Londra, Sudan'daki savaşı durdurmaya yönelik uluslararası konferansa ev sahipliği yapacak

İngiliz Dışişleri Bakanı David Lammy (AP)
İngiliz Dışişleri Bakanı David Lammy (AP)
TT

Londra, Sudan'daki savaşı durdurmaya yönelik uluslararası konferansa ev sahipliği yapacak

İngiliz Dışişleri Bakanı David Lammy (AP)
İngiliz Dışişleri Bakanı David Lammy (AP)

Savaşan tarafları ateşkese ve barış sürecine zorlayacak bir baskı koalisyonu oluşturmak amacıyla yaklaşık 20 ülkenin dışişleri bakanlarının ve birçok uluslararası kuruluşun katılımıyla Sudan krizini sona erdirmenin yollarını görüşmek üzere salı günü Londra'da üst düzey bir uluslararası konferans düzenlenecek.

Tarihi Lancaster House'da 15 Nisan'da düzenlenecek olan konferans, Birleşmiş Milletler raporlarına göre Sudan'ı dünyanın en kötü insani krizine dönüştüren iç savaşın patlak vermesinin ikinci yıldönümünde yapılacak. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Sudan’da nüfusun yarısı (yaklaşık 25 milyon kişi) gıda güvensizliği yaşarken, 11 milyondan fazla kişi de ülke içinde yerinden edilmiş durumda.

Tartışmalı dışlama

Alışılmadık bir hareketle, konferansın düzenleyicileri olan İngiltere, Almanya ve Fransa, “koşulların henüz doğrudan müzakereler için hazır olmadığını” savunarak, çatışmanın iki ana tarafının (Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri -HDK) temsilcilerini dışlamaya karar verdi. Bunun üzerine Sudan Dışişleri Bakanı Ali Yusuf, İngiliz mevkidaşı David Lamy'ye bir protesto mektubu göndererek, dışlanmanın “barış çabalarını baltaladığını” savundu. Yusuf ayrıca Çad ve Kenya gibi ülkelerin davet edilmesini de eleştirerek, bu ülkeleri çatışmanın “taraflı tarafları” olarak nitelendirdi.

asdefrt
Sudan Dışişleri Bakanı Ali Yusuf, hükümetinin Londra toplantısından dışlanmasını kınadı (SUNA)

Sivilleri Koruma Örgütü'nden Kate Ferguson, konferansta savaşan taraflara destek veren ülkelere baskı yaparak ateşkesi zorlayacak mekanizmaların müzakere edileceğini, ABD ve Avrupa'nın yardım kesintilerinin ardından daha da kötüleşen insani felaketin ele alınacağını ve BM'nin “açlığın bir silah olarak” kullanıldığına dair raporlarının ardından savaş suçları ve kasıtlı aç bırakma konusunun görüşüleceğini belirtti. İnsan hakları aktivistleri, katılımcıları sivillerin korunmasına odaklanmaya çağırırken, Sivilleri Koruma Örgütü'nden Kate Ferguson şunları söyledi: "Sudanlılar eş zamanlı üç felaketle karşı karşıya: "Savaş, mezhepsel şiddet ve kıtlık. Yardım örgütleri iletişimdeki aksaklıkların yardım ve bilgilendirme çalışmalarını engellediğine dikkat çekiyor.

Konferans, aylardır Sudan'daki krizi ele almaya yönelik ilk büyük diplomatik girişimi temsil ederken, sahada çatışmaların devam etmesi çıkmazı kırma kabiliyetine dair şüphe oluşturuyor.



Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
TT

Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)

Tevfik eş-Şenvah

Yemen’in meşru hükümeti ve Husiler, on yılı aşkın bir süredir Yemen'in başına bela olan yıkımın sorumlusu olarak birbirlerini suçlamaya devam ediyor. Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-Eryani dün yaptığı açıklamada, İran destekli Husilerin 2014 yılındaki darbeden bu yana ‘Yemen'in altyapısı ve ekonomisindeki yıkımın başlıca nedeni olmakla’ suçladı.

Aynı zamanda uluslararası meşruiyete sahip Yemen hükümetinin sözcüsü olan Eryani, Husilerin kurtarılmış bölgelerdeki hayati tesislere sistematik saldırılar düzenlediğini, örneğin 30 Aralık 2020 tarihinde Aden Uluslararası Havalimanı'na İran yapımı balistik füzelerle düzenledikleri saldırıda 25 kişinin öldüğünü, 110 kişinin de yaralandığını ve havalimanının altyapısının zarar gördüğünü söyledi. Husilerin 2022 yılında da Hadramut ve Şebva'daki petrol ihracat edilen limanlara yönelik saldırılarda bulunduklarını belirten Eryani, bunlar arasında insansız hava araçları (İHA) ve balistik füzeler kullanılarak ed-Debba ve Neşime limanlarına yönelik saldırıların da olduğunu ifade etti.

