CIA'in ABD büyükelçilikleri aracılığıyla gerçekleştirdiği operasyonların ayrıntıları

Meksika'dan Küba ve Şili'ye dinlemeler ve suikastlar ile Dışişleri Bakanlığı ve istihbarat arasındaki çekişme

Başkan John F. Kennedy ve eşi Jacqueline, 1961'de Paris'teki ABD büyükelçiliğini ziyaret ederken (Getty)
Başkan John F. Kennedy ve eşi Jacqueline, 1961'de Paris'teki ABD büyükelçiliğini ziyaret ederken (Getty)
TT

CIA'in ABD büyükelçilikleri aracılığıyla gerçekleştirdiği operasyonların ayrıntıları

Başkan John F. Kennedy ve eşi Jacqueline, 1961'de Paris'teki ABD büyükelçiliğini ziyaret ederken (Getty)
Başkan John F. Kennedy ve eşi Jacqueline, 1961'de Paris'teki ABD büyükelçiliğini ziyaret ederken (Getty)

İnci Mecdi

Amerika Birleşik Devletleri'nin Latin Amerika ülkelerine gizli müdahale konusunda uzun bir geçmişi bulunmaktadır. Bölgedeki birçok insan, Küba, Nikaragua, Brezilya ve Şili gibi ülkelerdeki geçmiş isyanlara, darbelere ve komplolara verdiği destekten, Soğuk Savaş döneminde askeri rejimlerin işlediği ihlallere göz yummasından dolayı hâlâ derin bir öfke duyuyor.

Şilili yazar Isabel Allende, “Kış Ortasında” adlı romanında, Eylül 1973'te Marksist Devlet Başkanı Salvador Allende'ye karşı gerçekleştirilen askeri darbeyi, onun öncesinde sağ ile sol arasında yaşanan hummalı mücadeleyi, bundan birkaç yıl önce gerçekleşen Küba Devrimi ve Fidel Castro'nun yükselişi sahnesini ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı’nın (CIA) nasıl takip ettiğini ele alır. Çünkü Washington, Latin Amerika'daki komşularının içişlerine karışmayı alışkanlık haline getirmişti.

Başkan Donald Trump'ın imzaladığı salı günü başkanlık emriyle, eski ABD Başkanı John F. Kennedy suikastına ilişkin dosyaların erişime açılmasından sonra ABD Ulusal Arşivleri, dün, CIA'in Güney Amerika ülkelerindeki faaliyetlerine daha yakından ışık tutuyor. Belgeler, CIA'in gizli tutmak için büyük çaba sarf ettiği 20. yüzyılın ortalarındaki Amerikan casusluk operasyonlarına ilişkin karmaşık ayrıntıları açıklıyor.

Telefonları dinleme

Daha önce içerdikleri bazı bilgiler sansürlenmiş çok sayıda belge, Kennedy suikastçısı Lee Harvey Oswald'ın suikasttan önceki aylarda ziyaret ettiği Sovyet ve Kübalı diplomatik tesisler arasındaki haberleşmeleri takip etmek için CIA'in Aralık 1962 ile Ocak 1963 arasında Mexico City'deki telefonları dinlediğine dair ayrıntılar sunuyor. Belgedeki özel talimatlar, teşkilat ajanlarına, telefon cihazlarında diğer casuslar tarafından yalnızca ultraviyole ışık altında görülebilecek izler oluşturmak için belirli kimyasalların kullanılması da dahil olmak üzere, telefonları nasıl gizlice dinleyeceklerini açıklıyor.

Kennedy suikastı dosyasından bir belge (ABD Ulusal Arşivleri)Kennedy suikastı dosyasından bir belge (ABD Ulusal Arşivleri)

CIA, onlarca yıl bu bilgilerin gizli tutulmasını teşvik etti, çünkü bunların kurumun casusluk yöntemlerini açığa çıkarabileceğinden korkuyordu. Son zamanlarda yayınlanan diğer belgeler de CIA'in Meksika'daki Sovyetler Birliği büyükelçiliklerini gözetlediğini, Sovyet istihbarat teşkilatı çalışanları arasından çift taraflı ajanlar bulmaya çalıştığını ortaya koyuyor ve bu ajanların isimlerini ve görevlerini ifşa ediyordu.

ABC News'in incelediği bir belgenin bazı bölümlerine göre, belgeleri yazan CIA yetkilileri, çabalarının etkililiğini övüyorlar. Aralarından biri; “Bu projede paramızın karşılığını fazlasıyla aldığımızı hissetmekten kendimi alamıyorum” diyor.

