Lübnan Dışişleri Bakanı Şarku’l Avsat'a konuştu: Silahlar bırakılmadan yeniden yapılanma ve uluslararası yardım olmayacağı konusunda açıkça bilgilendirildik

Lübnan Dışişleri Bakanı Yusuf Recci, Suriye'deki kayıp şahıslar dosyasının kapatılması için çalışmaların sürdüğünü söyledi

Lübnan Dışişleri Bakanı Yusuf Recci (Şarku’l Avsat)
Lübnan Dışişleri Bakanı Yusuf Recci (Şarku’l Avsat)
TT

Lübnan Dışişleri Bakanı Şarku’l Avsat'a konuştu: Silahlar bırakılmadan yeniden yapılanma ve uluslararası yardım olmayacağı konusunda açıkça bilgilendirildik

Lübnan Dışişleri Bakanı Yusuf Recci (Şarku’l Avsat)
Lübnan Dışişleri Bakanı Yusuf Recci (Şarku’l Avsat)

Lübnan Dışişleri Bakanı Yusuf Recci, ülkesinin ‘Litani'nin kuzey ve güneyinde silahlar bırakılmadan yeniden yapılanma ve uluslararası yardım olmayacağı konusunda açıkça bilgilendirildiğini’ doğruladı. Recci, bu pozisyonu Lübnan'a ileten son kişinin geçen hafta sonu Beyrut'u ziyaret eden ve çok sayıda Lübnanlı yetkiliyle görüşen ABD Ortadoğu Özel Temsilci Yardımcısı Morgan Ortagus olduğunu belirtti.

Recci Şarku’l Avsat'a verdiği röportajda, Ortagus’un Lübnan'ın şu anda açık bir ‘penceresi’ olduğundan bahsettiğine dikkat çekerek şunları söyledi: “ABD yönetimi Lübnan'a topraklarını özgürleştirmesi, yeniden inşa etmesi ve ekonomisini geliştirmesi için yardım etmek istiyor. Ancak bunun karşılığında ister uluslararası, Arap, Körfez ve hatta Lübnanlıların talebi olan ekonomik reformlar açısından olsun, ister uluslararası toplumun Lübnan devletinin egemenliğini sadece Litani'nin güneyine değil, tüm Lübnan topraklarına yaymasını istediği silah münhasırlığı açısından olsun bizden istenen şeyler var. Bu husus Ortagus ve diğer uluslararası yetkililer tarafından bize açıkça iletildi. Zaten bu mesele Lübnan anayasasında da yer alıyor.”

Recci, “Ayrıca dünyada hiçbir ülke kendi kurumları dışında silahların varlığını kabul etmek zorunda değildir. Dolayısıyla bu uluslararası bir talep olduğu gibi aynı zamanda Lübnan'ın da bir talebidir. Biz bunu bakanlık açıklamasında ve yemin konuşmasında açıkça ifade ettik” şeklinde konuştu.

cdfvgh
Lübnan Dışişleri Bakanı Yusuf Recci (Şarku'l Avsat)

Recci, Ortagus'un silah münhasırlığının sağlanması için bir ‘zaman çizelgesinden’ söz ettiğini reddederek, ‘bunun mümkün olan en kısa sürede gerçekleşmesi gerektiğini’ söylediğini açıkladı. Bu alanda yapılanların iyi ama yetersiz olduğunu, daha büyük ve hızlı adımlar atılmasını istediklerini belirtti.

Recci, ‘silah münhasırlığına’ ulaşmak için benimsenecek mekanizma konusunda ise şunları söyledi: “Devletin kendi iç egemenliğini müzakere etmeyeceğini söyleyen genel bir ilke var. Dolayısıyla hükümetin net bir tutum sergilemesi gerekiyor. Biz de silahların devlet tarafından kısıtlanması için bir yol ve mekanizma bulacağız.”

