İsrail Suriye'nin güneyinde huzursuzluğu körüklerken Suveyda'daki bölünmelerden yararlanıyor

Suriye İçişleri Bakanlığı ‘provokasyon yapmakla’ suçlanan zanlının itiraflarını yayınladı

İsrail'in Suriye'nin güneyindeki Dera’ya düzenlediği hava saldırısının ardından yıkılan bir binayı inceleyen Suriyeli güvenlik güçleri (EPA)
İsrail'in Suriye'nin güneyindeki Dera’ya düzenlediği hava saldırısının ardından yıkılan bir binayı inceleyen Suriyeli güvenlik güçleri (EPA)
TT

İsrail Suriye'nin güneyinde huzursuzluğu körüklerken Suveyda'daki bölünmelerden yararlanıyor

İsrail'in Suriye'nin güneyindeki Dera’ya düzenlediği hava saldırısının ardından yıkılan bir binayı inceleyen Suriyeli güvenlik güçleri (EPA)
İsrail'in Suriye'nin güneyindeki Dera’ya düzenlediği hava saldırısının ardından yıkılan bir binayı inceleyen Suriyeli güvenlik güçleri (EPA)

Suriye'nin güneyinde bulunan Suveyda ilindeki çatışmalar giderek şiddetlenirken İsrail, Suriye topraklarına yönelik saldırılarını ve sızama girişimlerini sürdürüyor. Tüm bu gelişmeler, Suriyelilerin Beşşar Esed rejiminin düşmesi ve devrimin 14’üncü yılını tamamlamasının ardından savaş halinin sona ermesi ve istikrarın sağlanmasını dört gözle beklediği bir dönemde tehlikeli olasılıkları gündeme getiriyor. Öte yandan Suriye İçişleri Bakanlığı, ‘provokasyon amacıyla Suriye'deki azınlıkları hedef almayı planlamakla’ suçlanan bir şüphelinin itiraflarını yayınladı.

İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri'nde bulunan Dürzi köyü Mecdel Şems yakınlarında İsrail ve Suriye arasındaki tampon bölgede devriye gezen İsrail tankı (EPA)İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri'nde bulunan Dürzi köyü Mecdel Şems yakınlarında İsrail ve Suriye arasındaki tampon bölgede devriye gezen İsrail tankı (EPA)

Dera’da şehrin dört bir yanından gelenler, planlandığı gibi devrimin başlamasının 14’üncü yıldönümünü kutlamak yerine İsrail’in düzenlediği saldırılarda ölenler için düzenlenen toplu cenaze törenine katıldılar. İsrail, Suriye topraklarında gerçekleştirdiği saldırıların amacının ‘eski rejime ait silahların ve araçların bulunduğu komuta merkezleri ve askeri alanları’ imha etmek olduğunu öne sürüyor. İsrail ordusu pazartesi sabahı, Dera'nın batı kırsalındaki Yermuk havzası bölgesinde yer alan Koya köyüne bakan Maariya köyünün güney ucuna girdi. “Daraa24” adlı haber sitesi, İsrail güçlerinin zaman zaman gerçekleştirdiği bu hamlelerin keşif amaçlı olduğunu yazdı.

Jusoor Araştırma Merkezi'nde araştırmacı olan Wael Alwan, İsrail'in Suriye’de istikrarın sağlanmasını engellemek ve farklı bölgeler arasındaki bölünmeyi ve kaosu sürdürmek için askeri altyapıyı kasıtlı olarak hedef aldığını ve Suriye devletinin sahip olduğu imkanlardan geriye kalanları yok ettiğini söyledi. İsrail’in Suriye'deki mevcut sahneyi kendi etki alanını, güvenlik ve askeri müdahalelerini genişletmek için kullandığını belirten Alwan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümetinin İsrail'in bu hedefine sadece askeri yollarla ulaşmadığını, aynı zamanda Suveyda ve Suriye'nin kuzeydoğusundaki tarafları kutuplaştırmak için içlerindeki anlaşmazlıkları istismar etmeye çalıştığını belirtti. Alwan, İsrail’in böylece Suriye'nin devrik Esed rejiminin ülkeyi sürüklediği bölünmeden ve kaostan kurtulmasını engellediğini ifade etti.