Yemenli Bakan, söz konusu saldırıların Husilerin iddia ettiği gibi Yemen'i ya da Gazze'yi savunmak için değil, Yemen'i yok etmeyi, halkını yoksullaştırmayı ve bölgenin güvenliğini baltalamayı amaçlayan İran gündemini uygulama stratejisinin bir parçası olduğunu söyledi.

Husilerin Kızıldeniz'deki uluslararası gemilere yönelik saldırıları da dâhil olmak üzere çeşitli maceraperestliklerinin, ABD ve İngiltere tarafından ‘Refahın Muhafızı Operasyonu’ kapsamında geçtiğimiz yıl ocak ayında başlayan askeri saldırılarını tetiklediğini söyleyen Eryani, bu saldırıların yıkımın birincil nedeni olmadığını, daha ziyade Husilerin saldırılarına karşı bir yanıt olduğunu vurguladı.

Öte yandan Husiler, Yemen halkının çektiği acılardan başta Yemen’in meşru hükümeti olmak üzere ABD ve müttefiklerinin sorumlu olduğunu söyledi. ABD merkezli haber kanalı NBC tarafından aktarılan Husilere bağlı medya organlarının haberlerine göre Husiler, 17 Mart 2025 tarihinde 53 kişinin ölümüne ve 98 kişinin yaralanmasına neden olan ABD’nin son saldırılarını ‘suç teşkil eden saldırganlık’ olarak nitelendirdi. Kızıldeniz’deki gemilere ve askeri hedeflere yönelik saldırılarının dış müdahaleye ve Gazze'ye uygulanan kuşatmaya karşı savunma amaçlı bir yanıt olduğunu vurgulayan Husiler, Filistinlilerle dayanışma içinde olduklarını açıkladılar.

Medyada yer alan haberlere göre Husilerin Kızıldeniz’de uluslararası gemilere yönelik saldırıları ülke içindeki popülariteleri ve saflarına savaşçı çekme hızını arttırdı. Uluslararası toplumu kendileriyle etkileşime girmeye zorladılar ve Yemen'in resmi hükümeti olarak tanınmamalarına rağmen popüler bir yankı uyandırdılar. Nüfuzları zayıf olmasına rağmen İsrail'e füze atmalarının ardındaki gizli amaçlarından biri de buydu.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan çevirdiği habere göre Yemen hükümeti, İran'ı, ‘Birleşmiş Milletler (BM) silah ambargosunu ihlal ederek Husileri İHA ve balistik füzeler gibi çeşitli silahlarla desteklemekle’ suçluyor. Buna karşın İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Genel Komutanı Hüseyin Selami, İran medyasına yaptığı açıklamada, Tahran'ın Husilerin kararlarını doğrudan kontrol ettiği iddialarını reddederek Husilerin kararlarını bağımsız bir şekilde aldıklarını vurguladı. Ancak Yemen hükümeti çevreleri İran'ın desteğinin Husilerin eylemlerinin ana kaynağı olduğunda ısrar ediyor.

Yemen hükümeti, ABD'nin hava saldırıları sonucunda Husilerin kontrolündeki limanlarda meydana gelen ağır kayıpların ardından ‘Husiler Yemen'e yıkım getiriyor’ etiketiyle (hashtag) bir sosyal medya kampanyası başlattı. Kampanyanın amacının ‘Husilerin suçlarını ifşa etmek ve ülke kaynaklarına verdikleri zararın boyutlarını ortaya koymak, altyapı ile ekonomik ve sivil tesislerin tahrip edilmesinden ve bunların savaş amacıyla kullanılmasından onları tamamen sorumlu tutmak’ olduğu belirtildi.

Husiler cuma günü, ABD'nin Yemen'in batısındaki Hudeyde ilinde bir petrol ihracatı limanına gece boyunca düzenlediği saldırılarda ölenlerin sayısının 80'e yükseldiğini ve bu sayının Washington'ın bir ay önce başlattığı yoğun hava saldırılarının en ölümcülü olduğunu açıkladılar.

Bu arada saldırılar şiddetlenmeye devam ederken, ABD ile İran arasındaki müzakereler Umman’ın başkenti Maskat'ın ardından Roma'da tüm hızıyla devam ediyor. Basında yer alan haberlerde, İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney’in Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman'la bölgedeki birçok karmaşık meseleyi görüşmek üzere bir araya gelmesinin ardından gerilimin azalacağına dair umutlar ifade edildi.