Belgede ayrıca CIA'in Meksika'da yaşayan ve komünist olduğu belirtilen bir Amerikalıyı gözetlediğinden de söz ediliyor. Belgenin büyük bir bölümünü ABD hükümetinin dinlediği telefon numaralarının yer aldığı bir liste oluşturuyor. Bu bölüm daha önce Oswald'ın Mexico City'deki Sovyet ve Küba büyükelçiliklerini ziyaret etmesi nedeniyle kapsamlı bir araştırmanın konusu olmuştu. Ancak Amerikan medyası, yeni belgede Oswald'ın ismi geçmediği için sözü edilen kişinin o olmadığını düşünebilir.

Castro'ya suikast

Yeni yayımlanan belgeler, ABD'nin Küba'da devrimci lider Fidel Castro'yu hedef alan gizli faaliyetlerine de daha fazla ışık tutuyor. Bunlar arasında, Arthur Schlesinger tarafından Kennedy'ye gönderilen Haziran 1961 tarihli bir CIA notunun sansürsüz metni de bulunuyor. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Schlesinger, CIA’in desteklediği Domuzlar Körfezi Çıkarması’ndan birkaç ay sonra gönderdiği notunda, istihbarat teşkilatına sert eleştiriler yöneltiyor. Domuzlar Körfezi Çıkarması,1961 yılında Washington'un, ABD'de sürgünde bulunan, Küba'daki komünist rejimi devirmek için CIA tarafından eğitilip silahlandırılan yüzlerce Kübalıyı kullanarak gerçekleştirdiği başarısız bir askeri operasyondu.

1964 tarihli bir belge ise Lyndon Johnson'ın başkanlığı sırasında iki ABD istihbarat görevlisinin Castro'ya suikast düzenleme olasılığını görüştüklerini ifşa ediyor. İstihbarat kurumunun “daha önce böyle bir planı desteklediğini” ancak Başsavcı Robert Kennedy'nin muhalefeti nedeniyle bu planın “dondurulduğunu” belirtiyor. Daha önce yayımlanmış bir diğer belge, Robert Kennedy'nin Castro'yu öldürmeye yönelik olası planlar hakkında bilgilendirildiğini kaydediyor ve belgenin alt kısmındaki bir dipnotta, “Robert Kennedy, CIA mafya ile tekrar çalışmaya başlamadan önce kendisine bilgi verilmesini talep etti” yazıyor.

Dışişleri Bakanlığı ile istihbarat arasında gerginlik

Bazı belgeler ayrıca ABD içinde devlet kurumları arasında dış operasyonlar konusunda gerginlikler yaşandığının da altını çiziyorlar. Amerikan gazetelerinin detaylarına yer verdiği belgelerden biri, Schlesinger’in, Kennedy'ye CIA'in “kontrollü Amerikan kaynaklarına” güvenmesinin Dışişleri Bakanlığı'nın geleneksel misyonuna yönelik bir ihlal olduğunu, istihbarat teşkilatının ABD'nin müttefiklerinin politikalarına sızmak için çalışıyor olabileceğini bildirdiğini aktarıyor. Schlesinger, Paris'teki ABD büyükelçiliği hakkında “CIA'in, Ulusal Meclis başkanı da dahil olmak üzere bazı Fransız siyasi şahsiyetlerle teması tekeline almaya çalıştığını” yazıyor.

Schlesinger'in notlarının erişime açılan kısımları, Avusturya ve Şili'deki CIA kaynaklarının sayısını da ifşa ediyor.



Mahir Esed'e yakın bir uyuşturucu satıcısı ve Tedamun katliamına karışan kişiler gözaltına alındı

Genel Güvenlik Dairesi güçleri, İdlib kırsalındaki Cisr eş-Şuğur’da devrik rejimin kalıntılarından 15 kişiyi gözaltına aldı. (İdlib Valiliği)
Genel Güvenlik Dairesi güçleri, İdlib kırsalındaki Cisr eş-Şuğur’da devrik rejimin kalıntılarından 15 kişiyi gözaltına aldı. (İdlib Valiliği)
TT

Mahir Esed'e yakın bir uyuşturucu satıcısı ve Tedamun katliamına karışan kişiler gözaltına alındı

Genel Güvenlik Dairesi güçleri, İdlib kırsalındaki Cisr eş-Şuğur’da devrik rejimin kalıntılarından 15 kişiyi gözaltına aldı. (İdlib Valiliği)
Genel Güvenlik Dairesi güçleri, İdlib kırsalındaki Cisr eş-Şuğur’da devrik rejimin kalıntılarından 15 kişiyi gözaltına aldı. (İdlib Valiliği)

Şam Kırsalı Emniyet Müdürlüğü, son dönemde kıyı bölgesinde faaliyet gösteren güvenlik güçlerinin hedef alınması olayına karışanlardan biri olan ve devrik rejim döneminde Askeri İstihbarat Dairesi 277. Şube'de çalışan, Askeri Güvenlik Dairesi'ne eleman temininden sorumlu olan Şadi Adil Mahfuz'un gözaltına alındığını duyurdu. Ayrıca 2013 yılında Şam'ın et-Tedamun mahallesinde meydana gelen katliama karıştığından şüphelenilen iki kişinin de gözaltına alındığını bildirdi: Kâmil Şerif Abbas ve Suriyeli sivillere karşı savaş suçları işlemekle suçlanan Ulusal Savunma Milisleri üyesi Mahir Hadid. Hadid'in Tedamun katliamının ilk şüphelisi Emced Yusuf ile ilişkisi olduğundan şüpheleniliyor.

