İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının yeniden başlamasından bu yana 730 kişi hayatını kaybetti

UNRWA: Gazze Şeridi'nde insani bir felaket yaşanıyor… Birkaç gün içinde 124 bin kişi yerinden edildi

 İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Hastanesi'ne düzenlediği hava saldırısında hayatını kaybeden Hamas Siyasi Büro Üyesi İsmail Berhum'un cenazesini taşıyan Filistinliler (AP)
İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Hastanesi'ne düzenlediği hava saldırısında hayatını kaybeden Hamas Siyasi Büro Üyesi İsmail Berhum'un cenazesini taşıyan Filistinliler (AP)
TT

İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının yeniden başlamasından bu yana 730 kişi hayatını kaybetti

 İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Hastanesi'ne düzenlediği hava saldırısında hayatını kaybeden Hamas Siyasi Büro Üyesi İsmail Berhum'un cenazesini taşıyan Filistinliler (AP)
İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Hastanesi'ne düzenlediği hava saldırısında hayatını kaybeden Hamas Siyasi Büro Üyesi İsmail Berhum'un cenazesini taşıyan Filistinliler (AP)

Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, İsrail saldırılarının salı günü yeniden başlamasından bu yana 730 Filistinlinin hayatını kaybettiğini ve bu sabah itibariyle son 24 saat içinde 61 şehidin hastaneye getirildiğini duyurdu.

Açıklamada, “18 Mart Salı günü sabahından bu yana İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı 730’a, yaralı sayısı ise bin 367’ye ulaştı. Dördü enkaz altından çıkarılmak üzere 61 şehit son 24 saat içinde Gazze Şeridi'ndeki hastanelere nakledildi” ifadeleri yer aldı.

Bakanlık, bir dizi kurbanın ‘halen enkaz altında ve yollarda olduğunu; ambulans ve sivil savunma ekiplerinin onlara ulaşamadığını’ söyledi. Bakanlık, 7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısının 50 bin 282'ye, yaralı sayısının ise 113 bin 408'e ulaştığını bildirdi.

Bakanlık ayrıca, Gazze Şeridi'ndeki savaş sırasında öldürülen 15 bin 613 Filistinli çocuğun isimlerinin ayrıntılı bir listesini yayınladı.

Diğer yandan Almanya bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in Filistin topraklarındaki askeri operasyonlarına yeniden başlamasından bu yana Gazze Şeridi'nde ‘çok sayıda’ sivilin hayatını kaybettiğine dair haberlerden ‘derin endişe’ duyduğunu belirtti.

Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Christian Wagner, “Bu çok endişe verici. Çünkü İsrail saldırıları, Gazze Şeridi'nde kalan son esirlerin serbest bırakılmasına imkân vermiyor. Ayrıca bu durumun kamplardaki insani durumu yeniden felakete dönüştürecek yansımaları da olabilir” dedi. Wagner ayrıca, İsrail hükümetine Gazze Şeridi'ne insani yardımın girmesine izin vermesi çağrısında bulundu.

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) ise şu açıklamayı yaptı: “Bugün Gazze Şeridi insani bir felakete tanıklık ediyor. 124 bin kişi devam eden İsrail bombardımanından kaçarak birkaç gün içinde yeniden yerlerinden edildi.”

Bombardıman ve kuşatmanın sona erdirilmesi ve insani yardımın hızlı bir şekilde Gazze Şeridi’ne girmesi çağrısında bulunan UNRWA, X platformundaki hesabı üzerinden, “Gazze Şeridi'ndeki insanlar hayatlarının en kötü kâbusuyla karşı karşıyalar ve en insanlık dışı çileyi yaşıyorlar. Üstelik bu herkesin gözü önünde gerçekleşiyor” paylaşımında bulundu.

UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini dün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nde kıtlık yaşanabileceği uyarısında bulunarak, “Gazze Şeridi sakinlerinin gıdasız geçirdiği her gün bölgeyi ciddi bir açlık krizine daha da yaklaştırıyor” dedi. Lazzarini, Gazze Şeridi'ne insani yardım girişinin kesilmesini Gazze'ye yönelik toplu bir cezalandırma olarak nitelendirdi. “İsrail makamlarının Gazze Şeridi'ne yardım girişini engellemesinin üzerinden üç hafta geçti. Gıda yok, ilaç yok, su yok, yakıt yok” diyen Lazzarini, kuşatmanın savaşın ilk aşamasındakinden daha uzun sürdüğüne dikkat çekti.