Suveyda’daki kutuplaşmalar

Öte yandan Suveyda'da Şam hükümeti ile varılan anlaşma konusundaki bölünme ve görüş ayrılıkları devam ederken, sahada zaman zaman şiddet olayları yaşanıyor. “Suwayda24” adlı haber sitesinin aktardığına göre dün Suveyda'nın batısındaki Vardak beldesinden gelen gruplarla bazı aşiretlere mensup olan bir grup çoban arasında çıkan çatışmalarda iki genç hafif yaralandı. Daha önce de Suriye'deki Dürzilerin ruhani lideri Şeyh Hikmet el-Hicri'ye yakın Suveyda Askeri Konseyi üyeleri, yerel gazetecilerin şehir merkezindeki Sivil Hareket Meydanı'ndaki gösteriyi takip etmesini engellemişti.

Dera'nın el-Kerane Meydanı'nda Suriye devriminin yıldönümünü kutlayan Suveydalılar (er-Rasid)Dera'nın el-Kerane Meydanı'nda Suriye devriminin yıldönümünü kutlayan Suveydalılar (er-Rasid)

Şarku’l Avsat’a konuşan Suveydalı kaynaklar, meselenin düzeltildiğini söylerken, Suveydalılar arasında eski rejimin düşmesinden sonra derinleşen kutuplaşmalar nedeniyle sürekli tartışmalar ve gerginlikler yaşandığına dikkat çektiler. Suveyda’da dini liderler, aşiret ve önde gelen ailelerin reisleri, sivil hareketler ve yerel silahlı gruplar olduğunu belirten kaynaklar, her grubun Şam'daki geçiş hükümetiyle ilişkiler konusunda kendi görüşleri ve endişeleri olduğunu vurguladılar.

Suveyda'daki çoğunluğun Suriye halkının isteklerini karşılamadığı için anayasal bildirinin birçok maddesini reddetme konusunda aynı fikri paylaştığını söyleyen kaynaklar, ancak tarafların bu reddi ifade etme şekillerinde farklılıklar gösterdiklerinin altını çizdiler. Sivil hareket, Şam ile anlaşmaya varılması, silahların devletle sınırlandırılması ve anlaşmazlıkların diyalog yoluyla çözülmesi dışında bir alternatif olmadığına inanıyor. Bu yaklaşım, Rical el-Kerame Hareketi ve Ahrar el-Cebel el-Arab başta olmak üzere, Suriye güçlerine katılmak ve Suveyda'da kalmak için Şam ile anlaşma imzalayan yerel silahlı gruplar tarafından da destekleniyor.

Suriye'deki Dürzilerin ruhani lideri Şeyh Hikmet el-Hicri (ortada) Suveyda'da cemaatinin üyeleriyle bir aradayken, 20 Şubat 2025 (Reuters)Suriye'deki Dürzilerin ruhani lideri Şeyh Hikmet el-Hicri (ortada) Suveyda'da cemaatinin üyeleriyle bir aradayken, 20 Şubat 2025 (Reuters)

Diğer taraftan Dürzilerin üç ruhani lideri silahların teslim edilmemesi gerektiğini savunuyor. Ancak temelleri dini normlara dayanan Şam hükümetine karşı tutum konusunda bölünmüş durumdalar. Bu liderlerden Şeyh Hamud el-Henavi ve Şeyh Yusuf Cerbu, bir anlaşmaya varmak için Şam hükümetiyle diyaloğun gerekli olduğuna inanırken, Şeyh Hikmet el-Hicri, çoğulculuğun olacağına dair güvence verilmeden hükümete katılmaya karşı çıkıyor.

Şeyh Hicri, Suveyda Askeri Konseyi’ni ve Usud el-Cebel (Dağ Aslanları) grubunu destekliyor. Kaynaklara göre Şeyh Hicri, meselenin ‘bölge sakinlerinin kaderiyle ilgili’ olduğu gerekçesiyle Suveyda’da Şam hükümetine karşı tutumuna yönelik herhangi bir muhalefeti reddetmeye devam ediyor. Kaynaklar, Şeyh Hicri'nin bu tutumunun, ailesinin Suveyda üzerindeki siyasi ve dini liderliğini yeniden tesis etme hırsıyla ilgili olabileceğini düşünüyorlar. Bu hırs, Fransız Mandası döneminde, Sultan (Paşa) el-Atraş'ın Suveyda'nın siyasi lideri olduğu dönemde hükümetteki tutumu nedeniyle zayıflamıştı.

