İsrail, Gazze'de ambulanslara ateş açıldığını kabul etti

"Hamas ‘savaş suçunu’ kınadı; BM koordinatörü uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırdı

İsrail'in Gazze Şehri'ne düzenlediği hava saldırısının ardından dumanlar yükseldi (EPA)
İsrail'in Gazze Şehri'ne düzenlediği hava saldırısının ardından dumanlar yükseldi (EPA)
TT

İsrail, Gazze'de ambulanslara ateş açıldığını kabul etti

İsrail'in Gazze Şehri'ne düzenlediği hava saldırısının ardından dumanlar yükseldi (EPA)
İsrail'in Gazze Şehri'ne düzenlediği hava saldırısının ardından dumanlar yükseldi (EPA)

İsrail ordusu bugün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nde “şüpheli” görerek ambulanslara ateş açtığını itiraf ederken, Hamas bir sağlık görevlisinin ölümüne ve 14 kişinin kaybolmasına neden olan “savaş suçunu” kınadı.

Pazar günü gerçekleşen silahlı saldırı, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinin batısında yer alan Tel al-Sultan mahallesinde meydana geldi. 20 Mart'ta, ordunun yaklaşık iki aylık bir ateşkesin ardından küçük şeride yönelik hava bombardımanına yeniden başlamasından iki gün sonra İsrail güçleri saldırıya geri döndü.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, “Askerlerin araçlarına ateş açarak bir dizi (Hamas) teröristi etkisiz hale getirmesinden birkaç dakika sonra, diğer araçlar şüpheli bir şekilde askerlere doğru hareket etti” denildi. Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı açıklamada, “Askerler şüpheli araçlara ateş açarak karşılık verdi ve bir dizi Hamas ve İslami Cihat teröristini öldürdü” denilirken, bu araçlardan askerlere ateş açıldığından bahsedilmedi.

“Yapılan ön incelemede şüpheli araçlardan bazılarının (...) ambulans ve itfaiye aracı olduğu anlaşıldı” diyen ordu, ‘Gazze Şeridi'ndeki terör örgütlerinin (...) ambulansları terör amaçlı olarak tekrar tekrar kullanmasını’ kınadı.

Gazze Sivil Savunması pazartesi sabahı yaptığı açıklamada, İsrail güçlerinin ilerleyişinin ardından gelen ölüm ve yaralanma haberleri sonrasında Tel Sultan'dan acil olarak gönderilen 6 kişilik kurtarma ekibinden hiçbir yanıt alamadığını duyurdu.

Sivil Savunma dün yaptığı açıklamada, ekip liderinin cesedini ve “demir yığını haline geldikten sonra artık tanınmaz hale gelen” araçları bulduğunu duyurdu.

Kızılay Derneği ise pazar gününden bu yana 9 kişilik ekibinden herhangi bir haber alamadığını açıkladı.

Hamas'tan yapılan açıklamada “Refah'ta sivil savunma ve Kızılay ekiplerinin hedef alınması tam teşekküllü bir savaş suçudur” denildi.

BM insani yardım koordinatörü Tom Fletcher yaptığı açıklamada, 18 Mart'tan bu yana Gazze Şeridi'nde “ambulansların ateş altında kaldığını” ve “kurtarma görevlilerinin öldürüldüğünü” söyledi. Fletcher açıklamasında, “Eğer uluslararası hukukun temel ilkeleri hala geçerliyse, uluslararası toplum bu ilkelere saygı gösterilmesini sağlamak için (...) harekete geçmelidir” ifadelerini kullandı.



Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
TT

Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)

Tevfik eş-Şenvah

Yemen’in meşru hükümeti ve Husiler, on yılı aşkın bir süredir Yemen'in başına bela olan yıkımın sorumlusu olarak birbirlerini suçlamaya devam ediyor. Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-Eryani dün yaptığı açıklamada, İran destekli Husilerin 2014 yılındaki darbeden bu yana ‘Yemen'in altyapısı ve ekonomisindeki yıkımın başlıca nedeni olmakla’ suçladı.

Aynı zamanda uluslararası meşruiyete sahip Yemen hükümetinin sözcüsü olan Eryani, Husilerin kurtarılmış bölgelerdeki hayati tesislere sistematik saldırılar düzenlediğini, örneğin 30 Aralık 2020 tarihinde Aden Uluslararası Havalimanı'na İran yapımı balistik füzelerle düzenledikleri saldırıda 25 kişinin öldüğünü, 110 kişinin de yaralandığını ve havalimanının altyapısının zarar gördüğünü söyledi. Husilerin 2022 yılında da Hadramut ve Şebva'daki petrol ihracat edilen limanlara yönelik saldırılarda bulunduklarını belirten Eryani, bunlar arasında insansız hava araçları (İHA) ve balistik füzeler kullanılarak ed-Debba ve Neşime limanlarına yönelik saldırıların da olduğunu ifade etti.