Müzakere komiteleri

İsrail ile müzakere komiteleri konusuna da değinen Recci, “İsrailliler ve Amerikalılar işgal altındaki beş nokta, esirler ve ihtilaflı bölgeler konusunda müzakere etmek üzere üç komite kurulmasını talep ediyorlardı. Ancak biz onlara ilk iki hususta müzakere etmenin söz konusu olmadığını, müzakere edilecek bir şey olmadığını söyledik. Zira biz toprak işgal etmiyoruz ya da İsrailli esirleri tutmuyoruz. Bu nedenle İsrail'in beş noktadan derhal ve koşulsuz olarak çekilmesi ve mahkûmları müzakere etmeden serbest bırakması gerekiyor. Bizim kabul ettiğimiz şey, karmaşık bir teknik mesele olan sınırların belirlenmesinin müzakere edilmesidir. Yaklaşık iki hafta önce önerilen komitelerin sivil olacağına dair bir fikir vardı, ancak konu bir daha tartışılmadı ve Ortagus bunu en azından benimle gündeme getirmedi” ifadelerini kullandı.

Diplomatik eylem

“Bu alanda günlük çalışmalar yapılıyor” diyen Recci sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüm ülkeleri İsrail'e işgal ettiği Lübnan topraklarından çekilmesi için baskı yapmaya çağırıyoruz. Bu, Hizbullah'ın silahlarını elinde tutmak için sunduğu her türlü argümanı ya da gerekçeyi ortadan kaldırır ve topraklarını diplomasi yoluyla özgürleştirmekte ısrar eden ancak şu ana kadar İsraillilerin yanıt vermeyi ve güvenlik mülahazalarından bahsetmeyi reddettiği Lübnan devletinin konumunu güçlendirir. Devlet olarak askeri ve ekonomik güce sahip olsaydık diplomatik çalışmaların başarısı daha kesin ve hızlı olurdu, ancak her ikisinden de yoksunuz. Elimizdeki tek şey bu alanda bize yardımcı olacak ülkelerin dostluğu.”

Filistin silahları

Hizbullah'ın silahlarını geri çekmesi ile Filistinlilerin kamp içindeki ve dışındaki silahlarını geri çekmesi arasındaki bağlantıyı sorgulayan Recci, “Hizbullah'ın silahlarının geri çekilmesinin, geri kalanı şüphesiz teslim edilmesi gereken Filistin silahlarıyla ne ilgisi var? Peki Hizbullah'ın silahı Filistinlilerin silahına karşı koymak için mi orada? Durum böyle olmadığı sürece, bu alanda önceliklerle ilgili koşullar belirlememeliyiz. Bizim istediğimiz, Lübnan ordusunun, önümüzdeki tehditler ne olursa olsun, Lübnanlılar olarak bizi koruyan tek güç olmasıdır” dedi.

Mali reformlar

Recci, mali ve ekonomik reformlar konusunda ise şunları söyledi: “Başbakan Nevvaf Selam liderliğindeki hükümet harika, mükemmel ve hızlı bir iş çıkarıyor, ancak kriz derin ve iki haftada çözülemez. Uluslararası toplum bunu kabul ediyor, ancak reformların tam olarak uygulanması için zamanın ucu açık olmadığını ve aciliyet gerektirdiğini vurguluyor.”

ABD-İran müzakereleri

ABD-İran müzakereleri ve bunların Lübnan'ı nasıl etkileyeceği konusuna da değinen Recci, “Bu müzakerelerin nereye varacağı henüz belli değil. Bildiğimiz şey, nükleer program, balistik füzeler ve Hizbullah da dahil olmak üzere İran'ın vekil güçlerini içerdiği ve iki taraf arasında bir anlaşmaya varılamaması halinde tüm seçeneklerin masada olduğu” dedi.

Suriye ziyareti

Recci, Başbakan Nevvaf Selam'ın önümüzdeki hafta Suriye'ye yapacağı resmi ziyarete katılarak, çözülmemiş birden fazla dosyayı çözüme kavuşturmaya çalışacak. Suriye’deki yeni rejim konusunda iyimser olan Recci şu ifadeleri kullandı: “Önceki rejimden kesinlikle daha iyi. Bağımsızlıktan bu yana Suriye'deki hiçbir rejim Lübnan devletini bir varlık olarak tanıdığını, bağımsızlığını tanıdığını ve egemenliğine saygı duyduğunu açıkça söylemedi ama şimdi Suriyeli yetkililerden içişlerimize karışmayacaklarına dair sözler aldık.”