Ancak kaynaklar, üç Dürzi liderin de ‘Suveydalıları herhangi bir kanlı çatışmadan’ uzak tutma ve tüm Suriyelileri kapsayan sivil ve çoğulcu bir hükümet sisteminin kurulması için bastırılması gerektiği konusunda aynı fikri paylaştıklarını belirttiler. Şeyh Hicri, İeyh Henavi ve Şeyh Cerbu arasındaki anlaşmazlığın, her birinin kendi konumlarını güçlendirmek için kullandıkları bir araç olduğunu vurgulayan kaynaklar, Şeyh Hicri’nin devrimin başlangıcında sivil hareketi desteklemesinin uluslararası tarafların kendisiyle görüşmelerde bulunmasıyla sivil hareketin lideri olarak görülmesine katkıda bulunduğunu ifade ettiler. Kaynaklara göre Şeyh Hicri’nin bugün de konumunu güçlendirmek için İsrail’deki Dürzilerin ruhani lideri Muvaffak Tarif ile olan ilişkisinin yanında bu ilişkilerden faydalanmak istiyor. Ancak Şeyh Henavi ve Şeyh Cerbu gibi liderlerin yanı sıra Sivil Hareket ve onları destekleyen gruplar Tarif ile ilişki kurmayı reddediyor.

Dera'nın el-Kerame Meydanı'nda Suriye devriminin başlamasının 14’üncü yıl dönümünü kutlayan Suveydalılar (er-Rasid)Dera'nın el-Kerame Meydanı'nda Suriye devriminin başlamasının 14’üncü yıl dönümünü kutlayan Suveydalılar (er-Rasid)

İsrail'in bu anlaşmazlıkları istismar etme ve Suveyda’da istikrarı baltalamak için yoğun çaba sarf etmesinden duydukları üzüntüyü dile getiren kaynaklar, bunun Suriye'nin güneyinde genel olarak istikrarı baltalayacak tehlikeli olasılıklara işaret ettiğini belirttiler.

Dera ilinin İzra ilçesi, İsrail’in askeri lojmanları ve175. Alay ile 12. Tugay karargahlarını hedef alan 30'dan fazla hava saldırısı nedeniyle korkunç bir gece yaşadı. Dera'nın kuzey kırsalındaki Inhil ilçesinde bulunan 15. Tugay ve Dera kentindeki 132. Tugay karargahlarına düzenlenen hava saldırılarında, aralarında Savunma Bakanlığı’na bağlı güçlerin bir üyesinin de bulunduğu 3 kişi hayatını kaybetti.

Şam'ın güneyinde bulunan Seyyide Zeynep türbesine bombalı saldırı planladıkları gerekçesiyle tutuklanan ve DEAŞ üyesi oldukları iddia edilen kişilerŞam'ın güneyinde bulunan Seyyide Zeynep türbesine bombalı saldırı planladıkları gerekçesiyle tutuklanan ve DEAŞ üyesi oldukları iddia edilen kişiler

Öte yandan Suriye İçişleri Bakanlığı, Şam'ın güneyinde bulunan Seyyide Zeynep türbesine bombalı saldırı düzenleyerek ve ülkedeki farklı mezhepleri hedef alarak provokasyon yapmaya çalışmakla suçlananlardan birinin sorgusunda çekilen bir video yayınladı.

Kısa süreli video kaydında sanık, ‘halkı ve uluslararası kamuoyunu tahrik etmek ve çatışmayı körüklemek’ amacıyla Seyyide Zeynep türbesine bombalı saldırı planlayıcılarından biri olduğunu itiraf ederken, birçok intihar bombacısı aracılığıyla ‘şehadet eylemleri’ gerçekleştirme planlarından da bahsediyor. İtirafçı, Hıristiyan, Şii ve Alevi azınlıkları hedef almayı planladıklarını da belirtti. Suriye İçişleri Bakanlığı zanlıların itiraflarının tamamını yakında yayınlayacağını açıkladı.

