İsrail'in Han Yunus ve Refah'a düzenlediği saldırılarda 23 kişi öldü

Bir Filistinli, Han Yunus'ta Hamas politbüro üyesi Salah el-Berdevil ve eşinin ölümüne neden olan İsrail saldırısının yol açtığı yıkıma bakıyor (Reuters)
Bir Filistinli, Han Yunus'ta Hamas politbüro üyesi Salah el-Berdevil ve eşinin ölümüne neden olan İsrail saldırısının yol açtığı yıkıma bakıyor (Reuters)
TT

İsrail'in Han Yunus ve Refah'a düzenlediği saldırılarda 23 kişi öldü

Bir Filistinli, Han Yunus'ta Hamas politbüro üyesi Salah el-Berdevil ve eşinin ölümüne neden olan İsrail saldırısının yol açtığı yıkıma bakıyor (Reuters)
Bir Filistinli, Han Yunus'ta Hamas politbüro üyesi Salah el-Berdevil ve eşinin ölümüne neden olan İsrail saldırısının yol açtığı yıkıma bakıyor (Reuters)

Filistin Televizyonu bugün (Pazar) İsrail'in Han Yunus ve Refah'a düzenlediği baskınlarda son saatlerde 23 kişinin öldüğünü bildirdi.

Filistin Haber Ajansı (Wafa), Filistin Kızılay Derneği'nin (PRCS) bugün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta İsrail ordusunun kuşatması sırasında bazı PRCS sağlık görevlilerinin İsrail kurşunlarıyla yaralandığını duyurdu.

PRCS'den yapılan kısa açıklamada, İsrail güçlerinin Refah'taki Haşaşin bölgesinin hedef alınmasını takip eden bazı ambulans araçlarının etrafını sardığı belirtildi.

Filistin Sivil Savunması yaptığı açıklamada Refah'ın batısındaki El-Berekat bölgesinde İsrail tarafından hedef alınan Kızılay ambulans ekibini kurtarmak için müdahale etmeye çalışırken” sivil savunma ekibiyle irtibatın kesildiğini söyledi.

Pazar günü İsrail ordusu Refah'taki Tel al-Sultan bölgesi sakinlerine bir tahliye uyarısı yayınlayarak bölgede bir saldırı başlatacağını belirtti ve bölge sakinlerine araç kullanmadan Mevaşi bölgesine doğru hareket etmeleri çağrısında bulundu.

İki aylık kırılgan bir ateşkesin ardından İsrail Salı günü Gazze Şeridi'ne yönelik ağır bombardımanını yeniden başlattı ve Çarşamba günü Hamas'a kalan rehineleri serbest bırakması için baskı yapmak üzere yeni kara operasyonları başlattı.

Ateşkesin yürürlüğe girmesinden bu yana saldırıların görülmemiş yoğunluğu ve ölçeği, Gazze'yi büyük bir yıkım ve feci bir insani krizle baş başa bırakan savaşın ilk günlerindeki anıları yeniden canlandırdı.

Ateşkes anlaşması göreceli sükûnete, İsrailli rehinelerin ve Filistinli tutukluların serbest bırakılmasına ve Gazze'ye ek insani yardım girişine katkıda bulundu. Ateşkesin ilk aşaması altı hafta sürdü ve bu süre zarfında sekizi ölü olmak üzere 33 rehine, bin 800'den fazla Filistinli tutukluya karşılık serbest bırakıldı.

Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki saldırısı sırasında kaçırılan 251 rehineden 58'i halen Gazze'de tutuluyor ve bunlardan 34'ünün İsrail ordusu tarafından öldüğü açıklandı.

BM tarafından güvenilir kabul edilen Hamas yönetimindeki Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Gazze'deki savaş çoğu sivil, kadın ve çocuk olmak üzere en az 49 bin kişinin ölümüne neden oldu.



İsrail saldırılarının ardından Hamas “gizlilik politikasını” devreye soktu

İsmail Haniye'nin Tahran'da öldürülmesinin ardından İran'da İsrail karşıtı protestolar düzenlenmişti (Reuters)
İsmail Haniye'nin Tahran'da öldürülmesinin ardından İran'da İsrail karşıtı protestolar düzenlenmişti (Reuters)
TT

İsrail saldırılarının ardından Hamas “gizlilik politikasını” devreye soktu

İsmail Haniye'nin Tahran'da öldürülmesinin ardından İran'da İsrail karşıtı protestolar düzenlenmişti (Reuters)
İsmail Haniye'nin Tahran'da öldürülmesinin ardından İran'da İsrail karşıtı protestolar düzenlenmişti (Reuters)

İsrail ordusunun örgüt liderlerini öldürmesinin ardından Hamas, üst kademedeki yetkililerin kimliklerini gizli tutuyor.

