Analistler: Libya'da sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerinin durdurulması dikkatleri gerçek sorunlardan uzaklaştırıyor

Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe (UBH)
Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe (UBH)
TT

Analistler: Libya'da sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerinin durdurulması dikkatleri gerçek sorunlardan uzaklaştırıyor

Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe (UBH)
Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe (UBH)

AFP'ye konuşan analist ve insan hakları aktivistlerine göre, 10 yabancı sivil toplum kuruluşunun Libya'daki faaliyetlerinin askıya alınması, binlerce Afrikalı göçmene yönelik tutumun sertleştiğini gösteriyor. Ayrıca bu durum, her şeyden önce ülkenin batısındaki yetkililerin dikkatleri kendi sorunlarından uzaklaştırmasına ve ihlalleri örtbas etmesine olanak tanıyor.

Libya kıyılarından Avrupa'ya ulaşmaya çalışan bir tekne dolusu kaçak göçmen (Şarku’l Avsat)Libya kıyılarından Avrupa'ya ulaşmaya çalışan bir tekne dolusu kaçak göçmen (Şarku’l Avsat)

Libya İç Güvenlik Servisi çarşamba günü, aralarında Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), Norveç Mülteci Konseyi (NRC), Uluslararası Kurtarma Komitesi (IRC) ve Terre des Hommes'un da bulunduğu 10 insani yardım kuruluşunun ofislerinin kapatıldığını ve faaliyetlerinin askıya alındığını duyurdu. İç Güvenlik Servisi ayrıca, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ni (UNHCR) Libya'ya göçmen yerleştirme girişimlerinden dolayı suçladı.

Dikkatleri başka yöne çekme girişimi

Sadık Kamu Politikaları Enstitüsü uzmanı Enes el-Kamati, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından tanınan Abdulhamid Dibeybe hükümetinin ‘dikkatleri başarısızlıklarından başka yöne çekmek için düşmanlar yaratmaya ve temel hizmetleri sunmadaki yetersizliğini gizlemek için sivil toplum kuruluşlarını komplocu olarak göstermeye çalıştığını’ söyledi.

Trablus'ta bir gözaltı merkezindeki Afrikalı kaçak göçmenler (Şarku’l Avsat)Trablus'ta bir gözaltı merkezindeki Afrikalı kaçak göçmenler (Şarku’l Avsat)

Petrol zengini Libya, 2011 yılında Muammer Kaddafi'nin devrilmesinden bu yana istikrarsızlıkla boğuşuyor ve iki rakip kamp arasında bölünmüş durumda: Biri BM'nin siyasi arabuluculuk misyonunun bulunduğu Trablus'ta (batı), diğeri ise Mareşal Halife Hafter'in desteklediği Bingazi'de (doğu).

El-Kamati'ye göre diğer amaç ise ‘yeni bir göç dalgasından korkan Avrupa'yı Trablus yönetimini siyasi olarak finanse etmeye ve desteklemeye itmek’. İtalya kıyılarına sadece 300 kilometre uzaklıktaki Libya, komşu Tunus ile birlikte Sahra altı Afrika'dan düzensiz yollarla Avrupa'ya ulaşmaya çalışan göçmenlerin Kuzey Afrika'daki ana çıkış noktası.

Roma geçtiğimiz çarşamba günü, Cezayir, Tunus ve Libya'ya ulaşan 3 bin 300 Sahra altı göçmen için Uluslararası Göç Örgütü (IOM) öncülüğünde ‘gönüllü geri dönüş operasyonlarını’ finanse etmek üzere 20 milyon euro ayırdığını açıkladı.

Trablus'ta güvenlik güçleri tarafından yakalanan kaçak göçmenler (Sosyal medya)Trablus'ta güvenlik güçleri tarafından yakalanan kaçak göçmenler (Sosyal medya)

“İtalya gönüllü geri dönüşü finanse ettiğini, Libya ise egemenliğini savunduğunu iddia ediyor. Savunmasız göçmenler gözaltında ihlallere maruz kalıyor” diyen el-Kamati, göçmen kamplarını ‘insani yardım maskesi altında kitlesel bir sınır dışı merkezi’ olarak tanımladı.

Libya uzmanı Celal Harşavi ise sivil toplum kuruluşlarına karşı yürütülen kampanyayı daha geniş bir bağlamın parçası olarak görüyor. Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığı habere göre batı hükümetinin, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in 2023'ün başlarında ‘Sahra altı göçmen ordularının’ gelişini ve Tunus'un ‘demografisini değiştirme’ planını kınadığı konuşmasına benzer bir ‘şovenist ve çılgın duruş’ benimsediğini belirtiyor.

Harşavi, asıl nedenlerin başka yerlerde yattığını; Başbakan Dibeybe'nin özellikle ‘kamu fonlarına erişimde’ pek çok zorlukla karşı karşıya olduğunu’ ve ‘doğudaki Hafter ile pragmatik ilişkisinin kötü durumda olduğunu’ ifade etti.