ABD merkezli Washington Post gazetesi bir haberinde, ABD'nin Suriye hükümetiyle doğrudan istihbarat paylaşımında bulunarak DEAŞ’ın ocak ayında Şam’ın dış mahallelerindeki bir türbeye bombalı saldırı planının engellenmesine yardımcı olduğunu bildirmişti.



Filistin Yönetimi, Netanyahu ve Trump'ın açıklamalarından sonra Gazze Şeridi'nin devletleşmesi ve yönetilmesi konusunda ısrarcı

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray’da bir araya geldi. (DPA)
ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray’da bir araya geldi. (DPA)
TT

Filistin Yönetimi, Netanyahu ve Trump'ın açıklamalarından sonra Gazze Şeridi'nin devletleşmesi ve yönetilmesi konusunda ısrarcı

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray’da bir araya geldi. (DPA)
ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray’da bir araya geldi. (DPA)

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa dün yaptığı açıklamada, İsrail'in bir Filistin devletinin kurulmasını ve Filistin Yönetimi’nin Gazze Şeridi’ne geri dönmesini engelleme planının başarılı olamayacağını belirtti.

Bakanlar Kurulu toplantısının başında yaptığı açıklamada Mustafa, “Kesin resmi pozisyonumuz, Gazze Şeridi'ndeki halkımıza yardım sağlayabilmemiz ve uzun zamandır beklenen bağımsız Filistin devletinin somutlaşmasına yol açacak yeniden inşa sürecini kolaylaştırabilmemiz için tek bir siyasi sistem, birleşik ulusal kurumlar ve tek bir güvenlik kurumu altında herkesin iş birliğini gerektiren Filistin topraklarında Filistin devletinin somutlaştırılmasıdır” dedi.

Mustafa sözlerine şöyle devam etti: “İsrail tarafı bu vizyonla savaşıyor. Tüm kurum ve kuruluşları ulusal otoriteyi zayıflatmak, Gazze Şeridi'ndeki halkımıza karşı sorumluluklarını yerine getirmemesi için mali abluka altına almak ve geniş bir uluslararası mutabakatın konusu haline gelen Filistin devletinin kurulmasını engellemek için çalışıyor… İsrail planının desteklenmesi başarılı olamayacak. Zira halkımızın iradesi güçlü. Tüm gücümüz ve kararlılığımızla ulusal görevlerimizi yerine getirmek için sorumluluklarımızı üstlenmeye kararlıyız.”

Mustafa, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesi sırasında ‘bir Filistin devletinin kurulmasına izin vermeyeceğini’ açıklamasının ardından Filistin Yönetimi'nin bir Filistin devleti kurma ve Gazze Şeridi'ndeki sorumluluklarını üstlenme konusundaki ısrarından bahsetti. Mustafa ayrıca, Netanyahu’nun Gazze Şeridi'ndeki Filistinlileri kabul etmek için bir dizi ülkeyle iletişim halinde olduğunu ifade etti.

cdfgthy
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu pazartesi akşamı Beyaz Saray'daki yemekte ABD Başkanı Donald Trump'ı Nobel Barış Ödülü'ne aday gösteren mektubun bir kopyasını elinde tutuyor. (DPA)

Netanyahu'ya Washington ziyaretinde eşlik eden üst düzey bir yetkili, İsrail'in bir süre daha Gazze Şeridi'nde kalabileceğini doğruladı. Yetkili, Netanyahu'ya eşlik eden gazetecilere yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nde Filistin Yönetimi'nin olmayacağını söyledi.

‘Ertesi gün’ meselesi

Maariv gazetesi ve Walla internet sitesine göre Netanyahu ve Trump, ‘Gazze Şeridi'nde ertesi gün’ gibi merkezi ve karmaşık bir meseleyi görüştü. Görüşmenin ardından bir siyasi yetkili, “Ertesi gün elbette Filistinliler olacak ama Filistin Yönetimi olmayacak” dedi.