İki aylık kırılgan bir ateşkesin ardından İsrail salı günü Gazze Şeridi'ne yönelik ağır bombardımanına yeniden başladı ve çarşamba günü Hamas'a kalan esirleri serbest bırakması için baskı yapmak üzere yeni kara operasyonları başlattı.

Ateşkesin yürürlüğe girmesinden bu yana saldırıların görülmemiş yoğunluğu ve ölçeği, Gazze Şeridi'ni büyük bir yıkım ve feci bir insani krizle baş başa bırakan savaşın ilk günlerindeki anıları yeniden canlandırdı.

Ateşkes anlaşması görece sükûnetin sağlanmasına, İsrailli esirlerin ve Filistinli mahkûmların serbest bırakılmasına ve Gazze Şeridi'ne ilave insani yardım girişine katkıda bulundu. Ateşkesin ilk aşaması altı hafta sürdü ve bu süre zarfında sekizi ölü olmak üzere 33 esir, bin 800'den fazla Filistinli mahkûma karşılık serbest bırakıldı.

Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki saldırısı sırasında kaçırılan 251 esirden 58'i halen Gazze Şeridi'nde tutuluyor. İsrail ordusu bunlardan 34'ünün öldüğünü açıkladı.

Birleşmiş Milletler'in (BM) güvenilir bulduğu Hamas yönetimindeki Sağlık Bakanlığı verilerine göre Gazze Şeridi'ndeki savaş çoğu sivil, kadın ve çocuk olmak üzere en az 50 bin kişinin ölümüne neden oldu.



Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
TT

Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)

Gazze Şeridi’nde şu anda tıkanma yaşayan ateşkes anlaşması, Hamas’ın ikinci aşamada öngörülen idari ve güvenlik düzenlemelerine ilişkin çekinceleri ve kamuoyuna yansıyan talepleriyle yeniden gündeme düştü. Bu gelişme, ABD’den ikinci aşamaya geçiş konusunda ‘perde arkasında’ yürütülen çabalara dair açıklamaların yapıldığı bir döneme denk geldi.

Hamas’ın dün açıkladığı ve silahsızlanma, barış konseyi, istikrar güçleri ile Gazze Şeridi’nin yönetimi için bir komite oluşturulmasına ilişkin dört ana başlığı içeren bu çerçeveye dair değerlendirmelerde görüş ayrılığı yaşanıyor. Şarku’l Avsat’a konuşan bazı uzmanlar, söz konusu taleplerin ikinci aşamaya geçişi zorlaştıran krizleri ortaya koyduğunu ve hareketin üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik manevralar olduğunu savunurken, diğerleri ise İsrail kaynaklı engellere rağmen Hamas’ın anlaşmayı uygulama konusunda ciddiyetini yansıttığı görüşünü dile getiriyor.

ABD Başkanı Donald Trump tarafından önerilen ve geçtiğimiz ekim ayında Gazze’de ateşkes sağlanmasına temel oluşturan barış planı, başkanlığını Trump’ın üstleneceği bir barış konseyi kurulmasını, bu konseyin Filistinli teknokratlardan oluşan bir komiteyi denetlemesini, Hamas’ın silahsızlandırılmasını, savaş sonrası Gazze yönetiminde rol almamasını ve istikrar güçlerinin konuşlandırılmasını öngörüyor.

Hamas’ın Gazze’deki lideri Halil el-Hayye, hareketin kuruluşunun 38. yıl dönümünde yaptığı açıklamada, silahın işgal altındaki halklar için uluslararası hukukla güvence altına alınmış bir hak olduğunu belirterek, bu hakkın korunmasını ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını güvence altına alan her türlü önerinin incelenmesine açık olduklarını ifade etti.

