Trump Şara'dan ne istiyor?

Suriye’nin yeni lideri Ahmed eş-Şara Şam'daki başkanlık sarayında, (16 Ocak 2025) (AFP)
Suriye’nin yeni lideri Ahmed eş-Şara Şam'daki başkanlık sarayında, (16 Ocak 2025) (AFP)
TT

Trump Şara'dan ne istiyor?

Suriye’nin yeni lideri Ahmed eş-Şara Şam'daki başkanlık sarayında, (16 Ocak 2025) (AFP)
Suriye’nin yeni lideri Ahmed eş-Şara Şam'daki başkanlık sarayında, (16 Ocak 2025) (AFP)

İbrahim Hamidi

Trump'ın yeni Ortadoğu projesine yönelik Şam'ın tutumuna ilişkin Washington'un beklentilerinde temel bir sorun var; o da bu tutumun, İsrail'in Esed'in devrilmesinden sonra işgal ettiği bölgelerde hâlâ bulunduğu bir zamana denk gelmesi

Tüm göstergeler Suriye'nin Trump yönetimi için başlı başına bir öncelik olmadığını gösteriyor. Beyaz Saray'da net bir Suriye politikası ortaya çıkana kadar iki eğilim olduğundan bahsedilebilir. Birincisi, Trump yönetimi yeni Suriye hükümetiyle muhatap olmayı kesinlikle reddediyor, hükümeti cihatçı olarak görüyor ve terör örgütü olarak listelenmiş radikal bir örgüt gibi davranıyor. İkinci olarak, ABD yaptırımları kaldırılmadan ve Kongre'de Sezar Yasası'nın yürürlükten kaldırması için oylama yapılmadan önce karşılanması gereken uzun bir talepler listesi sunuyor.

İki eğilimi birleştiren nokta ise Trump yönetiminin Suriye'ye Suriye halkının talepleri ile ilgili bir bakış açısıyla değil, jeopolitik bir bakış açısıyla bakmasıdır. Amerikalıların, Suriyeli bileşenleri toplayan “bir birlik hükümeti” kurulması, çoğulcu bir anayasanın benimsenmesi, hesap verebilirlik, şeffaflık ve yabancı savaşçıların uzaklaştırılacağı profesyonel bir ordunun kurulması gibi konuları içeren sorunsuz bir geçiş süreci oluşturulması gerekliliğinden söz ettikleri doğru. Ancak Washington için en önemli konular bir yandan stratejik konular ve İsrail'in çıkarları, diğer yandan da Amerikan ulusal güvenliğidir.

Bunun son örneği, geçen hafta Brüksel'de düzenlenen bağış konferansı sırasında Suriye Dışişleri Bakanlığı'na iletilen mektuptur. Mektup, ABD yaptırımlarından muafiyet süresinin altı ay daha uzatılması karşılığında bir dizi talep içeriyordu. Bu listede şu talepler de vardı; kitle imha silahlarına ve kimyasal silahlara erişim, DEAŞ’a karşı savaşta ve örgütün yeniden ortaya çıkmasının önlenmesinde iş birliği, kayıp Amerikalılar sorunuyla ilgilenmek ve kayıp Amerikalı gazeteci Aston Tice'ın kaderinin ne olduğunu araştırmak için Suriyeli bir ekibin kurulması, İran Devrim Muhafızları Ordusu'nun terör örgütü olarak ilan edilmesi. Buna ilave olarak Suriye’den İran'ı topraklarından uzak tutması, Lübnan sınırında kontrolü sağlaması, Beyrut'u İsrail ile barış anlaşması imzalamaya, yani İbrahim Anlaşmaları’na katılmaya teşvik etmesi de bekleniyor.

