Netanyahu Hamas'ı silahsızlandırmaya kararlı

Gazze'deki ‘bayram ateşkesi’ karşı tekliflerle çatışıyor

Yerinden edilmiş Filistinlilerin barındığı çadırlar (AFP)
Yerinden edilmiş Filistinlilerin barındığı çadırlar (AFP)
TT

Netanyahu Hamas'ı silahsızlandırmaya kararlı

Yerinden edilmiş Filistinlilerin barındığı çadırlar (AFP)
Yerinden edilmiş Filistinlilerin barındığı çadırlar (AFP)

Hamas'ın Ramazan Bayramı öncesinde Mısır'ın ateşkes önerisini kabul ettiğini açıklamasından saatler sonra İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, hareket üzerindeki yoğun askeri baskıyı arttırma kararı aldığını duyurdu. Netanyahu sadece bu baskının Hamas'ı yok edebileceğini ve esirleri geri getirebileceğini vurguladı.

Netanyahu dünkü İsrail kabine toplantısında şunları söyledi: “Gazze Şeridi'ndeki askeri baskı etkili. Çünkü Hamas'ın askeri ve otoriter yeteneklerini kırıyor ve esirlerin serbest bırakılmasını sağlıyor.”

“Ateş altında müzakere ediyoruz, dolayısıyla bu etkili bir müzakere” diyen Netanyahu, ‘kimseden saklamadığı’ bir planla son aşama hakkında konuşmaya hazır olduğunu belirtti. Netanyahu, “Onlar (Hamas) silahlarını bırakacak ve liderlerinin Gazze Şeridi’nden ayrılmasına izin verilecek. Gazze Şeridi'nde kamu güvenliğini sağlayacağız. ABD Başkanı Donald Trump'ın gönüllü göç planının uygulanmasını sağlayacağız” ifadelerini kullandı.

Netanyahu, Gazze Şeridi'ndeki politikasını savunarak, ‘Hamas'ın propagandasının ve propaganda filmlerinde yanlış bir imaj yaratmak için yayınladıklarının bir yankısı’ olan yanlış iddialarla karşı karşıya olduğunu iddia etti.

İsrail medyası Hamas'ın kabul ettikleri ile İsrail'in istedikleri arasında uçurumlar olduğunu, İsrail'in karşı bir öneri sunduğunu ve Hamas'ın askeri baskı altında bunu kabul edebileceğine inandığını bildirdi.

Şarku'l Avsat'ın elde ettiği bilgiye göre İsrail, Mısır'ın teklifine karşı bir teklifle cevap verdi ve 5 değil en az 10 esirin serbest bırakılmasını ve 12-20 Nisan tarihleri arasına denk gelen Hamursuz Bayramı öncesinde ateşkes anlaşması yapılmasını talep etti.



Şara: Devlet, azınlıkları korumaya ve hangi taraftan olursa olsun tüm ihlalcileri sorumlu tutmaya kararlıdır

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (Arşiv – DPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (Arşiv – DPA)
TT

Şara: Devlet, azınlıkları korumaya ve hangi taraftan olursa olsun tüm ihlalcileri sorumlu tutmaya kararlıdır

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (Arşiv – DPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (Arşiv – DPA)

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, Dürzilerin çoğunlukta olduğu Süuveyda vilayetinde bir hafta içinde 700'den fazla kişinin ölümüne neden olan şiddet olaylarının ardından, devletin ülkedeki ‘azınlıkları koruma’ ve ‘hangi taraftan olursa olsun tüm ihlalcileri sorumlu tutma’ konusundaki kararlılığını yineledi. Eş-Şara bugün Suriyelilere hitaben yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Suriye devleti ülkedeki tüm azınlıkları ve mezhepleri korumaya kararlıdır ve hangi taraftan olursa olsun tüm ihlalcileri sorumlu tutmaya devam edecektir. Hiç kimse hesap vermekten kaçamayacak. İşlenen tüm suçları ve ihlalleri reddediyoruz... Adaletin sağlanmasının ve hukukun herkese uygulanmasının önemini vurguluyoruz.”

“Süveyda vilayetindeki son olaylar tehlikeli bir hal aldı” diyen Suriye Cumhurbaşkanı, “Suriye devleti durumu yatıştırmak için müdahale etmeseydi gruplar arasındaki şiddetli çatışmalar kontrolden çıkacaktı” ifadesini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Suriye resmi haber ajansı SANA’dan aktardığına göre eş-Şara bugün yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: “Suriye devleti zor duruma rağmen durumu sakinleştirmeyi başardı. Ancak İsrail'in müdahalesi, güneyin ve Şam'daki hükümet kurumlarının bariz bir şekilde bombalanması sonucunda ülkeyi istikrarını tehdit eden tehlikeli bir aşamaya itti. Bu olaylar sonucunda ABD’li ve Arap arabulucular durumu yatıştırmak amacıyla devreye girdiler.”

Eş-Şara sözlerini şöyle sürdürdü: “Devlet bazı bölgeleri terk ederken, Süveyda'daki silahlı gruplar Bedevilere ve ailelerine karşı intikam saldırıları düzenlemeye başladı. İnsan hakları ihlallerinin eşlik ettiği bu intikam saldırıları, diğer kabilelerin Suveyda'daki Bedeviler üzerindeki kuşatmayı kırmak için bölgeye akın etmesine neden oldu.”

Eş-Şara, “Devlet, Suriye'nin kurtuluşundan sonra Süveyda'nın yanında durdu ve onu desteklemeye hevesliydi. Ancak bazı kişiler şehri ve ulusal istikrardaki rolünü kötüye kullandı. İçerideki bazı tarafların Süveyda'yı uluslararası çatışmalarda dış destek aracı olarak kullanması Suriyelilerin çıkarlarına hizmet etmiyor, aksine krizi daha da kötüleştiriyor” dedi.

Suriye Cumhurbaşkanı, “İster Süveyda'nın içinden ister dışından olsun, işlenen tüm suçları ve ihlalleri reddediyor, adaleti sağlamanın ve hukuku uygulamanın önemini vurguluyoruz. Bu hassas noktada, aklın ve bilgeliğin sesinin galip gelmesine ve akıllı ve sağduyulu olanın önünün açılmasına ihtiyaç vardır. Gerçekler Suriye'nin bölünme, ayrılık ya da mezhepsel kışkırtma projeleri için bir deneme alanı olmadığını doğrulamaktadır” ifadelerini kullandı.

Eş-Şara, “Suriye devletinin gücü, halkının bütünlüğünden, bölgesel ve uluslararası ilişkilerinin gücünden ve ulusal çıkarlarının birbirine bağlılığından kaynaklanmaktadır” diyerek sözlerini noktaladı.