El-Hayye, Trump planında yer alan ve ABD Başkanı’nın liderliğinde kurulması öngörülen barış konseyinin görevinin, ateşkes anlaşmasının uygulanmasını gözetmek, finansmanı sağlamak ve Gazze Şeridi’nin yeniden imarını denetlemek olduğunu vurguladı. Filistinliler üzerinde ‘her türlü vesayet ve manda uygulamasını’ ise reddettiklerini söyledi.

Gazze Şeridi’nin yönetimi için Filistinli bağımsız isimlerden oluşan bir teknokratlar komitesinin derhal kurulması çağrısında bulunan el-Hayye, Hamas’ın tüm alanlardaki yetkileri bu komiteye devretmeye ve görevlerini kolaylaştırmaya hazır olduğunu kaydetti. Kurulması planlanan uluslararası gücün görevinin ise Gazze sınırlarında ateşkesi korumak olması gerektiğini vurguladı.

El-Hayye ayrıca, arabuluculara ve özellikle ‘temel garantör’ olarak nitelendirdiği ABD yönetimi ile Başkan Trump’a, İsrail’i anlaşmaya saygı göstermeye ve uygulamaya zorlamak için çalışmaları, anlaşmanın çöküşe sürüklenmesine izin vermemeleri çağrısında bulundu.

asdfr
Başlarında yük taşıyan kadınlar, Gazze Şeridi'nin güneyinde yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlamak için temizlenmiş araziye kurulan çadırların önünden geçiyor. (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk geçen hafta yaptığı açıklamada, ateşkesin ilan edilmesinden bu yana Gazze’de sarı hattın gerisinde kalan bölgede 350’den fazla İsrail saldırısının belgelendiğini ve en az 121 Filistinlinin hayatını kaybettiğini söyledi. Öte yandan Hamas liderlerinden Raid Saad, cumartesi günü İsrail’in Gazze’de aracını hedef alan saldırısında öldürüldü.

İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi amaçlayan planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalışmalar yürüttüğünü ve çok uluslu uluslararası gücün gelecek aydan itibaren bölgede göreve başlamasının planlandığını belirtti. İsrail Yayın Kurumu’na göre, ABD’li yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

İsrail Kanal 14 televizyonu, kasım ayının sonlarında yaptığı bir haberde, ABD’nin uluslararası istikrar gücünün Gazze’de konuşlandırılması için tarih olarak ocak ayının ortasını belirlediğini, nisan ayı sonunu ise bölgedeki silahsızlanma sürecinin tamamlanması için nihai takvim olarak öngördüğünü aktarmıştı. Kanal, bu hedeflerin gerçeklikten kopuk bir beklenti olduğunu ve sürecin yeniden ertelenebileceğini kaydetmişti.

El-Ehram Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde İsrail meseleleri uzmanı olan Mısırlı analist Dr. Said Ukkaşe, Hamas’ın ortaya koyduğu çerçevenin ikinci aşamada ilerleme ihtimalinin zayıf olduğunu gösterdiğini ve bunun daha fazla İsrail saldırısını tetikleyebileceğini savundu. Ukkaşe, bu tutumun, tehlikeli koşullar altında ilerleyen ikinci aşama yükümlülükleri öncesinde Hamas üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik ‘manevralar’ olduğunu ifade etti.

Hamas dosyasına odaklanan Filistinli siyaset analisti İbrahim el-Medhun ise İsrail’in anlaşmayı sabote etmeye yönelik tekrarlanan engellerine rağmen ikinci aşamaya geçilmesi ve uygulanmasının kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. Silah meselesine ilişkin olarak Hamas’ın, Filistin iç kamuoyunda derinlemesine bir diyalog yürüttüğünü, Kahire’deki arabulucularla da şeffaf ve açık görüşmeler yaptığını belirten el-Medhun, tüm taraflarca kabul edilebilecek bir vizyonun şekillenebileceğini ve hareketin barış güçlerinin varlığına açık olduğunu söyledi.

Hamas’ın ortaya koyduğu bu çerçeveye arabulucuların henüz yorum yapmadığı bir ortamda, Mısır Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati’nin, İngiliz mevkidaşı Yvette Cooper ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde Gazze’de geçici bir uluslararası istikrar gücünün konuşlandırılmasının önemini vurguladığını bildirdi. Abdulati, ateşkesin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve Trump planının ikinci aşamasına ilişkin yükümlülüklerin uygulanmasının önemine dikkat çekti.

Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) düzenlenen Sir Bani Yas Forumu’na katılımı sırasında konuşan Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesinin gerekliliğini ve uluslararası istikrar gücünün oluşturulmasının önemini yineledi.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, cuma günü gazetecilere Gazze anlaşmasındaki gelişmelere ilişkin yaptığı açıklamada, “Barış anlaşmasının ikinci aşamasına yönelik olarak şu anda perde arkasında çok sayıda sessiz planlama yürütülüyor… Kalıcı ve sürdürülebilir bir barış sağlamak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

ABD’nin Wall Street Journal gazetesi, cumartesi günü yetkililere dayandırdığı haberinde, Trump yönetiminin Gazze Şeridi’nde istikrarı sağlamak amacıyla bir ABD’li generalin komutasında 10 bin askerden oluşan çok uluslu bir güç oluşturmayı hedeflediğini aktardı. Haberde, bazı ülkelerin, gücün görev kapsamının Hamas’ın silahsızlandırılmasını da içerebileceğine yönelik çekinceleri nedeniyle henüz asker göndermediği belirtildi.

Gazete ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, Gazze’de konuşlandırılması planlanan bu güç için yaklaşık 70 ülkeden askerî veya mali katkı talebinde bulunduğunu, ancak yalnızca 19 ülkenin asker göndermeye ya da ekipman ve lojistik destek gibi farklı şekillerde katkı sunmaya istekli olduğunu yazdı.

Ukkaşe, Trump’ın 29 Aralık’ta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yapacağı görüşmede ikinci aşamanın başlatılması için baskı kuracağını öngörerek, İsrail’in bu aşamaya girmeyi kabul edeceğini ancak çekilmelerin uygulanmasına ilişkin müzakerelerin süresiz biçimde uzayabileceğini söyledi.

El-Medhun ise Kahire’nin İsrail kaynaklı engellerin farkında olduğunu ve anlaşmanın başarısızlığa uğramasına yol açabilecek muhtemel İsrail gerekçelerini ortadan kaldırmak için ikinci aşamaya geçişin hızlandırılmasını talep edeceğini ifade etti.


Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
TT

Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)

Tunus'un merkezindeki Kayravan şehrinde, cumartesi akşamı, polis ve gençler arasında art arda ikinci gece çatışmalar yaşandı.

Ailesinin ifadesine göre, çatışmalar bir kişinin polisin kovalamacası ve ardından kendisine yönelik şiddet sonucu ölmesinin ardından patlak verdi. Ölen kişinin akrabaları, ehliyetsiz motosiklet kullandığını ve bir polis aracı tarafından takip edildiğini söylüyor. Ardından dövülerek hastaneye kaldırılan adam, hastaneden kaçmayı başardı. Cumartesi günü geçirdiği kafa travması sonucu hayatını kaybetti.

Tunus'ta da yüzlerce kişi, muhalefet dernekleri ve partilerinin çağrısına yanıt olarak, dördüncü hafta üst üste başkentte "özgürlükleri savunmak ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarını protesto etmek" amacıyla gösteri düzenledi.


Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan-İran ilişkileri çok hassas bir aşamaya geldi ve şu anda, İran liderliği kararını verip Lübnan işlerine müdahalesini durdurmadığı sürece, kontrolden çıkma ve önlenemez olumsuz sonuçlar doğurma riskiyle karşı karşıya. Önde gelen bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a durumu böyle aktardı. İran'ın Beyrut'taki elçileri müdahaleyi reddederken, Lübnan'daki resmi makamlar müdahaleyi kanıtlayan delillere sahip olduklarını vurguluyor.

Kaynak, İran'ın müdahalesine örnekler verdi; bunlardan ilki, resmi davet olmadan elçilerin gelmesiydi ve resmi görüşmelerinin çoğunun, Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin önderliğindeki görüşmelerini haklı çıkarmak için siyasi bir kılıf sağlama bağlamında kaldığını vurguladı.