Maariv, toplantının ardından yalnızca Amerikalı gazetecilerin içeri alınmasına izin verilmesinin ardından Netanyahu'nun, İsrailli gazetecilerin üst düzey bir yetkili tarafından brifing verilmek üzere çağrılmasını istediğini bildirdi.

scdfgrthy
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu pazartesi akşamı Beyaz Saray'da ABD Başkanı Donald Trump'la yediği yemekte konuşuyor. (EPA)

Yetkili, ertesi gün ile ilgili olarak şu ifadeleri kullandı: “Ana ve gerekli koşul Gazze Şeridi'nde Hamas'ın olmamasıdır. Hamas silahsızlandırılmalı ve liderleri sürgün edilmeli. Başka bir güç Gazze Şeridi'ni kontrol etmeli ve silah kullanımını engellemeli.”

Hangi gücü kastettiği sorulduğunda ise “Bunu tartışıyoruz. İsrail ordusu her türlü tehdidi engellemek için her zaman hazır bulunacak. Gazze Şeridi'nde güvenlikten İsrail sorumlu olacak” yanıtını verdi.

Yetkili, Gazze Şeridi’nin sivil kontrolü konusunda şunları söyledi: “Gazze Şeridi'nde gündelik hayatı yöneten bir hükümet sistemi olmalı. Belki belli bir süre için orada olacağız ve bu konuda endişelenmemeliyiz. Eğer ilk aşamada orada olmazsak, iktidarı başka bir tarafa devredebileceğimizden emin olamayız. Gazze Şeridi'ndeki yönetim sistemi Filistinliler tarafından yürütülecek. Kesinlikle Filistinliler olacak ama Filistin Yönetimi olmayacak. Filistin Yönetimi Gazze Şeridi'ni yönetmeyecek.”

Üçüncü görüşme

Trump ile Netanyahu arasında pazartesi akşamı Beyaz Saray'da gerçekleşen görüşme, Trump'ın geçtiğimiz ocak ayında başkanlık koltuğuna oturmasından bu yana gerçekleşen üçüncü görüşmeydi.

Filistinlilerle barış istediğini ifade eden İsrail Başbakanı, Filistinlilerin gelecekte kuracakları bağımsız bir devleti İsrail'in yıkımı için bir platform olarak tanımladı ve bu nedenle egemen güvenlik yetkisinin İsrail'de kalması gerektiğini savundu.

dfrgty
ABD Başkanı Donald Trump, pazartesi akşamı Beyaz Saray'da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile birlikte (DPA)

Trump, gazetecilerin iki devletli bir çözümün mümkün olup olmadığı sorusuna “Bilmiyorum” dedi ve soruyu Netanyahu'ya yönlendirdi.

Netanyahu soruyu, “Filistinlilerin kendi kendilerini yönetmek için tüm yetkilere sahip olmaları gerektiğine inanıyorum, ancak bizi tehdit edecek herhangi bir yetkiye değil” diye yanıtladı.

Netanyahu ayrıca, Filistinlilerin Gazze Şeridi'nden çıkarılması konusuna da değinerek, İsrail ve ABD'nin, savaştan zarar gören Gazze Şeridi'nden ayrılmak isteyen Filistinlileri kabul edecek ‘birkaç ülke bulmaya yakın’ olduğunu söyledi.

Netanyahu, “Başkan Trump'ın seçim özgürlüğü diye harika bir vizyonu var. Eğer insanlar kalmak istiyorlarsa kalabilirler ama gitmek istiyorlarsa da gidebilmeliler” şeklinde konuştu.

Üst düzey bir İsrailli yetkili yemekten sonra yaptığı açıklamada, İsrail'in Trump'ın Gazzelileri gönüllü olarak göç etmeye teşvik etme konusunda ciddi olduğuna ikna olduğunu belirtti.

Söz konusu açıklamaların ardından Filistin Yönetimi'nden bir kaynak Şarku’l Avsat'a şunları söyledi: “Onların tutumu biliniyor. Ancak biz siyasi bir süreç başlatmak için uğraşıyoruz. Batı Şeria, Gazze Şeridi ve Doğu Kudüs'ü kapsayan bir devlet kurma hakkımızdan taviz vermeyeceğiz.”