Göçmenleri şeytanlaştırmak

Harşavi, bu uzlaşmazlık dinamiğinin ortasında Dibeybe hükümetinin ‘Sahra altı göçmenleri şeytanlaştırmaya ve sivil toplum kuruluşlarını kınamaya’ başvurduğunu, çünkü ‘Trablus'ta işleri kimin yürüttüğünü göstermek ve göç akışını engellemek için çalıştığı yanılsamasını yaratmak’ istediğini söylüyor.

Libyalı insan hakları aktivisti Husam el-Kamati ise ‘sivil toplum kuruluşlarına karşı yürütülen kampanyanın baskıcı silahlı grupların Trablus üzerindeki hakimiyetini sıkılaştırmayı amaçladığını’ düşünüyor. Dahası, bu güçlü silahlı gruplar sivil toplum kuruluşlarının etkisini sınırlandırarak ‘insan hakları ihlallerini belgelemelerini engelliyor’.

Ülkelerine sınır dışı edilmeden önce Trablus'ta bulunan göçmenler (AP)Ülkelerine sınır dışı edilmeden önce Trablus'ta bulunan göçmenler (AP)

BM ve Uluslararası Af Örgütü gibi sivil toplum örgütleri tarafından son aylarda yayınlanan çeşitli raporlarda muhaliflerin, gazetecilerin ve avukatların ‘keyfi olarak tutuklanmaları’ ve özellikle ülkenin güneydoğusunda toplu mezarların bulunmasıyla birlikte göçmenlere yönelik ihlaller kınandı. IOM’a göre insani yardım örgütleri de gıda güvensizliğinden mustarip bir ülkede daha savunmasız hale gelen Libyalı çalışanları ve göçmenler için endişelerini dile getirdiler.



Irak, Lübnan Cumhurbaşkanı'nın "Haşdi" söyleminden "rahatsız"

Halk Seferberlik Güçleri’nin (Haşdi Şabi) bir askeri tatbikatı (AP)
Halk Seferberlik Güçleri’nin (Haşdi Şabi) bir askeri tatbikatı (AP)
TT

Irak, Lübnan Cumhurbaşkanı'nın "Haşdi" söyleminden "rahatsız"

Halk Seferberlik Güçleri’nin (Haşdi Şabi) bir askeri tatbikatı (AP)
Halk Seferberlik Güçleri’nin (Haşdi Şabi) bir askeri tatbikatı (AP)

Irak, Lübnan Cumhurbaşkanı'nın Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) hakkında yaptığı açıklamalardan duyduğu rahatsızlığı dile getirerek “durumun iki ülke arasındaki kardeşlik ilişkilerini güçlendirecek şekilde düzeltilmesi” çağrısında bulundu.

Irak Dışişleri Bakanlığı dün Lübnan'ın Bağdat Büyükelçisi Ali el-Habhab'ı çağırarak Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın Haşdi Şabi hakkında yaptığı açıklamalardan duyduğu “memnuniyetsizliği” ifade etti.

Avn, basına yaptığı açıklamada, Lübnan'ın Irak'taki Haşdi Şabi deneyimini tekrarlayarak Hizbullah'ı Lübnan ordusu saflarına katmayacağını söylemiş ve silahların devletle sınırlandırılmasından söz etmişti.

Şarku’l Avsat’ın Irak Haber Ajansı’ndan aktardığına göre Irak Dışişleri Bakan Yardımcısı Muhammed Bahr’ül Ulum Lübnan Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarının olumlu olmadığını ve Irak'ın Lübnan'daki iç krize dahil olmaması gerektiğini söyledi.

Bahr’ül Ulum, “(Halk Seferberlik Güçleri) Irak askeri güvenlik sisteminin önemli bir parçasıdır” ifadelerini kullandı.

Resim  Lübnan'ın Bağdat Büyükelçisi Ali el-Habhab, Irak Dışişleri Bakanlığı genel merkezinde (hükümet medyası)

Irak Dışişleri Bakan Yardımcısı, “özellikle Irak'ın çeşitli durumlarda her zaman Lübnan'ın yanında yer alması nedeniyle, Iraklılar arasında hâkim olan bir rahatsızlık hali” olarak tanımladığı durumdan söz etti.

Bahr’ül Ulum, Lübnan Cumhurbaşkanı'nın bu açıklamayı iki ülke arasındaki kardeşlik ilişkilerini güçlendirecek ve her ülkenin mahremiyetine saygıyı teyit edecek şekilde düzeltmesini umduğunu ifade etti.

Lübnan Büyükelçisi ise Lübnan ve Irak arasındaki kardeşlik ilişkilerinin derinliğini teyit ederek, Irak Dışişleri Bakanlığı'nın tutumunu Lübnan Cumhurbaşkanı'na iletme ve ikili ilişkilerin korunması ve geliştirilmesi amacıyla yaşananların düzeltilmesi için çalışma sözü verdi. Büyükelçi, Lübnan'ın Arap kardeşleriyle birlikte Lübnan'ın yeniden inşasına katkıda bulunma konusunda Irak'ın rolüne güvendiğini belirtti.