şeridi’nin yeniden inşası görüşülecek ve her iki taraftan tüm esirler takas edilecekti.

O dönemde kaynaklar, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani ile Başbakan ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani'nin Hamas heyetinin liderleriyle bir araya geldiğini duyurdu.

Kaynaklar, Mısır-Katar önerisinin yakın zamanda, özellikle de Katar Başbakanı'nın Washington ziyareti ve ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile görüşmesi sırasında her iki tarafça ABD'ye sunulduğunu belirtti.

Gerçekler

Hamas'ın 5 yıllık ateşkes vizyonu

Hamas en az beş yıllık uzun vadeli bir ateşkes, tek seferde tüm esirlerin değişimi, İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesi, yeniden inşa ve kuşatmanın kaldırılmasına dayanan bir vizyon sundu.

Bunun karşılığında Hamas'a, birbiriyle bağlantılı iki aşamalı bir ateşkes önerildi; ilk aşama altı ila sekiz ay sürecek ve ikinci aşamanın başlangıcı olarak Amerikan garantisi verilecekti.