Trump, Hamaney'e bir mektup göndererek, Tahran'ın nükleer programından vazgeçmesini ve bölgesel tutumunu değiştirmesini öngören bir anlaşmaya varılması için 60 günlük mühlet verdi, aksi takdirde askeri eyleme başvurmakla tehdit etti

Gerçekten de ABD yönetimi Suriye'ye bir yandan Washington'un İsrail ile ittifakı ve Trump ile Binyamin Netanyahu arasındaki özel ilişki perspektifinden, diğer yandan da İran'a yönelik gerilimi tırmandırma planı perspektifinden bakıyor. ABD Başkanı Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un iki gün önce Tucker Carlson'a verdiği kapsamlı röportajda, Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara hakkında yaptığı açıklamalar, Trump yönetiminin Suriye meselesine yaklaşımına dair net bir fikir verdi. Witkoff, seçim zaferinin ardından Trump'a açık bir mesaj gönderen Şara'nın dönüşümünden etkilenmiş görünüyordu ve onu savunuyordu. ABD Başkanı'nın dostu daha sonra bütün bunları İkinci Trump döneminin Lübnan, Suriye, İran, yeni Ortadoğu ve İbrahim Anlaşmaları'nın genişletilmesi projesi bağlamına yerleştirdi. Witkoff'un açıklamalarının, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Trump arasındaki “dönüştürücü telefon görüşmesinin” ardından gelmesi dikkat çekici.

Yeni Ortadoğu projesinin temel taşının İran olduğu konusunda şüphe yok. Trump, İran'ın askeri nükleer programından vazgeçmesini ve bölgesel tutumunu değiştirmesini içeren bir anlaşmaya varmak için Dini Lider Ali Hamaney'e 60 günlük süre tanıyan, aksi takdirde nükleer programını ortadan kaldırmak için İsrail ile askeri seçeneğe başvurmakla tehdit eden bir mektup gönderdi.  

Trump'ın yeni Ortadoğu projesine yönelik Şam'ın tutumuna ilişkin Washington'un beklentilerinde temel bir sorun var; o da bu tutumun, İsrail'in Esed'in devrilmesinden sonra işgal ettiği bölgelerde hâlâ bulunduğu bir zamana denk gelmesi

Trump ve ekibinin beklentisi, Şara Suriyesi'nin tüm aşamalarıyla birlikte yeni ABD yönetiminin Ortadoğu projesi içerisinde konumlanmasıdır. Bu aşamaları şöyle sayabiliriz:

Gazze Şeridi'nde Hamas’ın silahsızlandırılması, Gazzelilerin Sudan, Somali, Somaliland ve Suriye gibi ülkelere sürgün edilmesi aşaması.

Ateşkesin devam etmesi, ordunun güneye konuşlandırılması, Hizbullah'ın oradan çekilmesi ve ardından İsrail ile barış görüşmelerinin başlatılması gereken Lübnan aşaması.

Nükleer anlaşma ile askeri saldırı ve Yemen'deki Husiler de dahil olmak üzere vekil güçlerini ve kollarını terk etme arasında tercih yapacak İran aşaması.

Aynı zamanda Suriye’den, istihbarat paylaşımı, DEAŞ’a karşı savaş, yeni bölgesel konumlanma, İsrail'le müzakereler ve Suriye-İsrail arasında barış fikri üzerine tartışmalar da dahil olmak üzere Ortadoğu'nun yeniden yapılandırılması konusunda ittifakın bir parçası olmasını da istiyor.

Trump'ın yeni Ortadoğu projesine yönelik Şam'ın tutumuna ilişkin Washington'un beklentilerinde temel bir sorun var; o da bu tutumun, İsrail'in Hermon Dağı, tampon bölge ve Golan Tepeleri'ndeki su kaynakları gibi, geçen yıl sonunda Esed'in devrilmesinden sonra işgal ettiği bölgelerde hâlâ bulunduğu, yeni Suriye ordusunun işletmeye çalıştığı hayati stratejik noktalara saldırılar düzenlemeye devam ettiği bir zamana denk gelmesidir.

Önümüzdeki dönemde ABD-Suriye, İsrail-Suriye arasında yaşananlar bölgesel kesişmeler içeren önemli bir konu olacak.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia'dan çevrilmiştir.