Yerlerinden edilenler dosyası

Recci'ye göre Selam, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile görüşmesinde, şu anda Lübnan için öncelikli olan Suriyelilerin yerinden edilmesi konusunu gündeme getirecek.

Recci sözlerine şöyle devam etti: “Lübnan, ülkedeki demografik dengeyi sarsan ve sosyal ve ekonomik tehdidin yanı sıra varoluşsal bir tehdit oluşturan yerinden edilmenin olumsuz yansımalarına daha fazla tahammül edemez. Uluslararası yetkililerle yaptığımız görüşmelerde talep ettiğimiz ve ısrarla vurguladığımız husus, uluslararası toplumun yeni bir yaklaşım benimsemesi ve böylece yerinden edilmiş kişilere Lübnan'da kaldıkları süre boyunca değil, ülkelerine döndüklerinde yardım sağlanmasıdır. Ayrıca, Suriye'de yeniden inşa sürecinin başlatılarak vatandaşların geri dönmesinin ve yaptırımların kademeli olarak kaldırılmasının önemini vurguluyoruz. Zira tüm bunların varlığı yerinden edilmiş kişileri geri dönmeye teşvik edecektir. Ayrıca Suriye'nin birçok bölge ve vilayetinde hayat normale dönmüştür, dolayısıyla geri dönüş konvoyları yarından önce hemen bugün başlamalıdır. Suriye'deki tartışma doğu sınırı dosyasını ve oradaki kayıp Lübnanlıların dosyasını da içerecek. Çünkü bu insanların akıbetini bilmek istiyoruz... Nasıl öldürüldüler, neredeler? İstediğimiz şey bu dosyayı sonsuza kadar kapatmak.”

Lübnan-Körfez ilişkileri

Recci sözlerini şu ifadelerle noktaladı: “Ne yazık ki son birkaç yıldır genel olarak Körfez ülkeleriyle, özel olarak da Suudi Arabistan ile ilişkilerimiz kötüydü. Doğrusunu söylemek gerekirse bunun sorumlusu Lübnan'dır, daha doğrusu Lübnan'da ülkeyi hiçbir dahli olmadığı bir anlaşmazlığın içine sokan bazı kişilerdir. Captagon ve silah ihraç edip, lanetleyip, sonra da yardım isteyemeyiz. Lübnan'ın resmi tutumu, Lübnan ile Körfez ülkeleri arasındaki mükemmel ilişkiler geleneğine uymuyordu. Bugün ilişkiler eski tarihi konumuna kavuşmaya başlamıştır. Bunun en büyük kanıtı da Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın davetlisi olarak Suudi Arabistan’a yaptığı ziyarettir. Ziyaretin kendisi ve Avn’ın gördüğü sıcak karşılama, ilişkilerde yeni bir sayfa açıldığının kanıtıdır. Bu durum aynı zamanda seçkin bir şekilde karşılanan Başbakan Nevvaf Selam'ın ziyareti için de geçerlidir. Veliaht Prens Muhammed bin Selman, gerekli ekonomik reformların tamamlanması ve silah münhasırlığının sağlanması koşuluyla ilişkilerin eskiden olduğu gibi devam edeceği sözünü verdi.”



Irak Başbakanı Sudani Erbil'de: Hassas bir dönemde sürpriz bir ziyaret

Sudani ve Barzani, 2023 yılının nisan ayında durdurulan IKBY’den petrol ihracatının yeniden başlatılmasını görüştü (AFP)
Sudani ve Barzani, 2023 yılının nisan ayında durdurulan IKBY’den petrol ihracatının yeniden başlatılmasını görüştü (AFP)
TT

Irak Başbakanı Sudani Erbil'de: Hassas bir dönemde sürpriz bir ziyaret

Sudani ve Barzani, 2023 yılının nisan ayında durdurulan IKBY’den petrol ihracatının yeniden başlatılmasını görüştü (AFP)
Sudani ve Barzani, 2023 yılının nisan ayında durdurulan IKBY’den petrol ihracatının yeniden başlatılmasını görüştü (AFP)

Cebbar Zeydan

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani siyasi, ekonomik ve güvenlik boyutları olan resmi bir ziyaret kapsamında Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) başkenti Erbil'e yaptığı ziyareti tamamladı. Sudani, Erbil’de toplantılar ve görüşmelerle geçen yoğun bir günün ardından başkent Bağdat'a hareket etti.