İsrail ordusunun geçen yılki saldırılarında Hamas lideri İsmail Haniye, onun yerine geçen Yahya Sinvar ve örgütün silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları’nın komutanı Muhammed Dayf öldürülmüştü.

Fransız haber ajansı AFP’nin analizinde, art arda gelen kayıpların ardından Hamas’ın “gizlilik politikasıyla” hareket ederek üst kademeye getirilen kişilerin kimliklerini açıklamadığını yazıyor.

İzzeddin Kassam Tugayları, 7 Ekim 2023’te Aksa Tufanı saldırısını düzenleyerek Gazze savaşının fitilini ateşlemişti. Kimliğinin açıklanmaması şartıyla ajansa konuşan bir Hamas yetkilisi, “İzzeddin Kassam Tugayları komutanının adı gizli tutulacak” diyor.

Diğer yandan Dayf’ın yerine Yahya Sinvar’ın küçük kardeşi Muhammed Sinvar’ın geçtiği düşünülüyor.

Fransız üniversitesi Doğu Dilleri ve Medeniyetleri Enstitüsü’nden (INALCO) Laetitia Bucaille, Hamas savaşçılarının Yahya Sinvar’ı “kahraman” olarak gördüğüne dikkat çekerek, Muhammed’in eski lidere kan bağının yanı sıra savaş deneyimi nedeniyle İzzeddin Kassam Tugayları’nın başına getirilmiş olabileceğini söylüyor.

Adının açıklanmaması kaydıyla konuşan bir Hamas yetkilisiyse, Siyasi Büro’nün örgütün “yürütme kolu” gibi çalıştığını, alınan kararları oyladığını ve harekete geçtiğini anlatıyor. Siyasi Büro üyeliğine, Şura Konseyi tarafından karar verildiğini de sözlerine ekliyor.

AFP’nin analizinde, Hizbullah’ın aksine Hamas’ın “karizmatik liderliğe” dayalı bir hareket olmadığı, örgütün “kolektif bir gücü elinde tutmak istediği” değerlendirmesi paylaşılıyor.

Gazze’nin savaş sonrası yönetimi de Hamas’ın akıbetini şekillendirecek sorunlardan biri. İsrail ve ABD, Gazze Şeridi’nin Hamas tarafından yönetilmesine karşı çıkıyor ve yetkinin, El Fetih’in kontrolündeki Filistin Ulusal Yönetimi’nden “yeniden yapılandırılmış” bir kadroya verilmesini istiyor.

ABD merkezli düşünce kuruluşu Soufan Merkezi’nin martta yayımladığı bir raporda, Gazze’nin geleceği konusunda Hamas’ın ihtilaf yaşadığı savunulmuş, örgütün sürgündeki siyasi liderlerinin askeri kanatla arasının açıldığı iddia edilmişti.

Öte yandan Gazze’de 25 Mart’ta Hamas karşıtı gösteriler düzenlenmişti. Yaklaşık bir hafta süren küçük çaplı protestolarda, “Hamas defol” ve “Savaşı durdurdun” sloganlarıyla yürüyüş yapılmıştı. Örgüt, protestolara müdahale etmezken, eylemlerin arkasında İsrail ve Filistin Ulusal Yönetimi’nin olabileceğini savunmuş, protestoları körükleyenlerin “cezalandırılacağını” bildirmişti.

2006'daki Filistin seçimlerini kazanan Hamas'ın El Fetih'le çıkan çatışmaların ardından Gazze Şeridi'nde yönetimi ele geçirdiği 2007'den bu yana, iki hareket arasında büyük bir siyasi bölünmüşlük yaşanıyor. 

O dönemden bu yana Gazze Şeridi, Hamas'ın, işgal altındaki Batı Şeria ise Filistin Yönetimi'nin kontrolünde.

Independent Türkçe, AFP, Times of Israel