Söz konusu gözaltılar, Suriye güvenlik güçlerinin Tedamun mahallesindeki katliama karışan üç kişinin gözaltına alındığını duyurmasından yaklaşık bir ay sonra gerçekleşti. Bu kişilerden biri, eski rejime karşı devrimin başlangıcında Tedamun mahallesinde 500'den fazla kişiyi öldürdüğünü itiraf etti.

Suriye'nin başkenti Şam'daki Yermuk Filistin Mülteci Kampı’na yakın Tedamun mahallesindeki Nisrin caddesinde meydana gelen katliam, İngiliz The Guardian gazetesinin Nisan 2022'de yayınladığı ve aralarında 7 kadın ve çok sayıda çocuğun da bulunduğu 41 sivilin Suriye rejimine bağlı silahlı kişiler tarafından infaz edildiğini gösteren bir video sayesinde olaydan yaklaşık 9 yıl sonra ortaya çıktı.

derg
Mahir Esed'in yakın arkadaşı Muhanned Numan, Şam'da ve Suriye kıyılarında Captagon üretimini denetleyen isimdi (Sosyal medya)

Şarku’l Avsat’ın yerel medya kaynaklarından aktardığına göre Mahir Esed'e ve 4. Tümen'deki üst düzey subaylara yakın olan Muhanned Numan gözaltına alındı. Şam kırsalındaki Harasta kentinden olan Numan, Şam kırsalındaki ve Suriye kıyılarındaki en önemli Captagon üretim tesislerinden birini, özellikle de Suriye kıyılarında demirli bir gemiyi işletmekle suçlanıyor.

scdfvgrt
Genel Güvenlik Dairesi güçleri, İdlib kırsalındaki Cisr eş-Şuğur’da devrik rejimin kalıntılarından 15 kişiyi gözaltına aldı. (İdlib Valiliği)

Suriye güvenlik güçleri rejim kalıntılarını yakalama operasyonlarına devam ediyor. İdlib vilayetinin batı kırsalındaki Cisr eş-Şuğur bölgesinde aranan yaklaşık 15 kişi gözaltına alınırken, Halep ve İdlib vilayetlerinin kuzeybatı kırsalında uzlaşmayı ve silahlarını yetkililere teslim etmeyi reddeden rejim kalıntılarını yakalamak için başlatılan geniş çaplı operasyon kapsamında bu kişilerin ellerinde çeşitli silah ve mühimmat ele geçirildi.

İdlib Valiliği, sosyal medya hesaplarından operasyonun fotoğraflarını paylaşarak, “Operasyon sonucunda adaletten kaçan ve silahlarını teslim etmeyi reddeden çok sayıda kişi gözaltına alındı” dedi. Halep'in güney kırsalında, aralarında Hava Kuvvetleri İstihbaratı'na yakın bir isim olan ve ‘Ebu Leheb’ olarak da bilinen Muhammed Hamidi el-Hüseyin'in de bulunduğu bir dizi eski rejim kalıntısı gözaltına alındı.

cfvgthy
Esed rejimi altında Askeri İstihbarat Dairesi için çalışan Şadi Adil Mahfuz, Suriye kıyılarında güvenlik güçlerinin hedef alındığı son saldırılara rejim kalıntılarıyla birlikte katıldı. (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Halep ve İdlib kırsalındaki güvenlik operasyonları, Genel Güvenlik Dairesi’nin bir dizi mahkûmun firar etmesinin ardından er-Rai Cezaevi’nin kontrolünü yeniden ele geçirmesinden iki gün sonra gerçekleşti. Halep vilayeti Genel Güvenlik Dairesi Müdürü Yarbay Muhammed Abdulgani cumartesi günü yaptığı açıklamada, Halep'in kuzey kırsalındaki bir hapishanede bazı mahkumların hapishane duvarlarını aşarak bir süreliğine kontrolü ele geçirdiğine dair bir rapor aldıklarını söyledi.

Bu süreçte silahları ele geçirdiler ve hapishanedeki bazı görevlileri rehin aldılar. Cezaevinin İçişleri Bakanlığı Cezaevleri Dairesi'ne bağlı olmadığını belirten yetkili, Genel Güvenlik Dairesi'nden bir gücün derhal cezaevine gittiğini kaydetti. Cezaevinin kontrolü yeniden sağlandı ve bazı mahkumlar yakalandı, geri kalanlar ise firar etti ve firarileri arama çalışmaları devam ediyor.