Yemenli Bakan, söz konusu saldırıların Husilerin iddia ettiği gibi Yemen'i ya da Gazze'yi savunmak için değil, Yemen'i yok etmeyi, halkını yoksullaştırmayı ve bölgenin güvenliğini baltalamayı amaçlayan İran gündemini uygulama stratejisinin bir parçası olduğunu söyledi.

Husilerin Kızıldeniz'deki uluslararası gemilere yönelik saldırıları da dâhil olmak üzere çeşitli maceraperestliklerinin, ABD ve İngiltere tarafından ‘Refahın Muhafızı Operasyonu’ kapsamında geçtiğimiz yıl ocak ayında başlayan askeri saldırılarını tetiklediğini söyleyen Eryani, bu saldırıların yıkımın birincil nedeni olmadığını, daha ziyade Husilerin saldırılarına karşı bir yanıt olduğunu vurguladı.

Öte yandan Husiler, Yemen halkının çektiği acılardan başta Yemen’in meşru hükümeti olmak üzere ABD ve müttefiklerinin sorumlu olduğunu söyledi. ABD merkezli haber kanalı NBC tarafından aktarılan Husilere bağlı medya organlarının haberlerine göre Husiler, 17 Mart 2025 tarihinde 53 kişinin ölümüne ve 98 kişinin yaralanmasına neden olan ABD’nin son saldırılarını ‘suç teşkil eden saldırganlık’ olarak nitelendirdi. Kızıldeniz’deki gemilere ve askeri hedeflere yönelik saldırılarının dış müdahaleye ve Gazze'ye uygulanan kuşatmaya karşı savunma amaçlı bir yanıt olduğunu vurgulayan Husiler, Filistinlilerle dayanışma içinde olduklarını açıkladılar.

Medyada yer alan haberlere göre Husilerin Kızıldeniz’de uluslararası gemilere yönelik saldırıları ülke içindeki popülariteleri ve saflarına savaşçı çekme hızını arttırdı. Uluslararası toplumu kendileriyle etkileşime girmeye zorladılar ve Yemen'in resmi hükümeti olarak tanınmamalarına rağmen popüler bir yankı uyandırdılar. Nüfuzları zayıf olmasına rağmen İsrail'e füze atmalarının ardındaki gizli amaçlarından biri de buydu.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan çevirdiği habere göre Yemen hükümeti, İran'ı, ‘Birleşmiş Milletler (BM) silah ambargosunu ihlal ederek Husileri İHA ve balistik füzeler gibi çeşitli silahlarla desteklemekle’ suçluyor. Buna karşın İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Genel Komutanı Hüseyin Selami, İran medyasına yaptığı açıklamada, Tahran'ın Husilerin kararlarını doğrudan kontrol ettiği iddialarını reddederek Husilerin kararlarını bağımsız bir şekilde aldıklarını vurguladı. Ancak Yemen hükümeti çevreleri İran'ın desteğinin Husilerin eylemlerinin ana kaynağı olduğunda ısrar ediyor.

Yemen hükümeti, ABD'nin hava saldırıları sonucunda Husilerin kontrolündeki limanlarda meydana gelen ağır kayıpların ardından ‘Husiler Yemen'e yıkım getiriyor’ etiketiyle (hashtag) bir sosyal medya kampanyası başlattı. Kampanyanın amacının ‘Husilerin suçlarını ifşa etmek ve ülke kaynaklarına verdikleri zararın boyutlarını ortaya koymak, altyapı ile ekonomik ve sivil tesislerin tahrip edilmesinden ve bunların savaş amacıyla kullanılmasından onları tamamen sorumlu tutmak’ olduğu belirtildi.

Husiler cuma günü, ABD'nin Yemen'in batısındaki Hudeyde ilinde bir petrol ihracatı limanına gece boyunca düzenlediği saldırılarda ölenlerin sayısının 80'e yükseldiğini ve bu sayının Washington'ın bir ay önce başlattığı yoğun hava saldırılarının en ölümcülü olduğunu açıkladılar.

Bu arada saldırılar şiddetlenmeye devam ederken, ABD ile İran arasındaki müzakereler Umman’ın başkenti Maskat'ın ardından Roma'da tüm hızıyla devam ediyor. Basında yer alan haberlerde, İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney’in Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman'la bölgedeki birçok karmaşık meseleyi görüşmek üzere bir araya gelmesinin ardından gerilimin azalacağına dair umutlar ifade edildi.