Sudani cumartesi sabahı Erbil Uluslararası Havalimanı'nda IKBY Başkanı Mesrur Barzani tarafından karşılandı. Ziyaret Bağdat ve Erbil arasında, özellikle de mevcut iç ve bölgesel sorunlar çerçevesinde, diyalogu ve anlayışı güçlendirmeyi amaçlayan bir dizi ziyaretin son halkası olarak gerçekleşti.

Diyalog masasındaki çetrefilli konular

Taraflar arasındaki görüşmede başta federal hükümet ile bölgesel hükümet arasındaki ilişkilerde en karmaşık konulardan birini teşkil eden petrol dosyası olmak üzere hassas dosyalar ele alındı. 2023 yılının nisan ayında askıya alınan IKBY’den petrol ihracatının yeniden başlatılması da ele alınan konular arasındaydı. Ayrıca IKBY’de faaliyet gösteren yabancı şirketlerin borçları ve üretim maliyetinin hesaplanmasından sorumlu teknik organ konusundaki anlaşmazlığa da değinildi.

6u7ı8
Sudani, başbakanlık görevini üstlenmesinden bu yana dördüncü kez Erbil’i ziyaret etti (Arşiv/AFP)

Toplantıda siyasi dosya da ihmal edilmedi. IKBY'de yeni hükümetin kurulması ve Irak'ta yıl sonunda yapılacak olan ve siyasi dengelerde önemli değişikliklere yol açabilecek kader niteliğindeki seçimler öncesinde Irak siyaset sahnesindeki gelişmeler ele alındı.

Öncelikler arasında anayasa ve güvenlik koordinasyonu yer aldı

Görüşme sırasında hem Sudani hem de Barzani, ihtilaflı konuların Irak anayasasına uygun olarak çözülmesi, servet dağılımında adaletin sağlanması ve vatandaşların haklarının korunması gerektiğini vurguladı. Ayrıca özellikle Peşmerge güçleri ve anayasanın tartışmalı bölgelere ilişkin 140’ıncı Maddesi konusunda ortak güvenlik koordinasyonunun sürdürülmesinin önemi konusunda mutabık kaldılar.

Sudani'nin öncesinde duyurusu yapılmamış olan sürpriz ziyareti, gözlemciler tarafından bölgesel gerginlikler ve İran-ABD görüşmelerinde Irak'ı doğrudan etkileyebilecek gelişmelerin yaşandığı hassas bir döneme denk gelmesi nedeniyle önemli bir adım olarak görüldü. Analistlere göre Sudani, bu ziyaretle farklı görüşler arasında köprü kurabilecek ve gerilimi tırmandırmaktan kaçınabilecek ulusal bir arabulucu olarak konumunu güçlendirmeyi amaçlıyor.

İyimser mesajlar

Öte yandan IKBY Hükümet Sözcüsü Peşava Hevramani yaptığı açıklamada Sudani'nin ziyaretinin ‘çok önemli’ olduğunu ve anlaşmazlık yaşanan konuların çözümüne yönelik gerçek bir istek olduğunu yansıttığını vurguladı. Hevramani, iki taraf arasındaki krizleri çözmenin tek yolunun diyalog olduğunun altını çizdi.

Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) üyesi Muhammed Zanekine ise Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin Erbil’e gerçekleştirdiği sürpriz ziyaretin ayrıntılarını açıkladı.