BM: Gazze'de yardım dağıtan yeni yardım kuruluşu dikkatleri ihtiyaç duyulandan uzaklaştırıyor

Gazze İnsani Yardım Vakfı, Refah'ta yardım dağıtımının başladığını duyururken bir yardım kutusunun üzerindeki ‘Rahma Wordwide’ yazılı afiş bulunuyor (Reuters)
Gazze İnsani Yardım Vakfı, Refah'ta yardım dağıtımının başladığını duyururken bir yardım kutusunun üzerindeki ‘Rahma Wordwide’ yazılı afiş bulunuyor (Reuters)
TT

BM: Gazze'de yardım dağıtan yeni yardım kuruluşu dikkatleri ihtiyaç duyulandan uzaklaştırıyor

Gazze İnsani Yardım Vakfı, Refah'ta yardım dağıtımının başladığını duyururken bir yardım kutusunun üzerindeki ‘Rahma Wordwide’ yazılı afiş bulunuyor (Reuters)
Gazze İnsani Yardım Vakfı, Refah'ta yardım dağıtımının başladığını duyururken bir yardım kutusunun üzerindeki ‘Rahma Wordwide’ yazılı afiş bulunuyor (Reuters)

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı tarafından bugün yapılan açıklamada İsrail’in Gazze Şeridi’ne son 24 saat içinde düzenlediği saldırılarda 79 kişinin öldüğü, 163 kişinin yaralandığı bildirildi.

Filistin resmi haber ajansı WAFA bugün, Gazze şehrinin güneydoğusundaki Ez-Zeytun Mahallesi’nde bir evin işgalci İsrail tarafından bombalanması sonucu bir kişinin öldüğünü, çok sayıda kişinin yaralandığını bildirdi. WAFA ayrıca işgalci İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiye beldesini bombalaması sonucu bir kişinin öldüğünü, birçok kişinin de yaralandığını aktardı.

WAFA, İsrail ordusunun dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus şehrinin batısında yer alan El-Emel Mahallesi’ndeki bir evi bombalaması sonucu Süleyman Vecih Kuşta adlı kişinin aldığı yaralar nedeniyle hayatını kaybettiğini kaydetti.

İsrail savaş uçakları, Gazze şehrinin doğu bölgelerine hava saldırıları düzenlerken işgalci İsrail ordusuna ait topçular ve tanklar bombardımanlarını sürdürdü.

Öte yandan Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) Sözcüsü Jens Laerke bugün yaptığı açıklamada, Gazze'de yardım dağıtmakla görevli ABD destekli özel bir insani yardım kuruluşunun çalışmalarının, dikkatleri sınır kapılarının açılması gibi ihtiyaç duyulan konulardan uzaklaştırdığını söyledi.

Gazze'ye tüm geçişlerin yeniden açılması ve acil durum malzemeleri için İsrail'in daha fazla onay vermesi çağrısında bulunan Laerke, “Belirttiğimiz nedenlerden dolayı bu yaklaşıma katılmıyoruz. Bu, dikkatleri gerçekten ihtiyaç duyulandan uzaklaştırmaktır” ifadelerini kullandı.

BM Yakın Doğu'daki Filistin Mültecilerine Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), Gazze'de devam eden bombardıman nedeniyle UNRWA’ya ait 22 sağlık merkezinden sadece 6'sının faaliyet gösterdiğini bildirdi. Açıklamada ayrıca temel tıbbi malzemelerin son derece az olduğunu ve hayat kurtaran yardımların engelsiz bir şekilde ulaştırılmasına acil ihtiyaç olduğu belirtildi.

İsrail, 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazze Şeridi'ne saldırıyor. İsrail, şimdiye kadar çoğunluğu çocuk ve kadın olmak üzere şimdiye kadar 53 bin 977 Filistinliyi öldürdü ve 122 bin 966 kişiyi yaraladı. Kurbanların bir kısmı halen enkaz altında ve yollarda olduğu için ambulans ve kurtarma ekipleri onlara ulaşamıyor.