Zanekine basına yaptığı açıklamada “Ziyaret çok olumlu geçti ve özellikle yaklaşan seçimler ışığında önemli sonuçlar doğurabilir” dedi. Ayrıca Bağdat ve Erbil arasındaki koordinasyonun devam etmesinin önemini vurgulayan Zanekine, daha önce duyurulmamış olan bu ziyaretin, özellikle IKBY’den petrol ihracatının yeniden başlamasıyla ilgili olarak olumlu ve pratik adımlar atılmasını gerektiren gerginliklere ve birikimlere tanıklık eden bölge için çok hassas bir zamanda gerçekleştiğini belirtildi. Ziyaretin Kürt bölgesinin önemini ve iki taraf arasında koordinasyon ve pozisyonların birleştirilmesi ihtiyacını vurguladığını söyleyen Zanekine, Bağdat ve Erbil arasındaki doğrudan iş birliğine dikkati çekti. Zanekine ayrıca bu ziyaretin Irak'ı etkileyebilecek bölgesel ve uluslararası koşulların, özellikle de seçimlerden sonraki aşamayla ilgili olarak, ortaya çıktığı bir döneme denk geldiğini de sözlerine ekledi.

Zanekine, IKBY’den petrol ihracatının yeniden başlamasıyla ilgili olarak ise şunları söyledi:

“Sudani, IKBY Başkanı Mesrur Barzani'nin anlattığı IKBY petrolünün karşı karşıya olduğu sorunlar, ABD'nin bölgedeki tehditlerinin Irak'a yönelik tehlikeleri ve Irak'ın bu dosyada devletin genel politikasına yönelik tutumunu birleştirmesi gerektiği yönündeki görüşünü dinledi.”

Zanekine, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bağdat ve Erbil arasındaki ortak güvenlik konularının yanı sıra IKBY’nin genel bütçeden alacağı pay ve özellikle Peşmerge güçleri dosyası ve 140’ıncı Madde ile ilgili olarak iki taraf arasındaki birikmiş meseleler de ele alındı.”

Ziyaretin Irak için kritik bir zamanda gerçekleştiğini belirten Zanekine, bir sonraki aşamada yeni hükümetin kurulması ve Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ile KDP arasında uzlaşı sağlanmasının beklendiğini kaydetti.

Sudani'nin başbakan olduktan sonra dördüncü kez gerçekleştirdiği, zamanlama ve içerik açısından en hassas ziyaretlerden biri olduğu kesin olan Erbil ziyareti, sonuçlarının sahaya nasıl yansıyacağına bağlı olarak başbakan olarak buraya yaptığı son ziyaret olmayabilir.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Iraklı eski milletvekili Dana Ceza, Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin Erbil ziyaretini ‘önemli’ gelişme olarak nitelendirdi. Eski vekil, ziyaretin Irak içindeki bir meseleyle, yani ABD tarafından tehdit edilen Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) ve hükümetin kontrolü dışındaki silahlı gruplar meselesiyle ilgili önemli bir dönemde gerçekleştiğini’ söyledi.

Sudani'nin Erbil ziyaretinin ‘IKBY’nin ağırlığını gösteren önemli bir mesaj’ olduğunu vurgulayan Ceza, “IKBY ile Irak arasındaki ilişkiler bu aşamada çok yakın olmalı. Irak'a yönelik mevcut tehditler son derece ciddi” ifadelerini kullandı.

Diğer taraftan siyasi araştırmacı Halid el-Ardavi, Sudani’nin Erbil ziyaretinin; birincisi IKBY’den petrol ihracatı ve bu ihracata başlamak için engelleri aşma girişimiyle ilgili olarak ekonomik, ikincisi ise tüm siyasi güçlerin yaklaşan seçimlere erken hazırlanması ve özellikle Irak'ı yıl sonunda bekleyen ve siyasi dengelerde büyük bir değişikliğe yol açabilecek kritik seçimler nedeniyle her iki tarafın da daha fazla müttefik kazanma çabasıyla ilgili olarak siyasi olmak üzere iki yönü olduğunu düşünüyor.

Bu ziyaretin sonucunu ve hedeflerine ne ölçüde ulaştığını, önümüzdeki haftalarda ve aylarda ekonomi ve siyaset alanlarına yansıyacak sonuçlar belirleyecek.